30 Ekim 2017 Pazartesi

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİKTİR VE LAİK KALACAKTIR." - TÜMER DİYOR Kİ !.., Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİKTİR VE DAİMA, LAİK KALACAKTIR.
Cumhuriyetimizin ilan edilişinin üzerinden 94 yıl geçti.
Kalkınmış, bağımsız ve müstakil ülke olabildik mi?
Emperyalist güçlerin hep birlikte Osmanlı'nın üzerine çullanmaları, Osmanlı Devletinin  yıkılmasına  sebebiyet vermedi mi?
Mustafa Kemal’in öncülüğünde hareket eden Anadolu insanı, kurtuluş savaşı ile Haçlı ordularını yenerek, Osmanlının devamı olan, ancak adını ve rejimini değiştiren Türkiye Cumhuriyetinin temelini attı.
Mustafa Kemal’in karakteri bağımlı olmadan yana değil, bağımsız ve hür yaşamaktan yana idi.
Çünkü Atatürk Türk'tü ve Türk’ün karakterinin yüksek seciyeli olduğunu biliyordu. Türk esaret altında yaşayamazdı.
İyi de nerede o Türkler?
Kemalist düşünce Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938 de vefatından sonra uygulanabildi mi?
Mustafa Kemal başarılı uygulamaları ile dünya devlerini mağlup etmiş ve dünya lideri olmayı hak etmişti.
Mustafa Kemal söylediği her söz ve yaşamı boyunca yaptığı her icraat ile topluma yol göstermiştir.
Bizler anlayabildik mi, değerlendirebildik mi? 
Anlayamadık, anlamak istemedik, halen de anlamaktan yana değiliz.
Zaman zaman Atatürk’ten bahsedildiğinde,”öff yeter, Atatürk Atatürk bıktık artık” diye çatlak sesler yükselmedi mi?
Halen de yükselmiyor mu?
Bugün, nasıl Din suistimal edilerek, menfaate dönüşmüş ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri’de satılarak, menfaat temin edilmeye çalışılmıştır.
Kuran-ı Kerim’in içeriğini okuyarak, dinimiz bizlere neyi emrediyor, Allah bizlerden nasıl davranmamızı bekliyor, bize hangi bilgileri sunuyor, geleceğimiz ile ilgili neler söylüyor, diye düşüneceğimize, şeyhlerin, şıhların, bazı cahil hocaların peşinden giderek, onları zengin etme yolu seçilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği sözlerin içeriğine bakmadan, onun yolundan gideceğimize, onun heykellerinin önünde durarak Atatürkçü olunmaya da çalışılmıştır.
Atatürk'e saygı duyacaksak, onu iyi anlamakla ve yolundan giderek saygı duyalım.
Kemalist düşünce’de olan hiçbir iktidar bugüne kadar iktidar olamamıştır.
Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP ise yıllardır İktidar yüzü görememiştir.
Nedeni,  CHP'nin  Atatürk'ün  çizgisinden uzaklaşmak olmasın!
Anıtkabir'e belli günlerde giden devlet erkanı, oradaki deftere çok güzel yazılarak yazmışlardır.
Anıtkabir’den ayrıldıktan sonra, ne söylenen sözler, ne de yazılan yazıların gereği yapılmış mıdır?
Bugün Atatürk’e saldıran, onun devrimlerini yıkmaya çalışan bir zihniyet temsilcileri ortada boy göstermiyorlar mı?
Peki, İslam dinini kendi çıkarı ve hatta emperyalist düşmanların menfaatine kullanarak, Müslümanlığı rezil eden Din düşmanlarını da görmedik mi?
Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen, toplumu kutuplaştırarak, ülkenin bölünmesi ve parçalanması için uğraşan Dindar geçinip, dinsiz, imansız hareketler yapanlar meydanlara çıkmadı mı?
Bugün bir çok genç, “eğer bizim dinimiz bu ise, ben böyle bir dini kabul etmem” demektedir.
İçinde yaşadığımız koşullarda, sömürge olmaya doğru gittiğimiz, satılmayan hemen hemen hiçbir şeyimizin kalmadığı, tarım ülkesi olmaktan çıktığımız, dış borçlarımızın arttığı bir dönemde, Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir ve düşüncelerini anlayabiliyor muyuz? Neden onun uyguladığı iç ve dış politikayı uygulamıyoruz?
Mustafa Kemal’in kurduğu Türk Ordusu’na kurulan kumpaslar yüreğimizi sızlatmadı mı?
Yapılan bütün bu sinsi hareketler, ordumuzun Kemalist yapıdan uzaklaşmasının bir planıdır.
Atatürkçü olanlar vatan sevdalısıdırlar. Bayrak onlar için kutsaldır. Din ise manevi güçleridir.
Allah Allah diye savaşan tek millet Türklerdir. Ölmekten korkmayan, düşmana esir olmaktansa ölmeyi tercih eden tek ulus Türk ulusudur.
Gençlik Anti-Kemalist hareketlere karşı uyanık olmalıdır. Atatürk’ün Türk Gençliğine hitabesini devamlı okumalı ve düşünmelidir.
Emperyalizm’in işbirlikçileri gençliği, bölmeye, diğer güçler ile arasını açmaya çalışmaktadır.
Bu nedenle gençlik antiemperyalist güçlere karşı uyanık olmalıdır.
Düşman bizi işgal etmeye çalışırsa, kimse merak etmesiz, o zaman karşı fikir ve düşünce de olunsa dahi, herkes tek vücut olur ve düşmanlarını Kurtuluş savaşında olduğu gibi alaşağı eder.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bugün Amerika başta olmak üzere emperyalist güçler ülkemize saldırı yolunu seçmiştir. İçteki vatan hainleri ile kol koladırlar. İşbirlikçilerini değişik oyunlar ve rollerle devletin birimlerine yerleştirmektedirler. Bunun örneğini FETO denen sahtekârda gördük.
Yıllarca sinsi bir yılan gibi, sokulmuş, milletin saf Duygularını kullanmış, vampir gibi kanlarını emmiş, netice de de 15 Temmuz’da amacını belli etmiştir.
Eğer, Kemalist düşünce devletin tüm kademelerine hakim olsa idi, bu olayları yaşamamız mümkün olur muydu?
Türk Milletinin mücadelesi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşında ve sonrasında yaptığı mücadele gibi olmalı, emperyalizm’in tuzağına düşmemelidir.
Hangi parti, hangi siyasi kuruluş iktidara gelirse gelsin, ülkesinin geleceğini, toplumun bağımsızlığını, refahını istiyorsa Mustafa Kemal Atatürk'ü iyi tanımalı ve onun yolundan ayrılmamalıdır.
BOŞA HEVESLENMEYİN; EMPERYALİST UŞAĞI "DİN TÜCCARI", ŞER VE ŞEAMET DÜŞÜNCEDE Kİ VATAN HAİNLERİ;
TEK YOL MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN YOLUDUR. BİZLERİ BU YOLDAN KİMSE ALIKOYAMAZ. BİZLER NE DİNİMİZDEN VE NE DE  ATATÜRKÇÜLÜĞÜMÜZDEN VAZGEÇEMEYİZ. SİZİN GÜCÜNÜZ BUNA YETMEZ.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİKTİR VE LAİK KALACAKTIR.
30.10.2017
Zekeriya Tümer
ulusalhaber1881@gmail.com

28 Ekim 2017 Cumartesi

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ TÜM TÜRK ULUSUNA KUTLU OLSUN "TÜMER DİYOR Kİ" ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ
TÜM TÜRK ULUSUNA KUTLU OLSUN
Emperyalist güçlerin Türklüğü ve Türkiye Cumhuriyetini bölme, parçalama, yok etme çabası içerisinde her türlü ihanete maruz kaldığımız bugünlerde, birlik ve beraberliğimizi bozmadan 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINI kutlamamız gerek.
İç ve dış düşmanların çevremizde bulunmaları, bizleri korkutmamalıdır.
Sevgili okurlar; üç bin yıl önce orta Asya’da yaşayan , yüzlerce Boy, Soy ve Kavim.. Tanrı korkusu ve sevgisi üzerine, yüksek insani duygu ve düşüncelerle bir töre oluşturmuştur.
Adını da..Töreye uyan anlamında..
TÖRÜK=TÜRK koyarak;
Dünya tarihinin ilk büyük birlikteliğini, ilk büyük milletini oluşturmuştur.
İşte bu birlikteliği gerçekleştiren boy, soy ve kavimlere,
Türki veya Turani IRKLAR DİYORUZ..
Bu birlikteliği sağlayan lidere ise…OĞUZ KAAN..
Bu birlikteliğin en büyük özelliği ise insanlık aleminin bugün bile anlamakta zorlandığı bir ülküye sahip olmasıdır. Bu da, yalnız kendileri için değil,
TÜM İNSANLIK İÇİN ULVİ, İNSANİ VE İLAHİ BİR DÜZEN ARAYIŞI İÇİNDE OLMALARI VE İSTEMELERİDİR.
Zaman zaman, bu birlikteliğin içinde iktidar savaşları çıkmış, Boyculuk, soyculuk, kavimcilik yapanlar olmuş, hatta birbirleri ile savaşmış olsalar bile, Millet olma şuuru hiçbir zaman yok olmamıştır.
Bu durumun en büyük göstergesi, yedi düvelin üzerimize çullandığı,
Yirminci yüzyılın başında bile, millet olma bilinci ile birleşip, Oğuz Kaan töresini
“NEMUTLU TÜRKÜM DİYENE”, sözü ile ortaya koyan,
Bir lider çıkarmamız ve dahi o lider etrafında birleşerek, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURMAMIZDIR.
İşte bu nedenle Cumhuriyet Bayramı, Büyük bir dirilişin adıdır.!
Bu dirilişe ve lideri ATATÜRK’E sahip çıkmak TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ EBEDİYYEN YAŞATMAK ise, hepimizin sorumluluğu ve görevidir.
BU BİLNÇ İÇERİSİNDE İZMİR MARŞI BAŞTA OLMAK ÜZERE, Milli marşlarımız çalınmalı, TÜRK MİLLETİ emperyalist güçlere karşı birlikte, dimdik ayakta olduğunu ispatlamalıdır.
NE MUTLU BİZE Kİ, CUMHURİYET BAYRAMIMIZ VAR.
NE MUTLU TÜK’ÜM DİYENE…
28.10.2017
Zekeriya Tümer

21 Ekim 2017 Cumartesi

"AK-ŞEN-ER GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR" - TÜMER DİYOR Kİ !.. - Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
AK-ŞEN-ER 
GÜMBÜR
GÜMBÜR
GELİYOR
Sevgili okurlar, 
Adalet ve Kalkınma (!) Partisi (AK Parti), 3 Kasım 2002 yılında Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında ilk olarak katıldığı genel seçimlerde yüzde 34,28 oy oranıyla tek başına iktidara gelmişti.
Bugün 21 Ekim 2017 Cumartesi
15 yıllık iktidarlık döneminde başarı trendi çok yüksek olmamasına rağmen, Recep Tayyip Erdoğan her girdiği seçimi kazandı ve kendisini ülkenin en tepesine yerleştirdi. Bu da hızını kesmedi, hem partisinin Başkanı, hem de ülkenin Başkanı olarak, tek adam olma hevesi ile yoluna devam ediyor.
AK Parti, Adalet’in ve Kalkınmanın sembolü ile bugünlere geldi. Adalet yerine oturdu mu, ülke kalkındı mı? Onu ben açıklamayayım, ülkem insanı kendisi nasıl değerlendiriyorsa öyle değerlendirsin!
