13 Haziran 2019 Perşembe

BİZLER TÜRK VATANDAŞI OLARAK İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ!



TÜMER DİYOR Kİ:




BİZLER TÜRK VATANDAŞI OLARAK
İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ!

Bizler, Çanakkale’de, Gelibolu’da, Conkbayırında, GaziAntep’de, Şanlı  Urfa’da, Erzurum’da, Kars’ta, Adana’da, Edirne’de, Ege’de, Doğu’da, Batı’da, Kuzey’de, Güney’de, vatanın tümünde savaşan, kanlarını akıtan, kollarını, bacaklarını, gözlerini ve canlarını kaybeden dedelerimizin, ninelerimizin torunları olarak ülkemizde insanca yaşamak  istiyoruz.
Bizler,  birliğimizin, dirliğimizin bozulmamasını, istiyoruz.
Bizler, Müslümanız, misafirperveriz, yardım etmesini severiz.
Ancak, göçmenlere bizlerde olmayan hakların verilerek,  hakkımızın yenilmemesini, ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürülmememizi istiyoruz!
Bizler, ülkemizin topraklarının işlenmesini, üretimin artmasını, sanayimizin kalkınmasını, ekonomimizin yükselmesini,  milli gelirimizin artmasını istiyoruz.
İşsizliğin artmaması değil, azalmasını, emeklilerimizin normal şartlarda geçinebilmelerini, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmelerini  istiyoruz.
Bizler, topraklarımızın, madenlerimizin,
fabrikalarımızın, milli varlıklarımızın yabancılara satılmamasını istiyoruz.
Cumhuriyetle birlikte yeni kurulan fabrikayı M,K,.Atatürk  ile İnönü geziyor.
Osmanlının aldığı dış borçlar nedeniyle battığını, yok olduğunu bildiğimizden, aynı akıbete bizlerin de uğramamasını istiyoruz.
Ülkenin milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, Yerli Malı Yurdun Malı, her Türk’ün kullanması gereken milli mallarımızın çoğalmasını ve onların kullanılmasını istiyoruz.
Bizler, topraklarımızın işlenmesini, yerli ürünlerimizin artmasını, saman, soğan, patates, fasulye dâhil, her türlü sebze meyve ithalatı değil ihracatının yapılmasını istiyoruz.
Saraylar, hanlar, hamamlar istemiyoruz, onlar da kim oturursa otursun, ama bizim de bir göz odalı da olsa kendi evimiz, yuvamız olsun istiyoruz.
Bizler, yakmadığımız elektriğin, kullanmadığımız suyun parasını ödemek istemiyoruz.
Bizler, borç içerisinde, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşamak istemiyoruz.
İç ve dış düşmanların ülkemizin bölünmesi, parçalanması için dinimizi, insanlığımızı, iyi niyetimizi kullanarak kurdukları tarikatların,  tuzakların bertaraf edilmesini, onlara yol verilmemesini ve dini kullanarak, topluma saçma sapan sözler söyleyerek, kafaların karışmasına sebep olmamalarını, bizlere zarar vermemeleri için her türlü yasal tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Sevr haritasında bölünen Anadolu toprakarı
Bizler, İstiklal Marşımız söylenirken, ayağa kalkmayan, Milli Marşına saygı duymayan, Bayrağımızın gönderden indirilmesine, Minarelerden Ezan sesinin susmasına, vatanın bölünüp, parçalanmasına, rıza gösterecek kadar alçalan ve keşke İstiklal savaşı kazanılmasaydı da, Cumhuriyet ilan edilmeseydi diyen zihniyette olan vatan hainlerinin bu ülkede yeri olmadığına inanıyor ve Kanunların işletilerek cezalandırılmalarını arzu ediyoruz.
Bizler, İslam dininin istismar edilmesine, ahlaki değerlerin yitirilip toplumun ahlaksızlaşmasına göz yumulmamasını ve bu yönde tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
Bizler vatanımızın, kalkınmasını, bölünüp parçalanmamasını, insanlarımızın kutuplara ayrılmamasını, birliğimizin, dirliğimizin, çıkarlar, menfaatler uğruna bozulmamasını istiyoruz.
Bizler, Türk Ordusuna kumpaslar kurularak zayıflatılmamasını istiyoruz.
Türk ordusunun daha da güçlendirilmesini, iç ve dış düşmanlara karşı vatanımızı koruyacak ve şu an da da korumaya çalışan yiğit ve mert Türk Ordusunun vatan evlatlarının yıpratılmamasını, azaltılması değil daha da çoğaltılmalarını istiyoruz.
Ordumuzun en güçlü silahlarla donatılması, yerli silahlarımızın üretilmesi, yabancılara muhtaç olmaktan kurtarılmamız gerektiğine inanıyor ve istiyoruz.
Bizler güvenlik güçlerimizin hiçbir zaman yıpratılmamasını, halk ile karşı karşıya gelmemelerini, toplumun refahı ve huzuru için görev yapmalarını, halkın da onlara karşı saygılı davranmalarını istiyoruz.
Bizler Hukukun üstünlüğünü, vatanın bölünmez bütünlüğünün korunmasını istiyoruz.
Bizler, hile ve şer odaklarının, toplumu bölme ve parçalama çalışmalarının engellenmesini istiyoruz.
Bizler, ne aldatan, ne aldatılan, nede yalanlarla, dolanlarla kandırılan olmak istemiyoruz.
Bizler, siyasi iradelerin, sen-ben diyerek toplumun ayrıştırılmasına, bölünmesine, müsaade etmemelerini istiyoruz. 
Bizler, sevgi ile hoş görü ile toplumun birbirleri ile sen ben kavgası yapmadan kucaklaşmalarını istiyoruz.
Sevelim-sevilelim-kardeşçe yaşayalım.
Devlet kademelerine işi bilen, mevzuata hâkim memurların atanmasını, torpille, akraba, eş dost atanarak işe adam değil, adama iş politikasını uygulayarak, kariyersiz, yeteneksiz, bilgisiz kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarına atanmamasını istiyoruz.
Devletimizin güçlü olması, devlette çalışanların işlerinde bilgi sahibi olmaları, yetenekli, karakterli, kendi menfaatini değil, devletin menfaatini ön planda tutan memurlarla olabileceğine inanıyoruz.
Devletin memurlarının siyasilerin emrinde hareket etmemesini, devletin emrinde olmalarını, siyasi baskı altında çalıştırılmamalarını istiyoruz.
Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetişmesini, kindar nesiller yetişmemesini istiyoruz.
Sevginin ön plana çıkmasını, devletin vatandaşını bir baba şefkati ile kucaklamasını, onun hak ve hukukunu korumasını istiyoruz.
Terörün son bulmasını, komşumuz olan ülkelerle iyi geçinilmesini, topraklarımıza göz dikenlerin gözlerinin kör edilmesini, istiyoruz.
Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” politikasının uygulanarak, komşularımız ile iyi geçinmek istiyoruz.
Bizler emperyalistlerin baskıları altında ve onların direktifleri ile hareket edilmemesini, onlara boyun eğilmeden, kendi irademiz ile kararlar alınmasını istiyoruz.
SON SÖZÜMÜZ:
Bizler, Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, açlık, sefalet, yoksulluk, hastalıkların bol olduğu dönemde, her türlü fedakarlığı yaparak ülkeyi on yılda kalkındıran, fabrikaları kuran, Osmanlının borçlarını ödeyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu bir yönetim gibi, güveneceğimiz, inanacağımız milli politikalara önem veren bir yönetimle eşit şartlarda, hukuk devleti olarak, Cumhuriyete bağlı, Laik Demokratik bir yönetimle yönetilmek istiyoruz.
Siz evet siz, sizler ne istiyorsunuz?



