TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİKTİR VE DAİMA, LAİK KALACAKTIR.
Cumhuriyetimizin ilan edilişinin üzerinden 94 yıl geçti.
Kalkınmış, bağımsız ve müstakil ülke olabildik mi?
Emperyalist güçlerin hep birlikte Osmanlı'nın üzerine çullanmaları,
Osmanlı Devletinin yıkılmasına sebebiyet vermedi mi?
Mustafa Kemal’in öncülüğünde hareket eden Anadolu insanı, kurtuluş
savaşı ile Haçlı ordularını yenerek, Osmanlının devamı olan, ancak adını ve
rejimini değiştiren Türkiye Cumhuriyetinin temelini attı.
Mustafa Kemal’in karakteri bağımlı olmadan yana değil, bağımsız ve hür
yaşamaktan yana idi.
Çünkü Atatürk Türk'tü ve Türk’ün karakterinin yüksek seciyeli olduğunu
biliyordu. Türk esaret altında yaşayamazdı.
İyi de nerede o Türkler?
Kemalist düşünce Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938 de vefatından sonra
uygulanabildi mi?
Mustafa Kemal başarılı uygulamaları ile dünya devlerini mağlup etmiş ve
dünya lideri olmayı hak etmişti.
Mustafa Kemal söylediği her söz ve yaşamı boyunca yaptığı her icraat
ile topluma yol göstermiştir.
Bizler anlayabildik mi, değerlendirebildik mi?
Anlayamadık, anlamak istemedik, halen de anlamaktan yana değiliz.
Zaman zaman Atatürk’ten bahsedildiğinde,”öff yeter, Atatürk Atatürk
bıktık artık” diye çatlak sesler yükselmedi mi?
Halen de yükselmiyor mu?
Bugün, nasıl Din suistimal edilerek, menfaate dönüşmüş ise, Mustafa
Kemal Atatürk’ün resimleri’de satılarak, menfaat temin edilmeye çalışılmıştır.
Kuran-ı Kerim’in içeriğini okuyarak, dinimiz bizlere neyi emrediyor,
Allah bizlerden nasıl davranmamızı bekliyor, bize hangi bilgileri sunuyor,
geleceğimiz ile ilgili neler söylüyor, diye düşüneceğimize, şeyhlerin,
şıhların, bazı cahil hocaların peşinden giderek, onları zengin etme yolu seçilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği sözlerin içeriğine bakmadan, onun
yolundan gideceğimize, onun heykellerinin önünde durarak Atatürkçü olunmaya da
çalışılmıştır.
Atatürk'e saygı duyacaksak, onu iyi anlamakla ve yolundan giderek saygı
duyalım.
Kemalist düşünce’de olan hiçbir iktidar bugüne kadar iktidar
olamamıştır.
Atatürk'ün kurmuş olduğu CHP ise yıllardır İktidar yüzü görememiştir.
Nedeni, CHP'nin Atatürk'ün çizgisinden uzaklaşmak
olmasın!
Anıtkabir'e belli günlerde giden devlet erkanı, oradaki deftere çok
güzel yazılarak yazmışlardır.
Anıtkabir’den ayrıldıktan sonra, ne söylenen sözler, ne de yazılan
yazıların gereği yapılmış mıdır?
Bugün Atatürk’e saldıran, onun devrimlerini yıkmaya çalışan bir
zihniyet temsilcileri ortada boy göstermiyorlar mı?
Peki, İslam dinini kendi çıkarı ve hatta emperyalist düşmanların
menfaatine kullanarak, Müslümanlığı rezil eden Din düşmanlarını da görmedik mi?
Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen, toplumu kutuplaştırarak, ülkenin
bölünmesi ve parçalanması için uğraşan Dindar geçinip, dinsiz, imansız
hareketler yapanlar meydanlara çıkmadı mı?
Bugün bir çok genç, “eğer bizim dinimiz bu ise, ben böyle bir dini
kabul etmem” demektedir.
İçinde yaşadığımız koşullarda, sömürge olmaya doğru gittiğimiz,
satılmayan hemen hemen hiçbir şeyimizin kalmadığı, tarım ülkesi olmaktan
çıktığımız, dış borçlarımızın arttığı bir dönemde, Mustafa Kemal Atatürk’ün
fikir ve düşüncelerini anlayabiliyor muyuz? Neden onun uyguladığı iç ve dış
politikayı uygulamıyoruz?
Mustafa Kemal’in kurduğu Türk Ordusu’na kurulan kumpaslar yüreğimizi
sızlatmadı mı?
Yapılan bütün bu sinsi hareketler, ordumuzun Kemalist yapıdan
uzaklaşmasının bir planıdır.
Atatürkçü olanlar vatan sevdalısıdırlar. Bayrak onlar için kutsaldır.
Din ise manevi güçleridir.
Allah Allah diye savaşan tek millet Türklerdir. Ölmekten korkmayan,
düşmana esir olmaktansa ölmeyi tercih eden tek ulus Türk ulusudur.
Gençlik Anti-Kemalist hareketlere karşı uyanık olmalıdır. Atatürk’ün
Türk Gençliğine hitabesini devamlı okumalı ve düşünmelidir.
Emperyalizm’in işbirlikçileri gençliği, bölmeye, diğer güçler ile
arasını açmaya çalışmaktadır.
Bu nedenle gençlik antiemperyalist güçlere karşı uyanık olmalıdır.
Düşman bizi işgal etmeye çalışırsa, kimse merak etmesiz, o zaman karşı
fikir ve düşünce de olunsa dahi, herkes tek vücut olur ve düşmanlarını Kurtuluş
savaşında olduğu gibi alaşağı eder.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bugün Amerika başta olmak üzere emperyalist güçler ülkemize saldırı
yolunu seçmiştir. İçteki vatan hainleri ile kol koladırlar. İşbirlikçilerini
değişik oyunlar ve rollerle devletin birimlerine yerleştirmektedirler. Bunun
örneğini FETO denen sahtekârda gördük.
Yıllarca sinsi bir yılan gibi, sokulmuş, milletin saf Duygularını
kullanmış, vampir gibi kanlarını emmiş, netice de de 15 Temmuz’da amacını belli
etmiştir.
Eğer, Kemalist düşünce devletin tüm kademelerine hakim olsa idi, bu
olayları yaşamamız mümkün olur muydu?
Türk Milletinin mücadelesi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşında
ve sonrasında yaptığı mücadele gibi olmalı, emperyalizm’in tuzağına
düşmemelidir.
Hangi parti, hangi siyasi kuruluş iktidara gelirse gelsin, ülkesinin
geleceğini, toplumun bağımsızlığını, refahını istiyorsa Mustafa Kemal Atatürk'ü
iyi tanımalı ve onun yolundan ayrılmamalıdır.
BOŞA HEVESLENMEYİN; EMPERYALİST UŞAĞI "DİN TÜCCARI", ŞER VE ŞEAMET DÜŞÜNCEDE Kİ VATAN HAİNLERİ;
TEK YOL MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN
YOLUDUR. BİZLERİ BU YOLDAN KİMSE ALIKOYAMAZ. BİZLER NE DİNİMİZDEN VE NE
DE ATATÜRKÇÜLÜĞÜMÜZDEN VAZGEÇEMEYİZ. SİZİN GÜCÜNÜZ BUNA YETMEZ.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAİKTİR VE
LAİK KALACAKTIR.
30.10.2017
Zekeriya
Tümer
ulusalhaber1881@gmail.com