29 Mayıs 2022 Pazar

Tümer Diyor ki:

 TÜMER DİYOR Kİ:

Sevgili Okurlar Türk Gücü Televizyonunda yaptığım Hayatın içinden programına ağırlık verdiğim için, burada bazen yazılarıma ara vermek zorunda kalıyorum. 

Zaten biz ara vermesek, gazeteciler ve sosyal medya üzerindeki baskılar yazı yazanlara, yorum yapanlara ara verdiriyor. 

Elbette yazıların ile, sosyal medya'da yaptığın yorumlarla kimseye hakaret etmemek, aşağılamamak gerekmektedir. 

Bilhassa devletimizin içerisinde görev yapanlara çok daha dikkatli hareket etmek gerekmektedir. 

Türkiye Cumhuriyetini temsil eden ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumlarında görev alanlar devleti temsil etmektedirler. 

Özel ve Tüzel kişilere de hakaret edilmez. Terbiyesiz sözler söylenmez. Bir eleştirin varsa, yasaların sana verdiği haklar çerçevesinde eleştirini yapar, sorularını sorarsın. 

Bir olayı veya bir icraatı yapan kişinin mutlaka bir bildiği vardır. Neden yaptığını sormak gerek. O da gerekçeleri ile anlatmalıdır.  

Muhalefet partileri sorularını elbette soracaklardır. İktidar partisi mensupları da o sorulara usulüne göre cevap verirlerse, ortada problem diye bir şey kalmaz. 

Herkesin bir amacı vardır. Bu amaç vatanın lehine, milletin lehine, ülkenin geleceği için  ise, elbette güzeldir. 

Bir ülke'de yaşayan kişiler, kavga ile, açlıkla boğuşarak, yoksulluk ve sıkıntı içerisinde yaşamak istemez. 

Savaşı ise hiç istemez. 

İşte etrafımızda olanları görüyoruz. Çocuklar yetim, kadınlar kocasız, anneler, babalar evlatsız kalıyorlar. Sıkıntı, acı, ızdırap insanların yüreklerini sızlatıyor. . 

Bizler yıllardır PKK belasından neler çektik. Halen de çekiyoruz. 

Bu dünya'da huzurlu yaşayamayacak mıyız? 

Neden hep ben ben ben denir? Neden biz biz biz denmez?

Neden hep kimse kimseyi beğenmez? 

Bir şey olunca sen kimsin, sen kimsin? Denir. 

Devletin içerisinde görev alanlar o görevlere atanan kişilerdir. Mutlaka yaptıkları görevlerin sona ereceğini bilmek zorundadırlar. Kimse aynı görevde ebediyen kalmaz. Bizim ülkemizde emeklilik yaşı bellidir. 

Her görevin bir süresi vardır. Görev süreni uzatabilirsin. Uzat uzat, istediğin kadar uzat. Mutlaka bir gün gelecek son bulacaktır. 

Ana son ise, bu dünyadaki ömrünün bittiği andır. 

Hepimizin bir sonu var. O'nu unutmamak gerek. 

Geçmişi devamlı kaşımak ve geçmişteki kişileri devamlı eleştirmekle de bir yerlere varılmaz.

Geçmişteki kişiler yanlış yapmışlar ise, o yanlışları bizler yapmamalıyız. Bizlere ders olmalıdır. 

Geçmiş geçmişte kalmıştır, geleceğe bakmak zorundayız. 

Gelecekle ilgili planlar, projeler yapılmalıdır. 

Her insan doğar, büyür, yaşlanır ve nihayet görevi bittiğinde bu dünyayı terk edip, öbür dünyasına doğru yol alır ve gider. 

Ancak, doğumlar devam eder, arkadan senin yerine birileri daha gelir ve gelecektir. 

Gençler yetişecek,  bizlerin bulundukları görevlere onlar gelecektir. 

Bu nedenle gençlere ümit vermeliyiz. Onların geleceklerini düşünmeliyiz. 

Gelecek kuşaklara iyi bir dünya bırakmanın yollarını büyükler bulmalıdır. 

Şu anda yaşadığımız ülkemizde kimsenin inkar edemeyeceği bir hayat pahalılığını yaşamaktayız. 

Bu bir gerçektir. 

Peki ama bu gerçeğe çare bulacak kimdir?

O gerçekte Devleti yönetenlerdir. Devleti yönetenler bu çareyi bulmak zorundadırlar. 

Mutlaka onlar da bir şeyler düşünüyorlardır. Yoksa kimse, ülkesinin kötü duruma düşmesini istemez. Halkının sefalet içerisinde yaşamasını istemez. 

İnşallah bu günler geçer. Daha berbat günler yaşamayız. 

Gelen gideni aratır derler ya, bunları yaşamayız ve gelenler gidenlerin yaptıkları hataları yapmazlar ve gelecek günler güzel olur inşallah diyelim. 

Zekeriya TÜMER

ulusalhaber1881@gmail.com


19 Mayıs 2022 Perşembe

19 Mayıs Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu olsun

TÜMER DİYOR Kİ:


Çok kıymetli Türk gençliği:
Bugün 19 Mayıs 1922 gününü idrak ediyoruz. 

Bugün büyük milli bayramımızı coşku ile kutlamamız gerek. 

Bu bayram her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan resmi ve milli bayramdır. 

Bugün 1919’da Mustafa Kemal Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmıştır. 

19 Mayıs 1919 tarihi Türk Milleti için  son derece önemli bir gündür. 

Neden mi?

Ülkenin itilaf devletleri tarafından işgaline karşı Türk Kurtuluş Savaşının başladığı gün kabul edilir bugün.

Atatürk bu bayramı Türk Gençliğine armağan etmiştir. 
Uzun yıllar “Gençlik ve Spor Bayramı” adıyla kutlanan bu bayram, ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun’da kutlanmıştır. 

24 Mayıs 1935’te Atatürk günü adı altında resmiyet kazanmıştır. 
19 Mayıs, 20 Haziran 1938 tarihinde “Gençlik ve Spor Bayramı”adını almıştır. 

12 Eylül Darbesi ile yönetime gelen Kenan Evren zamanında 1981 yılında “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak değiştirildi. 

Sevgili Gençler, bugün Atatürk'ü anmak ve onun sizlere emanet ettiği Gençlik ve Spor Bayramını bütün milli benliğimiz, milli duygularımız, milli hislerimiz ve tüm kalbimizle, beynimizle milli şuurumuzla kutlamamız gerekmektedir. 

Ancak, ne yazıktır ki, milli bayramlarımızı yıllardır istediğimiz gibi kutlayamamaktayız! 

Milli Bayramlar, toplumun milli duygularının dile getirildiği, toplumu milli duygu ve düşüncede birleştirdiği bayramlardır. 

Milli benliğini kaybeden, milli duyguları yok olan milletler başkalarının avı olmaya mahkumdurlar. 

Bu nedenle Milli Bayramlar çok önemlidir.

Bizim gençliğimizde Liseli Gençler, Polis Akademisi öğrencileri, Harp Okulu talebeleri başta olmak üzere tüm gençlerimizin Spor Gösterileri ile birleştirerek kutladıkları bayramlar çok muhteşem bir şölen olarak kutlanırdı.

Ey Türk Gençliği Vatansever olmak demek Atatürk'ü sevmek demektir. 

Biz vatanımızı da, Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü de canı gönülden sevmekte ve onun yolunda, onun bizlere tuttuğu ışığı söndürmeden, bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuza kadar yaşatabilmek amaç ve gayesi ile yola çıkmış bulunmaktayız. 

Sevgili Türk Gençliği, yazımı  Mustafa Kemal Atatürk’ün sizlere söylediği bir söz ile bitirmek istiyorum. 

“Sayın Gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak. 
Size, Türk gençliğine terk edip bıraktığımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız. 

Milletin yükselme gerek ve şartları için yapılacak şeylerde, atılacak adımlarda asla tereddüt etmeyin,.

Milleti o yükselme aşamasına götürmek için dikilecek engellere hep birlikte mani olacağız. 

Bunun için dimağlarınıza, irfanlarınıza, bilginize icab ederse bileklerinize, pazularınıza, bacaklarınıza müracaat edecek, fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız. 

Bu millet, sizin gibi evlatları ile  layık olduğu olgunluk derecesini bulacaktır. “ demiş ve en sonunda da şunu söylemiştir. 

“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” Diyerek son sözü; “MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR”. olmuştur. 

TÜM GENÇLERİMİZİN 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA  GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINI KUTLAR, GELECEK GÜNLERİMİZİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM. 
Zekeriya Tümer
19.05.2022