TÜMER DİYOR Kİ:
BUNCA
VATAN HAİNİ
NASIL YETİŞTİ?!...
Yıllardır içimizde gizli hainler
varmışta haberimiz yokmuş.
Ortamı bulduklarında hepsi
içlerindeki kini kusmaya başladılar.
Okuma, araştırma ve gerçekleri
görme duygusundan yoksun olanlar, Türkiye Cumhuriyeti dahil, Cumhuriyeti
kuranlara, bu ülkeyi yoktan var edenlere utanmadan dil uzatmaktalar.
Cumhuriyetin kazanımları sayesinde
bugünleri görenler, geçmişte neler yaşandığının farkında değiller.
Osmanlı'nın sonunun
yaklaştığı, ülkenin işgal edildiği, Sevr anlaşması ile her şeyimizin yok olma
tehlikesiyle karşılaştığını bilmeyen cahiller, Atatürk zamanında köprüler, oto
yollar yapıldı mı? diyebiliyorlar.
İstiklal savaşını kazanan ruhu
anlayamayan zavallılar.
O dönemde bugünkü şartlar var
mıydı? Ayağında çarıklar ile yiyecek ekmeği olmayan vatan evlatları, canlarını
dişlerine takarak, bu ülkeyi yok olmaktan kurtardılar.
Türkiye Cumhuriyetinin 29 Ekim
1923 de kurulmasından 10 yıl sonra, fakir ve yoksul bir millet çalışarak,
fabrikalar kurmuş, Osmanlı'nın borçlarını ödemiş, yollar yapmış ve
raylar döşemiştir.
Araştırır ve incelerseniz
gerçekleri görürsünüz.
Bugün teknoloji gelişmiş ve daha
çok imkânlar oluşmuştur.
Bu imkânlardan kimlerin nasıl
istifade ettikleri ve şahsi çıkarlar peşinde koşarak ülkeyi nasıl talan
ettikleri de bilinmektedir.
Cumhuriyetin kurulması ile beraber
o dönemde de hain kişiler türemiş ve kendi şahsi çıkarları uğruna isyanlar
çıkarmıştır. Bugün PKK' nın yaptığı gibi.
7 Mart 1925 tarihinde Atatürk’ün
Şeyh Sait isyanı nedeniyle millete ve orduya bildirgesini okuyalım:
“…Vatanın her köşesinde, kamu
huzurunu bozan olayın, yalnız oradaki vatandaşları değil, en uzak yerlerdeki
vatandaşların rahatını, saadetini, çalışma hayatını, ekonomi ve üretimini
etkilediği ve zarar verdiği açıktır.”
Bugün aynı durumlar söz konusu
değil mi?
Atatürk devamla şunu demiş:
“Yüksek memurların ve mazisi şan ve şerefle dolu olan Cumhuriyet ordusu
mensuplarının vatanın iç ve dış bütünlüğü için fedakarlık ve vazife
hislerini beklerim” diyerek, ordu mensuplarının halkın refahını
sağlamalarını istemiştir.
Bugün PKK ya karşı çarpışan
ordumuz ve emniyet güçlerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği şekilde
görevlerini yapmak zorundadırlar.
Türk milleti de onlara destek
vermek mecburiyetindedir.
Şehitlerimiz elbette olacaktır.
Yüreklerimiz sızlayacaktır. Acı düştüğü yeri yakar. Genç evlatlarımızın
pisipisine ölmelerine yürekler dayanmıyor.
Ülkeyi bu pis bataklığa sürükleyen
ve destek veren iç ve dış düşmanlara lanet okumak da bu milletin hakkı olsa
gerek.
Türkiye Cumhuriyeti toprakları
içerisinde doğan, büyüyen ve bu topraklardan çıkan besinleri yiyerek,
beslenerek ensesi kalınlaşan vatan hainleri, kendinize gelin.
Ağzınızdan çıkan sözü kulağınız
duysun.
Bu vatan hepimizin…
Bugün üzerinde yaşadığımız bu
toprakları, kanıyla, canıyla, dişiyle, tırnağıyla düşmana karşı savaşarak
bizlere emanet eden kahraman insanlara ve devlet büyüklerine, ne de
bugünkü büyüklerimize, ordumuza, bayrağımıza, milli ve manevi değerlerimize
hakaret etmeyin. Bölücülük yapmayın. Kardeşi kardeşe düşman etmeyin.
1 Kasım da inşallah seçim olur ve
istikrarlı bir Hükümet kurulur da millet biraz rahat nefes alır.
(İstanbul, 04.09.2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder