27 Haziran 2015 Cumartesi

TÜMER DİYOR Kİ!.. "Merhum Demirel’le ilgili küçük bir anı" (Zekeriya Tümer)

TÜMER DİYOR Kİ:
Merhum Demirel’le ilgili küçük bir anı.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında bir memur kenti olan Ankara’da gıda ve tüketim mallarının aracıları ve aracı karlarını ortadan kaldırarak yeterli ve ucuz bir şekilde sağlanması sorununun çözümüne yardım amacıyla, Mustafa Kemal Atatürk (Cumhurbaşkanı), İsmet İnönü (Başbakan), Abdülhalik Renda (TBMM Başkanı), Celal Bayar (Başbakan) ve Fevzi Çakmak (Genelkurmay Başkanı) tarafından 21 Nisan 1925 tarihinde  “Ankara Memurları İstihlak Kooperatifi”  kurulmuştur.
ANKARA MEMURLARI İSTİHLÂK KOOPERATİFİ
Atatürk’ün direktifiyle çıkan 25 Mart 1925 gün ve 586 sayılı Tebliğle, kooperatife 4.000 memur ve hizmetlinin bir aylık maaşlarının yarısının, bu kişilerin hesabına kooperatife avans olarak ödenmesiyle oluşturulan 168.246 TL sermaye sağlanmıştır. Devletin yardımcı olmasıyla sağlanan avans altı ay sonra faizi ile beraber geri ödenmiştir. Bu çalışma kooperatifi başarıya götüren nedenlerin ilki olmuştur.
AHDE VEFA VE BAŞKAN AYHAN ÜNGÖR
Atatürk’ün ölümüne kadar büyük bir özveri ile örnek çalışmalar yapan kooperatif ilk bilançosunu 1926 yılında 115.000 TL karla kapatmıştır. Bu rakam 1933 yılında kurulan Halk Bankası’nın kuruluş sermayesi olan 25.000 TL’nin 4,5 katıdır. Sonraki yıllarda çeşitli nedenlerle bu tarihi oluşum aktifitesini yitirmiştir.
Atatürk’ün anısı yok olmasın, tarihten silinmesin diye, bugün kooperatif Ayhan Üngör’ün olağanüstü çabaları ile Işıklar Caddesindeki TESKOMB nin binasında bir oda da hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır.
İstanbul’a gitmeden önce, bizde elimizden gelen yardımı yapıyor ve Kooperatifin yaşaması için çaba harcıyorduk. 3 sene de Kooperatifin Genel Sekreterliğini yürütmüştük.
Bu kooperatif 1980 yılına kadar son derece aktif bir çalışma içerisinde idi. O zaman ki yöneticiler Kooperatifi daha ileriye götürmekten ziyade, küçülterek en sonunda yok olma durumuna getirmişler.
Sonra biz arkadaşlarla kooperatifi ele aldık ve yaşatma mücadelesine başladık. Ancak, kooperatifin kasasında hiç para kalmamış, satış yapacak mağazası ve yeri yoktu.
YOĞUN DESTEK ARAYIŞI VE SEVGİLİ BABA'YI ZİYARET!.. 

İşte bu şartlarda bizler, Kooperatifin aktif çalışması için 9.cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den yardım alabilmek için Kooperatifin Yönetim Kurulu üyeleri olarak Köşke gittik.
Atatürk’ün ve arkadaşlarının kurmuş olduğu Tüketim Kooperatifinin sıkıntılı döneminin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in desteği ile aşabileceğimizi düşünüyorduk.
Yönetim kurulu olarak bizi hoşgörü ve babacan tavrı ile karşıladı Demirel. Samimi ve içten bir hava estirdi. Güven duygumuz arttı. Cumhurbaşkanı konuyu çok iyi biliyordu. Bize nasihatler ve bilgiler sundu. Biz ise ondan kooperatifin satış yapabilmesi ve hayatını idame ettirebilmesi için, vakıfların binalarından veya hazinenin binalarından birisinin kooperatife tahsis edilmesini bekliyorduk. Merhum 9.cu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, babacan tavrı ile bize şu nasihatte bulundu. “Parayı bulun, sonra gelin” dedi. Elbette, hepimiz şaşırmıştık. Biz zaten parayı bulsak, kooperatife yer tutar, satış yapar ve tarihi kooperatifin yaşamasını sağlardık. Kimseye de ihtiyacımız olmazdı. Ancak, yapılacak bir şey yoktu. Cumhurbaşkanımız böyle takdir etmişti. Bizlerde ilgisine teşekkür edip, köşkten ayrıldık.
Merhum 9.cu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel, Başbakan iken Rahmetli Özal’da Cumhurbaşkanı iken, ben bürokraside görev yapmakta idim. D.Y.P. iktidarda idi. Maliye ve Gümrük Bakanı ise Sümer Oral’dı. Benim Genel Müdürlüğüm yazıldı, köşke kadar çıktı ve 6 ay sonra Merhum Demirel’in memleketlisi Ramazan Uludağ Gümrükler Genel Müdürlüğüne getirildi ve benim kararnamem köşkten Demirel’in emri ile geri çekildi. Ne yapalım devlet böyle uygun görmüştü, kaderimiz bu imiş. Bizde kızağa çekildik böylece.
Rahmetli Demirel ile böyle kısa da olsa bir anı yaşadım.
Ancak, gerçekten büyük siyasetçi ve devlet adamı idi. Dünü düşünmez yarını düşünürdü. Devletin kurallarını yerine göre uygulardı. O da her siyasetçi gibi yakınlarına elinden geldiğince yardımını esirgemezdi.
Büyük mücadelesi sayesinde 9.Cumhurbaşkanı da oldu ve kimseye kolay kolay nasip olmayacak büyük bir devlet töreni ile İslam köydeki anıt mezarında ebedi istirahatgahına defnedildi.
Her şeyin bir sonu vardır, bunu unutmamak gerek.
Allah Rahmet etsin.
Zekeriya Tümer
(ulusalhaber@hotmail.com) - 27.06.2015

18 Haziran 2015 Perşembe

DEVLETİN TEPESİNDE KÜSKÜNLÜK OLMAZ!..

TÜMER DİYOR Kİ:
DEVLETİN TEPESİNDE KÜSKÜNLÜK OLMAZ
7 Haziran seçimleri bitti.
Oyunu kullanan vatandaşlar, tek başına bir partinin ülkeyi yönetmesini istemediler.
Ülkenin Başkanlık sistemi ile de yönetilmesine karşı çıktılar.
Seçim meydanlarında iktidar partisi AK Partiyi iktidardan indirebilmek için başta C.H.P.- M.H.P. ve HDP olmak üzere seçime giren tüm partiler AK Partiye saldırdılar.
Netice meydanda. 
Yüksek seçim kurulu birkaç gün içerisinde kesin sonuçları açıklayacak.
Kesin olmayan sonuçlara göre AKP % 41 oy alarak 258 milletvekili ile gene birinci parti oldu.
C.H.P. % 25 e yakın oy alarak 132 milletvekili kazanabildi.
M.H.P. % 16.29 oy aldı ve % 13. Oy alan HDP ile aynı sayıda 80 er milletvekili çıkarabildiler.
AK Partinin yanlış politikalarını halka anlatan ve 17-25 Aralık olayının soruşturulmasını isteyen C.H.P.-M.H.P ve H.D.P AK Partinin tek başına iktidar olmasını engelledi.
Her üç partide hem AK Partiye ve hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı tavır sergilediler.
7 Haziran Milletvekilliği seçiminde de ülke halkı oyunu kullanırken gerekeni yaptı ve kimseye tek başına hükümeti kurma yetkisi vermedi.
Şimdi ne olacak?
Muhalefet partilerinin AK Parti ve Cumhurbaşkanı hakkındaki bazı düşünceleri aynı.
Ancak, H.D.P’nin Öcalan ve PKK ile ilgili görüşleri, Kandil’in gölgesinin altında hareket etmesi, birçok Türk ve de Kürt halkına ters geldiği gibi haklı olarak M.H.P. ye de ters gelmektedir.
Bu nedenle, M.H.P. ile H.D.P.nin yan yana gelmeleri söz konusu olamayacaktır.
Muhalefete düşen üç parti de AK Parti zamanında yapılan yolsuzluklarla ilgili hesap sormak istemektedirler.
Herkesin de bildiği gibi devletin temel taşları yerinden oynadı.  Bunların yerine oturması ise güçlü bir Hükümet kurulması ile olabilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti başkanı şu an Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’da ne kendilerinden ve de partili olan arkadaşlarından hesap sorulmasına taraftar olmazlar ve izin de vermezler.
Birinci parti olan AK Parti yanına muhalefet partilerinden birini alabildiği takdirde Hükümet kurulabilir, yoksa ülke çok zaman hükümetsiz kalacaktır. O zaman da erken seçim gündeme gelecektir.
Erken seçimde çok şey değişmez. M.H.P. oy kaybeder. C.H.P. bir iki puan yükselebilir. H.D.P. belki de baraj sınırında kalır, AK Parti hükümeti kuracak Milletvekili çıkarabilir.
Şu an Cumhurbaşkanı olumlu tavır sergilemekte. Kim ne derse desin Devletin en üstünde Recep Tayyip Erdoğan. Cumhurbaşkanı ile uyum içerisinde olamayan hükümet başarılı olamaz.
Hükümeti kurma görevi Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı tarafından verildiğine göre, Cumhurbaşkanı kimi isterse ona bu görevi verecektir.
Daha önce Anayasa’yı ve yasaları tanımayan Cumhurbaşkanı, şimdi Anayasaya sarılacak ve Anayasa maddelerinde kendisine verilen tüm hakları sonuna kadar harfiyen uygulayacaktır.
Daha önce de yazdık. C.H.P. Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı tarafından Hükümeti kurma görevi kolay kolay verilmez.
Kim kendinden hesap soracak kişiye yetki verir.
Şu anda basından ve TV.lardan Parti liderlerinin konuşmalarını izlediğimizde, hiçbirinin birbirleri ile uyum sağlayacaklarını ve bir araya gelerek Hükümet ortağı olacaklarını pek zannetmiyoruz.
Bu nedenle Türkiye’yi zor koşullar altında idare edebilecek istikrarlı bir hükümetin kurulması kolay olmayacak. Devletin tepesinde küslük ve kırgınlık olmaz. 4 partinin de aklını başına toplayıp, kendi çıkarlarını değil, ülke çıkarlarını düşünmeleri gerek. Ülkenin birlik, beraberlik ve huzur ortamına ihtiyacı var. İlkeler çerçevesinde mutlaka birleş ilmeli ve istikrarlı, güçlü bir hükümet kurulmalı.
Mübarek Ramazan boyunca bol bol dua edelim de ülke Hükümetsiz kalmasın, temel taşları yerinden oynayan Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir Hükümete sahip olsun. Geçmiş teki hatalar tekrarlanmasın, huzur ve ekonomik kalkınmayı sağlayan istikrarlı ve güçlü bir devlet yapısı oluşsun.
“Devletin malı deniz yemeyen domuz” düşüncesinde olanlar inşallah bundan sonra Hükümet içerisinde yer almazlar.
Amiiiiinnn diyelim.
Not: Siyaseti çok iyi uygulayan,  Barajlar Kralı Çoban Sülü, 9. Cumhurbaşkanı kurt politikacı Süleyman Demirel’de 91 yaşında hakkın rahmetine kavuştu. Demek ki bu dünya kimseye baki değil.
Sevapları ve günahları ile eşi Nazmiye hanımın yanına o da gitti. Kenan Evren’le bakalım orada hesaplaşacak mı?
Rahmetli Demirel ile olan ufak bir anımı bundan sonraki yazımda anlatmak isterim.
Dün dündü, bugün ise bugün. Allah rahmet etsin, mekânı cennet olsun.
Zekeriya Tümer
ulusalhaber@hotmail.com.

8 Haziran 2015 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ: SEÇİM SONU İLK İZLENİMİMİZ. AK PARTİYİ HDP YIKTI

TÜMER DİYOR Kİ:
SEÇİM SONU İLK İZLENİMİMİZ.
AK PARTİYİ HDP YIKTI
“Demokrasi kazandı Türkiye kazandı” diye CHP ve MHP kendini teselli ediyor.
Bunca çabaya rağmen AKP yi istenildiği düzeye çekemediniz.
AKP ti kesin olmayan sonuçlara göre Türkiye genelinde % 41 e yakın oy aldı.
Hayret ki ne hayret!
CHP büyük ekonomik paketlerini açıklamasına rağmen % 25 e yakın oy aldı.
MHP ise % 16.6 oy aldı.
HDP eğer barajı aşıp % 13 e yakın oyu almasa idi, AKP ti 300 milletvekilini geçecekti.
Yani AKP yi ne CHP ve ne de MHP eksiltemedi, HDP eksiltti.
Demek ki CHP nin emeklilere vereceği 2 ikramiye sözü bile emeklilerin CHP ye oy vermesini sağlayamadı .
Vatan Partisi hiç beklenmeyen şekilde dibe vurdu.
Emine Ülker Tarhan’ın Anadolu Partisi varlık gösteremedi.
Gene bunların içerisinde en iyisi Saadet Partisi. % 2 oy aldı.
Sayın okurlar, ne yazık ki, bizdeki siyasiler gerçekleri tam göremiyorlar.
Kalabalıkları görünce, zannediyorlar ki, bütün oylar bize gelecek, iktidar olacağız.
Her partili gönlünden bunu geçiriyor.
Kim ne derse desin, AKP ti milletvekili olarak azaldı, ancak çok oy kaybetmedi.
Asıl şimdi AK Parti aşağıya doğru çekilecek. Belki de kendi içerisinde dağılacak.
Şunu, CHP nin ve MHP nin iyi bilmesi gerek. Halk tam manası ile sizlere güven duymuyor. İnanamıyor.
Mükemmel ekonomik paketi CHP halka sunmasına rağmen, güven duyamadı. Duysa idi, netice daha farklı olurdu.
Önümüzde erken seçim var. Bu kaçınılmaz. Hazırlıklarınızı iyi yapın. İktidarı yakalamak kolay değil. Halk, bezgin ve bıkmış vaziyette.
Asıl gerçek ise maalesef halk eskilerden bıkmış, yeni bir arayış içersinde.
İnanın, eğer HDP ve Demirtaş, PKK yanlısı bir tavır sergilemeseler, Türkiye’yi kucaklasalar, ayırımcılık yapmasalar, iktidara doğru yürürler.
Demirtaş’ı birçok kişi fiziği ve gençliği ile beğeniyor. Konuşmaları ikna edici. Ancak, fikir ve düşüncelerinin PKK dan yana olması tepki yaratıyor.
Erken seçim gündemde. Kimse tek başına Hükümeti kuramayacak. Önümüzdeki günler sancılı. Cumhurbaşkanı tedirgin. Bu nedenle, en kısa sürede yeniden bir seçim yapılabilir.
Gerçi kısa sürede yapılacak erken seçim çok şey değiştirmez. Halk yeni bir arayış içerisinde. Erken seçim olsa da şu an ki oylar çok değişmez.
Halkı tam manasıyla kucaklayan yeni bir parti doğarsa çok şey değişir. Bu parti yıpranmamış isimlerden olmalı. Tam manasıyla Merkez parti olup, halkın arzu ve isteklerine cevap verebilmeli.
Hem dinine saygılı ve hem de Atatürk’e bağlı olmalı. Ayrımcı değil, birleştirici olmalı. Tüm Türkiye’de yaşayan, herkesi kucaklamalı. Adil ve Demokrasiden yana olmalı.
Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmalı. Milli ve manevi değerlerimize önem vermeli.
Böyle bir parti çıkar ve halka kendini benimsetirse, iktidara doğru yürür.
CHP ve MHP nin de hayallerden uzaklaşarak, nerede, nasıl yanlışlıklar yaptıklarını iyi saptamaları gerek.
İktidarı yakalamak demek ki o kadar kolay olmuyor.
Kılıçdaroğlu 4 yıl bana yol verin yeter dedi, dedi de halk inanmadı ve gereken oyu vermedi. Ya da verdi de oylar mı çalındı? Ne dersiniz?
Ancak, CHP sandıklar da her türlü tedbiri aldık dedi. Demek ki oyların çalınması veya hile yapılması mümkün değil.
Gene de biz seçimlerin halkımıza ve ülkemize hayırlı olmasını dileyelim.
Bakalım gelecek günlerimiz nelere gebe. Yaşayacağız ve göreceğiz.
Zekeriya Tümer, 
08.06.2015
ulusalhaber@hotmail.com

4 Haziran 2015 Perşembe

TÜMER DİYOR Kİ: 7 Haziran Genel Milletvekili seçimleri gün sayıyor. Bizde halkın nabzını yokluyoruz...

TÜMER DİYOR Kİ:
SON İZLENİMLER
7 Haziran Genel Milletvekili seçimleri gün sayıyor.
Bizde halkın nabzını yokluyoruz.
Dolmuşta, otobüste, vapurda, metro’da, yolda fırsat buldukça vatandaşlarla konuşuyoruz.
Kim ne derse desin, halkın genel bir bıkkınlığı var Hükümetten.
Ancak, AKP, tinin gene seçimi kazanma korkusu da içlerine yer etmiş.
“Bunlar ne yapar yapar, seçimi kendi lehlerine çevirirler”  korkusu içlerine öyle yer etmiş ki halkın, bir türlü kuşku ve endişelerini
Üzerlerinden atamıyorlar.
Pendik dolmuşu ile Kurtköy’e doğru gidiyorum.
Dolmuş kalabalık. Ortada ayakta duruyoruz. Arkamda bir genç burnundan soluyor. “off, pufff” diye sinir krizleri geçiriyor.
Döndüm, yüzüne baktım, 20-21 yaşlarında bir delikanlı.
“Ne oldu oğlum, çok sıkıntılısın, derdin ne?” diye sorar sormaz, delikanlı patladı.
“Nasıl sıkılmam amca” diye içindeki isyanını dışarı vurdu.
Delikanlı bin lira maaşla bir yerde çalışıyormuş, patronu onu işten çıkarmış, 500 lira maaşla bir Suriyeliyi işe almış.
Açtı ağzını yumdu gözünü,  başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkese kızıyordu. Çıldırmıştı. Hemen müdahale ettik, küfür etmesine mani olduk.
Kızdı ve indi şeyhlide dolmuştan ve bağıra, çağıra gitti.
Bu bir örnek işte. Suriyeliler sayesinde bizim gençlerimizin işsiz kalmaları ve kafayı yemeleri.
Vatan Partisi’nin Avrupa’da sempatizanları artmış.
 Facebook’ta Almanya’da ikamet eden birkaç kişi ile görüştüm Vatan Partisini çok beğendiklerini ve bütün güçleri ile desteklediklerini söylediler.
Atatürk Cumhuriyeti için oylarımız Vatan Partisine, diyorlar.
C.H.P. sinin Atatürk’ün çizgisinden uzaklaştığı için, bizler Vatan Partisini destekliyoruz, dediler.
Vatan partisi mutlaka barajı aşmalı ve aşacak, diye de Almanya’daki vatandaşlar dâhil, Türkiye’dekiler de umutlu.
İstanbul Maltepe’de MHP nin seçim bürolarından birisine uğradım. Bir çay içecek kadar, yani 15 dakika kadar kaldım.
3 bayan ve 2 erkek geldi. Bayanların birisi “Ben Doğru Yol Partisinde idim, şimdi MHP ye kaydolmaya geldim” dedi. 3 Bayanda MHP ye kayıtlarını yaptırdılar.
2 erkek de MHP ye oylarını vereceklerini söylediler. MHP liler de iktidar olma hevesindeler. Umutları fazla. Oyları devamlı yükseliyor.
Daha önce AK Partisine oy veren MHP liler galiba yavaş yavaş yuvalarına dönüyorlar.
3 Haziran Kartal meydanında AK Partinin mitinginin içine düştüm. Yollar trafiğe kapatılmış.
Ahmet Şimşek Kolejine gidiyorum Şimşek Kolejinin sahibi Ahmet beyle randevum var. AK Parti mitingi de Ahmet Şimşek Kolejinin tam önünde.
Otobüsten indim ve miting alanına doğru yürümeye başladım. Ben miting alanına yürüyorum, miting alanından ise millet dışarı doğru yürüyor. Dikkatimi çekti. Sordum birilerine, neden miting alanını terk ediyorsunuz, dedim.
Sabahtan beri beklemişler, Başbakan Ahmet Davut oğlu gelmemiş, bu nedenle vatandaş yorulmuş ve miting alanını terk etmeye başlamış.
Ben Ahmet Şimşek Kolejine geldiğimde, Başbakan miting alanına teşrif etti. Fazla konuşacak bir şeyi kalmamış. Her toplantıda dile getirdikleri konuları burada da tekrarladı. Sözünün sonunda da “Tamam mı, devam mı?” diyerek halktan onay aldı. Ne var ki gerçekten kendini dinleyen kalabalık çok azdı. Süratle Ak Partinin oy kaybına uğradığı gözle görülüyor.
  Başbakan Davut oğlu konuşurken bile halkın çoğu miting alanını terk ediyordu.
İstanbul Eminönü’nden vapura bindim ve Kadıköy’e geliyorum.
Sağ tarafımda iki hanım, karşımda bir hanım ve bir bey oturuyor. Seçimlerden konuşmaya başladık. Hanımlardan biri 60 yaşlarında. Almanya’dan geliyormuş.
Yanında bavulları var. “Beyefendi, dışarıdan Türkiye hiç iyi gözükmüyor” dedi.
“Bu güzelim ülke, bu hale gelmemeli idi” diye de üzüntüsünü belirtti.
Vatandaş gerçekten çok tedirgin ve üzgün.
Halkın çoğu AK Partiden ve bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda AK Partiye oy istemesinden bıkmış durumda.
Ancak, bazı kişiler de AK Parti için canlarını verecekler sanki.
“Ne güzel bakın, taa Kartaldan Sirkeciye 40 dakikada hem de denizin dibinden geçerek gidiyoruz, daha ne istiyorsunuz” diyorlar.
“Hem AK Parti çalarsa çalsın, çalıyorlar ama hizmet te veriyorlar” diyerek memnuniyetlerini ifade ediyorlar.
C.H.P.si ise yaşanacak hali kalmayan Türkiye’yi yaşanacak bir Türkiye haline sokmaya söz veriyor ve sadece 4 sene istiyor.
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu “Verin bana 4 sene iktidarı, ekonomiyi düzelteceğim, işsizliği önleyeceğim, hırsızlığa, yoksulluğa ve yoksulluğa son vereceğim, ülkeyi yaşanacak bir Türkiye yapa cam,” diyor.
Hadi hayırlısı,diyoruz bizde.
Bağımsız Türkiye Partisi başkanı Prof.Dr.Haydar Baş’ın da ekonomik kalkınma hamlesi düşündürücü. Yer altı madenlerini çalıştırmayı düşünüyor. Buradan 5 Trilyon TL. kazanmayı hedeflemiş.
Gençlere sınavsız üniversite ve iş garantisi de veriyor. Elbette bunlar önemli de % 10 barajını aşmak zor.
Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’de çok iddialı propaganda yapıyor. AK Partiden oy çalıyorlar kanımca. Ancak, onların da % 10 barajını aşacaklarına çoğu kişi inanamıyor.
Hatta HDP’nin bile barajı aşacağına inanan kişiler az. Kadıköy Vapur İskelesinden inince HDP li gençlerin halayları ile karşılaşıyorsunuz. Gece gündüz demeden şarkı söyleyip halay çekiyorlar.
Sayın okurlar, bizim son gözlemlerimiz ve izlenimlerimiz böyle.
Birkaç gün sonra seçim bitecek. Ülkenin geleceği belirlenecek.
Bizim dileğimiz, seçimlerden sonra kaoslar yaşanmaması. Gerçekler ortada. İktidar Partisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oy kaybetmemek ve tekrar iktidar olmak için devletin tüm kaynaklarını kullanarak halktan oy istiyorlar. Eğer iktidardan düşerlerse akıbetlerinin ne olacağını çok iyi biliyorlar. Yargılanma safhası başlayabilir. Onlar, karşılarındaki kişileri nasıl çok çeşitli suçlar yükleyerek cezalandırmak istiyorlarsa, aynı akıbete kendileri de  uğrayabilir. Bu dünya böyle, etme bulma dünyası. Ne ekersen onu biçersin.
Halk gibi bizde şüphe içindeyiz. Demokrasi mi galip gelecek, yoksa dışarıdan endeksli şer odakları ülkeyi mi karıştıracak.
İnşallah, adil bir seçim olur ve ülke layık olduğu huzura kavuşur.
Hayırlısı!..
Zekeriya TÜMER
ulusalhaber@hotmail.com