27 Mayıs 2015 Çarşamba

TÜMER DİYOR Kİ: "ÜMİT ÜMİT HEP ÜMİT, GIDAMIZ OLDU SİMİT !..."

TÜMER DİYOR Kİ
ÜMİT ÜMİT HEP ÜMİT
GIDAMIZ OLDU SİMİT
Seçimlere 10 gün kaldı.
Seçime giren partiler çeşitli söylevlerle halka umut dağıtmaktalar.
Herkes bol keseden atıyor.
Amaç, halkın oylarını kapabilmek.
İktidar partisi elindeki imkânları seçim meydanlarında en iyi kullanan Parti. Devletin kaynağı çoook. Ye babam ye bitmez.
Elbette AKP ti elindeki bol devlet imkânlarıyla diğer partilere nazaran daha çok miting düzenliyor ve her tarafa daha çok afiş asıyor. Birde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın parti lideri gibi AKP ye destek toplantıları da işin cabası. 
Ancak, bir gerçek var ki, ne yaparsa yapsın AK Partinin oyları eriyor.
C.H.P. nin ekonomi politikası bence tuttu. Halk umutlandı. Dedikodular olmasa insanlar daha çok inanacak Kılıçdaroğlu’nun söylediklerine.
Şimdi de şu yalan söyleniyor. 65 yaş üstüne belediye otobüslerinde sağlanan ücretsiz binme hakkı, AK Parti iktidardan düşerse kaldırılacakmış. Cahil kişiler inanmaya başlamışlar bile.
İktidar partisi elbette elindeki imkânların yok olmaması için çaba harcayacaktır. Bu doğaldır.
Üstelik kendilerinden hesap sorulacağını bildiklerinden, ellerindeki gücü kaybetmemek için, her türlü yola başvuracaklardır.
Vaatler arttıkça artıyor. Yapılabilecek şeylerde söyleniyor, yapılamayacaklarda.
Umut umut hep umut ta, vatandaşın gıdası da simit oldu gerçekten.
Yıllardır duyduk bu kabil sözleri ve umutlarımız yeşerir mi diye bekledik.
Adalet ve Kalkınma Partisi. İsme dikkat edin. Adalet sağlanacak ve kalkınma olacak.
Adalet şu an ne durumda? Peki, kalkınma oldu mu? Daha doğrusu kimler kalkındı, kimler kalkınmadı, halkın durumu ne vaziyette?
Seçimler yaklaştıkça liderler de sertleşiyor. Halk gerildikçe geriliyor. Bunların olmaması gerek.
C.H.Partisinin ekonomik politikaları gerçekten çok güzel. Her söylediğini gerçekleştirebilir mi onu bilemem, zaman gösterecektir. Ancak, emeklilere bayramlarda vereceği iki maaş ikramiyeyi ve kredi borçlarının faizlerini sileceği hususunu hemen gerçekleştireceğinden eminim.
C.H.P.sinin doğu ve güneydoğu illerinde toplantılar düzenlememesi eksi puan.
7 Haziran seçimlerinden sonra, hiçbir partinin tek başına iktidar olması mümkün gözükmüyor.
HDP nin barajı aşması dengeleri bozacak. Bence kesinlikle HDP Barajı aşar.
M.H.P. ve C.H.P. nin oyları yükseliyor. AK Partinin oyları ise süratle eriyor.
Vatan Partisi çok çırpınıyor, ancak barajı aşabilmesi mucize gibi geliyor bana. Keşke o da aşsa. Seçime giren diğer partiler barajın altında kalırlar. Oyları da boşa gidecek böylece. Türkiye genelinde Hangi parti çok oy almışsa ona kayacak bu oylar.
Ülkenin geleceğini karartmamak için, tüm vatandaşların çok iyi düşünüp oylarını ona göre vermelerinde yarar var.
Hayırlısı diyelim ve artık karnımızı doyurmak için simit yemeyelim.
NOT:
Bugün 27 Mayıs 2015. 
27 Mayıs 1960 da ne olmuştu? 
Asker yönetime el koymuş ve Demokrat Parti iktidarına son vermişti.  Cemal Gürsel yönetimindeki askeri darbe sonunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polat kan asılarak idam edilmişlerdi.
Ben 15 yaşında idim. Hatırlıyorum o yılları. Demokrat Parti hayranları bir anda ortadan kaybolmuşlardı.
Sevdikleri parti liderlerinin arkasında duramadılar. Savunamadılar.
12 Eylül 1980 de de aynısı olmuştu.
Halkın ne zaman ne yapacağını kestirebilmek mümkün değil. Güç kimde ise ondan yana olunuyor maalesef.
İnşallah bir daha bu kabil kötü günler yaşanmaz.  Her şey demokratik zemin içinde çözülür ve Halk layık olduğu idare ile yönetilir.
Zekeriya Tümer
ulusalhaber@hotmail.com

21 Mayıs 2015 Perşembe

ONLAR KONUŞUR, AK PARTİ YAPARMIŞ!... (Zekeriya TÜMER)

TÜMER DİYOR Kİ:
ONLAR KONUŞUR, 
AK PARTİ YAPARMIŞ!
(Zekeriya TÜMER)
AK Partinin yollara astığı pankartlar da böyle yazılar var.
Doğru, sen ne söylersen söyle, imam bildiğini okur.
Sanki muhalefet partileri iktidarda da, onlar sadece söylüyor ama hiç bir şey yapamıyor.
Seçimlere az kaldı. 7 Haziran günü yaklaştı. 16 gün kaldı. Meydanlarda kızıştı.
Onlar Konuşur; 
AK Parti yaparmış!...
AK Parti yapar tabii. 13 yıllık İktidar döneminde neler yapmadı ki!...
Aklımıza gelenleri şöyle bir sıralayalım.
Dış Politikamız çöktü.
Mısır, Libya, Suriye, İran dâhil olmak üzere birçok Arap ülkeleri ile dostluklarımız bitti.
Yunan adalarımızı işgal etti.
Ordumuz, Ergenekon, Balyoz davaları ile çökertildi.
Tabelalardan TC Kaldırıldı.
Paralel Yapı bahanesi ile Polis, Yargı darmaduman edildi.
İşsizlik büyüdü.
Tarım bitti, çiftçi kan ağlıyor, Elma, Armut ithal eder olduk.
Emekli zor geçinir durumda.
En önemlisi, satılmadık kurum kalmadı. Bunların parası Türkiye’de mi kalıyor, yurt dışına kaçırılıyor.
Arsalar, binalar yabancılara satıldı, Türk vatandaşları mal alamaz oldu.
Böylece ekonomi çöküyor, kimsenin umurunda değil.
Koskoca AK saray yapıldı, yılların Çankaya Köşkü tarihe karıştı.
Yandaşlar ve uşaklar trilyoner oldu, halk fakirleşti.
Yandaş basın icat oldu,  hür basının sesi kesildi.
Onlar konuşur AK parti yapar. Doğru yaparlar valla.
Haklarını yemeyelim, ne yaptılar yararlı?
Hızlı trenler yaptılar. İstanbul’a 3. Köprü, 3.cü hava alanı yapıyorlar. Ağaçlar kesildi, yeşillik kalmadı.
İstanbul’un altını oyup duruyorlar ve yeraltı treni ile döşüyorlar. Bu işte getiri büyük elbet.
Başka ne yaptılar?
 Hava alanları yaptılar. Ekonomik olarak çok kalkınmış ülke olduğumuzdan Hakkâri’deki iş adamlarımız İstanbul’a rahat gelip gidebilsinler diye!
Özel uçaklar alındı, özel zırhlı arabalar alındı, her devlet görevlisi rahat etsin diye gerekenler yapıldı.
Otoban yollar yapıldı. Fabrikalar kapatıldı. İşsizlik arttı.
Üretim azaldı, tüketim arttı. İthalat artarken, ihracatta düşüş yaşandı.
Dolar yükselirken, Türk Parasının değeri düştü.
Toki yandaş Müteahhitleri zengin etmek için her yere binalar kondurdu, gökdelenler inşa edildi.
Kürt açılımı dendi, Apo ile dostluk kuruldu. Ülke bölünme aşamasına geldi.
İç ve dış düşmanlar arttı, Cumhuriyet ve Atatürk karalanmaya başladı.
Alevi ve Sünni, Kürt, Türk ayırımı yapılarak kardeş kavgası yaşanır hale gelindi.
Din suiistimal edildi, yalanlar, hırsızlıklar arttı.
Suriye’den gelen insanlar sokaklarda dilenerek, dilenci sayımız arttı.
Sevgili okurlar, daha sayacak çok şey var. Doğru, onlar konuşsun dursun, İmam bildiğini yapar.
Devlet kurumlarının çoğuna İmam atanmadı mı?
Seçimlere az kaldı. Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılmasını istemiyor iseniz, Cumhuriyete ve Atatürk’e bağlıysanız, Başkanlık sisteminin gelmesinden yana değilseniz, Ordumuza, Polisimize ve Hâkimlerimize, Savcılarımıza sahip çıkmak güçlü bir Hukuk Devletinden yana olmak istiyorsanız, oylarınızı çok düşünerek verin.
Ülkemizin, birliğe ve dirliğe ihtiyacı var.
Temennimiz 7 Haziran seçimleri hilesiz, sahtekarlık yapılmadan Demokratik bir seçim olur ve  Hak eden kazanır inşallah.
Kazanan partinin de ülkemize hayırlı olması dileğimizdir.
21.05.2015
Zekeriya TÜMER
ulusalhaber@hotmail.com

11 Mayıs 2015 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ: Ankara, HAYMANA İzlenimleri; "AK PARTİ KAN KAYBEDİYOR!.."

TÜMER DİYOR Kİ:
AK PARTİ KAN KAYBEDİYOR
8 Mayıs 2015 tarihinde Ankara 1.Bölge Bağımsız Milletvekili adayı, Makine Yüksek Mühendisi Ahmet Yalvaç’a destek vermek için Ankara’nın Haymana ilçesine Av. Yusuf Ziya Kıvanç’la beraber gittik.
Ankara’nın Haymana ilçesi şifalı suyu ile meşhurdur. 
Kışın 43-44 derece, yazın 44-45 derece de çıkan yer altı sıcak suyu ile Haymana ilçesi şifa dağıtmaktadır.
Haymana ilçesinde daha çok Kürt kökenli vatandaşlar ikamet etmektedir.
İlçeye araba ile girdiğimizde gözümüze ilk çarpan pankart HDP’nin oldu. HDP Haymana’da da sıkı bir çalışma yapmaya başlamış.
Sonra AK Parti arabasını gördük. Arkadan C.H.P.nin seçim arabası da Haymana sokaklarında geziyordu.
Cuma günleri Haymana’da Pazar kuruluyor. Bu nedenle Seçime girecek Partiler Haymana’ya gelmişler. Mümkün olduğunca kendilerini tanıtıyorlar. Bizde Bağımsız adayımıza destek vermek için Haymana’ya geldik. Bu arada da gazeteci gözü ile teşhisler ve tespitler yapmaya çalıştık.
Esnaflarla tek tek tanışma ve konuşmalarımızda şunlara şahit olduk:
Esnaf’ın çoğunluğu hangi partiye oy vereceğini açıklamamaktadır. Ancak, AK Parti’den bıktıklarını tavırları ile belli etmekteler.
İnsanlar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eline Kur'an-ı Kerim'i alıp sallamasına tepkililer. Din bu kadar da siyasete alet edilmez, demektedirler.Bir de Kur'an-ı Kerimin pasta yapılıp yenmesini de hiç hoş karşılama maktadırlar.
Sözcü gazetesinin okunduğunu gördük. Okuyan kişinin etrafındakilerle de tartıştığına şahit olduk. AK Parti’ye oy vermek isteyene, “Bu yalancıların, dolandırıcıların, memleketi soyanların, bugüne kadar bizi yalanları ile uyutanların neresine oy vereceksin” diyordu. AK Partili olan kişi de “Bu gazete okunmaz, o ateist, dinsizlerin gazetesi, yalan yazıyor” diye inanmak istemiyordu.
Kürt olduğunu ifade eden bir bayan ve bey mağazanın önünde oturmuşlar çay içiyorlardı. Bizi görünce masalarına çay içmeye davet ettiler. Biz Kürt’üz ve AK Partiliyiz diye de peşin peşin söylediler.
Devamla da,“Biz C.H.P.ye oy vermeyiz, onlar ateist, din iman yok” diye de devam ettiler.
AK Parti olmasaydı biz şu gördüğünüz arabalara binemezdik, zamanında gaz, tuz bulamıyorduk”, diyerek 1980 öncesine gittiler.
Onlara şunu söyledim. Siz Müslüman mısınız? Dedim. Elhamdülillah, dediler. Peki Müslümanlığı kimden öğrendiniz, Kur'an-ı Kerim’i hiç okudunuz mu, mealini hiç olmazsa okudunuz mu? dedim. Cevap veremediler. Peki dedim, Müslümanlıkta yalan söylemek, iftira atmak, hak yemek, çalmak, çırpmak, var mı, dediğimiz, de. Cevap alamadım. C.H.P. Dinsiz bir parti de değildir. Oradaki insanlarda Müslüman’dır, dedim. Ama siz AK Partilisiniz, buna da saygı duymak gerek. İyi düşünün, değerlendirin ve oyunuzu ona göre verin. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun, dediğimizde, onlar da hayırlısı dediler.
Haymana’da şuna şahit olduk. HDP’nin barajı aşabileceğine. C.H.P.nin halen güven duygusunu halka veremediğine, halkın çoğunlukla daha hangi partiye oy vereceğine karar veremediklerine, ancak AK Partinin oy kaybettiğine, her 10 kişiden birisinin AK Partiye sıcak baktığına, ama her an vaz geçebileceklerine şahit olduk.
Merkez Partisinin Ankara 1. Bölge Milletvekili adayları da Haymana’da kendilerini tanıtma gezisini yaptıklarına şahit olduk.
C.H.P sinin çok daha etken politika ile halka kendisini tanıtması gerek. Kemal Kılıçdaroğ’lunun yerine başkası olsa idi, daha iyi olurdu diyorlar.
Batmanlı olduğunu ifade eden birisi ise çok ilginç şeyler söyledi.
C.H.P. Doğu’da yok. Çok yanlış yapıyorlar. AK Parti orada fakir halka çok şeyler vaat ediyor ve para dağıtıyor. HDP’nin barajı aşamaması için yoğun çaba harcıyor. C.H.P.nin mutlaka Doğu illerinde Miting yapması ve politikasını anlatması gerek, dedi.
İktidar partileri hiçbir zaman gerçekleri de göremiyorlar, ya da görmek istemiyorlar. İşsizliğin ve ekmek parası kazanmanın ne kadar zor olduğunu keşke bilebilseler.
Ankara’nın Keçiören semtinde oturan 55-60 yaşlarında bir bayanın kendi el örgülerini Haymana pazarına getirerek satmaya çalıştığına şahit olduk.
Hiçbir geliri yoktu bu bayanın. Ankara’daki pazarların çoğu mafyanın elinde, diyordu. Oralarda satış yapamıyorum, tek gelir kaynağım bu. Mecburen ekmek parası kazanabilmek için, kar kış demeden pazarlarda kendi el emeğim, göz nurum malzemeleri satmak istiyorum, ona da müsaade etmiyorlar, diye sızlanıyordu.
Sosyal Hukuk Devletiyiz. Yoksulumuz yok diye barbar bağırıyoruz. Kendi vatandaşımıza yardım edemiyoruz, başkalarına yardım edebilmek için milyarlar harcıyoruz. Buna üzülmemek mümkün mü?
12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin lideri Kenan Evren’de 98 yaşında hakkın rahmetine kavuştu.
Gazetelerde ve televizyonlarda lehte konuşmalardan çok aleyhte konuşmaları ve yazılanları görüyoruz.
Darbelerin mutlaka yapılma sebepleri vardır. 12 Eylül 1980 den önce memleketin durumu nasıldı? Mahalleler bölünmüş, 15-16 yaşlarında çocuklar ellerinde silah, mahalle içerilerinde terör estiriyorlardı. Bakanlıklar basılıyor, memurlar dışarı çıkarılıyordu. Geceleri yollar kesiliyor, kadınlar sokak ortasında oynatılıyordu. Sağ ve sol çatışmalarda birçok kişi öldürülüyordu. Bu konuda yazılacak çok şey var. Askeri darbeler meşru sayılmaz. Ancak, hiç olmazsa Kenan Evren kısa sürede tekrar Demokrasiye geçti ve Anavatan Partisine iktidarı teslim etti.
Bazı şeyleri eksisi ve artısı ile değerlendirmek gerek.
Bugün çok daha iyi şartlarda mıyız?  7 Haziran Seçimlerinin sağlıklı yapılıp yapılamayacağından bile şüphe duymaktayız.
Hak ve Adaletin ayaklar altına alındığı, hâkimlerin, savcıların, askerin, polisin yaptıkları görevlerden dolayı tutuklandığı, suçlandığı, kargaşanın gittikçe arttığı bir dönem yaşıyoruz.
Sert rejimler hiçbir zaman iyi olmaz. Halk ezilir. Haklı ve haksız ayırt edilmeden birçok yanlışlıklar yapılır. Bunlara sebebiyet vermemek gerek.
Gene de Kenan Evren’e Allah’tan rahmet dileyelim, günahları ve sevapları ile öbür tarafa gitti. Hesabını orada verir. O da bizi ilgilendirmez.
Büyük usta sanatçı Zeki Alasya’yı da kaybettik. İyi bir Tiyatro ve sinema sanatçısı idi. Metin Akpınar ile ikisi topluma çok şeyler vermişlerdi.
Zeki Alasya’nın Boğazda lokantası vardı. İki kere gittim oraya. Her gittiğimizde masamıza gelmiş ve sohbet etmiştik. Alçak gönüllü ve kibar bir insandı. Allah ona da Rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. Günahları ve sevapları ile o da gitti işte öbür tarafa.
Herkes şunu unutmasın. Bu dünya gelip geçici. Ne kadar yaşarsan yaşa netice belli. Kenan Evren 98 yaşında gitti, Zeki Alasya 72 yaşında.
İnsanları üzmek, haklarını yemek, kendi çıkarı uğruna, ülkesine ve insanlarına zarar vermek ile ebedi kimse yaşayacağını sanmasın.
Her şeyin bir sonu vardır, bu son da çok uzak değildir.
7 Haziran seçimlerinde Türk Milleti geleceğini belirleyecektir. Bu nedenle, çok önemli olan 7 Haziran seçimlerinde iyi düşünüp ona göre karar vermek gerektiğini herkesin iyi anlaması lazım.
Zekeriya Tümer
ulusalhaber@hotmail.com

4 Mayıs 2015 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ: (Kemal KILIÇDAROĞLU) BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNA OTURMAN ZOR DOSTUM ZOR

TÜMER DİYOR Kİ:
BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNA OTURMAN ZOR DOSTUM ZOR
C.H.P. Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başbakanlık koltuğuna oturacağını zannediyor!
Zor, hem de çok zor ve de imkânsız gibi gözüküyor!..
Neden böyle düşünüyorum, diyeceksiniz?
C.H.P. seçim bildirgesini açıkladı. Halkın nezdinde de oldukça kabul gördü. 
Yani CHP İktidara doğru da yürüyor.
C.H.P.’nin tüm üyeleri de çok güzel çalışıyorlar. AK Partiye bugüne kadar oy verenler bile bu seçimlerde C.H.P.ye oy vereceklerini söylemeye başladılar.
Kılıçdaroğlu’nun bilhassa emeklilere vereceği Bayramlardaki iki ikramiye sözü de çok tuttu.
C.H.P. Başkanı Kılıçdaroğlu’nun ekonomik ağırlıklı konuşmaları ilgi çekiyor.
Söyledikleri de doğru. Kaynak falan var. Hükümetler isterlerse kaynağı bulurlar. Devlet israftan vazgeçtiği takdirde, kaynak çok…
Devletin paraları çarçur edilmezse, ekonomi de düzelir, kaynak ta bulunur.
C.H.P. Bu seçimlerde bana göre % 35 i bile aşabilir. 200 ün üzerinde milletvekili çıkarabilir.
AK Parti yavaş, yavaş oy kaybediyor. Mayıs ayında daha da kaybedeceğe benziyor. Vatandaş artık palavralara inanmıyor. Açlık ve sefalet, en önemlisi de Dinimizin istismarı vatandaşı AK Partiden uzaklaştırmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın açılış konuşmaları bahanesiyle halka hitap etmesi de halkın tepkisine neden olmaktadır. AK Parti bu gidişle % 40 ın altına düşecek gibi gözüküyor. Ancak, sandıklarda istenmeyen oyunlara tevessül edilmez inşallah.
M.H.P.’nin de oyları yükseliyor. % 22 yi aşabilirler.
H.D.P. barajı aşabilir. Türkiye genelinde seçime girmeleri onlara avantaj sağladı.
Vatan Partisi de keşke aşabilse, ancak, çok zor. İnşallah aşar diyelim.
Bu durumda Başbakan olmaya Kılıçdaroğlu en yakın.
İşte burada durum değişiyor. Kılıçdaroğlu’na kim Başbakanlık görevini verecek. Halk diyeceksiniz.
Hayır, halkın verdiği görevin uygulanabilmesi kimin elinde? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde.
Başbakana hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı verecek.
Sizin hiç aklınız kesiyor mu Recep Tayip Erdoğan kalkacak Kılıçdaroğlu’na,” hadi hükümeti kur ve sonra da bizlerin yargılanması için uğraş,” diyecek.
Bu mümkün mü?
C.H.P. ne kadar oy alırsa alsın, bu görevi Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’na vermeyebilir.
Cumhurbaşkanı, bugün Anayasayı tanımayabilir, ama 7 Hazirandan sonra Anayasa’ya sığınacaktır ve elindeki tüm kozları kullanmaya çalışacaktır.
AK Parti ile hiçbir parti de koalisyon hükümetine ortak olmayabilir. 
Ancak, M.H.P. ve H.D.P. dışarıdan destek verebilirler ve AK Parti azınlık hükümetini kurabilir,  en kısa zamanda da yeniden seçime gidilebilir.
Böylece C.H.P. nin önü kesilecektir. Kılıçdaroğlu da vaatlerini yerine getiremeyecektir. 
AK Parti kurduğu azınlık hükümeti ile C.H.P.nin ekonomik politikasını uygulamaya çalışarak, “Bakın C.H.P. yapamazdı ama biz yaptık” diye halkın güvenini kazanmaya çalışabilir.
Biliyorsunuz, geçenlerde Binali Yıldırım’ki Cumhurbaşkanına en yakın kişi, ne dedi,” azınlık hükümeti kurulabilir,” dedi.
Biz de bu kanıdayız. İnşallah yanılırız ve Demokrasi’yi Cumhurbaşkanımız en iyi şekilde uygular ve herkesi şaşırtır.
Seçim yaklaştıkça tehlike büyüyor.  Meydanlarda, partililer birbirlerine belki de ağza alınmayacak kelimelerle saldıracaklar. Halkı gerdikçe gerecekler. Bunlar hiç hoş değil.
Twitter ve facebook hesaplarından bilhassa devlet büyüklerine hakaret içeren sözler söylemeyin, derhal hakkınızda dava açılır ve hapse bile girebilirsiniz. Bırakın halk kendisi gerçekleri görsün.
Gerçekten çok ilginç günler yaşıyoruz. Hâkimler kendi meslektaşlarını tutukluyorlar. Polisler kendi arkadaşlarını gözaltına alıyorlar.  Paralel yapı nasıl bir yapıymış ki ortalığı toz duman haline getirdi.
Ben her zaman Adalete güvenmişimdir. 
Mutlaka Adalet tecelli edecektir.
Devlet memurları birbirlerine kinlenmemeli. Onların görevi yürürlükteki kanun ve mevzuatları uygulamaktır. Biz de 33 sene Devlette görev yaptık. Karşımıza hangi partiden ve hangi düşünceden kim gelirse gelsin mevzuat ne ise onu uyguladık. Devletin memurları halkın verdiği vergilerle maaşlarını almaktalar. Onlar devletin memurlarıdır. Görevleri, yürürlükteki kanunları ve yönetmelikleri, yani mevzuat hazretleri neyi emrediyorsa onu uygulamaktır. Halka hizmet etmek mecburiyetindedirler. Birbirlerine karşı kin ve nefret duygularından arınmak zorundadırlar. Hükümetler gelir ve gider. Siyasi iktidarların oyuncağı olmamalıdırlar. Birbirlerine karşı kin ve nefret içerisinde olup, düşmanca tavır takınırlarsa, halka hizmet edemezler ve devlete çok zarar verirler.
A Parti iktidar olduğunda B partili diye memurları kıyıma uğratırsa, B Parti iktidara geldiğinde de A partili diye memurları kıyıma uğratır. Memur memura düşman olur. Bu durum inanın çok sakıncalıdır ve devletin çökmesine sebebiyet verebilir.
Siyasilerin ellerini Devletin memurlarının üzerinden mutlaka çekmesi gerekmektedir.
Önümüzdeki aylar ve yıllar itibari ile ülkemizde istikrarı görebilmemiz mümkün değil.
Hiç hayra alametli günler yaşayabileceğimizi ben zannetmiyorum. Çok sıkıntılı günler bekliyor bizleri.
Mutlaka seçimlere kadar sağduyulu olmamız gerek. Anadolu halkı sağduyuludur. Onlar yeri geldiğinde oyları ile gereken cevabı verirler. Geçmişte bunları gördük. Bu güne kadar iktidar olan birçok partinin, bugün ki durumları meydanda…
Ne olursa olsun, bu ülkede Demokrasi uygulanmalı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine Tüm kurum ve kuruluşları ile sahip çıkmalıyız.
Gene de her şeyden hayır bekleyelim ve Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlara vesile olmasını dileyelim.
04.05.2015
Zekeriya TÜMER
ulusalhaber@hotmail.com