28 Nisan 2018 Cumartesi

24 HAZİRAN (erken ve/veya BASKIN SEÇİM) KURTULUŞ MU OLACAK?.. YOKSA TAM BİR BATIŞ MI!.. "TÜMER DİYOR Kİ!.." Araştırmacı, Gazeteci-Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
24 HAZİRAN
KURTULUŞ MU OLACAK?..
YOKSA
TAM BİR BATIŞ MI!..

Sevgili okurlar; 
73 yaşına gelmiş birisi olarak bugüne kadar böyle bir yönetim ve siyaset görmedim.

Kimler geldi kimler geçti.
(Adalet ve Kalkınma). İsmin güzelliğine bakın.
Adalet gelecek, kalkınma olacak.
Adalet geldi mi? Kalkınma oldu mu?

Halen, söylenen yalanlara, akıl tutulmasını yaşayanlar inanmaktalar.

Avrupa bizi kıskanıyormuş.

Neyimizi kıskanacak.

Onların emeklileri, çalışanları, çalışmayanları rahat ve huzur içerisinde yaşarken, benim ülkem de inim inim inlemekte vatandaş.

Sevgili okurlar, ben 24 Haziran seçimlerinin de ertelenebileceğinden korkuyorum.

Mayıs ayında terör patlayabilir veya patlatılabilir.

Olağanüstü hal ile idare edildiğimizden ani bir karar ile seçimler ertelenebilir.

AK Partinin seçimi kaybedeceği korkusu gittikçe artmakta. Ellerindeki ballı, kaymaklı ekmekleri kim kaybetmek ister!

Üstelik iktidardan düştüklerinde, nasıl onlar geçmişte şu hata oldu, bu hata yapıldı, diye birçok konu hakkında dava açarak, kişilerden hesap sordular. Bazıları hapislerde öldü, bazıları hastalandı, birçok kişi ise halen hapishanelerde çürüyorlar.

İktidar kaybedildiğinde AK Parti’yi yöneten ve onun iktidar avantajından yararlanan birçok kurum ve kuruluş mensupları ile özel sektörden çok firma hakkında soruşturmaların başlayabileceğini tahmin eden iktidar partisi, göz göre göre kendisinin ipini çeker mi?

Meclis çoğunluğu şu an elinde.

Yarın seçimlerde kaybederse, ne olacak? Sıkıntılı günler yaşayacak.

Bunu ister mi zannediyorsunuz!

AK Parti seçimleri erteleyip, yeni bir karar çıkararak

Meclisin kararı ile BAŞKANLIĞIN gelmesi sağlanırsa. buna kim dur diyebilecek.

Bugün tek adam olarak ülkeyi yöneten R.T.E.n elindeki gücü hiçbir şekilde kaybetmek istemeyecektir.

Ne oldu, CHP Ankara’dan İstanbul’a kadar Adalet istiyorum diyerek yürüdü.

Geldi mi Adalet?

Geldi, AK Partililere Adalet geldi. Hukuk onların istediği şekle girdi.

Şeker Fabrikaları satılmaz, sattırmayız diye bas bas bağırıldı. Mitingler yapıldı. Şeker fabrikaları vatandır, vatan satılmaz dendi.

Ne oldu, patır patır satılıyor. Kim engelleyebiliyor.

En büyük Sendika Kuruluşu Türk-İş uyandı gaflet uykusundan herhalde, İşçi haklarını dile getirmeye başladı.

Kim takar ki, üç gün sonra sesi gene kesilir.

Elinde devletin gücü olan, istediği anda istediği kişi ve kurumun ipini çeker.

Çekilmedi mi, çekildi. Seçilmiş Başbakan, seçilmiş Belediye Başkanları, güçlü medya kurumları, sesini çıkaramayan, sus pus olan siyasiler.

Daha bugünler iyi günler. Hele bir Başkanlık ele geçirilsin, o zaman göreceksiniz nelerin olabileceğini.

Belli olmaz belki de kalkınırız. İnanmak isteriz de inanmak çok zor?

Şu an da istediği kararı alabilen İktidar, yapabilse idi erken seçime gitmeyi istemezdi.

Sevgili okurlar, muhalefet partileri halen akıllanmadılar. Karşılarındaki gücü küçümsüyorlar.

Her seçimde hepsi tek adama R.T.E. na saldırdılar. Her seçimde de tuş oldular. Neden?

Nedeni birleşememeleri!..

Şimdi Bir Meral Akşener rüzgarı esiyor. O rüzgârın hızını da kesmek üzere iken DEMOKRASİNİN bekçisi CHP takdire şayan ve cesaretle 15 milletvekilini İYİ Partiye verdi ve İYİ Partinin seçimlere girmesi garantilendi.

İyi de İYİ Parti KILIÇDAROĞLU’nun bütün iyi niyetli yaklaşımlarına tam manasıyla karşılık veriyor mu?

EYYY MİLLET VE EYYY MUHALEFET PARTİLERİ.

Birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmez iseniz, cesur, kararlı, bilinçli olarak ülkenin içerisinde bulunduğu kötü şartları idrak ederek hareket etmez iseniz, çok ama çok pişman olacaksınız.

Tarih sizi affetmeyecek.

Saman ithal eden bir ülke kalkınmaktan bahsedemez.

Et ithal eden ülke kalkındım diyemez.

Tarımı, sanayisi, ekonomisi çökmekte olan, bütçesi açık veren, milli servetlerini satan bir ülke kalkınmaktayım diyemez.

Yalanla, dolanla, dini istismar ederek ülkenin kalkınması sağlanamaz.

Gerçekler ortada.

Gücün kimlerin elinde olduğu da malum.

24 Haziran’da seçimler yapılırsa, sandıklar kontrol altında tutulursa, Yüksek Seçim Kurulu hakkaniyet ile hareket eder ise, kim ne derse desin, bu düzen değişecektir.

Yalnız şunu da kimse unutmasın. Amerika 2023 e kadar R.T.E. nı iktidarda tutmaya çalışacaktır.

Söylenen sözlere değil yapılan icraatlara bakın.

Sözlerin çoğu yalan. Bu yalanlar ile kamuoyu uyutulmakta. Yandaş medya gerçekleri yansıtmamakta. Cahil halkta yaşadığına değil, söylenen sözlere inanmakta.

Yalan söyleyenler bu dünyada kazan salarda öbür tarafta cezalandırılacaklardır.

Kimse kendisini ölmeyecek sanmasın.

Son önemlidir.

Yaşarken çok şaşaalı-tantanalı paralar içerisinde yüzerek yaşayabilirsin.

Ancak sona yaklaşırken yaptığın kötülüklere, söylediğin yalanlara, yetim ve kul hakkı yemelerine, kişilere ve topluma zarar verdiklerine karşılık Allah öyle bir dert verir ki, Allah’ım canımı al da beni kurtar diye yalvarmak zorunda kalırsın.

Ben buna şahit oldum. Çok yakın tanıdığım birisinin yaptığı haksızlığa karşılık, bir kadının “Etin kemiğine yapışır, ölmek istersin ölemezsin” diyerek yaptığı bedduanın, aynen yaşandığına şahit oldum.

Son önemlidir.

Sonu düşünün.

Artık ülkeye ve millete zarar vermeyin.

Menfaatiniz, çıkarınız için, gelecek kuşaklara karanlık günler yaşatmayın.

Erken seçimin amacı nedir. Bizler ülkeyi iyi yönetemiyoruz, ülkemiz daha fazla zarar görmesin, seçim yapalım, halk yeni bir idareyi başa getirsin.

Amaç bu.

Öyle ise adaletli bir seçim yapılsın ve hak yerini bulsun.

Art niyet, kötü niyetleri bir tarafa bırakın, ben değil biz diyerek ülkeyi kurtarmak için seçime gidin.

Sevgili okurlar, inanın gelecek günlerimiz ilk önce belki daha da kararacak, ancak mutlaka aydınlık günler gelecektir. Belki bizim gibi yaşı belli seviyeye gelenler göremez ama İnşallah genç nesil görecektir.

SON SÖZÜMÜZ: 

İktidar partisi, geçmiş hatalarından vaz geçmeli ve Adaletli bir seçim yapılmasını sağlamalı. Halkın iradesine herkesin saygılı olması gerek.

Muhalefet partileri de Kılıçdaroğlu’nun olumlu çabalarını değerlendirmeli. Mecliste grubu olan partiler ile seçime girmeye hak kazanmış partilerin ben değil biz düşüncesi altında bir araya gelerek ülkenin geleceği hususunda olumlu kararlar almaları yerinde olur kanısındayız.

Son pişmanlık fayda getirmez.

28.04.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com

23 Nisan 2018 Pazartesi

"Demokrasi Kahramanlarına Helâl Olsun" TÜMER DİYOR Kİ!... Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:

DEMOKRASİ KAHRAMANLARINA
HELAL OLSUN


CHP’den İYİ Partiye katılan 15 CHP li milletvekilleri

Kuvayı Milliye ruhunu canlandırdılar.

İYİ Parti’nin grup kurarak seçime girmesi sağlandı böylece.

Haydi hodri meydan.

Demokrasi’nin güçlenmesine sebebiyet veren Kılıçdaroğlu ve CHP li 15 Milletvekili tarihe DEMOKRASİ KAHRAMANLARI olarak geçtiler.

Yüksek Seçim Kurulu’nun artık engelleme ümidi kalmadı.

Bugünden itibaren CHP ile İYİ parti daha da çok yakınlaşacaklardır.

Kılıçdaroğlu’nun olgun ve uzlaşmacı tutumu DEMOKRASİ adına sevindirici olmaktadır.

AKP’nin işi gittikçe zorlaşmaktadır.

AKP elindeki kozları daha sert şekilde uygulamaya geçirebilir.

Ancak, bu milletin sağduyusu her zaman galip gelmiştir.

Şimdi sıra geldi ortak aday belirlemeye.

AKP yi içinden yıkabilecek ve ondan da oy alabilecek tek kişi var.

Recep Tayyip Erdoğan’ın beynindeki düşünceyi bilebilen, onu çok iyi tanıyan, düşüncelerini okuyabilen, ne yapmak istediğini kestirebilen, gelmiş geçmiş her şeyi çok iyi bilebilen bir kişi var.

Saadet Partisi’nin de hayır diyemeyeceği kişi.

İYİ Partinin ve CHP Seçmeninin de canı gönülden kabul edebileceği bir kişi.

Ahlaklı, dürüst, Mustafa Kemal Atatürkçü, Dini bütün birisi.

Sağ ve sol seçmenin kabul edebileceği siyasetçi.

Bütün sağ oyları alabilecek, Sol kesimin seve seve destek verebileceği, evet ve hayır çalışmalarında ülkeyi tek başına dolaşarak Hayır oyu verilmesi için mücadele eden Siyasetçi.

Halk TV. De sık sık televizyona çıkarak gerçekleri açıkça gözler önüne seren kişi.

Kim mi bu aday?

Kılıçdaroğlu, Akşener, mutabık kalın. Siz kalırsanız, diğer partiler de gereken desteği verebilir. Saadet Partisi de desteğini verebilir.

Cumhurbaşkanı Adayı olacak kişi ve Recep Tayyip Erdoğan’ı mağlup edebilecek siyasetçi, halkın sevdiği ve takdir ettiği kişi

ABDULLATİF ŞENER’ DİR.

Cumhurbaşkanlığı için ortak aday olarak ABDULLATİF ŞENER’İ koyarsanız, bu iş bitmiştir.

Abdüllatif Şener, Çerkez asıllı Türk Siyasetçisi, akademisyen, TBMM eski milletvekili, eski Başbakan Yardımcısı, Maliye eski Bakanı ve Türkiye Partisi’nin kurucusudur. 58. Hükümet ve 59. cu Hükümett’e Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olmuştur.

Şaibesi olmayan, kendisini değil ülkesini düşünen, hakkında dedikodu çıkmayan, Atatürk ve Cumhuriyeti, Demokrasi ve de Laikliği savunan kişiliği ile Cumhurbaşkanlığına yakışır kişidir.

Bizden söylemesi.

Takdir sizlerin ve Türk halkının, yani seçmenin.

TÜM ULUSUMUZUN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMINI KUTLAR, BU BAYRAMI BİZLERE ARMAĞAN EDEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E DE TEŞEKKÜR EDER, MEKANININ CENNET OLMASINI DİLERİM.

23.04.2018
Zekeriya Tümer

21 Nisan 2018 Cumartesi

"DEMOKRASİ VE LAİKLİĞİN SINAVI" - TÜMER DİYOR Kİ!... Gazeteci-Yazar, ZEKERİYA TÜMER


TÜMER DİYOR Kİ: 

LAİKLİĞİN, CUMHURİYET VE DEMOKRASİ İLE SINAVI

Sevgili okurlar: (1918 )1.Dünya savaşı bitmiş, Osmanlı çökmüş, yurdun her tarafı işgal edilmiş, köylerimizde, kentlerimizde nerede ise eli silah tutan erkek kalmamıştı. Kadınlarımız, çocuk yaşta ki erkekler ve hatta kız çocukları vatanın kurtarılması, esaret altında yaşamamak için mücadele ederlerken, annelerin yürekleri sızlarken Mustafa Kemal Anadolu halkını ayağa kaldırmış ve İstanbul’daki padişahın idaresindeki meclisin bir işe yaramayacağına karar vermiştir.

23 Nisan 1920 de Türk Milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Atatürk, 23 Nisan 1924’te ’23 Nisan’gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir.

Dünya çocuklarının da kutladığı 23 Nisan Bayramını dahi kutlamamak için bahaneler arayan Hükümet, elbette artık bu yükü taşıyamayacak hale gelmiştir.

T.B.M.M.nin gücünün yitirilmesi, tek kişinin hakimiyeti ile ülkeyi yönetmeye çalışan Siyasi İktidar milletin iradesini temsil edemez.

Ülkenin 15 yıl içerisinde geldiği durum bellidir. Son günlerde yaşanılanlar ise ülkenin hem ekonomik ve hem de siyasi yönden çöktüğünün işaretidir.

Doların yükselişi engellenememekte ve ekonomiye yansıyarak enflasyonun artmasına sebep olmaktadır.

Suriye olayı, dışarıda itibarımızın yitirilmesi, dostların azalıp düşmanların artması, iktidarı zor durumda bırakmıştır.

AKP Partisinin Başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T.E. konuşmalarında erken seçimin olmayacağını defalarca söylemiştir. Tayyip ne demişti: “Halkı aldatamazsın, zamanı gelince seçim yapılır.” Demek ki zamanı geldi ve seçim kararı alındı.

Siyasette, söylenen sözlere itibar edilmeyeceğini bir kez daha anlamış olduk.

Sözden çok yapılan icraatlara bakmak gerek.

24 Haziran 2018 tarihinde aniden erken seçim kararı alındı.

Neden?

Erken seçim kararları neden alınır?

Erken seçimin asıl amacı, ülkeyi yönetemiyoruz, yeni bir yönetimin gelmesi için seçime gidilip, yeni bir yönetimi iktidara getirin demektir.

7 Haziran 2015 seçimlerinde millet iyi bir ders vermişti. Ancak 1 Kasım 2015 de yapılan yeni bir seçimle, AKP’ ti gerekeni yaptı ve iktidarı yeniden ele geçirdi.

O günden bu yana hiçbir şey değişmedi ve gittikçe ülke batağa doğru sürüklenmeye devam etti.

Demek ki, ülke iyi yönetilmiyor. Gittikçe batıyor. Kurtarılması için daha yetenekli idarecilerin iş başına gelmesi gerek.

Deneneni bir daha yeniden denememek gerek.

Seni batıran ortağın ile yeniden iş hayatında ortak olursan, gene batacaksın demektir.

Hatalar yapılır. Hatalardan ders alamaz isen, devamlı hata yaparsın ve batmaya, mahvolmaya mahkûm olursun. Sonradan üzülmek sana bir fayda getirmez.

Suudi Arabistan laikliğe doğru adım adım yaklaşırken, bizim uzaklaşmamız akıl ve mantığa karşıdır.

Belamızı istemeyelim!

24 Haziran seçimlerini çok iyi değerlendirip, eskisinden daha güçlü bir irade ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini idare edebilecek Siyasi İradenin başa gelmesi sağlanmalıdır.

24 Haziran’da Demokrasi ve Laikliğin sınavı verilecektir.

Demokrasiye sahip çıkamaz isek, geleceğimizin karanlık olacağı, çocuklarımızın Bayramlarını kutlayamayacaklarını düşünmemiz gerek.

SON SÖZÜMÜZ:

Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının tüm ulusumuza kutlu olmasını diler, çocuklarımızın geleceği için 24 Haziran seçimlerinde duyguların değil, aklın öne çıkmasını dilerim.

Zekeriya Tümer
21.04.2018
Ulusalhaber1881@gmail.com

17 Nisan 2018 Salı

HAÇLI SEFERLERİ BAŞLADI "TÜMER DİYOR Kİ!.." Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:

HAÇLI

SEFERLERİ
BAŞLADI!..

Amerika Irak’a da, aynı bahaneyle girdi ve Saddam devrine son verdi.

Kimyasal silahla ölenlerin sayısının kaç katını Amerika Irak’ta öldürdü.

Suriye’deki olay biraz daha farklı.

Türkiye’nin Rusya ve İran’dan aldığı destek ile cesurca girdiği Afrin’de gösterdiği başarı Amerika’yı kuşku içerisine soktu. Kaygılandırdı.

Ortadoğu’daki amaçlarının (BOB ve BİP Projeleri) gerçekleştirilemeyeceği kuşkusuna düşen Amerika arkasına İngiltere, Fransa, desteğini de alarak Suriye’yi bombalamaya başladı.

Rusya’nın Suriye’de hâkimiyet kurması; İran’ın da oraya yerleşmesi ve Türkiye’nin askeri alanda güçlü olduğunu ispatlaması Amerika’yı çıldırttı.

Ey Amerika, sen İsrail askerlerinin Filistinlileri çoluk çocuk demeden vahşice öldürmelerine neden duyarsız kalıyorsun?

Bırak safsatayı. Gerçeği dile getir. Senin amacın, Müslüman insanların öldürülmesinden zevk alman.

İnsanlıkmış.

Hikâye.

Kimyasal silahla insanları öldürmek elbette hoş değil. İnsanlar acı çekerek ölürler.

IŞİD denen teröristlerin insanları döve döve öldürmeleri, kafalarına kurşun sıkmaları, kılıçla kafalarını kesmeleri, bunlar vahşet değil mi?

İsrail’in yıllardır katliam yaptığı, masum insanları ve çocukları, kadınları vahşice öldürdüğü Filistinliler öldürülürken neden suskun, puskun, sessiz ve sedasız duruyorsunuz?

Yıllarca bunlara neden engel olma teşebbüsünde bulunmadınız?

Siz , Emperyalistler Müslümanlar ölürken kılınızı kıpırdatmıyorsunuz?

Türkleri ve Müslümanları dünyadan silmek, yok etmek istiyorsunuz, ondan sonra da insan hakları deyip uydurma politikalar ile ülkeleri işgal ederek sömürmeye çalışıyorsunuz.

Kimi kandırıyorsunuz?

Allah’sa hepimizin Allah’ı. Senin de Allah’ın tek benim de tek. O Allah hepimizin ortak tek Allah’ı. Sen Hıristiyan olabilirsin, biz de Müslüman’ız.

Önemli olan Ahlaklı olmak.

İnsan olarak hepimiz eşitiz.

Bunu bir kere olsun anlayabilseniz!..

Amerika senaryo’yu kendisi hazırlar ve onu kamuoyuna sunar, herkese yutturur, sonra da gerçekmiş gibi harekete geçer.

Suriye’de de bunu uyguladı.

Amaç belli. Ortadoğu da ben varım, bensiz hareket edemez kimse, demek istiyor.

Rusya Amerika’ya meydan okumaya başladı. Bundan sonraki saldırıya karşılık vereceğiz diyor. Ortadoğu’da 3. Dünya savaşını patlatmaya çalışılıyor. Bunun amacı da Ortadoğu’yu parçalamak ve paylaşmak.

CHP OTURMAYA BAŞLADI!.. 
NE ZAMAN AYAĞA KALKAR, BELLİ DEĞİL!

CHP oturmaya başladı. Yakında inşallah ayağa da kalkar. 16 Nisan referandumunda sandığa hâkim olamamış, Yüksek Seçim Kuruluna mağlup olunmuştu. Şimdi korku dağları sardı. Önümüzdeki seçimlerde AKP nin iktidarı hiçbir şekilde bırakmayacağını anlamaya başladılar.

Ekonomi çöküyor, dolar yükseliyor, atanamayan öğretmen intihar ediyor, işsiz kalan baba çocuklarına ekmek götüremediği için ağlıyor, şeker fabrikaları kapanıyor, ülke batağa doğru sürükleniyor, gene de herkes hayatından memnun!..

Hayret etmemek mümkün değil!

Suudi Arabistan Laikliğe doğru adım adım yaklaşırken, biz Suudi Arabistan’ın boşluğunu doldurmaya doğru mu gidiyoruz?

Dinci geçinen Dinsizlerin Cumhuriyetten intikamlarının sebebi belli!

Bu dinci geçinen dinsizlere yol vermemişti Mustafa Kemal Atatürk. Dedelerinin halkı zehirledikleri, İslam’a ve Müslümanlığa zarar verdiklerini tespit ettiğinden tekkeleri ve zaviyeleri kapatmış, yobaz Din adamlarını cezalandırmıştı.

İlim ve irfan sahibi Din adamlarını yanına almış Diyanet İşleri Başkanlığını kurarak İnsanların Ahlak’lı bir Dindar olabilmelerinde devletin öncü olmasını istemişti.

İşte Cumhuriyet düşmanları Atatürk’ün sindirdiği dinci geçinen din düşmanlarının torunları.

Şimdi fırsatı yakaladılar ve intikam peşindeler. Saçma sapan sözler söyleyerek, ahkâm keserek halkın aklını bulandırıyorlar.

Halkta akıl da kalmadı ya, düşünme yeteneğini bile yitirdi millet.

BİZLERİ DE ZEHİRLEMEYE ÇALIŞIYORLAR

Nişastalı şeker üreten ve Türkiye’ye yerleşen firmanın Türk milletini zehirleyerek, ileri de, yani 10-15-20 sene sonra kanser olarak öleceklerini bile bile bu kansorejen maddenin üretilmesine neden göz yumuyorlar?

Türkiye’de üretilen ürünlerin çoğunda kansorejen maddeler olduğu açıklanıyor. Bunun amacı, Türk soyunu kanser yaparak yok etmek.

Anneler-babalar, çocuklarınızı doğal besinlerle beslemeye çalışın, yoksa 10-20-30 yıl sonra dizlerinizi döversiniz. Yavrum kanser oldu, ölecek diye üzülürsünüz.

SON SÖZÜMÜZ:

Son sözümüzü bir Cami İmamının Cami duvarına astığı güzel yazı ile bitirelim.

Çocuklarımıza ibadetleri öğretmeden önce ahlaklı olmayı öğretelim.

YOKSA ÇOCUKLARIMIZ:

-NAMAZ KILAN BİR HIRSIZ,

-ORUÇ TUTAN BİR SAPIK,

-HACCA GİDEN BİR YALANCI,

-KURBAN KESEN BİR TEFECİ,

-ŞEHADET GETİREN BİR TERÖRİST OLABİLİR.


SAYIN ANNELER VE BABALAR, İŞTE GERÇEK BU.

AHLAKLI BİR NESİL YETİŞTİRMEK BİZLERİN GÖREVİ OLMALIDIR.


17.04.2018
ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com

2 Nisan 2018 Pazartesi

MÜJDE!. MÜJDE!!!!.... TÜMER DİYOR Kİ, (BİR NİSAN ŞAKASI) Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:

MÜJDE MÜJDE!..

Sevgili okurlar; yakında ülkemiz güllük gülistanlık olacak.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Güçlü bir Hükümet’e sahip oluyor.

Bütün siyasi partiler birleşiyor ve ülkenin geleceği için çok önemli kararlar alıyor ve yeni bir Hükümet çatısı altında birleşiyorlar.

Güçlü devlet,
Güçlü Hükümet, 
Güçlü ordu....

Kalkınma hamlesi başlıyor.

Bütün verimli topraklarımız ekiliyor, buğdayımız, pamuğumuz, tütünümüz, şeker pancarımız ambarları dolduruyor.

Sebze ve meyve dâhil, dünyaya gıda maddesi ihraç ediyoruz.

Madenlerimiz bilhassa Bor madeni ve Lityum madeni işleniyor ve sanayimiz büyüyor, üretim artıyor, tüketim azalıyor, işsizlik son buluyor.

Göllerimiz, Nehirlerimiz, Denizlerimiz, tertemiz, pırıl pırıl, balıklar ve su ürünleri ile dopdolu, balık bolluğu yaşayan ve su ürünleri ihraç eden ülke durumuna geliyoruz.

Anarşi, terör, yok oluyor.
Dünya bize gıpta ile bakıyor.

Amerika, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya hatta Japonya şaşkın.

Amerikan Başkanı Donald J. Trump, üzkün ve süzgün, özür diliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pişmanlığını ifade ediyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, aman diliyor.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türkiye ile hiçbir sorunumuz kalmadı, Türkiye’yi ve Türkleri çok seviyoruz, diyor.

Emperyalizm ülkemiz önünde diz çöküyor, aman bizimle komşuluk ilişkilerinizi bozmayın diyor.

Yunanistan işgal ettiği adaları geri veriyor, Ege Denizinin Türk denizi olmasına ses çıkarmıyor.

Araplar, “Siz bizden daha iyi Müslümansınız, gelin bize Müslümanlığı öğretin, bütün petrolümüz sizin olsun “ diyorlar.

Tüm dünya devletleri Güçlü ve kararlı Ordumuzdan korkuyorlar, Ortadoğu dan ellerini, ayaklarını çekiyorlar.

İsrail bizden tohum almak için yalvarıyor.

Fabrika sayıları artıyor, bacalar tütüyor, devlet her şeyi kontrol altında tutuyor. Özel sektör halkı kazıklayamıyor.

Milli gelir yükseliyor, emekli ve çalışanlar mutlu bir yaşam sürmeye başlıyor.

Toplumda saygı, sevgi, ahlak en üst düzeyde. Kimse kimseye karışmıyor, herkes dininde, giyiminde, düşüncesinde serbest.

Basın hür ve istediğini yazıyor, eleştiriyor, karikatürlerle halkı güldürüyor.

Millet bir bütün olmuş, kimse kimsenin ne dinine ne de diline, ne de etnik kökenine karışmıyor. Dostluk, kardeşlik, birlik ve beraberlik içerisinde yaşıyor.

Herkes mutlu ve huzurlu. Torunlarının, çocuklarının geleceklerinden endişe duymuyor.

Polisler suçlu peşinde koşmuyor, hapishanelerde kimse kalmıyor.

Elektrik ucuz, su bedava.
Ev derdi, iş derdi, aş derdi yok. Rüşvet, hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk yok.
Caddeler tertemiz, ulaşım sorunu kalmamış.
Sebze, meyve bol, doğal, organik üretiliyor. 
Hava temiz, su temiz, kanser olan yok.

Trafik sorunu yaşanmıyor, ulaşım rahat, herkes her yere istediği dakikada ulaşıyor.

Ülkenin her yerinde turist kaynıyor, bol bol dövizler Bankalara yatıyor.

Türkî Cumhuriyetler “sizin sayenizde bizde huzurluyuz” diyorlar.

Türk Dünyası Güçleniyor.

Çin korkusundan Uygur Türklerine baskı yapmaktan vaz geçiyor, kardeşçe geçinmeye çalışıyor.

Türkiye çağdaş, kalkınmış, modern laik Demokrat Hukuk ve Sosyal bir devlet olarak dünyanın en saygın devleti oluyor.

Yakında, çok yakında, az kaldı. İster inanın ister inanmayın. Yakında huzur dolu günler yaşayacağız.

Nisan birrrrrrr ! . . . . .

01.04.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com.