AK SARAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AK SARAY etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ağustos 2015 Perşembe

2015 YILININ TEK ADAMI RECEP TAYYİP ERDOĞAN!...

TÜMER DİYOR Kİ:
2015 YILININ TEK ADAMI 
RECEP TAYYİP ERDOĞAN!...
Sevgili okurlar, 
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimlerinden bu yana, gelişen durumlar ve özellikle "her ne pahasına olursa olsun hükümeti kimseye kaptırmama" uğruna oynanan kirli oyunlar ve menfur hesaplar meydanda.
Gazeteler, Köşe yazarları, Televizyonlardaki yorumcular, değişik yorumlar ve yazıları ile bu konuları bütün ayrıntılarıyla işlemekte ve beklenen koalisyon hükümetinin 60 gündür kurulamamasının ve/veya (bize göre) kurulmamasının nedenleri konusunda yorumlar yapmaktadırlar.
Ortada bir gerçek var, o da aslında bellidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2015 yılının popülaritesi tavana vuran tek adamı...
7 Haziran seçimlerinden önce, meydanlara çıkıp ne demişti, halktan istediği ne idi? 400 milletvekili. Kime istedi? AKP’ye. Neden istedi? Anayasayı değiştirip Başkan olabilmek için.
Başta HDP olmak üzere, MHP ve CHP, buna karşılık ne yaptılar?
Recep Tayyip Erdoğan’ı Başkan yapmamak için meydanlarda veryansın ettiler.
7 Haziran seçimleri sonucunda da, millet Cumhurbaşkanının Başkan olmasını ve AKP nin de tek başına Hükümet’i kurmasını istemedi.
Biz daha önceki yazılarımızda;( Cumhurbaşkanı’nın seçim atmosferinde Anayasa’yı falan tanımazken, seçimden sonra Anayasa’ya sığınacağını ve yetkilerini sonuna kadar kullanacağını ) yazmıştık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyaseti çok iyi bilen ve istediği gibi kullanan biri. Halk 400 milletvekilini AKP ye vermese de, o elindeki yetkilerle 2015 yılının tek adamı olduğunu ispatlıyor.
Nasıl mı? Olaylar meydanda. Hem AKP yi ve hem de muhalefet partilerini istediği şekilde oyalıyor ve de yönlendiriyor. Seçimden hemen sonra Deniz Baykal ile görüşerek, Meclis Başkanlığının AKP ye verilmesini sağladı. Çünkü bu çok önemliydi.
Sadece siyasileri yönlendirmiyor,  Silahlı kuvvetlerini, Emniyet teşkilatını, MİT Müsteşarlığını, yani kısaca devletin tüm kurumlarına hükmediyor ve istediği şekilde yönlendiriyor. AK Saray’a istediği kişileri alıyor ve istediği ücreti veriyor. Örtülü ödenek ve devletin kaynakları emrinde. Maddi sıkıntı diye bir şey söz konusu değil.
Amaç belli. Güç ve yetki ben de, ben tek kişiyim, hepinizin lideriyim, ya benim dediğim olur, ya da sizi cezalandırırım.
İstediği zaman da bunu yapabilme gücüne de sahip değil mi?
Siz muhalefet partileri siz, bu kadar gücü olan kişiden kalkıp hesap sormaya kalkabilir misiniz?
Soramazsınız? Sorma fırsatını da yakalayamazsınız?
Nedeni ise bir araya gelemiyorsunuz. Mutlaka aranızda fikir ayrılığı baş gösteriyor.
Meydanlarda söyledikleriniz ile T.B.M.M’ de yaptıklarınız ortada. Meclis olağanüstü toplanıyor, amaç belli. Terör için inceleme komisyonu kurulması önerisini bile kabul etmiyorsunuz. 
Ne yapmak isteniyor, anlamak mümkün değil.
Tek C.H.P. tüm olumlu davranışını sergiliyor. Ancak, yayınladığı 14 ilke de belli. Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan C.H.P.ye yol vermez.
H.D.P. ise Kandilin emrinden çıkamadıktan sonra Türkiye Partisi olamaz.
M.H.P. ise sert tutumu ve Cumhurbaşkanından hesap sorulmasını istemesi, Cumhurbaşkanının hiçbir şeye karışmaması ve sarayında değil Çankaya Köşküne taşınmasını istemesinden dolayı, AKP ile koalisyon Hükümetini kurması mümkün değildir. Gerçi MHP geçmişte de olduğu gibi AKP nin zorda kaldığı anda, imdadına yetişiyor. Dışarıdan da gereken desteği verebilir.
Zaten 2015 yılının tek adamı Recep Tayyip Erdoğan, Koalisyon hükümeti falan kurulmasını istemiyor ki, neden istesin?  Gücünü neden kaybetsin?
Açılım süreci hikâyesi ile Kürt vatandaşlardan oy alırım derken, oylar HDP ye gitti ve AKP’ nin tek başına hükümeti kurabilme imkânı ortadan kalktı.
Ülke de yer yer teröristler olay yaratıyorlardı, ama bu kadar değildi. Bir anda teröristler nasıl faaliyete geçti? Urfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD’e gönül vermiş canlı bombanın 32 gencimizin ölümüne sebebiyet vermesinin ardından, her gün birkaç şehit vermemiz ve olayların gittikçe artmasındaki amaç ne?
IŞİD’le ortaya çıkan Terör hareketi PKK ile zirveye doğru tırmanmaya başladı. Büyük şehirlerimizin içlerine sızmış ve örgütlenmiş teröristler son derece tehlikelidirler. Sınır ötesini bombalamak suretiyle Teröristleri yok etmek mümkün değil. Şehirlerimizde, mahallelere yerleşenleri nasıl yok edeceksiniz. Bu çok daha önemli. Bombalar, silahlar nereden geliyor, paraları nasıl ve nereden buluyorlar? Bu kaynakları bulup, yolları kesmek gerek.
Bunlarla baş edebilecek güçlü bir hükümet ve devlet yapısı lazım değil mi?
Daha önce analar ağlamasın denirken, aniden anaların yürecikleri sızım sızım sızlamaya başladı. Nedeni ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği Başkanlığın elden kaçması?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek amacı var. 17-25 Aralık hesabının sorulmaması, gücünün daha da artması ve Başkan olarak ülkeyi istediği gibi idare etmesidir.
Gerçi şu an istediği hâkimiyeti kurmuş vaziyette. AKP üzerinde mutlak hâkim. Zavallı Başbakan Ahmet Davutoğlu istediği kararları alamıyor. Çok önemli kurumlar kendine bağlı. Valiler, Kaymakamlar, Ordu, Emniyet Güçleri, Yargı devlet kurumları, Başbakan ve Bakanlar, Bürokratlar,  Cumhurbaşkanının dediğinden dışarı çıkabiliyorlar mı?
İçeride de olsa dışarıda da olsa, söylediği sözler ve verdiği demeçler ile gündemi tayin ediyor ve değiştiriyor.
Çin’de iken üç kelime etti; “İslam, İslam, İslam” dedi. Yetti.
Bırakın resmi kurumları, özel kurumlar bile Cumhurbaşkanının paralelinde hareket ediyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi bu durumda 2015 yılının tek adamı değil midir?
Ancak önemli bir gerçek var, bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dâhil siyasilerin çoğu göremiyor.
Halk bir yere kadar sabreder. 7 Haziran seçimleri bir ikazdı. Yeni yapılacak erken seçimde kesinlikle AKP’si daha da oy kaybedecek, bugünkü Meclis aritmetiği çok fazla değişmeyecektir.
Nedeni ise, millet oynanan siyasi oyunların farkında.
Kürt halkı da Türk halkı da sandığa gittiklerinde gereken dersi vereceklerdir.
Ne yazık ki, bu kargaşa ortamında olan garip vatandaşa ve ülkemiz ekonomisine olacaktır.
PKK ve IŞİD ülke genelinde terör olaylarına devam edecekler ve çok ananın yüreği yanacaktır.
Ateş düştüğü yeri yakar ve bu acılar unutulmaz.
Devletin gücü vardır. Devlet istediği takdirde karşısındaki teröristleri içeride de dışarıda da sindirir.
Önemli olan, siyasilerin emniyet güçlerimizin çalışmalarına dur dememesi.
Ekonominin çöktüğü, işsizliğin arttığı, halkın gittikçe fakirleştiği, canının ve malının garanti altında olmadığı bir ortamda, bazı siyasilerimizin ve ülkeyi yönetenlerin, kendi istikballeri uğruna ve kendi menfaatlerini düşünerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderi ile oynamaya hakkı yoktur.
Ülkemiz kargaşa ortamından çıkmalı ve istikrarlı bir hükümet ile idare edilmelidir.
Erken seçimin kimseye faydası olmayacaktır. Bu gerçeği herkesin görmesi gerek.
Zekeriya TÜMER
05.08.2015
Ulusalhaber@hotmail.com

24 Kasım 2014 Pazartesi

YAZIKLAR OLSUN ALAY KONUSU OLDUK!

