TÜMER DİYOR Kİ:
Kazanan tebrik edilmeli...
2014 Belediye seçimleri çok renkli mi
geçti, ne dersiniz?
Renkli değil, küfürlü ve hakaret dolu
sözlerle geçti diyeceksiniz!
Nasıl geçerse geçsin, sağduyulu halkımız
gerekeni yaptı mı?
Yaptı…
Sandıkta aklanırım diyen Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, aklandı mı sizce?
Aklansın veya aklanmasın, karşısındaki
tüm muhalif güçlere karşı tek başına bir zafere daha imza attı mı atmadı mı?
İmzasını zafer kazanarak attı.
Haklı olarak sevinecek elbet.
Bu zaferdir.
AK Partiye oy verenlerin çoğu, “Benim
Başbakanım Müslüman, o’nun her yaptığı helaldir” diyerek oy vermedi mi, verdi.
17 Aralık süreci ile başlayan yolsuzluk
ve hırsızlık olayları, bırakın AK Parti milletvekillerini, halk tarafından AK
Parti etrafında kenetleşmeye sebep oldu mu, oldu.
Kadının birisi ne diyordu. “Başbakanım
kocanı boşa desin, boşarım” demedi mi? Dedi!
İçinden de; “keşke Başbakan benim kocam
olsun” diye geçirmiştir belki de.
Bu denli seveni olan, onun uğruna
kocasını bile boşamak isteyen birileri varken, nasıl baş edeceksin.
Başbakan “Camide bira içildi, başı kapalı
benim bacıma saldırdılar,” dedi mi, dedi.
İnternete düşen ses kayıtları,
görüntüler, sahte, uydurma, montaj dedi mi, dedi.
25 Mart’ta çok önemli bir belge
açıklanacak, Tayyip ülkeyi terk edecek, kaçacak, artık bu belge yayınlandığında
iktidar koltuğunda oturamaz diyenlere ne oldu? Ne belge yayınlandı, ne de
Başbakan koltuğunu bıraktı.
Devletin en üst merciindeki toplantı
dinlenmiş, konuşmalar internet ortamına düştü, ne oldu? Yayınlayanlar ve
dinleyenler vatan haini ilan edildi, Başbakan mağdur oldu, halk da üzüldü bu
duruma ve verdi oyunu AK Partiye.
Politikayı iyi bileceksin ve halkın
nabzına göre şerbeti vereceksin.
Senin halkın, okumaz, araştırmaz,
duyduğuna inanır. Müslüman insan yalan söylemez, hile yapmaz der, ona güvenir
ve itimat eder.
Başbakan, ne dedi Eskişehir miting
meydanında: “Ben çocuklarıma helal lokma yedirmedim” demedi mi, dedi.
Halk bunu dil sürçmesi kabul etti ve
Başbakanına sahip çıktı.
Bunca olaylara rağmen, gümbür gümbür
oyları alan AK Parti ile kim güreş tutabilir?
Bu şartlar da Muhalefetin başarılı
olabilmesi mümkün mü?
Mümkün değil.
Hele ki, Tiyatrocu Levent Kırca çıkarda
İstanbul Belediye Başkanı olmaya karar verirse, aldığı oylar boşa gider ve
düşmanı olduğu AK Partiye hizmet etmiş olur.
Büyük şehirlerde kazanabilme imkânı
olmayan partiler seçimi kazanma şansı olan partiye destek verseydi, tablo
değişmez miydi?
Bir türlü bunu
gerçekleştiremiyorlar.
Nedeni ise gerçekleri görememek ve benlik
duygusu.
Belediye seçimlerinde en önemli faktör,
halkın adayı benimsemesidir.
Belediye halka iyi hizmet götürdü ise, o
aday benimsenir.
Birde Partilerin il ve ilçe Başkanlarının
halkın nabzını tutabilmeleridir.
Halk ile yakın ilişkide olmayan ilçe
başkanları partisine oy kaybettirir.
Bu nedenle de kazanamazsınız.
CHP neden bu fırsatı değerlendiremedi?
CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, büyük bir
fırsat yakaladım sevdası ile Başbakan R.Tayyip Erdoğan’a hırsız, hırsız, hırsız
diyerek yüklendi.
Bu yanlış oldu bence.
Bizim halkımız mağdurun yanında yer alır.
Başbakan, yalnız muhalefet kanadı ile de
uğraşmadı.
Ucu Pensilvanya’da olan Gülen ve cemaati
ile de uğraştı.
Aslında arka planda yer alan birtakım
gizli güçler de rol oynamadı desek yalan olur.
Gizli güçlerle de uğraştı.
En gizli toplantının konuşmaları
kamuoyuna nasıl sızdı, düşünmek gerek.
Bu işler kolay kolay gerçekleşecek
olaylar değildir.
Kim ne derse desin, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan tek başına aldı bu oyları.
Bükemediğin bileği öpeceksin.
Tebrik etmek gerek.
İstediği başarıyı elde edemeyenler,
birçok bahane üretecekler.
Oylar çalındı, ışıklar söndürüldü, vs.
Bunlar doğru da olabilir, yanlışta.
Sandığın başında muhalefet partililerin
gözlemcileri yok muydu?
Her partinin sandıktaki görevlileri bu
gibi olaylara nasıl göz yumdular.
Eğer oy çalarak ve hile yaparak
başkasının hakkını yiyen Belediye Başkanı olursa, elbette o hak ederek Belediye
Başkanı olmuş demek değildir.
İspatlanırsa, yasa önünde cezasını
çekmelidir.
Bu gibi nahoş olaylar seçime gölge
düşürür.
Bundan sonrası önemli!
Seçim bitti, geçim derdi başladı.
Toplum kavga istemiyor.
Artık, halkımız ne Başbakanın ağzından ve
ne de muhalefet partisi başkanlarının ağzından, kötü söz çıkmasını istemiyor.
Halkı birbirine düşman etmenin kimseye
faydası olmaz.
Gerek Başbakan ve gerekse muhalefet, saldırı
politikaları uygulamamalı.
Ortalığı germemeliler.
Ülkenin çok önemli sorunları var, o
konulara eğilmeliler.
Ülkemizi kargaşaya, kavgaya ve bölmeye,
parçalamaya, ekonomiyi zayıflatmaya yönelik davranış ve tutumlardan
vazgeçmeliler.
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Ondan sonra Genel seçim geliyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nden kurtulmak
isterse halk, genel seçimlerde oyunu başka partiye verir.
İstemezse vermez.
Halkın iradesi her şeyin üstündedir.
Bugünkü yönetimden memnun olanlar
oylarını İktidar partisine verdi, olmayanlar vermedi.
Çoğunluk memnun olanlardan yana.
Yapacak ve söyleyecek söz yok.
CHP. Liderinin kürsüde oy isterken
söyledikleri sözler kimseyi etkilememiş demek ki!
Halk layık olduğu idare ile yönetilir.
Halk bu şekilde idare edilmek istiyor.
Kime ne?
Söylenecek söz kalmadı.
Tek söz yeni seçilen Belediye
Başkanlarına başarılar dilemek ve vatana millete hayırlara vesile olmasını,
arzu etmek.
Bizim de dileğimiz, yapılan Mahalli seçimlerin
herkese hayırlı olması.
Seçilen insanların ülkenin gelişmesi için gereken çabayı göstermesidir.
İnşallah halka iyi hizmet verirler.
Bizim temennimiz bu.
Siz ne diyorsunuz?
01.04.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder