Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Eylül 2020 Perşembe

KORONA'YA KARŞI BORLU TEDBİR

 TÜMER DİYOR Kİ:

 

KORONA'YA KARŞI BORLU TEDBİR

Sevgili okurlar, bilindiği üzere Korona denen virüs, dünyayı kasıp kavurmakta..

Bir hikaye vardır. 

Azrail, biliyorsunuz o da büyük bir Melektir. Allah'ın 4 büyük melekler indendir. (Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil) 

Dinimiz öyle der. 

Azrail insanların canını almak üzere görevlendirilmiştir.

Bir gün Azrail, Allah'a der ki, Ben insanların canlarını alıyorum, bana kızıyorlar, üzülüyorum. Allah’ta, sen hiç merak etme, ben öyle bahaneler yaparım ki, insanoğlu, ölümünü bahane den zanneder.

Biliyorsunuz, Dünya’da ki canlıların ölümleri türlü türlü sebeplerden olur.

Netice de bu dünyayı terk etmek zorunda kalırlar. Bir gün gelecek hepimiz bu dünyayı terk edeceğiz. Keşke dünyayı ve insanlığı mahvetmeye çalışan, gözleri paradan başka şey görmeyen kişiler de bunu idrak edebilseler. 

Şimdi de Korona denen virüs AZRAİL’İN yerini aldı. İnsanları yakaladı mı, öbür tarafa götürmek için elinden geleni yapıyor.

Dünya’da bir kargaşa yaşanıyor. 

Ekonomik kriz gittikçe büyüyor. 

Ülkemizde ise muhalefet, iktidarı, iktidar muhalefeti beğenmiyor.

Ağzı olan konuşuyor.

İşsizlik artmış, ekonomi çökmüş, ormanlar yanmış, ağaçlar kesilmiş, seller, depremler olmuş, evler, binalar yıkılmış, okullar açılıyor, çocuklar, anne ve babalar tedirgin. 

Dinci geçinen dinsizler, çocukların ırzına geçmiş, anneler, babalar şaşkın. Çocuğun hayatı kararmış kimin umurunda. 

Gençler geleceklerinden umutlarını yitirmiş, fırsatı bulan yurt dışına kaçmaya başlamış.

Topraklarımız, madenlerimiz, fabrikalarımız yabancılara satılmış, ihracat az, ithalat çok.

Üretim yok, tüketim çok.

Bunlar artık kimsenin fazla umurunda değil. 

Çünkü Korona denen Azrail, tepemizde gezinmekte.

Nereden, nasıl yakalarım da bu insanların canını alırım diye peşimizde şeytan’dan beter dolanmakta.

Bizim kendi ülkemizin bir BOR madeni var. Bir de Kenevir. Onların el hijyenlerini şu an bütün Metro’larda, otobüslerde, her yerde kullanıyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vermiş olduğu talimat ile Eti Maden büyük bir çalışmaya girdi. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, (www.boren.gov.tr) büyük araştırmalarına devam ediyor.

Boren, Bor ve İnsan sağlığı kitabını yayınladı.

Yaşam’da Bor, Sağlık’da Bor, Bor’lu Besinler, Tedavi’de Bor Kanser Tedavisi’nde Bor, BNCT. (Bor Nötron Yakalama Tedavisi), Gıda Takviyesi’nde Bor Günlük Hayatta Bor, Temizlikte Bor.

Yani anlayacağınız Bor hayatımızın her kademesinde yararlı olmaya başladı. (www.etimaden.gov.tr. İle (www.boren.gov.tr) linklerine girdiğinizde çok geniş bilgilere ulaşabilirsiniz.

MEDİREVO A.Ş. de BOR ve KENEVİR’i birleştirerek ürettiği ürünler ile insan sağlığına hizmet sunmaktadır. Bor’dan 61 patentli ürün geliştirip, ülkem insanının sağlığına hizmet etmeye çalışmaktadır.

En önemlisi de, Doğrudan Satış sistemini kurarak, işsizlere iş kapısı açmakta, ekonomik sıkıntı yaşayanlara da bu şekilde yardımcı olmaktadır.

Bizler için en önemli olan Sağlık’tır.

Korona’ya karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek zorundayız. 

Nasıl, ne şekilde? 

Bu pahalılıkta hangi besinleri alarak güçlendireceğiz?