TÜMER DİYOR Kİ:
YAZIKLAR OLSUN ALAY KONUSU OLDUK!
EVET, YAZIKLAR OLSUN DİYORUM. 
ÇÜNKÜ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN EN TEPESİNDEKİ KİŞİ SAYESİNDE ALAY KONUSU OLDUK VE OLUYORUZ.
Türk Milletinin bir ferdi olarak bunu içime sindiremiyorum. Üzülüyorum.
O benim,  Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde yaşayan 76 milyon insanın Cumhurbaşkanı.
Neden eller benim Cumhurbaşkanım ile alay etsinler. Edemezler, etmemeliler.
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ile TV.larda, basında, meclislerde söyledikleri sözlerle, davranışları ile alay etmek, o’nu küçümsemek,
Dalga geçmek Türk Milleti olarak bizlerin onur ve şerefini incitiyor.
Neden olsun?
Türkiye büyük bir devlettir. Dünya üzerinde önemli bir konumdadır.
Dünya’nın bize ihtiyacı vardır.
Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve kudretli bir lider tarafından kuruldu.
Maurice BAUMANT(Profesör) şöyle demiş: “Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti’nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk’ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.”
Osmanlının yok olduğu dönemde Samsun’dan doğan güneş, değil bizi, dünyayı aydınlattı.
Şimdi ise güneşin önünde kara bulutlar dolaşıyor ve aydınlığımız yok oluyor.
Buna üzülmemek mümkün mü?
Bütün dünya devletlerinin ve devlet başkanlarının övdüğü, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk için bakın neler söylenmiş:
“Denilebilir ki onsuz, İslam âlemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.” Kim demiş. Fransız Berthe Georges Gaulis.
Burada, Atatürk’e dil uzatanlara seslenmek istiyorum.
Siz, bugün dininizi rahat yaşayabiliyorsanız, Mustafa Kemal Atatürk’e borçlusunuz.
Elin Fransız’ı, İslam âlemi yolunu bulabilmek için elli yıl bekleyecekti, diyor. Belki de hiç bulamayacaktı.
İşte bugün İslam âleminde çıkan karışıklıklar belli. Müslümanlık adına yapılan çatışmalarda, Müslüman Müslüman’ı öldürüyor.
Yahudi ve emperyalist politikalarla İslam âlemi baş edemiyor.
Prof.Walter L.WRIHR Jr. (Alman) Atatürk hakkında ne demiş. “ O, kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.”
Peki, soruyorum sizlere. Böyle bir lider, dünyaca takdir edilirken, elbette bunun tersini yapan liderler alay konusu olmaz mı?
Elbette olacaktır.
Alın teri ile kazanılan parayı harcamak zordur. Kendi paranla saraylar yaptırmak, uçaklar almak o kadar kolay değildir.
Ancak, koskoca devletin bitmez tükenmez kaynaklarını kendi zevkin için harcamak ve kullanmak elbette kolaydır.
Halkın, sokaklarda, kanepelerde yattığı, işsizliğin ve açlığın, yoksulluğun arttığı bir dönemde AK SARAY’lar yaptırmak Dış Basın’da işte böyle alay konusu yapılır.
Buna şahsen ben üzülüyorum.
General Mc.ARTHUR “Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Demiştir Mustafa Kemal Atatürk için ve devamla, Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.”
Maalesef bugün Mustafa Kemalin dayanma ve güvenme olarak verdiği duyguyu, Türk Milletinin kaybettiğini his ediyorum.
“Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bugünkü Avrupa’nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orjinalidir.” Herbert Sideabotham (yazar)
Yazar Herbert’in son cümlesi bugün ki Cumhurbaşkanımıza da atıfta bulunuyor gibi. (Devlet adamlarının en orijinalidir.)
Buna ben de katılıyorum, valla hiç umurunda değil Tayyip Erdoğan’ın hakkında çıkan yazılar, resimler falan.
Ben değişik bir cumhurbaşkanıyım, sizlere söyledim. Ben başka ola cam, diğerlerine benzemeyeceğim, istediğim gibi rahat hareket edeceğim.
Beni halk istedi ve işte ben de buradayım. Sıkıysa indirin. Beni indirmeye kimsenin gücü yetmez, beni buraya halk getirdi halk indirir.
İşinize geliyorsa, diyor herhalde.
Eh, öyle veya böyle Türkiye Dünyanın gündeminden düşmüyor.
Hayırlısı diyelim.
İlk Cumhurbaşkanımız ile son Cumhurbaşkanımız arasında bırakın da biraz fark olsun.
O farkı da siz bulun artık.
Zekeriya Tümer. 24.11.2014