30 Ağustos 2019 Cuma

KADINLARIMIZ DÖVÜLMESİN, ÖLDÜRÜLMESİN



TÜMER DİYOR Kİ:

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI
KUTLANIRKEN
KADINLARIMIZ DÖVÜLMESİN, ÖLDÜRÜLMESİN
        
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, canlarını ortaya koyarak, kazandıkları 30 Ağustos Zafer Bayramından sonra, 29 Ekim 1923 de kurdukları
Türkiye Cumhuriyeti Devletini bizlere bırakmışlardır.
Osmanlı döneminde de kadınlara hiçbir hak ve özgürlük hakkı tanınmamışken, Mustafa Kemal Atatürk 1930 da çıkarılan Belediye Kanunu ile kadınlara Belediyelerde aday olabilme hakkını vermiş ve sonraları çıkarılan kanunlarla bu haklar genişletilmiştir. Nihayet 5 Aralık 1934 de Anayasa ve Seçim Kanununda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanabilmesinin ve aday olabilmesinin önü açılmıştır.
Türkiye;  Fransa ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır.
Medeniyeti yakalayan Türkiye, Medeniyetsizleşmemelidir!
Dünya’da yaratılan her şey karşılıklı ve çift yaratılmıştır. Kadın=Erkek’tir.
Siz kadınları hor gören ve kadınları ikinci sınıf vatandaş haline sokarak, sadece onları evinizin hizmetçisi ve sizin seks köleniz olarak gören siz beyinsiz erkekler, hiç şunu düşündünüz mü?
Kadın olmasa idi, sen dünyaya gelebilecek miydin?
Sen kadını döverek, kadını öldürerek, aslında ananı dövmüş, kız kardeşini öldürmüş oluyorsun.
Erkek evlendiği zaman, ekseriya oğlan çocuğum olsun diye özenir. Oğlan olmayıp ta Kız çocuğu dünyaya geldiğinde ise, onu o kadar sever ki, iyi ki kız evladım olmuş der.
Kadınlar anadır.
Dünyaya seni getirirken ne kadar eziyet çektiğini idrak edebiliyor musun?
Sen minicik bir yavru olarak dünyaya gözlerini açtığında, hemen ilk işin annenin memelerine saldırarak onun bünyesinin ürettiği süt ile besleniyorsun.
Sen hasta olduğunda, geceleri sabaha kadar bekleyen annedir. O uyumaz, yemez, yedirir.
İnsanlar dahil, bütün canlıların dişileri yavrularını korur. Onun için canlarını feda edebilirler.
Dünya’da kadınlar olmasa idi, erkekler nasıl dünyaya geleceklerdi?
Dünyada kadınlar olmasa idi, dünya güzel olur muydu?
Müslüman’ım diyen, bazı şeyhler, şıhlar, hocalar’ın Müslümanlıkla ilgi ve alakası olmayan safsata sözlerine kanarak, kadınları hor görmek ve onların fiziksel zayıflıklarından istifade ederek, dövmek, öldürmek insanlık dışıdır.
Mustafa Kemal Atatürk Kadınların değerini, annesine olan sevgisi ve saygısı ile çok iyi bilmiştir.
Biraz sizlerde insan olun, insanca hareket edin ve kadınlara şiddet uygulamaktan vaz geçin.
Çoğu erkek, yumurta kırıp yiyemez. Kadın olmasa, aç kalırsın. Pislik içerisinde yaşarsın. Kadının elini değdiği yerde güller açar.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanırken, bundan böyle kadınlara da şiddet uygulamaktan vaz geçilsin.
Kadınlarımıza sahip çıkalım. 
Onlar olmasa idi, biz erkekler dünyaya gelemezdik.
Cennet anaların ayakları altındadır sözünü unutmayın.
Yobazlıktan, bağnaz düşüncelerden, uzaklaşılmalı, medeni insan gibi hareket ederek 
30 Ağustos Zaferi ile bizlere laik, demokratik, Türkiye Cumhuriyetini emanet eden Mustafa Kemal Atatürk gibi kadınlara saygılı olmamız gerektiği kanısındayım. 
Zekeriya TÜMER

6 Ağustos 2019 Salı

GAFLET, DALALET, HIYANET HEPSİ BİR ARADA


TÜMER DİYOR Kİ:

GAFLET, DALALET, HIYANET
HEPSİ BİR ARADA
Eyyy bizleri duymak istemeyenler!
Sizlere seslenmek mecburiyetindeyiz.
Ne istiyorsunuz bize hayat veren, oksijen veren ağaçlarımızdan?
Ne istiyorsunuz, bereketli topraklarımızdan?
Karadeniz’e Katarlılar yerleşti.
Ovalar, Yaylalar, satıldı.
Binalar,  Fabrikalar satıldı.
Sata sata bitiriyoruz ülkemizi, neden?
Amaç Ne?
Altın’ı yiyemeyiz. Petrol’ü yiyemeyiz.
Ama oksijene, sağlıklı suya, organik yiyeceklere ihtiyacımız var.
TC. Kaldırıldı.
Türk’üm Doğruyum, Kaldırıldı.
Ordu çökertildi.
Yargı’ya güven kalmadı.
Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarda.
Nerede Adalet ve nerede Kalkınma?
Kaz dağlarına dokunmayın.
O dağlar, oksijen yatağı.
Ağaçlarımıza dokunmayın, madenlerimizi satmayın.
Bizleri yabancılara kul etmeyin.
Bu ülkeyi Araplaştırmayın.
Biz Türk milletiyiz, öyle kalmak istiyoruz.
Emperyalist güçlerin oyununa gelmeyelim.
Onların gayesi belli. 
Böl, parçala, yut.
Onlar bizim iyiliğimizi istemezler.
Tüm Belediyelere sesleniyorum.
Sizler, inadına her yeri meyve ağaçları ile donatın.
Yollar, sokaklar, bahçeler, dağlar, taşlar o yörede hangi meyve ağacı yetişiyorsa onları dikin.
Halk dalından koparsın meyve yesin.
Üretime yönelin.
Şirketler kurun, fabrikalar kurun.
Yörenizdeki işsizliği önlemenin çok yolu var.
Üretime yönelik çok şey yapılır.
Uyan eyyy milletim uyan.
Gaflet, dalalet, hıyanet sardı her yanımızı.
Bize oksijen lazım, su lazım, sebze, meyve lazım. Doğanın güzellikleri lazım.


Dağlarımızdaki Ormanlarımızın yok olması demek, ekolojik dengenin bozulması demektir. 
Kaz Dağının andında bak ne deniyor:
Ağaçların ayakları yok kaçmaya…
Elleri yok dövüşmeye…
Dilleri yok sövmeye…
O halde…
Kaz dağlarımızı biz savunacağız biz…
Bu dağlarda durursa kalbim bir gün…
Düştüğüm yere gömün…
Yüreğim dağ çiçeklerindedir…
*****************************************************
06.08.2019
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com