AK Partinin tüm icraatları ortada. Halk huzurlu mu, mutlu mu, kalkınmış mı? Dostu ne kadar, düşmanı kim? Ülke toprak mı kazandı, yoksa adaları nı mı kaybetti.
Yabacı sermaye, ülkemizin nerelerine yatırım yaptı, hangi topraklarımız, hangi kuruluşlarımız yabancılara satıldı?
Yollar yapıldı, metrolar, hava alanları yapıldı? Bunların açıklarını kim ödüyor?
İşsizlik arttı, üretim azaldı, et, buğday, sebze, tohum, meyve vs. ithal edilmeye başlandı.
PKK, azdıkça azdı, Barzani referandum yaptı.
Kerkük, Musul kaynamaya başladı, Türkmen kardeşlerimiz zor duruma düştü.
Eset, Esad oldu, Suriye durulmadı.
Vize sıkıntısı başladı, sınırlarımız kevgire döndü.
İçeri alınan Suriyeliler başımıza bela olmaya başladı.
Feto darbesi ülkeyi altüst etti, ölenler şehit, kalanlar gazi oldu.
Aldatmalar, aldanmalar, kandırılmalar devam ederken olağanüstü hal ve kanun hükmünde kararnameler ile hayatımızın şekillenmesine alışır olduk.
Bütçe açık vermiş, para yetmiyormuş.  Kimin umurunda!
Fakir zaten fakir, zengin zaten zengin.
İşsizlik artıyormuş, kimin umurunda.
Televizyonlarda evlenme programları devam etmekte, basın pembe tabloları çizmekte.
Yaşam öyle veya böyle devam ediyor. Bu ülke sarsılır, ama batmaz. Bu nedenle hiç korkumuz yok.
Dindar nesil yetiştiriyoruz. İlkokullar, ana okullardaki bebelerimiz, Kuran öğreniyor, Peygamberimizin hayatını ezberliyor. Maneviyatları güçlü bir nesil geliyor. Daha ne isteyeceğiz.
Avrupalı olup, ilim, bilim öğren ipte, kızlarımıza pantolon giydir ipte cehenneme mi gidelim yani!
AK Parti içerisinde temizlik hareketine hızlı bir şekilde Belediye Başkanları ile başladı. Metal yorgunluğu bahane. İçlerinde bulunan FETO’cuları temizliyor.
Her şey açık ve seçik ortada. Gizli kapaklı hiçbir şey yok.
AK PARTİ AKŞENER’E KARŞI GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMA PEŞİNDE.
Bu milletin ne yapacağı hiç belli olmaz. Yıllarca başının üzerinde taşıdığı çok kişiyi bir anda ayaklarının altına almış, arkasını dönüp gitmiştir. Anadolu insanının bam teline dokunulmasın. Durur, durur, bekler, bekler, sabırla bekler. Son anda gerekeni yapar.
Boş yere umutlanma Amerika, senin vizen falan işe yaramaz. Sen bu ülkeyi bölüp, parçalayamazsın.
MHP içerisinde cesaretle mücadele eden AKŞENER, Bahçeli’yi korkuttu ve Bahçeli’nin,  meydanlarda eleştirdiği Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğunun altına sığınmasına sebep oldu. Koray Aydın ve Ümit Özdağ ile birlikte yola çıkan AK-ŞEN-ER, 25 Ekim’de partisinin kuruluşunu açıklayacak.
Sevgili okurlar; AK Parti ile AK-ŞEN-ER de benzerliği fark ettiniz mi? İkisinde de AK var.
AK-ŞEN-ER daha anlamlı. Hem tertemiz bir AK’lık var. Hem ŞEN. Yani neşeli, kendisinden emin.  Hem de ER. Ne demek? İşini iyi bilen, yetenekli kişi. Kahraman, yiğit.
Eh bu kadar sıfatı kendisinde toplamış olan cesur yürekli Anadolu kadını MERAL AKŞENER Türk milletinin umudu olarak ortaya çıkıyor.
Bazı Parti liderleri ve partililer, MERAL AKŞENER’in başarılı olamayacağı görüşünü savunmaktalar. Ben halk ile iç içe yaşamaktayım. Dolmuşta, otobüste, metroda, vapurda, yer yer halk ile temaslar kurmakta, siyasi konuşmalar yapmaktayım. Şu ana kadar edindiğim izlenim, halkın AK Partinin iktidarından bıktığı ve tek ümitlerinin AKŞENER olduğu yolunda.
Ne CHP nin ve ne de ortadan Bahçeli sayesinde silinen MHP den ümidi kalmamış.
Diğer partilere de güvenmiyorlar.
Bilindiği üzere Meral Akşener ve arkadaşları MHP içerisinde çok mücadele ettiler. Ülkeyi karış karış gezdiler. Kim ne derse desin, büyük bir sempati kazandılar.
Halktan  gereken desteği alan AKŞENER şimdi ortaya çıkıyor. Bakalım AK Partiye, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’a karşı başarılı olabilecek mi?
Bu millet Dininden, Milliyetçiliğinden ve Atatürk’ten asla vaz geçmez. Vatanının bölünmesini istemez, bayrağının gönderden inmesine ve minarelerden ezanın susmasına tahammül edemez. Bu değerleri eşit şekilde savunan parti her zaman iktidara en yakın partidir. Bu değerlere saygısı olmayanların iktidarlığı uzun sürmez.
Bizim arzumuz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birlik ve beraberlik içerisinde laik, Demokrat ve Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinde yürümeye devam etmesidir.
İnşallah, Türkiye Cumhuriyeti laik, Demokrat ve Atatürk’ün çizgisinde yürümeye devam eder.
Bekleyip göreceğiz.
21.10.2017
Zekeriya Tümer

6 Ekim 2017 Cuma

DIŞ GÜÇLER ÜST AKIL "TÜMER DİYOR Kİ!.." Araştırmacı, Gazeteci-Yazar, ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
DIŞ GÜÇLER 
ÜST AKIL
Sevgili okurlar, İsviçreli Bakan Hans Rudolf Merz’in gülme krizlerinin nedenini sizler biliyor musunuz?
Faiz lobisi ve Dolar Lobisi sözcüsü Hans Rudolf Merz’i Türkiye’deki olaylar o kadar çok güldürmüş ki, bunları seyrederken, ben gülmeyi bırak, utandım, üzüldüm ve kahroldum.
Hiçbir dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Devleti yönetenler bu denli alay konusu olmamıştır. Sadece onlar mı? Hayır! Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve M.H.P.nin lideri Bahçeli de ti’ye alınmış Hans tarafından. Youtopta bunları seyredebilirsiniz. Sizlere linkleri burada vereceğim.
Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatan şarlatanlar, bunları seyretsinler de kimin büyük lider olduğunu belki o zaman anlarlar.
Konuları anlatırken Hans gülme krizlerine tutuluyor.
Yazık, ülkem bu hallere mi düşecekti?
Hans aşağıdaki konuşmasında “Bugün dünya siyaset dengesi için hayati öneme sahip olan Türkiye’deki yerel seçimlere değinmek istiyorum” diye başladığı video’yu sizler seyredin ve Hans’ın nelere güldüğünü kendiniz görün. Linki: (https://www.youtube.com/watch?v=myvL4NZBiII
Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile alay ediyor.
Bir başka konuşmasında Fenerbahçe’nin durumunu konuşuyor. Fenerbahçe’nin Bursa beraberliğinde şampiyon olduğunu sanıp timsah yürüyüşü ile kutlamaları ile dalga geçiyor, hem gülüyor hem de güldürüyor. Linki: (https://www.youtube.com/watch?v=cVCevX3iNBM)
Hans Laz fıkrası da anlatıyor. Ancak burada ince bir alay etme var. Seyredin.
Hans Rudolf, bu kez de TR Sunucusu ile alay ediyor. İzleyin.
Hans Rudolf bu kez de Türkiye’de yapılan başkanlık seçimlerindeki dil sürçmelerini ti’ye almış. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile dalga geçiyor. Gülme krizlerine devam ediyor. Kılıçdaroğlu’nun “Sayın ekmeloğlu kimdir, eserleri nedir”sözleri ile Bahçeli’nin. Prof.Dr.Emsalettin, ee. Ek, ek, ekmalettin, “ sözlerine gülmekten katılıyor.
Adını bile doğru söyleyemedikleri kişiyi Cumhurbaşkanı adayı yapmalarına gülünmez mi?
Eh, Ekmeleddin İhsanoğlu da, CHP Liderine Kemal Alemdaroğlu, demiş. Ne var bunda diyeceksiniz. İşte elin oğlu böyle alay eder sizlerle. “Adam İstiklal marşını da bilmiyor, dünyada böyle bir örnek var mıdır, “diyerek basıyor kahkahayı.
 Hans, diyor ki: “İnanabiliyor musunuz? Halkın dilini bilmeyen bu adamı pazarlıyorlar… Ne diye?
Beş dil biliyor, diye. Yahu siz Reis-i Cumhur mu seçiyorsunuz, yoksa tercüman mı seçiyorsunuz?” diyerek gülme krizlerine tutuluyor.
Burada şunu hatırlatmak isterim. Kılıçdaroğlu bilerek veya bilmeyerek öyle bir hata yaptı ki, Recep Tayyip Erdoğan’a kendisi tepsi içerisinde Cumhurbaşkanlığını sundu. Bu hususta o zamanlar biz yazımızı yazmış ve Kılıçdaroğlu’nu eleştirmiştik.
 Bakın elin adamı bile sizlerle dalga geçmiş. Utanın biraz utanın.
Faiz Lobisi ve Dolar Lobisi sözcüsü Hans Rudolf Merz,  Türkiye’nin her olayı kendilerine bağlamasından şikâyet ederek, gırgırını geçmeye devam ediyor. Buyurun izleyin, sizler de güler misiniz, yoksa ağlar mısınız bilemem. Ama ben gülmek bir yana çok ama çok üzüldüm.
Ülkem insanının bu denli aşağılanmasına ve alay edilmesine üzüldüm.
Atatürk dönemine şöyle bir baktım. O ne büyük devlet adamı imiş. Tüm Dünya liderlerini ayağına getirmiş, kendisine saygı göstertmiş, eğilmemiş, karşısındakileri eğdirmiş.
Ya şimdi! Şimdi bakın ne hallerdeyiz!..
Barzani ne yaptı. Referandumu yaptı. Biz ne yaptık? Hani gereken tedbirler?
Bundan sonra neler olacak belli değil.
Silkinelim beyler silkinelim. Kendimize gelelim. Dış güçlerin oyuncağı olmayalım. Kendimizle alay ettirmeyelim, bizlere gülmesinler.
Mustafa Kemal Atatürk’ü tarihten silmeye kalkmayın. Onu önder alın ve onun yolundan ayrılmayın.
Güçlü devlet o zaman olursunuz.
Şu zamlardan da vaz geçin. Halkı ezmeyin. Memuru, emekliyi, işçiyi, köylüyü açlığa, yokluğa sevk etmeyin.
Vergi alınacaksa milyonlar, milyarlar kazananlardan alınsın.
İsraf’tan vazgeçilsin. Devlet ilk önce tasarrufa yönelsin. Sonra halktan istensin.
Bu ülke zengindir. İyi yönetilirse çabuk kendini toparlar. İşinin ehli kimseleri göreve getirin.
Bakın ülke o zaman ne çabuk toparlanacak ve kalkınacaktır.
Hadi hayırlısı diyelim ve kendimize dünyayı güldürmeyelim.
06.10.2017
Zekeriya TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com