24 Nisan 2014 Perşembe

TÜMER DİYOR Kİ: 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramını zoraki de olsa kutladık.

TÜMER DİYOR Kİ:
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk Bayramını zoraki de olsa kutladık.
Devlet erkânı Anıtkabire Atatürk’ün huzuruna çıktı ve çelengini koydu.
Sitemizde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının tarihçesi Yaşam sayfamızda yayınlandı.
Geçmişini unutan geleceğini şekillendiremez.
Osmanlı Devletinin sonunun geldiği bir dönemde, Mustafa Kemal cesareti ve zekası ile Türk Milletinin umudu oldu ve Ankara’da 23 Nisan 1920 de Hacı bayram’da kılınan namaz ve dualarla İstanbul hükümetine ve dış düşmanlarına rağmen bugünkü T.B.M.M.sini açtı.
Yokluğun ve sıkıntıların olağanüstü olduğu bir dönem.
Türk milleti Padişah saltanatını kale almadı, alanlar oldu ise de onlar da ya satılmış insanlardı ya da çaresiz olanlardı.
İstiklal savaşını, açlık, yokluk ve sefalet içerisinde analar, bacılar, dedeler, çocuklar ve yiğit Türk gençliği birlik ve beraberlik içerisinde Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde canlarını ortaya koyarak savaşı kazandılar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasını sağladılar. 
Türk Milleti esaret altında yaşayan ve bunu kabul edecek bir millet değildir.
Yeri geldiğinde, önündeki tüm engelleri bir bir aşar ve İstiklal’ini kimseye kaptırmaz.
Hürriyetine ve bağımsızlığına düşkün bir millettir.
Despot ve baskıcı rejimlerden hoşlanmaz.
Hem dinine ve hem de hukuka saygılıdır.
Bunu bilen Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, halkın iradesine önem vermiş ve Türk Milletine Demokrasiyi armağan etmiştir.
O dönemde ne yapılması gerekiyorsa o yapılmıştır.
Yokluğa rağmen ülke kalkınma hamlesi yapmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 1938 de vefatından sonra, İkinci Dünya Harbi patlamış, Mussolini ve Hitler dikta rejim anlayışları ile dünyayı kan gölüne çevirmişlerdir.
İsmet İnönü bu kargaşa döneminde Cumhurbaşkanı olarak hükümetin başı idi.
İstiklal harbindeki sıkıntıları yaşamış, askerin sefalet ve perişan halini biliyordu.
Bu nedenle, ordu aç kalmasın diye tedbirler almıştır. Halk aç kalabilirdi, ancak ordu aç kalmamalı idi.
Büyük siyasi ustalığı ile de Türkiye’yi savaşa sokmadı.
İnönü istese demokrasiye geçmez ve iktidarını devam ettirebilirdi.
1946 yılında Demokrasiye geçiş adımını attı ve 1950 de de iktidarı Demokrat Partiye teslim etti.
Karşı muhalifler, gerçekleri ortaya koymadan hep İnönü dönemindeki halkın karne ile ekmek, tuz, şeker, yakıt aldıklarını dile getirerek CHP nin tekrar iktidara gelmesini hep engellediler.
Gerektiğinde dini kullandılar. Sanki CHP liler Müslüman değildi.
1960 Türk Silahlı Kuvvetlerinin Darbesi, 12 Mart Muhtırası, 12 Eylül 1980 Evren darbesi, 28 Şubat gizli darbesi, bizleri bugünlere getirdi.
AK Parti 2003 yılından bu yana iktidar.
CHP Türkiye’nin Demokrasiye geçtiği dönemden bu yana uzun süreli iktidar olamadı.
Ancak, CHP kökü çok derinler de olan partidir. Atatürk’ün kurduğu bu Partinin özü nedir?
Cumhuriyet Halk Partisidir. Halkın Cumhuriyetine bağlı olduğunu simgeler.
Şimdi, T.C. nin Cumhurbaşkanlığı için mücadele edilmektedir.
Geçmişte Atatürk’ü eleştiren, Laik düşünceye karşı çıkan kişiler nasıl buram buram Atatürk kokan Cumhurbaşkanlığı Köşkünde Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olmaya heves etmekteler, benim aklım ve mantığım almıyor.
Yoksa yanıldıklarını mı kabul ettiler, yanlış yolda olduklarını mı anladılar.
 Bilemiyorum. Keşke öyle olsa.
23 Nisan 2014 günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 94.cü yılında
TBMM Başkanı Çiçek, Anıtkabir özel defterine şunları yazdı:
"Aziz Atatürk, İlk Başkanlığını yaptığınız Türkiye Büyük Millet Meclisinin 94'üncü açılış yıl dönümünde huzurunuzda bulunmanın heyecanını yaşıyoruz. Öncülüğünüzde açılan Meclisimiz düşmanı ülkemizden kovmuş, Cumhuriyetimizi kurmuş ve milletimize onurlu bir tarih bırakmıştır. TBMM olarak bugün de ülkemizin gelişmesi, kalkınması ve bize hedef olarak gösterdiğiniz muasır medeniyet düzeyinin üzerine çıkması için çalışıyoruz. Milli mücadelemizde gösterdiğiniz büyük ruh, kalkınma idealiniz ve büyük başarılarınız bize daima ilham vermektedir. Ülkemiz hedeflerini gerçekleştirecek, daha kalkınmış ve modern bir ülke olacaktır. Milli egemenlik anlayışını güçlendirmek, daha demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir ülke haline gelebilmek temel amacımızdır. Yaptıklarınız ve milletimize bıraktıklarınız için daima minnet ve şükran duyuyor, daha büyük işler yapmak için kendimizde heyecan hissediyoruz.
Aziz ruhunuz şad olsun."
Çok güzel ifadeler edilmiş.
Atatürk’e bağlılık ve onun yolunda gitme taahhüdü verilmiş.
Başbakan ve CHP lideri, Bahçeli ve diğerleri de konuşmalarında bazı gerçeklere değindiler.
Şimdi, 1 Mayıs var önümüzde. Ortalık gerildikçe geriliyor.
Ağustosta Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyecek tavırlar ortaya konmaya devam edecek.
Halk gerildikçe gerilecek.
Kutuplaşmalar ve bölme hareketleri siyasi kadrolarca körüklenmemeli.
23 Nisan 1920 şartlarını unutmayın. Konuşmak değil yapmak önemli.
Bu millet istiklaline ve cumhuriyetine sahip çıkacaktır.
Türk Gençliği, Atatürk’ün Ey Türk Gençliği hitabesindeki mana ve duyguyu anlayın.
Bu ülke size emanettir.
Bizim tavsiyemiz herkesin dolduruşa gelmemesi, ülkede kargaşa yaratılmaması ve Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde muasır medeniyetler seviyesine çıkma mücadelesinin verilmesidir.
24 Nisan 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder