2 Mart 2019 Cumartesi

SON VİRAJA GİRİLİYOR, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ 31 MARTTA BELLİ OLACAK! "TÜMER DİYOR Kİ!.." Gazeteci, Araştırmacı-Yazar: ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
SON VİRAJA GİRİLİYOR,
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ
31 MARTTA BELLİ OLACAK!

Sevgili okurlar, herkesin çok iyi bildiği gibi, Türkiye halkı akıl tutulması yaşıyor.
Gerçekleri görmemezlikten gelmeye çalışan büyük bir kitle var.
Türkiye üzerinde yaşayanlar sadece Türk’ler değil.
Kimlerin yaşadıklarını herkes gibi sizler de biliyorsunuz?
Yıllardır, İsrail’den ithal edilen tohumlar kullanıldı. Bu tohumlardan çıkan sebzeleri, meyveleri yemenin bedeli olmasın bu akıl tutulmasının sebebi.
Ülkemize ithal edilen ve her yerde yiyecek satan yabancı ürünlerin içlerinde kullanılan maddeler bizleri böyle pasif hale getirmiş olmasın?
31 Mart Türkiye’nin kader günü.
Muhalefet partilerinin bu kaderi değiştirebileceklerine inanmak istiyoruz.
İnanıp inanmadığımızı, seçim sonuçlarında göreceğiz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatında tek bir soruya cevap veremediğini biliyor musunuz?
Atatürk ömründe tek bir soruya cevap veremedi.
Soru şuydu:
Mustafa Kemal, Mersin şehrini gezerken, gördüğü büyük binalar dikkatini çeker ve orada bulunan eşrafa sorar.
-Bu köşk kimin?
Cevap, Kirkor’un.
-Ya şu koca bina kimin?
Cevap, Yargo’nun.
-Ya şu?
Cevap, Solomon’un.
Mustafa Kemal sinirlenir ve sorar.
-Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz?
Atatürk bir an gerçekleri göremez ve düşünemez, zanneder ki, ümmet ve Müslüman olan halk, tembel tembel otururken, Müslüman olmayan Ermeni ve Yahudi kökenli insanlar çalışmışlar ve büyük binalar, köşkler içerisinde lüks hayat yaşıyorlar. Bizim halk ise fakir olarak yaşamaya devam ediyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ü görmeye gelen ve etrafında toplananların arasından bir köylünün gür sesi duyulur.
Atatürk’e seslenerek, der ki:
-Biz Yemen’de, Tuna boylarında, Balkanlarda, Arnavutluk dağlarında, Kafkaslarda, Çanakkale’de, İstiklal savaşında savaşıyorduk Paşam!
Atatürk susar ve cevap veremez. Bu hatırasını etrafındakilere anlatırken de “Hayatta cevap veremediğim yegâne insan bu aksakallı ihtiyar olmuştur” demiştir.
Şimdi ise bizlerin gerçekten cevap bulamadığımız sorular var?
Bu Şeker fabrikası kimin? İsrail’in.
SÜMERBANK kimin? İngiltere’nin.
SEKA kimin? Yunanistan’ın.
PETKİM kimin? Amerika’nın.
TÜPRAŞ kimin? Amerika’nın.
Limanlar kimin? Yunanistan’ın.
16 Ada nerede? Yunanistan’da işgal etti.
Bankalar kimlerin? Katar’ın, Yunan’ın, İngiliz’in, Hollanda’nın, Rus’un, Çin’in, İtalya’nın. Fransa’nın, Kazak’ın, Lübnan’ın, Kuveyt’in.Vs.
Peki verimli topraklarımızın bir kısmı, binalarımız, otellerimiz, işletmeler, fabrikalar kimlere satıldı. Yabancılara.
Ey millet, sana soruyorum, 
Saman’ı neden ithal ediyoruz?
Et’i neden ithal yiyorsun? Patates, Soğan neden ülkende kalmadı. Domates’i neden ucuz yiyemiyorsun? Tüm sebze meyve, dâhil Un, Şeker, Pamuk neden ithal edilir hale geldi?. Fasulye, Nohut ithal ediyoruz.
Yahu hiç ürettiğimiz bir şey kalmadı mı bizim? Neden?
Ey Türk halkı, sizler neredesiniz, ne iş yapıyorsunuz?
Yabancılar, ülkemize yerleşiyor, topraklarımızı, fabrikalarımızı, bankalarımızı, binalarımızı alıyor, üretim onlara geçiyor, yiyecek, içecek onlardan geliyor, peki onlar bunları alırken, sizler ne yapıyorsunuz ?
Ey Türk halkı hangi cephelerde savaşıyordunuz da bunları kaybettik, kaybediyoruz.
Mersin’deki sakallı dedemin söylediği gibi hadi bizler de mantıklı bir şey söyleyelim.
Söyleyemiyoruz değil mi? Utanma, arlanma, duygumuzu da yitirdik.
Amerika’nın ve Nato’nun Türkiye’nin kaç yerinde askeri üsleri olduğunu biliyor musun?
Şehit kanları ile sulanan Anadolu toprakları verimsiz, üretemez, bir hale gelirken, yabancı üsler ve fabrikalar ile ülke işgal edilirken, yiyeceğimiz, içeceğimiz, yabancıların ellerine geçerken, bizler nere’de savaşıyoruz.
PKK ile, Suriye hudutları içerisinde, savaşıyor, FETO ile mücadele ediyoruz, diyenleriniz çıkabilir.
İyi de, bunlar sebep olabilir mi?
Düşün be düşün Milletim, geleceğini iyi düşün.
31 Mart, Türkiye’nin geleceğinin dönüm noktası olacaktır.
Düşün, hem de çok düşün ve kararını ona göre ver.
Gelecek günlerin aydınlık olsun, karanlık olmasın.
Bölünme, parçalanma, bir bütün ol ve ülkeni terk etme, Topraklarına, fabrikalarına, kurumlarına sahip çık.
1 Nisan’da geçen sene yazdığım yazımda belirttiğim bir Türkiye olmak istiyoruz.
Linkini veriyorum, isterseniz okuyun. Belki moraliniz düzelir.
https://ulusal-haber1.blogspot.com/2018/04/mujde-mujde-tumer-diyor-ki-bir-nisan.html
02.03.2019
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder