16 Mart 2019 Cumartesi

İŞTE "TÜRKİYE" TABLOSU "TÜMER DİYOR Kİ" (16 Mart 2019-IGC TV NEWS) Kültürel, Bilimsel, Ekonomik ve Sosyal Faaliyetler; Kitap Okuma-Sanat Etkinliklerine Katılma-Gazete Okuma-Müze-TV İzleme-Belgesel vd.

TÜMER DİYOR Kİ!..
"ÜLKENİN GELECEĞİ Mİ ÖNEMLİ,
YOKSA ŞAHSİ ÇIKARINIZ MI ÖNEMLİ?.."
Sevgili okurlar, yerel yönetim seçimlerine çok az bir zaman kaldı.
31 Mart’ta seçilecek yerel yöneticiler, ülkenin geleceğinde rol oynayacaklar.
Son günler yaklaşırken, meydanlarda ben, sen kavgası hiç hoş olmayan sözler söylenerek, halkı kutuplaştırmaya doğru itiyor.
74 yıllık hayatımızda bu denli bir seçim yaşamadım.
Kişileri lekelemek, kötülemek, halkın gözünde düşük düşürebilmek çabası ile suçlayarak bir yere varmak, sağlıklı sonuçlar vermez.
Ancak, 31 Mart’tan sonra Türkiye o kadar güzel bir ülke konumuna gelecek ki, herkes küçük dilini yutacak!
31 Mart seçimlerinde hiç hile yapılmayacak.
Sandık görevlileri Demokrasiye, Hukuk’a uygun sayımlar yapacak, hangi partinin adayına oy çıkmışsa, hileye, sahtekârlığa, yalana, dolana kaçmadan, sayımları yapacaklar ve hile yapmadan sayım tutanaklarını imzalayacaklar.
Elektrikler kesilmeyecek, kediler ortalarda gözükmeyecek. Magandalar rollerini oynayamayacak, güvenlik güçleri gerekli tedbirleri alacak.
İlçe seçim kurumları sandıklardan gelen oyları düzgünce tasnif edip İl Seçim Kuruluna, o da Yüksek Seçim Kuruluna gönderecek.
Yüksek Seçim Kurulu adına layık olarak sandıklardan gelen sayım neticelerini, yalansız dolansız, olduğu gibi açıklayacak.
Anadolu Ajansı, TRT. ve tüm televizyon kanalları Yüksek Seçim Kurulunun kararını bekleyecekler, seçim sonuçlarını açıklamayacaklar.
Kazanan adayları kazanamayan adaylar tebrik edecek, kazanan partiyi kazanamayan parti liderleri kutlayacak.
Sokaklarda, seçimi bizim adayımız kazandı, şimdi sizin canınıza ot tıkayacağız diyerek magandalar ellerinde tüfeklerle, tabancalarla havaya ateş etmeyecekler.
Bu ülke hepimizin, senin de adayın kazansa, benim de adayım kazansa fark etmez, hepimiz birlik ve beraberlik içerisinde ülkemize hizmet edeceğiz, diyerek, kardeşlik, birlik ve beraberlik mesajları yayınlayarak, davul zurna ile şarkılar, türküler söyleyerek şenlik içerisinde kutlamaları birlikte yapacaklar.
Enflasyon aşağı çekilecek, zamlar duracak, Belediye Başkanları zevkle, neşe ile görevlerine başlayacaklar.
Belediye Encümen üyeleri, kavga etmeden, birbirlerine saygılı olarak halkın lehine kararları alacaklar ve bulundukları Belediye hudutları içerisinde yaşayan halka doğru ve dürüst hizmetlerini sunacaklardır.
Belediye’lerde rüşvet, kayırma, işten atılma, sen ben kavgası olmayacak, tek amaç hizmet etmek olacaktır.
Yandaş Müteahhitlere işler verilmeyecek, denetim ve kontroller sağlıklı yapılacaktır.
Belediyeler, çöp fabrikaları kuracak, çöplerden elektrik üretecek, yollar ikide bir kazılmayacak, kaldırımlar sökülüp yapılmayacaktır.
Bütün sokaklara, caddelere, yol boyu meyve ağaçları dikilecek, her yer rengârenk çiçekler ile renklendirilecektir.
Sokaklar, caddeler, Ihlamur ağaçları, ceviz ağaçları, elma, armut, şeftali, kayısı, kiraz, dut, portakal, muz, limon, incir, vs. ağaçları ile donanacak, meyve veren ağaçların meyveleri yöre halkının taze taze yemeleri için Belediye elemanlarınca toplanacak, bedava halka dağıtılacaktır.
Belediyeler, sebze, meyve, üretimlerini teşvik edecek, artık saman, patates, soğan, mercimek, bulgur, buğday, pamuk, tütün vs. ithal etmeyeceğiz, ihraç etmeye başlayacağız.
Belediyeler, tüketim ve üretim kooperatifleri kuracak, halka ucuz, kaliteli yiyecekler temin edeceklerdir.
Belediyelerin öncülüğünde kurulan yapı kooperatifleri ve şirketler sayesinde yöre halkı ucuz konut sahibi olacaklar, kimse evsiz barksız, kalmayacak, kiracıların da hakları korunacaktır.
Yaşlılara huzur evleri, gençlere okul, çocuklara kreşler açılacak.
Yaşamlarının sonuna yaklaşan yaşlı insanların mutlu ve huzurlu son günlerini geçirmeleri sağlanacak, sokaklarda yoksul ve çaresiz, aç kimse kalmayacak.
Parklar, oyun alanları, yeşil alanlar çoğalacak, halkın temiz hava, bol güneş alarak sağlıklı bir yaşama kavuşmaları sağlanacaktır.
Kütüphaneler çoğalacak, okuma zevki halka aşılanacak, cahil, duyarsız, düşünmeyen toplum olmaktan kurtulup, bilgi yüklü, medeni insanlar artacaktır.
Belediyeler, Hükümetle uyum içerisinde çalışacaklar, devlet Belediyelere gereken desteği ayırım yapmadan verecek, halkın mutluluğu, huzuru için ellerinden gelen yardımı yapacaklardır.
Kin, nefret, intikam duyguları ortadan kalkacak, herkes birbirine saygılı, ahlaklı, faziletli bir toplum olunacaktır.
Yani kısaca, şu seçim atmosferinde halka tüm Belediye Başkan adayları ile onların bağlı oldukları Parti Başkanlarının vaat ettiklerinden başka çok daha iyi şeyler yapılacak, ülkemiz güllük gülistanlık, ayırım olmadan, bölünmeden, parçalanmadan, birlik ve beraberlik içerisinde yaşayacaklardır.
Belediye Başkanlarının halka kendilerini sevdirmeleri ve onların teşviki ve de çalışmaları sayesinde:
Kitap okuma oranı: % 1’de % 99 a yükselecek!
Gazete okuma oranı: %0.3 den % 80 lere yükselecek!
Müze dolaşma oranı: % 0.1 den % 70 lere yükselecek!
TV izleme oranı : % 78 den % 30 lara inecek!
Dizi izleme oranı: % 37 den, % 10 lara inecek!
Belgesel izleme oranı: % 1den % 99 a çıkacak!
Haber izleme oranı: % 32 den % 99 a çıkacak!
Evlilik programı izleme oranı: %76.1 den, % 5 lere düşecek!
Kültür-Sanat haberlerine ilgi: %0.01 den % 90 lara çıkacak!
Siyasi haberlere ilgi: % 39 dan, % 90 lara yükselecek!
Dini haberlere ilgi ki bu bilgiler daha mantıklı ve bilimsel verileceği için: % 78 den % 90 lara çıkacaktır!
Pornografiye ilgi: % 80 den, % 20 ye düşecek!
Halkın Borçluluk oranı: % 78.3 den % 10 lara inecektir!
Cehalet ortadan kalkacak, halk aydınlanacaktır.
Medeni insan olunacak, herkes eşit hak ve hukuka sahip olacaktır.
Ahlaki değerlere önem verilecek, toplum birbirine saygılı olacaktır.
Sevgili okurlar, 31 Mart’tan sonra 1 Nisan geliyor.
Bu yazdıklarımın Bir Nisan şakası olmamasını isterdim.
Hayırlı seçimler diliyor ve yorumu sizlere bırakıyorum.
18.03.2019
ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com

İŞTE "TÜRKİYE" TABLOSU (16 Mart 2019-IGC TV NEWS) Kültürel, Bilimsel, Ekonomik ve Sosyal Faaliyetler; Kitap Okuma-Sanat Etkinliklerine Katılma-Gazete Okuma-Müze-TV İzleme-Belgesel vd. (TÜMER DİYOR Kİ!.. Gazeteci, Araştırmacı-Yazar: ZEKERİYA TÜMER) 

2 Mart 2019 Cumartesi

SON VİRAJA GİRİLİYOR, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ 31 MARTTA BELLİ OLACAK! "TÜMER DİYOR Kİ!.." Gazeteci, Araştırmacı-Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
SON VİRAJA GİRİLİYOR,
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ
31 MARTTA BELLİ OLACAK!

Sevgili okurlar, herkesin çok iyi bildiği gibi, Türkiye halkı akıl tutulması yaşıyor.
Gerçekleri görmemezlikten gelmeye çalışan büyük bir kitle var.
Türkiye üzerinde yaşayanlar sadece Türk’ler değil.
Kimlerin yaşadıklarını herkes gibi sizler de biliyorsunuz?
Yıllardır, İsrail’den ithal edilen tohumlar kullanıldı. Bu tohumlardan çıkan sebzeleri, meyveleri yemenin bedeli olmasın bu akıl tutulmasının sebebi.
Ülkemize ithal edilen ve her yerde yiyecek satan yabancı ürünlerin içlerinde kullanılan maddeler bizleri böyle pasif hale getirmiş olmasın?
31 Mart Türkiye’nin kader günü.
Muhalefet partilerinin bu kaderi değiştirebileceklerine inanmak istiyoruz.
İnanıp inanmadığımızı, seçim sonuçlarında göreceğiz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında tek bir soruya cevap veremediğini biliyor musunuz?
Atatürk ömründe tek bir soruya cevap veremedi.
Soru şuydu:
Mustafa Kemal, Mersin şehrini gezerken, gördüğü büyük binalar dikkatini çeker ve orada bulunan eşrafa sorar.
-Bu köşk kimin?
Cevap, Kirkor’un.
-Ya şu koca bina kimin?
Cevap, Yargo’nun.
-Ya şu?
Cevap, Solomon’un.
Mustafa Kemal sinirlenir ve sorar.
-Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz?
Atatürk bir an gerçekleri göremez ve düşünemez, zanneder ki, ümmet ve Müslüman olan halk, tembel tembel otururken, Müslüman olmayan Ermeni ve Yahudi kökenli insanlar çalışmışlar ve büyük binalar, köşkler içerisinde lüks hayat yaşıyorlar. Bizim halk ise fakir olarak yaşamaya devam ediyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ü görmeye gelen ve etrafında toplananların arasından bir köylünün gür sesi duyulur.
Atatürk’e seslenerek, der ki:
-Biz Yemen’de, Tuna boylarında, Balkanlarda, Arnavutluk dağlarında, Kafkaslarda, Çanakkale’de, İstiklal savaşında savaşıyorduk Paşam!
Atatürk susar ve cevap veremez. Bu hatırasını etrafındakilere anlatırken de “Hayatta cevap veremediğim yegâne insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur” demiştir.
Şimdi ise bizlerin gerçekten cevap bulamadığımız sorular var?
Bu Şeker fabrikası kimin? İsrail’in.
SÜMERBANK kimin? İngiltere’nin.
SEKA kimin? Yunanistan’ın.
PETKİM kimin? Amerika’nın.
TÜPRAŞ kimin? Amerika’nın.
Limanlar kimin? Yunanistan’ın.
16 Ada nerede? Yunanistan’da işgal etti.
Bankalar kimlerin? Katar’ın, Yunan’ın, İngiliz’in, Hollanda’nın, Rus’un, Çin’in, İtalya’nın. Fransa’nın, Kazak’ın, Lübnan’ın, Kuveyt’in.Vs.
Peki verimli topraklarımızın bir kısmı, binalarımız, otellerimiz, işletmeler, fabrikalar kimlere satıldı. Yabancılara.
Ey millet, sana soruyorum, 
Saman’ı neden ithal ediyoruz?
Et’i neden ithal yiyorsun? Patates, Soğan neden ülkende kalmadı. Domates’i neden ucuz yiyemiyorsun? Tüm sebze meyve, dâhil Un, Şeker, Pamuk neden ithal edilir hale geldi?. Fasulye, Nohut ithal ediyoruz.
Yahu hiç ürettiğimiz bir şey kalmadı mı bizim? Neden?
Ey Türk halkı, sizler neredesiniz, ne iş yapıyorsunuz?
Yabancılar, ülkemize yerleşiyor, topraklarımızı, fabrikalarımızı, bankalarımızı, binalarımızı alıyor, üretim onlara geçiyor, yiyecek, içecek onlardan geliyor, peki onlar bunları alırken, sizler ne yapıyorsunuz ?
Ey Türk halkı hangi cephelerde savaşıyordunuz da bunları kaybettik, kaybediyoruz.
Mersin’deki sakallı dedemin söylediği gibi hadi bizler de mantıklı bir şey söyleyelim.
Söyleyemiyoruz değil mi? Utanma, arlanma, duygumuzu da yitirdik.
Amerika’nın ve Nato’nun Türkiye’nin kaç yerinde askeri üsleri olduğunu biliyor musun?
Şehit kanları ile sulanan Anadolu toprakları verimsiz, üretemez, bir hale gelirken, yabancı üsler ve fabrikalar ile ülke işgal edilirken, yiyeceğimiz, içeceğimiz, yabancıların ellerine geçerken, bizler nere’de savaşıyoruz.
PKK ile, Suriye hudutları içerisinde, savaşıyor, FETO ile mücadele ediyoruz, diyenleriniz çıkabilir.
İyi de, bunlar sebep olabilir mi?
Düşün be düşün Milletim, geleceğini iyi düşün.
31 Mart, Türkiye’nin geleceğinin dönüm noktası olacaktır.
Düşün, hem de çok düşün ve kararını ona göre ver.
Gelecek günlerin aydınlık olsun, karanlık olmasın.
Bölünme, parçalanma, bir bütün ol ve ülkeni terk etme, Topraklarına, fabrikalarına, kurumlarına sahip çık.
1 Nisan’da geçen sene yazdığım yazımda belirttiğim bir Türkiye olmak istiyoruz.
Linkini veriyorum, isterseniz okuyun. Belki moraliniz düzelir.
https://ulusal-haber1.blogspot.com/2018/04/mujde-mujde-tumer-diyor-ki-bir-nisan.html
02.03.2019
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com