11 Haziran 2016 Cumartesi

TÜMER DİYOR Kİ: "NE TERÖR BİTER, NE DE AKP [ (Adalet (?) ve Kalkınma (?) Partisi (!) ] GİDER…" Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
NE TERÖR BİTER
NE DE AK PARTİ GİDER…
Sevgili okurlar, ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutlar yok olmadıkça, ne terör biter, ne de Ak Parti gider.
Kara bulutların dağılabilmesi için çok kuvvetli rüzgâr lazım. Bu rüzgâr ise esmiyor, esmesi mümkün değil.
Baksanıza, Bahçeli, iktidar koltuğunu bırakmamak için elinden geleni yapıyor. CHP ise içindeki kaynamayı durduramıyor. HDP ne yapacağını şaşırmış vaziyette. Dokunulmazlıklar kaldırıldı. İç siyaset karmakarışık. Dışarıdan gelen baskılar devam etmekte.
Başkanlık sevdası yüzünden her türlü oyunlar oynanmakta.
PKK’yı ezen Askerimiz ve Polisimiz her gün şehit vermeye de devam etmekte. 
Şehirlerimizin göbeğinde patlayan bombalar masum sivil halkımızı, çocuk, genç, hamile, yaşlı demeden öldürmekte.
Ülkemizde bunca sorunlar varken, devlet büyüklerimizin dış seyahatleri de hiç bitmiyor. Bahane çok. Nasıl olsa masraflar devletten. Vatandaş versin vergisini, biz de bedava yandaşlarımızı da alalım yanımıza, cenaze’lere, uzak ülkelere, gidelim ve Türkiye’nin kasvetli havasından, birkaç günde olsa uzaklaşalım deniliyor herhalde.
Emperyalist güçler, başta Amerika olmak üzere, her türlü planlarını yapmışlar ve orta doğuyu şekillendirmeye de başladılar bile.
Yargı bağımsızlığını yitirmekte siyasallaşmakta…
Vatandaş kime, nasıl güven duyacak şaşırmış vaziyette.
Ramazan geldi hoş geldi. Ama baklava tepsisi boş geldi. Baklava tepsisi boş olabilir, ancak, kurulan Ramazan Çadırlarında zengin fakir gözetilmeden bedava yemekler dağıtılmakta. Başkanlığa geçmek için gereken propagandalar da yapılmakta. Aç çocuklar da yemek yemeye geldiklerinde, görevliler onları, “siz oruç tutmuyorsunuz” diye sopa ile uzaklaştırmakta.
Bazı polislerimizde, terör belası yüzünden yaralanan yakınlarının durumu öğrenmek için hastaneye giden gençlerimizi, neden sigara içiyorsunuz bu mübarek günde, diyerek karakola terörist muamelesi yaparak götürmekte. Doğuda ise ezan okunduğunda, sokaklardaki insanları baskı ile camide namazlarını kılmaya zorladıkları söylenmekte.
Şeyhler, dervişler, müritler, çoğalmakta, Din elden gidiyor propagandası artarken, bademle meler devam etmekte.,
Mustafa Kemal’in askerleri artarken, diğer taraftan da CHP ve Kemalistler dinsizlikle suçlanmakta, oruç tutmayanlar tespit edilmekte.
Atatürk “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.” Demiştir de, bu millet bilim ve akıldan uzaklaştıkça uzaklaşmış ve  ne idüğü belirsiz tarikat şeyhlerinin müridi olma yolunu seçmiştir.
Bakın 1923 de büyük Önder Mustafa Kemal ne söylemiş: “Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azami derecede faydalanabilmek için de, bütün yaratıklardan esirgediği zekayı, aklı insanlara vermiştir.” En önemlisi de, ALLAH Dünyanın en güzel yerinde olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bulunduğu Anadolu toprakları üzerinde yaşayan herkesin,   huzur ve sükun içinde yaşamalarını istemiştir.
Nerede kaldı huzur ve mutluluk?
İnatla bulundukları koltukları bırakmamaya çalışan siyasi iradelerin emrinde halk ne yapacağını şaşırmış vaziyette beklemekte.
