Vatan Haini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vatan Haini etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2015 Cuma

TÜMER DİYOR Kİ: BUNCA VATAN HAİNİ NASIL YETİŞTİ

TÜMER DİYOR Kİ:
BUNCA 
VATAN HAİNİ 
NASIL YETİŞTİ?!...
Yıllardır içimizde gizli hainler varmışta haberimiz yokmuş.
Ortamı bulduklarında hepsi içlerindeki kini kusmaya başladılar.
Okuma, araştırma ve gerçekleri görme duygusundan yoksun olanlar, Türkiye Cumhuriyeti dahil, Cumhuriyeti kuranlara, bu ülkeyi yoktan var edenlere utanmadan dil uzatmaktalar.
Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bugünleri görenler, geçmişte neler yaşandığının farkında değiller.
Osmanlı'nın sonunun yaklaştığı, ülkenin işgal edildiği, Sevr anlaşması ile her şeyimizin yok olma tehlikesiyle karşılaştığını bilmeyen cahiller, Atatürk zamanında köprüler, oto yollar yapıldı mı? diyebiliyorlar.
İstiklal savaşını kazanan ruhu anlayamayan zavallılar.
O dönemde bugünkü şartlar var mıydı? Ayağında çarıklar ile yiyecek ekmeği olmayan vatan evlatları, canlarını dişlerine takarak, bu ülkeyi yok olmaktan kurtardılar.
Türkiye Cumhuriyetinin 29 Ekim 1923 de kurulmasından 10 yıl sonra, fakir ve yoksul bir millet çalışarak, fabrikalar kurmuş, Osmanlı'nın borçlarını ödemiş, yollar yapmış ve raylar döşemiştir.
Araştırır ve incelerseniz gerçekleri görürsünüz.
Bugün teknoloji gelişmiş ve daha çok imkânlar oluşmuştur.
Bu imkânlardan kimlerin nasıl istifade ettikleri ve şahsi çıkarlar peşinde koşarak ülkeyi nasıl talan ettikleri de bilinmektedir.
Cumhuriyetin kurulması ile beraber o dönemde de hain kişiler türemiş ve kendi şahsi çıkarları uğruna isyanlar çıkarmıştır. Bugün PKK' nın yaptığı gibi.
7 Mart 1925 tarihinde Atatürk’ün Şeyh Sait isyanı nedeniyle millete ve orduya bildirgesini okuyalım:
“…Vatanın her köşesinde, kamu huzurunu bozan olayın, yalnız oradaki vatandaşları değil, en uzak yerlerdeki vatandaşların rahatını, saadetini, çalışma hayatını, ekonomi ve üretimini etkilediği ve zarar verdiği açıktır.”
Bugün aynı durumlar söz konusu değil mi?
Atatürk devamla şunu demiş: “Yüksek memurların ve mazisi şan ve şerefle dolu olan Cumhuriyet ordusu mensuplarının vatanın iç ve dış bütünlüğü için fedakarlık ve vazife hislerini beklerim” diyerek, ordu mensuplarının halkın refahını sağlamalarını istemiştir.
Bugün PKK ya karşı çarpışan ordumuz ve emniyet güçlerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği şekilde görevlerini yapmak zorundadırlar.
Türk milleti de onlara destek vermek mecburiyetindedir.
Şehitlerimiz elbette olacaktır. Yüreklerimiz sızlayacaktır. Acı düştüğü yeri yakar. Genç evlatlarımızın pisipisine ölmelerine yürekler dayanmıyor.
Ülkeyi bu pis bataklığa sürükleyen ve destek veren iç ve dış düşmanlara lanet okumak da bu milletin hakkı olsa gerek.
Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde doğan, büyüyen ve bu topraklardan çıkan besinleri yiyerek, beslenerek ensesi kalınlaşan vatan hainleri, kendinize gelin.
Ağzınızdan çıkan sözü kulağınız duysun.
Bu vatan hepimizin…
Bugün üzerinde yaşadığımız bu toprakları, kanıyla, canıyla, dişiyle, tırnağıyla düşmana karşı savaşarak bizlere emanet eden kahraman insanlara ve devlet büyüklerine,  ne de bugünkü büyüklerimize, ordumuza, bayrağımıza, milli ve manevi değerlerimize hakaret etmeyin. Bölücülük yapmayın. Kardeşi kardeşe düşman etmeyin.
1 Kasım da inşallah seçim olur ve istikrarlı bir Hükümet kurulur da millet biraz rahat nefes alır. 
(İstanbul, 04.09.2015)