24 Kasım 2014 Pazartesi

YAZIKLAR OLSUN ALAY KONUSU OLDUK!

TÜMER DİYOR Kİ:
YAZIKLAR OLSUN ALAY KONUSU OLDUK!
EVET, YAZIKLAR OLSUN DİYORUM. 
ÇÜNKÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN EN TEPESİNDEKİ KİŞİ SAYESİNDE ALAY KONUSU OLDUK VE OLUYORUZ.
Türk Milletinin bir ferdi olarak bunu içime sindiremiyorum. Üzülüyorum.
O benim,  Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde yaşayan 76 milyon insanın Cumhurbaşkanı.
Neden eller benim Cumhurbaşkanım ile alay etsinler. Edemezler, etmemeliler.
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ile TV.larda, basında, meclislerde söyledikleri sözlerle, davranışları ile alay etmek, o’nu küçümsemek,
Dalga geçmek Türk Milleti olarak bizlerin onur ve şerefini incitiyor.
Neden olsun?
Türkiye büyük bir devlettir. Dünya üzerinde önemli bir konumdadır.
Dünya’nın bize ihtiyacı vardır.
Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve kudretli bir lider tarafından kuruldu.
Maurice BAUMANT(Profesör) şöyle demiş: “Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti’nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk’ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.”
Osmanlının yok olduğu dönemde Samsun’dan doğan güneş, değil bizi, dünyayı aydınlattı.
Şimdi ise güneşin önünde kara bulutlar dolaşıyor ve aydınlığımız yok oluyor.
Buna üzülmemek mümkün mü?
Bütün dünya devletlerinin ve devlet başkanlarının övdüğü, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk için bakın neler söylenmiş:
“Denilebilir ki onsuz, İslam âlemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.” Kim demiş. Fransız Berthe Georges Gaulis.
Burada, Atatürk’e dil uzatanlara seslenmek istiyorum.
Siz, bugün dininizi rahat yaşayabiliyorsanız, Mustafa Kemal Atatürk’e borçlusunuz.
Elin Fransız’ı, İslam âlemi yolunu bulabilmek için elli yıl bekleyecekti, diyor. Belki de hiç bulamayacaktı.
İşte bugün İslam âleminde çıkan karışıklıklar belli. Müslümanlık adına yapılan çatışmalarda, Müslüman Müslüman’ı öldürüyor.
Yahudi ve emperyalist politikalarla İslam âlemi baş edemiyor.
Prof.Walter L.WRIHR Jr. (Alman) Atatürk hakkında ne demiş. “ O, kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.”
Peki, soruyorum sizlere. Böyle bir lider, dünyaca takdir edilirken, elbette bunun tersini yapan liderler alay konusu olmaz mı?
Elbette olacaktır.
Alın teri ile kazanılan parayı harcamak zordur. Kendi paranla saraylar yaptırmak, uçaklar almak o kadar kolay değildir.
Ancak, koskoca devletin bitmez tükenmez kaynaklarını kendi zevkin için harcamak ve kullanmak elbette kolaydır.
Halkın, sokaklarda, kanepelerde yattığı, işsizliğin ve açlığın, yoksulluğun arttığı bir dönemde AK SARAY’lar yaptırmak Dış Basın’da işte böyle alay konusu yapılır.
Buna şahsen ben üzülüyorum.
General Mc.ARTHUR “Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Demiştir Mustafa Kemal Atatürk için ve devamla, Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.”
Maalesef bugün Mustafa Kemalin dayanma ve güvenme olarak verdiği duyguyu, Türk Milletinin kaybettiğini his ediyorum.
“Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bugünkü Avrupa’nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orjinalidir.” Herbert Sideabotham (yazar)
Yazar Herbert’in son cümlesi bugün ki Cumhurbaşkanımıza da atıfta bulunuyor gibi. (Devlet adamlarının en orijinalidir.)
Buna ben de katılıyorum, valla hiç umurunda değil Tayyip Erdoğan’ın hakkında çıkan yazılar, resimler falan.
Ben değişik bir cumhurbaşkanıyım, sizlere söyledim. Ben başka ola cam, diğerlerine benzemeyeceğim, istediğim gibi rahat hareket edeceğim.
Beni halk istedi ve işte ben de buradayım. Sıkıysa indirin. Beni indirmeye kimsenin gücü yetmez, beni buraya halk getirdi halk indirir.
İşinize geliyorsa, diyor herhalde.
Eh, öyle veya böyle Türkiye Dünyanın gündeminden düşmüyor.
Hayırlısı diyelim.
İlk Cumhurbaşkanımız ile son Cumhurbaşkanımız arasında bırakın da biraz fark olsun.
O farkı da siz bulun artık.
Zekeriya Tümer. 24.11.2014

15 Kasım 2014 Cumartesi

TÜMER DİYOR Kİ: BÖL-PARÇALA VE YUT

TÜMER DİYOR Kİ!...
BÖL-
PARÇALA 
VE YUT...
Zekeriya TÜMER
Tarihin derinliklerine indiğimizde, Türk Devletleri’ni silah zoruyla yıkmaya ve yok etmeye kimsenin gücü kolay kolay yetmemiştir.
Osmanlı Devletinin yıkılışından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100. yılına yaklaşırken, yüzüncü yılını kutlamaması için
İçten ve dıştan gelen hain planlar ile parçalanmaya doğru gitmektedir.
Doğu illerimizde yaşayan Kürt soydaşlarımızı kışkırtan ve sözde haklarını korumaya çalışanların asıl amacı kendi çıkarlarıdır.
M.Şerif Fırat’ın Doğu İlleri ve Varto Tarihi adlı eserini okumanızı tavsiye ederim.
M.Şerif Fırat bu kitabında “Doğu Anadolu’da oturan, Türkçeye benzemeyen bir dil konuştukları için Kendilerini Türk’ten ayrı sayan;
bilgisizliğimiz yüzünden bizim de öyle sandığımız vatandaşlarımızın su katılmamış Türk olduklarını bir defa daha ispat etmektedir.
Hem de inkârına imkan bırakmayan ilmi deliller ile..
Dünya üzerinde "Kürt" diye adlandırılabilecek müstakil hüviyetli bir ırk yoktur.
 Kürtler, yalnız vatandaşımız değil, soydaşımızdır da...
Fakat asırlarca devam eden kötü idare ve ihmaller, onların da kapalı yaşama itiyatları maalesef bu neticeyi doğurmuştur.
Türk Milletini ve Türk Vatanını parçalayarak yok etmek sevdasında olanlar, bundan faydalanmanın peşinde koşuyorlar.
 Bütün Türk aydınları, şunu kesin olarak bilmelidirler ki,
"Kürtlük" tahriki düşman kaynaklardan fışkırmakta ve millî bütünlüğümüzü sarsarak bizi yıkmayı hedef tutmaktadır.
 Buna elbette müsaade etmemeliyiz. Çünkü Doğu illeri vatanımızın hem kapısı, hem kalesidir.
 Biz ihmal eder, gerçekleri bu öz kardeşlerimize götürmez, onları aydınlatmazsak düşman propagandası karşısında silâhsız ve müdafaasız kalırlar.
 Sonunda alçakça yapılan bu propagandaların tesiriyle ikiye bölünürüz.
Doğu illeri elimizden çıkarsa Orta ve Batı Anadolu'da tutunmamız kolay olmaz.
Bu dava, Türk Vatanı ve Türk Milletinin istikbali bakımından son derece mühim, son derece ciddidir.
Bütün Türk aydınlarının bu durum karşısında vazifelerinin ne olduğunu tayin etmeleri zamanı gelmiştir.
Bilhassa bu ve buna benzer aslı astarı olmayan propagandalara kanmış,
Aldanmış, neticede yollarını şaşırmış Doğu Türklerinin kendilerini aydınlığa çıkaracak bu kitabı dikkatle okumaları, can evine çekilip derin derin düşünmeleri lâzımdır. Bu takdirde hakikî ve doğru yolu bulacaklarına inanıyorum. 
Cemal GÜRSEL
Devlet Başkanı ve Başbakan
Evet kitabın ön sözünde Devlet Başkanı ve Başbakan Cemal Gürsel, kitabın dikkatle okunması ve gerçeklerin görülmesine dikkat çekmiştir.
Kitap yayınlanır yayınlanmaz kimse okumasın diye piyasadan toplattırılmış ve bir hafta sonra da M.Şerif Fırat bir bahane ile üvey babası tarafından öldürülmüştür.
Gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan kişiler derhal yok edilmişler ve edilmekteler de.
Ancak, yazılan eserler mutlaka zamanı gelince ortaya çıkmakta ve her ne olursa olsun, gerçekler öğrenilmektedir.
Bizleri, Kürt ve Türk diye ayırıma sokan kişilere karşı, bu kitabı okumakta yarar var.
Kürtler bizlerin bir parçasıdır ve ayrılmamız, birbirimize düşman olmamız mümkün değildir.
Bizleri düşman kardeş haline sokmak isteyenlere karşı uyanık olmamız gerek. Tuzaklara düşmemeliyiz.
Her ne olursa olsun, bölünüp, parçalanmamalıyız.
Yıllarca, Doğuda büyüyen çocuklar ve gençler şeyhler, dervişler ve şıhların nezaretinde Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olarak eğitilmişler
Ve yetiştirilmişlerdir. Burada suç kimde dir?
O Çocuklarda mı, yoksa onlara sahip çıkamayan bugüne kadar iktidar olan ve Devleti yöneten yöneticilerde mi?
Bu nedenle, gerçeği görerek hareket etmekte yarar vardır.
İnşallah artık herkes gerçeği görür ve bizlerde bölüp parçalanmayız.

8 Kasım 2014 Cumartesi

TÜMER DİYOR Kİ: ATAM UTANIYORUZ, SANA LAYIK OLAMADIK.

TÜMER DİYOR Kİ:
ATAM UTANIYORUZ, SANA LÂYIK OLAMADIK...
10 Kasım 1938 in üzerinden 76 yıl geçti.
2014 yılındayız.
Atam, Cumhuriyeti kurdun, laik ve demokrat bir Türkiye’yi bizlere emanet ettin. 
Atam, bıraktığın yerde değiliz şimdi, sana layık olamadık be Atam.
Bugünkü halimizi görsen, utanırdın ve yüzümüze tükürürdün Atam.
Vatan elden gidiyor, biz ise susuyoruz Atam.
Senin heykellerinin kafası koparılıyor, top yapıp oynanıyor, suratına çamur sıvanıyor, TV.ler de sana hakaretler ediliyor,
Bizler suskun ve üzgün, korkak bir vaziyette susuyoruz Atam.
Atam, dinci geçinen dinsizler çıktı ortaya, cahiller düştü peşlerine, cehaleti yok edemedik Atam.
Her günün sabahında, gamla, kederle uyandık Atam. Bugün hangi zamla karşılaşacağız diye bekledik.
Beklemekle geçti ömrümüz, çürüdük kederle gamla Atam.
Çıktı bir paralel yapı, soktu generalleri paşaları dama, çöktü askerimiz ordumuz,
Suskun ve üzgün seyrettik be Atam.
Yollar, metrolar, gökdelenler, hava alanları yapalım dedik, yolsuzluğu, rüşveti türettik,
Yandaşlar zengin oldu, bütçede para kalmadı, halkın cebi delindi, üzgün ve süzgün seyrettik Atam.
Hırsızlık, soysuzluk, yalan, dolan arttı, hesap soramadık ve soramıyoruz be Atam.
Devletin memurları ayrıştı, o benim memurum, yükselecek, bu senin memurun ezilecek düşüncesi yer etti,
Halk işini göremez oldu, Adalete güven duygusunu yitirdik Atam.
Kuruldu hayaller, verildi ümitler, bekledik ve aldatıldık gene de sustuk be Atam.
Teknoloji gelişti, dağlar delindi, yollar yapıldı, maden ocaklarımıza teknoloji girmedi ve çöktükçe çöktü,
Yıkıldıkça yıkıldı, göçüklerde genç madenciler hakkın rahmetine kavuştu, kader dedik, yazgı dedik, geride kalan çoluk çocuğu;
Açlığa yokluğa terk ettik, gene de seyrettik be Atam.
Açılım, maçılım, derken kaçalım diyeceğiz nerede ise, ülkemiz karıştı Atam.
Askerimiz, polisimiz, sivilimiz öldürülürken, onlar şehit oldu, şehitler ölmez, vatan bölünmez diye teselli
ederken kendi kendimizi, kandırdık,
Yanıldığımızı anladık, neredeyse vatan bölünecek, seyrediyoruz be Atam.
Hızımız yükseldi, kalkınıyoruz, gidiyoruz ileri derken, doldu ülkeme komşu milleti, açlık ve sefalet çoğaldı
şehirlerde,
Düştü herkes geçim derdine, vites arıza yaptı, geçmiyor ileri vitese.
Ama devletimizin parası çok be Atam.
Halk fakir olsun kimin umurunda, saraylar, köşkler, uçaklar, zırhlı araçlar devlet ricalinin emrinde Atam.
Atam sen korumasız gezerdin, halkın içerisine girer, vatandaşla dertleşirdin, şimdi 5 bin koruma ile geziliyor Atam.
Sen gittin gideli çilemiz bitmedi Atam.
Garip halkın bağrında güller açmadı.
Rüşvet yemeyenin kazancı kendisine yetmedi.
Çoluğumuza, çocuğumuza bir şey veremedik be Atam.
Geleceği gördün, yaptın ikazlarını, anlamadık, anlatamadık ve senin yolunda gidemedik Atam.
Özgürlüğü sundun,  çağdaş laikliğe vesile oldun, ibadet etmemizi sağladın, İstiklal Marşımızı
Yazdırdın, bütün sınırları kanınızla, canınızla çizdiniz, buna rağmen utanmayanlar çoğaldı be Atam.
Siz olmasaydınız ne Türklük kalırdı, ne Müslümanlık, Osmanlı teslim olmuş, İngilizler dört bir yanı sarmış, Yunan İzmir’e girmiş İtalyanlar, Fransızlar halkın ırzına geçerken, babalarının kim olacağını bilemeyecekti insanlar, buna rağmen gene de utanmıyorlar
Sana ve silah arkadaşlarına dil uzatıyorlar, bizler de seyrediyoruz be Atam.
Kırdın Sevr zincirini, Lozan belgesini imzaladın. Bu ülke Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu dedin, yaşatın ebediyete kadar,
 Birlik, beraberlik içerisinde yaşayın dedin, anlayamadık, anlayamıyoruz be Atam.
Yurtta barış, cihanda barış dedin. Tüm Dünya devletleri seni takdir ederken, seni takdir etmeyen cahil yobazlar çoğaldı be Atam.
Atam, gene de sen rahat uyu. Seni seven ve senin yolundan ayrılmayacak, fikir ve görüşlerini anlayan, milli ve dini duyguları tam bir kitle var.
Zamanı gelince onlar çağdaş, demokrat ve laik bir hükümeti oyları ile başa getireceklerdir.
Senin mekânın cennet bunu hissediyoruz, sen Allahın sevgili kullarındansın. 10 Kasım’da Müslüman Türk halkı sana ve silah arkadaşlarına
Ellerini göğe kaldırarak dualarını yapacaklardır.
Rahat uyu sen Atam, Rahat uyu.