NE DE AK PARTİ GİDER…
Sevgili okurlar, ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutlar yok olmadıkça, ne terör biter, ne de Ak Parti gider.
Sevgili okurlar, ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutlar yok olmadıkça, ne terör biter, ne de Ak Parti gider.
Kara bulutların dağılabilmesi için çok kuvvetli rüzgâr
lazım. Bu rüzgâr ise esmiyor, esmesi mümkün değil.
Baksanıza, Bahçeli, iktidar koltuğunu bırakmamak için
elinden geleni yapıyor. CHP ise içindeki kaynamayı durduramıyor. HDP ne
yapacağını şaşırmış vaziyette. Dokunulmazlıklar kaldırıldı. İç siyaset
karmakarışık. Dışarıdan gelen baskılar devam etmekte.
Başkanlık sevdası yüzünden her türlü oyunlar oynanmakta.
PKK’yı ezen Askerimiz ve Polisimiz her gün şehit vermeye de
devam etmekte.
Şehirlerimizin göbeğinde patlayan bombalar masum sivil halkımızı, çocuk, genç, hamile, yaşlı demeden öldürmekte.
Şehirlerimizin göbeğinde patlayan bombalar masum sivil halkımızı, çocuk, genç, hamile, yaşlı demeden öldürmekte.
Ülkemizde bunca sorunlar varken, devlet büyüklerimizin dış
seyahatleri de hiç bitmiyor. Bahane çok. Nasıl olsa masraflar devletten.
Vatandaş versin vergisini, biz de bedava yandaşlarımızı da alalım yanımıza,
cenaze’lere, uzak ülkelere, gidelim ve Türkiye’nin kasvetli havasından, birkaç
günde olsa uzaklaşalım deniliyor herhalde.
Emperyalist güçler, başta Amerika olmak üzere, her türlü
planlarını yapmışlar ve orta doğuyu şekillendirmeye de başladılar bile.
Yargı bağımsızlığını
yitirmekte siyasallaşmakta…
Vatandaş kime, nasıl güven duyacak şaşırmış vaziyette.
Ramazan geldi hoş geldi. Ama baklava tepsisi boş geldi.
Baklava tepsisi boş olabilir, ancak, kurulan Ramazan Çadırlarında zengin fakir
gözetilmeden bedava yemekler dağıtılmakta. Başkanlığa geçmek için gereken
propagandalar da yapılmakta. Aç çocuklar da yemek yemeye geldiklerinde,
görevliler onları, “siz oruç tutmuyorsunuz” diye sopa ile uzaklaştırmakta.
Bazı polislerimizde, terör belası yüzünden yaralanan
yakınlarının durumu öğrenmek için hastaneye giden gençlerimizi, neden sigara
içiyorsunuz bu mübarek günde, diyerek karakola terörist muamelesi yaparak
götürmekte. Doğuda ise ezan okunduğunda, sokaklardaki insanları baskı ile
camide namazlarını kılmaya zorladıkları söylenmekte.
Şeyhler, dervişler, müritler,
çoğalmakta, Din elden gidiyor propagandası artarken, bademle meler devam
etmekte.,
Mustafa Kemal’in askerleri artarken, diğer taraftan da CHP ve Kemalistler dinsizlikle suçlanmakta, oruç tutmayanlar tespit edilmekte.
Mustafa Kemal’in askerleri artarken, diğer taraftan da CHP ve Kemalistler dinsizlikle suçlanmakta, oruç tutmayanlar tespit edilmekte.
Atatürk “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma,
hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve
akıldır.” Demiştir de, bu millet bilim ve akıldan uzaklaştıkça uzaklaşmış ve
ne idüğü belirsiz tarikat şeyhlerinin müridi olma yolunu seçmiştir.
Bakın 1923 de büyük Önder Mustafa Kemal ne söylemiş: “Allah
dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar
istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azami derecede
faydalanabilmek için de, bütün yaratıklardan esirgediği zekayı, aklı insanlara
vermiştir.” En önemlisi de, ALLAH Dünyanın en güzel yerinde olan Türkiye
Cumhuriyeti devletinin bulunduğu Anadolu toprakları üzerinde yaşayan herkesin,
huzur ve sükun içinde yaşamalarını istemiştir.
Nerede kaldı huzur ve
mutluluk?
İnatla bulundukları koltukları bırakmamaya çalışan siyasi
iradelerin emrinde halk ne yapacağını şaşırmış vaziyette beklemekte.
Sus, duyma, görme, yazma, konuşma. Kes sesini, ye bir lokma
ekmeğini şükret Allah’ına.
Belanı arama. Başına gelmedik
kalmaz yoksa.
Sevgili okurlar, artık evinizden sabahleyin çıkarken, akşama
eve sağ salim dönüp dönemeyeceğiniz belli olmadığından herkes çoluk çocuk
birbirinizle helalleşin.
Ne PKK terörü biter, ne de AKP Hükümeti iktidardan gider.
Bunu da unutun ve alışın artık.
Bunu da unutun ve alışın artık.
Nedeni ise, belli!
Mübarek Ramazan ayında gene biz eski alışkanlıklarımıza devam edelim ve bol bol, ülkemize huzur ve mutluluk getirmesi için ellerimizi açalım Allah’a dua edelim.
Mübarek Ramazan ayında gene biz eski alışkanlıklarımıza devam edelim ve bol bol, ülkemize huzur ve mutluluk getirmesi için ellerimizi açalım Allah’a dua edelim.
Tek tesellimiz bu! Desem de, bu değil ey millet, gaflet,
delalet ve hıyanet içersinde olan bu ülke geçmişte nasıl silkindi ise, gene
silkinmeli ve gerçekleri görebilmelidir.
Tek kurtuluş yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet
ettiği yoldur.
11.06.2016
Zekeriya Tümer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder