TÜMER DİYOR Kİ:
VATANA İHANETİN NEDENİ OLMAZ
ER YA DA GEÇ BEDELİ OLUR!!!
Zekeriya TÜMER
Sevgili okurlar, yukarıdaki söz Mustafa Kemal Atatürk’ün
söylediği sözdür.
Vatana kimlerin nasıl ve ne şekilde ihanet ettiği ortadadır.
17 Şubat günü hızlı trene bindim ve İstanbul’dan Ankara’ya
geliyorum.
Saat 19.oo. Cep telefonum çaldı ve kızım aradı. “Baba
nerdesin, Ankara’da patlama oldu, yollar kapalı, ölü ve yaralı çok” dedi.
Biz "ulusal haber internet gazetemizde", terör örgütlerinin Şehirlerimizde
terör hareketi hazırlığını yaptıklarını yazmıştık.
Patlamada 28 kişinin öldüğü ve 61 kişinin yaralandığı
söyleniyor. İnşallah ölü ve yaralıların sayısı artmaz.
Teröristlerin seçtikleri hedefin yeri çok önemli. Ankara’nın
tam göbeği ve Genel Kurmay, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Büyük Millet
Meclisi, İçişleri Bakanlığına çok yakın bir yer.
Askeri servis araçlarına bombalı araçla saldırı. 28
ölü, 61 yaralı.
Yani diyor ki teröristler, bu PKK veya IŞİD, ya da bir başka
terörist grup olabilir, hiç önemli değil, bakın biz istersek sizin en önemli
merkezinize bomba ile saldırırız.
İstihbaratımız nerede, bir zafiyet mi var ki, bunlar bu
denli cüretkâr olabiliyorlar.
Yoksa Vatana ihanetin alanı gittikçe genişlemekte mi?
Şimdi her kafadan bir ses çıkacak, beyanatlar peş peşe
verilecek.
Ölenlerin aileleri kan ağlayacak, yaralılar psikolojik
bunalımlarını ve vücutlarındaki yaraların izlerini ölünceye kadar hissederek
yaşayacaklardır.
Lanet olsun, ülkemizi bu hale getirenlere. Lanet olsun
teröre ve teröristlere destek verenlere.
Amaç belli.
Dünya savaşı sonrasında ABD Başkanı Wilson’un, “Türkiye
bütünüyle ortadan silinmeli” sözü unutulmamalı.
Ortadoğu bataklığının içine çekilmek istediğimiz çok açık ve
net belli..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mücadelemizi kararlı
şekilde sürdüreceğiz” demiş.
Devamla, “Bayrağımızın inmeyeceğinin, ezanlarımızın
susmayacağının, ülkemizin bölünmeyeceğinin, devletimizin yıkılmayacağının,”
ispatı olarak ta şehitlerimizi ve gazilerimizi göstermiştir.
Bayrağımızın, gönderlerden indirildiğini ve kimsenin sesinin
çıkmadığını da gördük. Tabelalardan TC. Kelimesinin silindiğine şahit olduk.
Okullarda her gün okunan ve çocuklara milli şuur aşılamaya çalışılan Türk’üm
doğruyum, çalışkanım andının kaldırıldığına da şahit olduk.
Açılım süresi içerisinde, asfaltların altına patlayıcıların
kimler tarafından nasıl yerleştirildiği, silahların nasıl depolandığı,
şehirlerimizin içlerine kadar patlayıcı maddelerin kimler tarafından nasıl
getirildiğini, teröristlerin büyük şehirlerde nasıl yuvalandığını ve şimdi de
harekete geçtiğinin, hesabı kimden, nasıl ve ne zaman sorulacak, çok merak
ediyoruz..
Sözler çok güzel, ancak bugüne kadar yapılanlar ve uygulanan
yanlış politikaların da ülkemizi bugünlere getirdiğini unutmamak gerek.
Wilson’un “Türkiye bütünüyle ortadan silinmeli” sözünü
yerine getirmek için emperyalist devletler fırsat kollamaktalar. Bunu unutmamak
ve onlara fazla güvenmemek gerek.
Araplara ise hiç güvenmemek gerek. Asıl onlar bize düşman.
Bizim askerlerimizi arkadan hançerlediklerini unutmayalım.
Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı unutulmamalı.
7 Haziran 2015 seçimlerinde halk siyasi partilere “bu
gidişat iyi değil, birleşin ve hükümeti birlikte kurun” mesajını vermişti.
Bunu idrak edemeyen ya da etmek istemeyen başta Bahçeli
sayesinde hükümet kurulamadı, erken seçime gitti ve AKP.ti tekrar tek başına
iktidar oldu.
Gerçekler ortada, 13 yıldır Hükümet olan ve 13 yılda iyi ve
kötü yapılan her şeyden sorumlu olan AKP dir.
Suriye bataklığına Arap Baharı sevdası ile girmek, ülkemizin
daha çok sıkıntılar yaşamasına sebep olacaktır.
Bütün dünyanın disiplini ve cesareti ile takdir ettiği ve de
bazı ülkelerin korktuğu ordumuz yıpratılırken, buna göz yuman ve çanak tutan
hainler unutulmamalıdır.
Bu ülke Askeri, Polisi, Jandarması ile güçlü olmak
zorundadır. Etrafımız düşman çemberi ile abluka altına alınmış vaziyettedir.
Konuşmak değil, konuştuğunu hayata geçirmek önemlidir.
Ülkenin bu karanlıktan çıkabilmesi için çok kısa zaman içerisinde
bütün partilerin içerisinde yer alacağı Milli Mutabakat Hükümeti kurulmalıdır.
Anayasayı değiştirirsek, başkanlık olursak, tek adam emrine
girersek, bu kargaşa son bulur hayali ile milleti uyutmanın âlemi yok.
Evet, 79 milyonun çoğu daha gerçekleri göremiyor, ancak
görenler de azımsanacak kadar az değil.
Aman, panik yaşamayalım ve sağduyu hep önde olsun. Ortalığı
karıştırmak için, milleti bölmek, parçalamak ve birbirine düşürmek için daha
çok bomba patlayabilir.
Güvenlik güçlerimize güvenmeli ve destek olmalıyız.
Kim ne derse desin, istiklal savaşındaki milli şuur bir gün
gelecek ayağa kalkacak ve bu vatana ihanet edenlerden hesap soracaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü ile yazımı bitirirken, şu
ana kadar terör belası nedeniyle ölenlerin inşallah mekânları cennet olur,
geride kalanlara Allah sabır verir, yaralananlara da acil şifalar dilerim.
“Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere,
bilince, Cumhuriyet’e sahip çıkmak, Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan
ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili,
kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde
yürüyecektir.”
***
18.02.2016
Zekeriya Tümer