6 Temmuz 2019 Cumartesi

HER ŞEYİN BİR SONU, HER SONUN YENİ BİR BAŞLANGICI VARDIR.



TÜMER DİYOR Kİ:


HER ŞEYİN BİR SONU,
HER SONUN YENİ BİR
BAŞLANGICI VARDIR.


Toplumsal duyarlılığını yitiren toplumlar, birlik ve beraberliklerini yitirirler.
Birlik ve beraberliğini yitiren toplumlar ise, dağılmaya ve parçalanmaya mahkum olup, başkalarının boyunduruğu altında yaşamaya mecbur kalırlar.
Bağımsızlıklarından söz edilemediği gibi, esaret altında ezilmeye, köle olarak başkalarına hizmet ederek de yaşamaya mecbur kalırlar.
Cumhuriyetimizin 100 yılına yaklaşırken,  ülke insanımız toplumsal duyarlılığına yeniden kavuşuyor mesajını İstanbul Büyük şehir Belediye Başkanlığı seçiminde gösterdi gibi.
Ancak, Mustafa Kemal Atatürk ve yanındaki arkadaşlarının üstün gayretleri ve ileri görüşlülüğü ile kurulan, sağlam temeller üzerine oturtulan Türkiye Cumhuriyetinin temel taşları, son dönemlerde yerinden oynatılmaya çalışılmıştır.
Amaç ne?
Hedef ne?
Yapılmak istenen nedir?
Bir binanın temeline dinamit koyarsanız Amerika’da yıkılan ikiz kuleler gibi yerle bir olur ve altında kalanlar da ezilirler.
Devletin en büyük temel taşı ordusu’dur.
Türk ordusu son 15 yılda hiçbir zaman bu kadar yıpratılmamıştır.
Ergenekon, Balyoz, Oda TV. Süreci ile başlayan Ordunun mümtaz komutan ve askerlerinin değişik bahaneler ve uydurma suçlar ile yıpratılmasını yaşadık.
Değişik bahaneler ile Kemalist ve Atatürkçü düşüncede olan ordu mensupları yıllarca hapishanelerde yaşamaya mahkûm oldular. Bazıları intihar etti, bazıları hastalanarak öldüler.
İlim, bilim adamlarımızın yanında Basının gözde isimleri de bu arada suçlandı. Hapishanelerde ömür tükettiler.
Şimdi ise suçsuz oldukları kanıtlandı. Kanıtlandı ama acılar devam ediyor ve ordu çok ama çok yıpratıldı.
15 Temmuz olayı ise tuzu biberi oldu.
Anadolu insanımızın temiz, saf, insani ve Dini duygularını istismar eden başta, (Allahın laneti üzerine olsun) Feto zihniyetli vatan hainlerinin kalkıştıkları 15 Temmuz hareketi ülkeyi tam bir kaos içerisine soktu. Ordu 3.cü darbesini yedi. Askeri okullar kapatıldı. Ordu içerisinde temizlik hareketine başlanıldı.
Elbette sadece Orduda değil, asker, polis, hukuk ve diğer birçok kamu kurum ve kuruluşlarında Feto darbesi yapıldı. Temizlik hareketi oldu.
İnsanlara kızıldığında hemen Feto suçlaması ile birçok kişi de mağdur duruma düşürüldü.
Feto zihniyetli vatan hainleri ülkeye çok zarar verdiler.
Merak etmeyin henüz bitmiş de  değil.
Feto’nun siyasi ayağını ve zamanında Gülen Hocanın dizinin dibinden ayrılmayan, ona methiyeler düzen ve halen devletin içerisinde yer alanlar temizlenmedikçe Fotocuları temizle yemezsin!
Bunların amaçları nedir?
Neden Türkiye Cumhuriyeti Devletine düşmandırlar?
Neden Türk Toplumuna değişik bahaneler ile zarar verilmek istenir?
Atatürk düşmanlığının sebebi nedir?
Demokrasi Düşmanlığının sebebi nedir?
Bunların hesabı sorulmalıdır.
Türkiye yol geçen hanına döndü.
Başta Suriyeliler olmak üzere Türkî Cumhuriyetler dahil, dünyanın her ülkesinden insanlar çalışmak ve yatırım yapmak üzere ülkemize gelmekteler.
Üretimi olmayan, fabrikaların bacası tütmeyen, hemen hemen her şeyin satıldığı bir ülkede elbette ekonomik kriz yaşanacaktır.
Buna rağmen, ülke nasıl ayakta kalıyor, buna da hayret etmemek mümkün değil!
Ancak, birçok vatandaş ve emekli gerçekten çok zor durumda, bu da bir gerçek.
İktidar partisinin büyük gemisi su almaya başladı. Dibi delindi. Okyanusa açılan geminin karaya ulaşması çok zor.
Ufak gemicikleri olanlar kurtulabilir, büyük gemi ise batabilir.
Devlet deneme, yanılma ile yönetilmemelidir.
Denenen politikaların çürük olduğu ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyetin 100 yılına yaklaşılırken, daha güçlü bir parlamento ve Demokrasi ile eski ayarlara dönülmelidir.
Hukukun üstünlüğü tecelli etmeli, ordumuz eskisinden daha da güçlü bir konuma getirilmelidir.
Polisimiz, Jandarmamız ve İstihbarat birimlerimiz ile devletin kurumlarında Milliyetçi, Atatürk ilkelerine bağlı, Cumhuriyete ve Demokrasiye saygılı kadroların yer alması sağlanmalıdır.
Cumhuriyetin kuruluşunun 100 yılında, (2023 tarihinde,) Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha da güçlü olarak yoluna devam etmelidir.
Bunun tek yolu da toplumun duyarlılığını yitirmemesi, yanlış kararlara dur deme cesaretini kendinde görerek, yasal zeminlerde hakkını koruyabilmesi ve sandığa gittiğinde tek kurtuluşu olan oyunu iyi kullanabilmesinden geçer.
06.07.2019

ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder