TÜMER DİYOR Kİ:
2016 YILI'NIN SON GÜNLERİ YAŞANIRKEN…
"Son üç aydır bizim de hayatımızda bazı iniş ve çıkışlar yaşandı."
Sevgili okurlar, insanların hayatlarında inişler ve çıkışlar
yaşanır. Son üç aydır bizim de hayatımızda bazı iniş ve çıkışlar yaşandı. Bu
nedenle de yazmak istediğimiz birçok konuyu yazamadık.
Ülkenin içerisinde bulunduğu durum bizim durumumuzdan daha
da karmaşık bir halde.
2015 yılı sıkıntılı geçecek, 2016 yılı 2015 i aratacak
demiştik. Öyle de oldu. 2017 yılı ise her iki geçen yılı çok ama çok daha
aratacak.
2016 yılının son günleri yaşanırken, 10 Aralık’ta
İstanbul’da meydana gelen bombalı saldırıda birçok Polisimiz ve sivil
vatandaşlarımız hayatını kaybetti. Kanlı terör ellerini bir türlü üzerimizden
çekmiyor. Ölenlere rahmet, geride kalanlara da sabırlar ve başsağlığı dileriz.
15 Temmuz’da yapılan uyduruk darbe girişimi nedeniyle
ülkemiz tam bir kaos ortamına sürüklendi. Feto’cu olanlar veya kıyısından
geçenler, geçmeyenler tutuklandı. Binlerce kişi haklı veya haksız mağduriyet
yaşamaktalar. Bunların sıkıntıları elbette yaşanacaktır.
15 Temmuz olayı affedilecek bir olay değildir. Ülkemize çok
büyük zarar vermiştir. Vermeye de devam edecektir. 15 Temmuz olayına bilerek
karışanların veballeri çok büyüktür. Onların affedilecek tarafları yoktur.
Cezalandırılmalıdırlar. Bu olayı planlayan ve uygulamaya teşebbüs edenler
kesinlikle affedilmezler.
Feto terör örgütü olarak adlandırılan ve bugüne kadar bu
terör örgütünü besleyip büyütenler de mutlaka hesap vermelidirler. Zamanında
kürsülere çıkarak Fettullah Gülen hocaya laf söyletme yenler, öve öve
bitiremeyenler, aldatıldık, kandırıldık deyip kurtulamazlar.
Dolar ile oynayan ve ülkenin ekonomisine darbe vurmaya
çalışan dış güçlerin yanında, içeride de bazı güçler mutlaka vardır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşa seslenerek,
dolar bozdurmaları, altına yönelmeleri çağrısı güzel de, vatandaşın hangilerinde
dolarlar var. Bizim valla bir dolarımız bile yok. Dolar zengini olanların
bozdurmaları gerek.Vatandaşın boz duracağı üç beş dolar ekonomiyi
düze çıkarmaya yetmez. Kısa sürede biter ve dolar yeniden fırlar. Daha kalıcı
ve tutarlı tedbirler alınmalıdır. Bu da iktidar Hükümetinin görevidir. Halkın
kemer sıkacak beli çok inceldi, beli kalın olanlar kemerlerini sıkmalıdırlar.
Lozan bir türlü gündemden düşmüyor. Çok merak ediyorum,
Lozan da kaybedildi denen 12 ada Osmanlı döneminde kaybedilmişti. Peki şu an
Yunanistan’ın göz göre göre aldığı 18 ada nasıl kaybedildi?. Neden kimsenin
sesi çıkmıyor?
Başbakan Tansu Çiller zamanında ufacık bir kayalığa
Yunan bayrağı çekildi diye, Kardak krizi patladı ve bizim komandolar giderek,
orayı Yunanistan’dan almışlar, Türk Bayrağını dikmişlerdi.
Şu an kaybedilen 18 ada için neden ses çıkmıyor? Bu
durum çok önemli değil mi?
Toprak kaybediyoruz, hem de savaşmadan, barış hüküm
sürerken. Kıbrıs’ta kaybedilmek üzere.
Bu topraklarımız kıymetli değil mi
yoksa?
Askerimiz Suriye içerilerine girdi. Orada resmen savaşıyor.
Bu durumun sonucu da inşallah ülkemize çok zarar vermez. Ortadoğu’da 3.Dünya
harbinin çıkmasına inşallah biz sebep olmayız.
Sevgili okurlar, yeni yıla girerken hepimiz, gelecek yılın
mutlu ve huzur dolu günler getirmesini isteriz. Yılbaşı çekilişi için alınan
biletler hayallerimizi süsler. İstanbul’da Nimet Abla’nın milli piyango
gişesinin önünde uzun kuyruklar oluşmakta, Ankara’da da Kızılay’da Haydar’ın
önünde uzun kuyruklar oluşmakta. Umut, ya çıkarsa! Nimet abla ve Haydar bir kat
daha zengin olurken, sıraya girip bilet alan vatandaşta rüyasında zenginliğin
tadını çıkarır herhalde!
Umut, umut hep umut, gıdamız oldu simit. Halk bu halde iken
kalkıp nasıl dolar bozdursun, bunu da düşünmek gerek.
2017 yılında Anayasa değişikliği, Partili Cumhurbaşkanlığı
olayı, ülkeyi gerdikçe gerecek.
Siyaset kargaşası devam ederken, ülkenin bir çok değeri
yitirilmekte, kimsenin umurunda değil.
Ahlaklı bir toplum olabilmek için çaba harcayacağımıza,
ahlaksız ve duyarsız bir toplum olma yolunda da hızla ilerlediğimizi, maalesef
yaşamaya başladık. Sözünde durmayan, birbirini kandıran, yalan söyleyen, kendi
çıkarı için başkasına her türlü hileyi yapan, saygısız bir toplum olma yolunda
da hızla ilerliyoruz.
Ülkenin selameti için tek yol var, çok acele Milli Mutabakat
Hükümetinin kurulması ve en önemli yol da Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde
gitmektir. Türk Milletinin geleceği, Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği
politikayı uygulamak ve onun izlediği yolu izlemektir.
Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmanın ve
birlik-beraberlik içerisinde ülkenin kalkınması için çaba harcamak zorunda
olduğumuzu, bizi idare edenler ve siyasilerimiz dâhil herkesin bilmesi
gerektiğine inanmaktayız.
Yerli Malı yurdun malı, her Türk bunu kullanmalıdır.
Yabancı malların sevdasından vazgeçelim.
12.12.2016
Zekeriya Tümer