Sus, duyma, görme, yazma, konuşma. Kes sesini, ye bir lokma ekmeğini şükret Allah’ına.
Belanı arama. Başına gelmedik kalmaz yoksa.
Cesaretli ve kararlı olan kendini ezdirmez, haksızlıklar karşısında söyleyeceğini söyler. Cesareti ve istenilen gücü olmayan kişi ise ezilmeye ve bir lokma ekmeğe razı olur, kaderim buymuş der ve oturduğu yerde oturur.
Sevgili okurlar, artık evinizden sabahleyin çıkarken, akşama eve sağ salim dönüp dönemeyeceğiniz belli olmadığından herkes çoluk çocuk birbirinizle helalleşin.
Ne PKK terörü biter, ne de AKP Hükümeti iktidardan gider. 
Bunu da unutun ve alışın artık.
Nedeni ise, belli!
Mübarek  Ramazan ayında gene biz eski alışkanlıklarımıza devam edelim ve bol bol, ülkemize huzur ve mutluluk getirmesi için ellerimizi açalım Allah’a dua edelim.
Tek tesellimiz bu! Desem de, bu değil ey millet, gaflet, delalet ve hıyanet içersinde olan bu ülke geçmişte nasıl silkindi ise, gene silkinmeli ve gerçekleri görebilmelidir.
Tek kurtuluş yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği yoldur.
11.06.2016
Zekeriya Tümer.

3 Haziran 2016 Cuma

DEUTSCHLAND –DEUTSCHLAND SENİ ARTIK SEVMİYORUZ Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
DEUTSCHLAND, DEUTSCHLAND
SENİ ARTIK SEVMİYORUZ
Zekeriya TÜMER
Yıllardır Almanları dost bilirdi bu ülke. Ne dostu, bizim en büyük düşmanımızdı da kimsenin bildiği yoktu.
Utanmadan, sıkılmadan, kendi tarihini görmeden, ülkesindeki Yahudileri fabrikalarda sabun yaptığını unutan Almanya, Ermeni Soykırımını kabul eden tasarıyı Parlamentosunda onaylıyor.
Adolf Hitler’in birçok Yahudi’yi ve azınlıkları katlettiğini ne çabuk unuttun Almanya?
Kadın erkek binlerce kişiyi diri diri fırınlarda yakıp küllerinden sabun yapıldığı, kadınların  ayrı , erkeklerin ayrı ayrı yakıldığı, kadınların vücutları daha yağlı olduğu için onların küllerinden sabun yapıldığını, gaz odalarında insanları öldürdüğünüzü, siz unutabilirsiniz, ama dünya unutmamıştır. 
Hele ki, Yahudi toplumu hiç unutmamıştır.
Polonya'da bir enstitü tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçları, Alman Nazilerin savaş sırasında, sınırlı sayıda olmakla birlikte gerçekten sabun üretmek için insan bedenini kullandığını ortaya koydu.
Polonya'daki IPN enstitüsünün bugün açıkladığı inceleme, kriminal değerlendirme, analiz ve araştırma sonuçları, Nazilerin, Profesör Rudolf Spanner tarafından yönetilen Dantzig Tıp Akademisi Anatomi Enstitüsünde insan bedeninden alınan bazı maddelerle sabun yaptıklarına hiç kuşku olmadığını gösteriyor. (Hürriyet 6 Ekim 2006)
Sen kendine bak, Türk milletine iftira atmaya kalkma. Altında ezileceksin. Çok pişman olacaksın. Ülkene emekleri ile en fazla hizmet edenler Türklerdir.
Üstelik senin ülkende o kadar çok Türk tohumu var ki, bir gün gelecek Almanya Türk nüfusunun altında ezilecektir. Sen ne kadar Türk milletini orada asimile etmeye çalışsan da Türk kanı mutlaka zamanı gelince meydana çıkacaktır.
Yanlış yaptın DEUTSCHLAND yanlış.
Diyeceksin ki, senin kanından olan Alman Parlamentosundaki  Türk kökenli  Milletvekili Cem Özdemir Ermeni Soykırımını savundu. Yahu o zaten Türk değil, Ermeni rozeti takmış, alçaklığını belli etmiş. Türk kanı taşısa bunu yapmazdı, o satılmış Ermeni tohumu demek ki?
1915 de hiçbir zaman Ermeni Soykırımı olmamıştır.
Türk milleti kadar asil ve yardımsever millet yoktur. Ermenilerin Anadolu’nun işgalinde Türkleri nasıl arkadan hançerledikleri belgelerle kanıtlanmıştır.
Burhan Kuzu, twitir hesabında ilk defa güzel bir laf etmiş. “Soykırım kararına imza atanlar bu ülkeye bir daha ayak basmasınlar” demiş.
Eyyy Almanya’daki Türk kökenli olduklarını söyleyen ve Ermeni Soykırımına imza atan hainler, bu ülkeye sakın adımınızı atmayın, bu halk sizi tükürüğü ile boğar. Almanya’daki Türkler’de bunu yapacaklardır. İşiniz zor. Çok pişman olacaksınız çoook.
Sevgili okurlar; Osmanlı Osmanlı diye heveslenen AKP yanlılarına şunu hatırlatmak istiyorum. Kurtuluş savaşımız başladığında Osmanlı ordusunda görevli komutanlar kimlerdi?
Ordu Komutanı- Liman Von Sanders Paşa. Hemde Allahın gavuruna paşa rütbesi verilmiş.
İstihkam  Komutanı- Erich Paul Weber Paşa.
İstihbarat Komutanı- Perrinet von Thauvenay Paşa.
Donanma Komutanı-Wilhelm Anton Souchon Paşa,
Genelkurmay 2. Başkanı- Bronsart von Senhellendorf Paşa,
Boğazlar Komutanı- Guido von Usedom Paşa,
Tahkimat Komutanı-Johannes Merten Paşa,
Ordu Baş Müfettişi-Bischof
Lojistik Komutanı - Schlee
Tümen Komutanları-Heuck-Nikolai-Sodenstern-Kannengiesser
100 sene önce Milletin kaderini yabancı askerlere teslim eden Türkiye Cumhuriyetini kuran Atatürk ve silah arkadaşları değildi. Bu yabancı askerleri Osmanlı Devletinin Ordusunda “Paşa rütbesi ile görevlendirenler kimdi acaba”
(Yılmaz Özdil’in tespitleri bunlar.)
İşte, Osmanlı ordusunu idare eden bu yabancıların Ermenilere yardımcı olmadıkları ne malum!
Kesinlikle olmuşlardır.
İnanın, bugün Almanya’nın bu tasarıyı Parlamentodan geçirmesi cesareti, şu an Türkiye’de hükümetin ve ordunun güçsüzlüğünden kaynaklanmaktadır. 
Ne var ki, şunu unutuyorlar. Türk milleti hiçbir zaman gücünü kaybetmez. Umulmadık anda, gücünü öyle bir gösterir ki, bütün dünya şaşırır kalır.
Bugünden tezi yok, bütün Türk vatandaşlarının Alman mallarına karşı boykot yapmaları ve Hitler kafasını taşıyanlara iyi bir ders vermeleri gerekmektedir.
Bir insanda biraz utanma duygusu olmalı, bakın utanmadan Almanya Başbakanı  Merkel ne demiş:
"Almanya ile Türkiye'yi birbirine bağlayan birçok şey var. Dostane ve stratejik ilişkilerimizin yelpazesi çok geniş"
Vay anasını, dostane ve stratejik ilişkilerimizin yelpazesi çok genişmiş. Bir avuç Ermeni mi senin için önemli, yoksa 80 milyonluk Türkiye ve yanındaki Türk Cumhuriyetleri mi? Sen tercihini yaptın. Çok zorlanacaksın çoook…
ALMAN TÜRK DOSTLUĞU ZEDELENDİ, ANGELE MERKEL. BUNU UNUTMA!.
***
03.06.2016
Zekeriya Tümer