13.06.2019

ZEKERİYA TÜMER
Ulusahaber1881@gmail.com








3 Haziran 2019 Pazartesi

BAYRAM BAYRAM DEDİKLERİ ŞEKER LOKUM YEDİKLERİ




 TÜMER DİYOR Kİ:




BAYRAM BAYRAM DEDİKLERİ
ŞEKER LOKUM YEDİKLERİ


Sevgili okurlar, hemen ilk aklımıza gelen ne?
Nerede o eski bayramlar!..
Doğru, artık bayramların ne tadı kaldı ne tuzu.
Artık akide şekeri de yenmiyor, lokum da yenmiyor.
Camilere siyaset girdi, Bayramlara da siyaset bulaştı.
Bayramdan sonra her şey güzel mi olacak, yoksa daha güzel mi olacak?

(iMAMOĞLU'DA YAŞLI AMCA'YA SARILMIŞ, SEVGİ İLE KUÇAKLIYOR.
ÜZÜLME DEDECİĞİM, 23 HAZİRANDA HERŞEY GÜZEL OLACAK, DİYE TESELLİ EDİYOR.
BİNALİ YILDIRIM'DA ONDAN AŞAĞI KALMIYOR. O DA DEDE'YE SARILMIŞ, ÜZÜLME DEDE, 23 HAZİRAN'DA İSTANBUL BİZİM, İSTANBUL BUNDAN SONRA DAHA GÜZEL OLACAK, DİYOR. 
BİZLERDE BAYRAMDAN SONRA BAKALIM, HANGİSİ KAZANACAK VE HANGİSİNİN DEDİĞİ OLACAK DİYE MERAKLA BEKLİYORUZ. )

 Bayram sevinç ve neşe ile bir araya gelerek kutlama, eğlenme ve mutlu olabilme günüdür.
İslam dininde Ramazan ve Kurban olmak üzere iki bayram vardır. Arapça’da idü’l-adha şeklinde adlandırılan her iki bayram da hicretin 2. Yılından itibaren kutlanmaya başlanmış ve Ramazan bayramını Şeker Bayramı olarak Kurban Bayramını da Kurban keserek, fakir ve fukaraya et dağıtarak kutlanması adet haline gelmiştir.
Ahhh, nerede o eski Bayramlar?
Evet nerede?
Bulamayız, o eski Bayram tadını yaşayamayız, yaşamamız da artık mümkün değil.
Bayramın sabahı, evin babası, dedesi camiye gider, bayram namazını kılar, fırından sıcak sıcak ekmekleri alır eve gelirdi.
Sofra hazırlanmış,  çoluk çocuk,  bayramlıklarını giymiş Baba’yı- dedeyi beklerlerdi.
Eller öpülür, harçlıklar alınır, zevkle, neşe ile kahvaltı yapılırdı.
Ayrı bir rengi vardı eski Bayramların.
Sevinçle, coşku ile yaşanan bir havası vardı.
Daha çok çocuklar sevindirilirdi. Bayramlarda onlara alınan elbiseler, ayakkabılar çocukları mutlu ederdi.
Annelerin, babaların, dedelerin, ninelerin, teyzelerin, halaların, amcaların, dayıların, komşuların elleri öpülür, harçlıklar alınır, gönüller hoş edilirdi.
Hayat yaşamayı,  vefa hatırlamayı, dostluk paylaşmayı, özel günler ise hatırlamayı bilenler için vardır.
Dostluğu ve sevgiyi paylaşmak kadar güzel bir şey var mıdır?
Aşımızı, ekmeğimizi, soframızı, hüznümüzü, acımızı, sevincimizi, paylaşmak ne kadar güzeldir.
Birlik ve beraberlik içerisinde olmak, kardeşçe ve dostça sıcak bir şekilde yaşamak varken, ayrışmanın, düşman olmanın kime ne faydası olacaktır!
Kalbimiz huzur dolu olursa, gözlerimizde sevinç parıltıları oluşur.
Bayramlarda en güzel anıları paylaşmak, en güzel hatıraları tazelemek insana huzur ve mutluluk vermez mi?
Bayramlar umutla beklenir.
O gün sevinmek, mutlu olunmak istenir.
Hoşgörünün hakim olduğu, küskünlerin barıştığı, sevginin ve mutluluğun paylaşıldığı gündür Bayramlar.
İnsanın ömründe ırmaklar vardır, sularında hayaller yüzdürür, sevdiklerinden ayrı olursa, bayramları hüzne dönüşür.
Bayram’da hep bir arada olunmalı, kederler bırakılmalı, mutlu olunmalı, tüm yürekler sevinçle dolmalı, umutlar gerçek olmalı.
Acılar unutulmalı, gözyaşları dinmelidir.
Bayramlar, bereket olmalı, umut olmalı, özlemler giderilmeli, küskünler barışmalı, kötü sözler söylenmemeli, sevenler bir araya gelmeli, Rahmet ve Şefkat dolu günlerin gelmesi için dua edilmelidir.
Nerede o eski bayramlar.
Yok.
İnternetin, cep telefonlarının olduğu bir dünya’da, komşu ziyaretleri yerine mesajlar atılır ve bayramınız kutlanır.
Deniz, güneş ya kaçarsa!
Aman bu bayram tatilini boşa geçirmeyelim, hadi denize, güneşe gidelim.
Amannn, nasıl olsa, annemin babamın, dedemin, ninemin, ellerini çok öptüm, sonra gene öperim, ama tatile bir daha gidemem, ben tatile gideyim, deyip gidersin.

Devir değişti, zaman eski zaman değil.
Bayrammış, seyranmış, hepsi hikâye.
Bunca, sıkıntı, bunca dert, bunca olumsuzluklar içerisinde yaşayan toplumda Bayram sevinci nasıl olsun!..
Gene de umutlarımızı yitirmeyelim ve inşallah bayramdan sonraki günlerimizin iyi olacağı ümidi ile Tüm Türk Milletinin bayramını kutlayalım ve birlik-beraberlik-dostluk-kardeşlik içerisinde, (yalancılardan, sahtekarlardan, vatan hainlerinden, kötülüklerden uzak), güzel günler yaşamamızı ALLAH’TAN dileyelim.
TÜM TÜRK ULUSUNUN BAYRAMI KUTLU, YARINLARI MUTLU OLSUN.












03.06.2019

Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com.