TÜMER DİYOR
Kİ:
15 TEMMUZ 2016 AKŞAMI YAPILAN VATAN HAİNİ
FETO YANLISI OLAN ASKERLERİN YAPMAYA ÇALIŞTIKLARI DARBE GİRİŞİMİNİN 3 YILINDA TÜRKİYE
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN AMERİKA’YA S-400 HAVA SAVUNMA FÜZELERİNİ
ALARAK KAFA TUTUYOR.
Tutmak zorunda olduğunu da son derece iyi biliyor.Nedeni ise, ülkesinde güçlü olduğunu ispatlamak zorundadır.
Son yapılan seçimler ve partisi içerisinde gelişen karışıklıklar, Cumhurbaşkanının cesaretli olması ve ülkesi için önemli kararlar almasını gerektirmektedir.
Elbette; Amerika'nın ülkemizin savunmasında rol oynayacak Rusya’dan alınacak S-400 Savunma silahlarının alınmasını istememesi, hiç Amerikayı ilgilendirmemekte olup, Türk milletini de kızdırmaktadır.
Biz ülkemizin savunmasında, ey Amerika sana mı danışacağız!
Sen ülkemize zarar veren, ordumuzun zayıflatılmasına, ülkemizin düzeninin bozulmasına sebep veren FETTULLAH GÜLEN hainini neden teslim etmiyorsun?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kararlılığı ile Amerika’ya kafa tutmuş gibi.
Tutmakta ta haklıdır.
Biz bağımsız bir ülkeyiz!
Gerçi birçok sözleşmelerle göbeğimizden birilerine bağlıyız, ama gene de ülkemizin geleceğini ve düşmanlarımıza karşı tedbirlerimizi de almak zorundayız.
Amerika ise Türkiye'nin dik başlılığına yıllardır İran'a yaptığı baskıya benzer bir baskıyı Türkiye’ye uygulamak üzere harekete geçmiş bulunmaktadır.
Türk milletinin bu baskılara boyun eğeceğini sanmak, gaflettir.
Böyle baskılar Türk milletini daha da birleştirir ve bizlerde Amerikan mallarını boykot ederiz.
Ancak, ülkenin ekonomik sıkıntısı da büyüyebilir.
Burada da Türk milleti, dayanabildiği kadar bu ekonomik sıkıntıya dayanmaya çalışacaktır.
Dayanmalıyız ve de pes etmemeliyiz.
Amerika AK Parti’yi bölme ve parçalama hareketine siyasi olarak ta yapmaya çalışıyor gibi!
2023 e kadar destek sözü verdiği Recep Tayyip Erdoğan'ı Amerika yoksa gözden mi çıkardı?
İnanalım mı dersiniz!
Ali Babacan ve Davutoğlu’nun AK Partinin içerisinden çıkarak, yeni bir parti kurma çabaları emperyalist güçlerin yeni bir oyununa benziyor.
Ali Babacan, Tayibin tüm isteklerine hayır diyerek, cesaretle yeni bir parti kurma çalışmalarına sür'atle başladı.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın vekillerle yaptığı toplantıda yeni parti kuracakları konuşulan
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’la ilgili “SIRTIMIZDAN
HANÇERLEDİLER” İfadesini kullandığı söyleniyor.
Doğrudur.
İnsanoğlu çiğ süt emmiştir.
Yıllardır
beraber olabilirsin.
Acı tatlı bir çok anıların olabilir.
Senin sayende
birileri bazı mevkilere de gelebilirler.
Ancak, öyle bir gün gelir ki o kişiler
seni terk edip, senden ayrılmak zorunda kalabilirler.
Bu
ayrılışların da mutlaka kendilerine göre önemli sebepleri vardır.
Ülkeyi
İdare etmek kolay değildir. Bazen yanlış uygulamalar, hem ülkeye ve hem de
içerisinde bulunduğun kitleye zarar verebilir.
İdare edenin idaresinde
hoşnutsuzluklar baş göstermeye ve güç kaybedilmeye başlanıldığını hisseden bazı
kişiler, derhal batan gemiyi terk etme teşebbüsüne geçebilirler.
Gelişen gelişmeleri önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Elbette bu girişimlere karşı da AK Partili Troller çalışmalarını hızlandıracak, halkın gözünde Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu düşürülmeye çalışılacaktır.
Davutoğlu’nun fazla bir varlık göstereceğine inanılmıyor.
Ali Babacan ekonomik olarak daha güçlü ve genç olması, arkasında da büyük desteklerin bulunması nedeniyle, AK Parti içerisinde daha etkili olabilir ve bazı milletvekillerini kuracağı partiye çekebilir.
Etrafında genç, dinamik, ekonomiyi bilen ve para sahibi olan bir kadronun olduğu da söylenmektedir.
Çok sür'atle partileşmeye gidecekleri de gözükmektedir.
Millet İttifakı bu durumda daha güçlü olmak zorundadır.
31 Martta esen rüzgâr 23 Haziran seçimlerinde daha da büyüyerek devam etmiştir.
Bu rüzgârın, fırtınaya, kasırgaya, tsunamiye dönüştürülmesi gerektiği kanısındayız.
Bunu başarırlarsa ve Millet İttifakı’nın aldığı belediyeler çok iyi çalışır, halka şeffaflıklarını gösterirler ise, gelecek seçimlerde İktidara yürümeleri söz konusu olabilecektir.
Bekleyeceğiz ve göreceğiz.
Ancak, önümüzdeki günler çok şeye gebe olacaktır.
Ülkem insanı sıkıntılarından kurtulamayacak ve umutla gelecek günlerinin aydınlığa ne zaman kavuşacağını bekleyecektir.
Halk Rusya’dan alınacak S-400 füzelerinin yerine, keşke üretim artsa, fabrikalar kurulsa, işsizlik yok olsa, ekonomik sıkıntı olmasa diye düşünmeye başlayabilir.