İhanet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İhanet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2016 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ !.. "BEN KÜRT KIZIYIM, SOYSUZLARI SEVİNDİRMEYECEĞİZ...." ULUSAL HABER & ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
BEN KÜRT KIZIYIM, SOYSUZLARI SEVİNDİRMEYECEĞİZ
Zekeriya TÜMER
Sevgili okurlar,  Mardin’in Nusaybin ilçesinde şehit düşen Jandarma Kıdemli Çavuş İbrahim Akdemir’in eşi Seval Akdemir, yiğitçe ayakta durarak soysuzlara iyi bir ders vermiştir.
Seval Akdemir, kocasını öldürenlere şöyle seslenmiş: “Benim eşim Diyarbakırlı, ben Muşluyum, Babam Kürt, ben Kürt kızıyım. Ağlamayacağım, soysuzları sevindirmeyeceğiz. Onlar kalleş, Kürtlük davası değil, onların hepsi belirsiz. Ben eşime gitme dedim ama o olmaz dedi. Bu vatan aşkıdır, bu sevda başkadır, dedi. Orada benim gibileri yok mu Sevda, dedi. Eğer alnımızda yazılmışsa yaşayacaksınız, kaderimizi değiştiremezsin, dedi. Kurban olayım İbrahim’im. Ben seni çok sevdim. Emanetlerin başım gözüm üstüne. Ağlamayacağız, sevindirmeyeceğim onları. Allah bir daha onlara fırsat vermesin. Yıksınlar artık, yıkın, orada sivil halk yok, sivil halk orada kalır mı” diyerek,” Nusaybin’in yerle bir edilmesini de istemiş.
Seval’in içten haykırışı, tüm eşlerini kaybeden  kadınlarımızın yürekten haykırışı…
VATANA İHANET EDENLER MUTLAKA CEZALANDIRILMALI
Cumhuriyet rejimini yıkmak, ya da rejimin temel değerlerini ortadan kaldırmak amaçlı yapılan her eylem vatan hainliğidir. Mustafa Kemal Atatürk döneminde bu eylemler vatan hainliğiyle eşdeğer tutulmuş ve bu suç en ağır ceza olan idam cezasıyla karşılık bulmuştur. Hıyanet-i Vataniye Kanunu bu bilgiler ışığında çıkarılmıştır.
12 Nisan 1991 tarihinde çıkarılan 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Mustafa Kemal döneminin ve cumhuriyetin ilk kanunlarından olan Hıyanet-i Vataniye Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldırılmış ancak yerine ikinci bir Vatana İhanet Kanunu’nu çıkarılmamıştır.
Derhal Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun içeriğinde belirtilen hususlar yeniden gündeme getirilmeli ve aynısı yeniden çıkarılmalıdır.
Hükümete, doğuda görev yapan kamu görevlilerine, Belediye Başkanlarına sormak gerek.
Tonlarca bombalar nereden geldi. Bunların gelmesine ve yollara, evlere yerleştirilmesine göz yumanlar kimler? Asıl hain ve vatan haini bu bombaların ülkenin içlerine sokulmasına, belirli yerlere yerleştirilmesine göz yumanlar değil midir?
Türk kızının, Kürt kızının eşlerinin ölmesine, çocuklarının yetim kalmasına sebebiyet verenler, vatan haini değil midir?
Laik, Demokratik, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, rejimi değiştirmek, temel kuralları yerle bir etmek için çaba harcayanlar vatana ihanet etmiyorlar mı?
Çocukların ırzına geçen, kadınlara tacizlerde bulunan, Din adamı geçinen kişileri bir de korumaya çalışıyorsunuz, Müslüman olan bunları yapar mı? Bu Namussuz, şerefsiz insanlar korunur mu? Bunları savunanlar, siz hiç utanmıyor musunuz?
Reza Zarrab’ın 19 Mart’ta Amerika’da tutuklanması, Türkiye’de bazı kesimlerde panik yarattı.
Nedeni ise belli. Reza bey, bülbül gibi öterse, birçok pislikleri ortaya çıkaracaktır. Türkiye’de kimlerle işbirliği yaptığının açıklanması, elbette çok kişinin başını ağrıtacaktır.
Amerika Türkiye’deki idare ile oynamak mı istiyor acaba?
Amerika her halükarda Türkiye’ye istediğini yaptıracaktır. Kim ne derse desin, Türkiye’deki Siyasi kadrolar üzerinde Amerika’nın büyük etkisi ve baskısı olduğu bilinmektedir.
Önümüzdeki günlerde Reza Zarrab’ın kaderi belli olurken, Türkiye Cumhuriyet’in de görev yapan bazı kişilerin  kaderi  de belli olacaktır. 
Son söz:
Mustafa Kemal Atatürk, “Biz ne bolşeviğiz, ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.” Demiş ve dine olan saygısını belli etmiştir.
Gelecek nesil için de şunları önermiştir. “Efendiler! Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden en evvel; TÜRKİYE’NİN İSTİKLALİNE, kendi benliğine, MİLLİ ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”
Öğretebildik mi?
Anneler, babalar, bugüne kadar öğretmedi iseniz, hemen, bugünden itibaren Mustafa Kemal’in sözünü yerine getirmeye çalışın. Yoksa ileride çok pişman olursunuz.
Mustafa Kemal Atatürk; “Din ve mezhep, hiçbir zaman siyaset aleti olarak kullanılamaz.” Demesine rağmen, bugün din de mezhep de siyaset aleti olarak o kadar güzel kullanılmaktadır ki, netice de okullar da tarikatlar, şeyhler okutulmaya başlar ise şaşırmamak gerek.
En büyük düşman yanı başımızda durmaktadır. Gerçek, din adamlarına Mustafa Kemal Atatürk’ün saygısı çok büyüktü. Bugün ise Laik’liği ve Cumhuriyeti ortadan kaldırarak, Atatürk’ün fikirlerini ve verdiği mücadeleleri tarihten silmeye çalışan bir grup elinden geleni yapmaktadır.
KADINLARIMIZ LAİK VE DEMOKRATİK CUMHURİYETİN EN ÖNEMLİLERİDİR.
Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı 1934 de verilmiştir. Fransa 1944 de Japonya 1945 de, İtalya 1946 da, Çin 1947 de, İsviçre 1971 de ve Suudi Arabistan 2015 de vermiştir.
Türk kadınları, Atatürk’ün kıymetini halen anlayamadı iseniz, sizlere yuh olsun deriz. Mutlaka erkeğin kölesi mi olmak istiyorsunuz?
Sizlere seçme ve seçilme hakkını vererek, okumanızı, mevki sahibi olmanızı, ekonomiye katkıda bulunmanızı, işe girerek maaş alarak bağımsızlığınızı, onurunuzu kazanmanızı sağlayan Mustafa Kemal’in yolundan ayrılmanız, sizleri karanlığa gömer, bunu unutmayın.
Son pişmanlık fayda vermez. Laik ve Demokrat Cumhuriyete sahip çıkmanın zamanı gelmedi mi?
Türk milleti artık gaflet uykusundan uyanmalı ve ülkesine sahip çıkmalıdır.
Yeni hazırlanan Anayasa hareketinden ve Başkanlık sevdasından vaz geçilmeli, milleti bölmek değil, birleştirmenin yolları aranmalıdır.
Zekeriya Tümer
04.04.2016

22 Eylül 2015 Salı

İNANMAK İSTESEM DE İNANAMIYORUM; ALDATILMAK, KANDIRILMAK İSTEMİYORUZ...

TÜMER DİYOR Kİ!.., 
İNANMAK İSTESEM DE İNANAMIYORUM;
ALDATILMAK, KANDIRILMAK İSTEMİYORUZ...
Sevgili okurlar, son günlerde yaşadıklarımız meydanda.
PKK Terörü can aldıkça milli duygular şaha kalkmakta.
AÇILIM SAFSATASI VE ÇÖZÜM (ÇÖZÜLÜM) SÜRECİ KUMPASI
Daha önceleri açılım, diyerek, “aman PKK ya göz yumun, sakın silah çekmeyin, bırakın gelsinler, bırakın geçsinler” diyenler, bugün pişmanlık duygusu içerisindeler gibi gözüküyorlar.
Gerçekten öyle mi? Buna da inanmak bence biraz zor.
Halkı kandırmak, oyları almak peşindeler.
Enayiler kanar, gerçeği bilenler ve görenler kanmaz.
İnananlar var elbette, hem de çoook.
Bayrağımız askeriyenin direğinden indirildiğinde, PKK’ lılarca ve Ermenilerce  ayaklar altına alındığında, yakıldığında sesi çıkmayanlar, şimdi bayrağa sahip çıkmaya başladılar.
İnanalım mı?
Aptal mıyız ki biz inanalım!
Ergenekon, balyoz bahanesiyle, PKK ile mücadele eden ordu mensupları hapishanelere tıkıldığında, paralelciler bizi kandırmış diyerek suçu başkasının üstüne atanlar, şimdi milli kahraman olma sevdasındalar.
Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve İsrail, ajanları doğu ve güneydoğuda kol gezerken, gizli gizli PKK’ya silah ve mühimmat verirken ses çıkarmayanlar, (gerçi bugünde pek ses çıkaramıyorlar da, arada sırada da olsa kafa tutuyorlar gibi gözüküyorlar) neden üzerimizden çekin ellerinizi diyemiyorlar.
Daha önce Irak kan gölüne döndüğünde ülkemize sığınan Irak’lılara sahip çıktık, şimdi Suriyeliler ülkemizin her tarafına dağıldı. Çoğu perişan ve sokaklarda dileniyorlar. Denizlerde boğuluyorlar. Yollarda yürümekten perişanlıklar yaşıyorlar.  Bu insanlara acımaktan, kendi vatandaşlarımıza acıyamaz durumlara düştük.
Gerçekten mini mini yavrular aç susuz, anne ve babalar çaresiz, yaşam savaşı vermekteler. Kurban Bayramını nasıl kutlar bu zavallılar.
IŞİD’i insanların başına bela edenler de hiç utanma ve arlanma duygusu olmadığı gibi, vicdansız Avrupa da insanların ölümlerini seyretmekten zevk alıyorlar sanki!
Bizdeki İktidar mensuplarının ise tuzu kuru. Saraylarda, villalarda, köşklerde yaşanıyor, maddi sıkıntı çekilmiyor, devletin parası istenildiği gibi kullanılıyor, sonra da çıkıp kürsülere timsah gözyaşları dökülüyor, ah vah deniyor.
Kim inanır buna?
Hele ki; açılım bahanesi ile PKK palazlansın, bombaları yollara yerleştirsin, şehirlere sızsın, halkı canından bezdirsin. Asker, sivil demeden öldürmeye başlasın.
Asker, teröristlere saldırmak için izin istediğinde, sus, otur oturduğun yerde, çıkma kışlandan, densin.
Şimdi de teröre lanet mitingleri adı altında 1 Kasım seçimlerine yatırım yapılsın.
Bu millet bu kadar enayi mi ki kansın!
Artık hiçbir şeyi anlayamaz duruma düştük. Nasıl bir hırs ve ihtirastır.  Siyaset uğruna her şey mubah olabilir mi? Olamaz ve olmamalı.
7 Haziran’da ki seçimlerden sonra neden hükümet kurdurulmadı? Sebep belli.
Biz neden hükümetin kurdurulmadığını ve kurdurulmayacağını daha önceki yazılarımızda belirttik.
Ancak, anlamak istemeyen o kadar çok kişi var ki,  1 Kasım seçimlerinde bunu da göreceğiz.
1 Kasım’da eğer AKP 276 yı bulup hükümeti kuramaz ise, hiç merak etmeyin, aynen bu hükümet devam ettirilecek ve 6 ay sonra tekrar seçime gidilecektir.
Açılım, saçılım süreci uğruna askeri kışlasına sokan ve askerin emir almasını Valilere bırakan zihniyet, bugün “ayy, valla yanlış yapmışız” diyerek askere PKK yı temizleme görevini neyse ki verebildi.
Bu sefer asker kararlı.
İçeride odaklaşan şer güçlerini temizleyecek.
PKK’nın yaşam alanları daralıyor ve daha da daralacak. Ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklar.
TÜM DÜNYA MİLLETLERİ ŞUNU BİLMELİDİR. TÜRK MİLLETİ SUSAR SUSAR VE YERİ GELDİĞİNDE ÜLKESİ, VATANI, MİLLETİ VE DİNİ İÇİN, KENETLEŞİR VE DÜŞMANINA DERSİNİ VERİR.
Türk’ü dünyadan silmek için tarih boyunca çalışılmıştır.
Silemezsiniz ve yok da edemezsiniz.
İçimizde çok hain var. Bunlar nasıl yetişti bunu da anlamak mümkün değil.
Maalesef, kanı bozuk, şahsiyeti bozuk, çıkar uğruna her şeyi yapabilecek tıynette olan çok insan yetiştirmiş bu ülke. 
Yaşadığı ülkenin ekmeğini yiyerek, nimetlerinden faydalanarak, o ülkeye ihanet eden şer odaklarına ve o odaklarda görev alan insanlara lanet okunmaz mı?
Osmanlı’nın yıkılma döneminde de vardı hainler. Osmanlı devletini İngilizlere, Amerikalılara, Fransızlara, hatta Yunanlılara teslim etmek isteyen vatan hainleri vardı.
Ama bir de Mustafa Kemal vardı. En önemlisi de Anadolu’da yaşayan ve ülkesinin boyunduruk altına alınmasına göz yummayan kahraman Türk Milliyetçisi bir halk vardı.
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının etrafında tek vücut olundu ve İstiklal savaşı kazanıldı.
29 Ekim 1923 de kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni sizlerin yıkmaya, parçalamaya gücünüz yetmez.
Çekin pis ellerinizi üzerimizden.
Mustafa Kemal Atatürk Devletimizin temelini güçlü atmıştır. Onun fikirleri ve bizlere bıraktığı eserleri korunacak ve kollanacaktır. Buna da Türk milletinin gücü yeter.
Tek sıkıntımız, siyasiler. İktidar uğruna yanlışlıklar yapmakta ve sonra da pişman olmaktalar.
Ne yazık ki, alınan istikrarsız kararlar ülkeye zarar vermektedir.
PKK’ya ve göçmenlere harcanan paraların yanında bir de yapılan israflar ekonomimizin canlanmasını önlemektedir. 
Yatırım yapılamayan bir ülkede elbette işsizlik çoğalacak, dolar da 3 binleri aşacaktır. Enflasyonda tavan yapacaktır. Fakir halkta Allaha sığınacaktır.
Amerika’nın ve Avrupa’daki sömürgeci ülkelerin tek amaçları var. Türkler güçlenmesin, kalkınmasın ve bizlerin hâkimiyeti altında olsunlar, biz hem onları ve hem de Ortadoğu’daki topraklardaki bereketlerden yararlanalım.
Kendi ülke insanları refah yaşasın, Müslüman’lar gebersin. Düşünce bu.
Şunu sormamız gerek, hem iktidar partisine ve hem de muhalefet parti liderlerine.
Yaa bir kere basının karşısına,  TV.nin karşısına çıkın ve bizleri sömürmeye ve yok etmeye çalışan ülkelere kafa tutun. Mecliste kararlar alın.
Bakın herkes nasıl geri çekilecek.
Mübarek Kurban Bayramı geldi. Ramazan Bayramından sonra Kurban Bayramı gelir. Kurbanlar kesilir, Haç ziyareti yapılır. Fakire, fukaraya kesilen etler dağıtılır.
7 Haziran seçimlerinden sonra ülkemiz, genç, yiğit, kahraman evlatlarını kurban verdi. Yüreklerimizde acı, içimizde ki sızılar varken, Kurban Bayramını nasıl kutlarız. İçimiz kan ağlıyor, kan.
UYAN TÜRK EVLADI, UYAN!
DÜN, İNGİLİZ-YUNAN-FRANSIZ-İTALYAN VARDI KARŞINDA
BUGÜN İSE ONLARIN TORUNLARI!
DÜN, TOPRAĞINA GÖZ DİKTİLER
BUGÜN CUMHURİYETİ HEDEF ALDILAR,
ÜLKEYİ BÖLÜP PARÇALAMAK, KARDEŞİ KARDEŞE DÜŞMAN ETMEK İSTEMEKTELER.
ORTADOĞU’YU ŞEKİLLENDİRMEK, SINIRLARI YENİDEN ÇİZMEK, SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU
KURMAK İSTEMEKTELER.
UYAN ARTIK UYAN VE GERÇEKLERİ GÖR VE ÜLKENE, BAYRAĞINA, DİLİNE, DİNİNE SAHİP ÇIK., NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE....
***
(Bundan sonra daha fazla teröre kurban vermemek dileğiyle, Tüm Müslüman Türk Milletinin Kurban Bayramı kutlu olsun)
22.09.2015