Korona virüsünü bedenimizden uzak tutmamız gerek. 

Şu an artık beni de hiçbir konu ilgilendirmiyor.

(https://borlu.medirevo.com.tr/) den ürünlerimi alıyorum, ağız spreyi, Borlu, Kenevirli, damlalar, Borlu, Kenevirli vitaminler ile sağlıklı yaşama devam etmeye çalışıyorum.

Elbette bol sebze, meyve ve vitaminli, mineralli ürünleri yemek gerek. Bunları alabilen yer, alamayan yiyemez. 

Sevgili okurlar, Sağlık her şeyden önemli. Sağlık elden gittiğinde, ne cebindeki para yeter, ne de babandan kalan miras. Ufak paralarla sağlığımızı koruyamazsak, büyük paralar harcasak ta hiçbir işe yaramaz. 

Bu nedenle, yukarıda izah ettiğim linklere girin ve inceleyin.

Sizler de sağlığınızı koruyun, korumalıyız.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

https://borlu.medirevo.com.tr/ ürünlerinizi bu linki tıklayarak alabilirsiniz.

17.09.2020

Zekeriya Tümer

Ulusaltanitim1881@gmail.com.

21 Mart 2020 Cumartesi

AH CORONA VAH CORONA, SEN NEYMİŞSİN BE CORONA 19


TÜMER DİYOR Kİ:
CORONA VİRÜS 19

AH CORONA VAH CORONA,
SEN NEYMİŞSİN BE CORONA 19

Ey insanoğlu senden daha büyük ve güçlü virüs var.
Sen onu gözlerinle göremezsin ama, o seni görür ve ağzından, burnundan, gözünden, kulağından, boş bulduğu yerden içine girer ve seni inim inim inleterek, öbür tarafa yolcu eder.
Ey İnsanoğlu demek ki senden daha güçlü bu dünyada yaşayan yaratıklar da var.
Kendini dev aynasında görüp, ben güçlüyüm, ben çalarım, ben hak yerim, ben insanları sömürürüm, ben çalışanımın hakkını da yerim, çalışmayanın da, ben rüşvet de yerim, devleti de, milleti de soyarım. 
Ben silah üretir, masum insanları öldürtürüm, öldürürüm, başka ülkeleri işgal ederim, bölerim, parçalarım, sömürürüm, asarım, keserim. 
Para bende, güç bende. Bu dünyanın kralı da benim, yöneticisi de benim, diye övünme.
Nah sensin.
Bak senden daha güçlü bir virüs, kapattı seni eve, sağlığını tehdit ediyor, korkundan ne halt edeceğini bilemiyorsun.
Bütün dünya mini minnacık bir virüs yüzünden ecel terleri dökmeye başladı.
En tepedeki idarecilerden, en alttaki vatandaşa kadar herkes tedirgin ve korku içerisinde.
Seni yaratan Allah, senin bu pisliklerine karşı işte arada sırada böyle bir belayı verir ve aklını başına getirir.
Sevgili okurlar, bu lanetli virüs kimilerine zarar verirken, kimilerini de çok zengin edecek.
Bazı liderleri koltuğundan ederken, bazı şanslı liderler de koltuğunu daha da iyi koruyacak.
Suriye’de ki durum unutuldu. Libya Çölleri unutuldu. Ekonomik sıkıntı unutuldu. Dünya da ki bazı krizler unutuldu.
Tüm basın, TV.ler, politikacılar, Doktorlar, Uzmanlar, bilenler, bilmeyenler Corona virüsü konuşmaya başladı.
Dünya nüfusuna ve ülkelerin nüfusuna baktığımızda, öyle korkulacak bir ölüm sayısı da yok.
O zaman bu korku neden?
Nedeni, düşmanını göremiyorsun? 
Nereden, ne zaman, nasıl seni ziyaret edeceğini bilemiyorsun.
Grip virüsü hiç yok olmadı ki. Birisi gider öbürkü gelir.
Bağışıklık sisteminiz güçlü olsun, diye devamlı söyleniyor.
Söylemek güzel de;  garip, parasız pulsuz vatandaş nasıl bağışıklık sistemini güçlendirecek?
Onun cevabı yok!
Şu an üretilen ürünlerin çoğunun GDO ları değişti. Hiçbir ürün organik değil. Kullandığımız eşyalar, sağlıklı değil. Hava pis, sular temiz değil. Sebzeler meyveler, organik değil.
En önemlisi de para yok, pul yok. 
Gel de bağışıklık sistemini güçlendir.
Tek yapılacak olay, kendimize ve karşımızdakine dikkat etmek.
Elleri yıkamak, pis ellerimizi ağzımıza, burnumuza götürmemek.
Bu virüs ne üç haftada ne de üç yılda dünyayı terk etmez. Kaderimiz ne ise onu da yaşarız.
Yakında aşısı bulundu denir, birileri trilyonları kazanır.
Her melanetin bir de hayırlı tarafı olabilir.
Belki azan ve kuduran devletler, milletler, insanlar akıllanır da, Allah'ın bizlere bahşettiği bu güzelim dünya da adam gibi yaşama yollarını bulurlar.
Şu bir gerçek ki, birileri birilerine zarar vereyim derken, kendileri de zarar görmeye başladı.
Dünya'nın dengesi değişiyor. 
Değişecekte. 
Teknoloji gelişirken, insanlık kendi kendine zarar veriyor.
Kendilerinin hiç ölmeyeceklerini sanan bazı akıllıyım diyen, bencil, menfaatçi ve çıkarcı devletler ve yöneticiler, tüm insanlığı istedikleri şekle sokabilmek için kendi çıkarları uğruna bazı kararlar alırlar.
Ne yazık ki, alınan kararlar insanlığın lehine değil aleyhine gelişmekte. 
Rüzgar aniden yön değiştirerek tersten eser ve alınan kararlar lehe değil aleyhe dönüşebilir. 
Avustralya cayır cayır yandı. Milyonlarca hayvan öldü. Oksijen veren ağaçlar yok oldu. Sular kirlendi, hava kirlendi, buzullar erimeye başladı. 
Dünyanın manyetik dengesi bozulmaya başladı.
Depremler, seller, fırtınalar, afetler artmaya başladı.
Hepsini susturan ve dünyayı korkutan Corona virüsüne helal olsun. Nasılda titretti dünyayı.
İslam âlemi ve Hıristiyan âlemi nasıl mecbur kaldı bazı tedbirleri almaya.
SON SÖZ:
Son sözü de watsaptan gönderilen  Corona virüsüne çağrı ile bitirmek istiyorum.

“EY CORONA 19 SEN:
ŞEREFSİZ, ALÇAK, YALANCI, HIRSIZ, RANTİYECİ, TETİKÇİ, FAİZCİ, BİN BİR SURATLI, İŞBİRLİKÇİ, ÇEVRE DÜŞMANI, YABANCI SERMAYE TUTKUNU, KUL HAKKI YİYEN, KARAGÖZ, DENGESİZ, MAL MÜLK DÜŞKÜNÜ, YAYGARACI, İSTİSMARCI, VİCDANSIZ, ADİL OLMAYAN, ADAM KAYIRICI, ARKADAN VURAN, ZALİM, DOLANDIRICI, RÜŞVETÇİ, SAVAŞ DÜŞKÜNÜ, SİLAH TACİRİ, MASUM İNSANLARA ZULMEDEN, ÜLKELERİ İŞGAL EDEN, İNSANLARI KATLEDEN, İNANÇLARI İSTİSMAR EDEN, HALKI BÖLEN, PARÇALAYAN, DÜNYANIN, BİRLİĞİNİ, DİRLİĞİNİ BOZMAYA ÇALIŞAN FESAT DÜŞÜNCELİ KİŞİLERDEN OLUŞAN KESİMLERE VE ONLARIN ARAMIZDAKİ ASALAKLARINA YAPIŞTA BU DÜNYAYI PİSLİKLERDEN TEMİZLE.
SEN NEYMİŞSİN BE CORONA 19.

Bugün Miraç Kandili. Müslümanların  hayırlı günlerinden birisi. Bu vesile ile de TÜM İSLAM ALEMİNİN MİRAÇ KANDİLİNİ KUTLAR, DUALARIMIZIN KABUL OLMASINI, BİZLERİ VE BU ALEMİ YARATAN YÜCE RABBİMDEN (ALLAH'IMDAN) DİLERİM. 
AMİNNN.

ZEKERİYA TÜMER
20.03.2020
Ulusalhaber1881@gmail.com.
NOT: MEDİREVO A.Ş.nin BOR VE KENEVİR ana maddesi olmak üzere insanlık için ürettiği ürünleri bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve hem de bizlere katkıda bulunmak üzere, aşağıdaki linki tıklayarak, şirketin sorumluluğunda ister kredi kartınızla, isterseniz kapıda ödemeli olarak E Ticaret mağazamızdan temin edebilirsiniz. 

8 Şubat 2016 Pazartesi

SİYASET (SİYASİ YAŞAM) YÜZÜNDEN SAĞLIĞIMIZ BOZULDU;.. Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ!..
SİYASET (SİYASİ YAŞAM) YÜZÜNDEN
SAĞLIĞIMIZ BOZULDU
Zekeriya TÜMER
 Türkiye’deki siyasi yaşamın dengesizliği ve ülkenin geleceğinin karanlık günlere doğru gitmesi düşüncesi ve korkusu insanların ruhsal dengesini ve sağlığını bozdu.
Piyasaya sürülen GDO’lu besinler ve sağlığa zararlı yapılan gıda ürünleri, beslenme dengemizi de alt üst etti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne beslenen düşmanlık ve bölücü terör örgütlerinin ve de dış güçlerin ülkemiz üzerindeki oyunları sinir sistemlerimizi çökertmeye başladı.
Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bugün krallar hayatı yaşayanların nankörlükleri ve vatana ihanet düşünceleri ise tahammül sınırımıza dayandı.
Bunca pislikler içerisinde bozulan sağlığımızı dengede tutabilmek ve sağlıklı yaşayabilmek için bilgilenmek zorundayız.
İnternet üzerinden TV. Yayıncılığına başlamış olan Hekimtürk TV.'yi izlemenizi öneririm.
(http://www.hekimturktv.com/canli-izle)
Uzman doktorlarımızın hastalıklar konusunda vermiş olduğu bilgilerle birlikte, kaliteli yaşam konusunda geniş bilgiler sunulmaktadır. Sağlıklı yaşam konusunda her türlü bilgiye ulaşmanız mümkün. Ulusal Haber olarak bizde Hekim Türk Tv. İle işbirliğine girmiş ve birlikte siyaset yüzünden hasta olan milletimize, hastalıklarından kurtulmaları için reçete vermeye çalışmaktayız.
Sağlıklı Yaşamın Sırrı konusunda Erol Salman’ın  (0532 720 38 00)  hazırlamış olduğu bilgileri de sizlere sunmak isterim.(Erol Salman’da kendisini sağlıklı yaşama adamış ve bu konuda geniş bir bilgiye sahip kişidir.)
Erol diyor ki: Kilonuza göre su içiniz. Yani kilonuz ile 0.33 ü çarpınız, ne kadar su içmeniz gerektiğini öğrenin. Ortalama, günlük su miktarı, bayanlarda tabii çok kilolu değillerse, 1,5 veya 2 litre, erkeklerde ise 2 veya 2,5 litre imiş.
Günlük tuz tüketimimiz 5 gramı geçmemeli. Bu tuz da Kaya tuzu veya deniz tuzu olmalı, Himalaya Kristal Tuzu daha iyi imiş. Ülkemizde Çankırı başta olmak üzere Kaya tuzu ve birçok bölgelerimizde de doğal tuz bulunmaktadır. Rafine edilmiş tuz’un yerine doğal tuz kullanmak çok daha yararlı imiş.
Erol Salman Stresten mümkün olduğunca uzaklaşın diyor da, bu şartlarda nasıl uzaklaşırız Allah bilir.
Gece yatmadan önce ayaklarımızı soleli su ile yıkarsak, çok rahat ederiz. 
Bunu ben denedim, gerçekten rahat ediyorsunuz.
Yemek arasında su içmek yarar değil, zarar veriyormuş. Yani yemek yerken, bilhassa soğuk su içmemek gerekmiş. Nedeni ise yediğimiz yemekteki yağı soğuk su donduruyor. Mide de kalıyormuş.
Yemekten 1 saat sonra su içmek daha yararlı imiş.
Yemekten sonra bir bardak sıcak içecek midemiz için daha faydalı olurmuş.
Yemekten 2 saat sonra meyve yemek yarar açısından daha iyi imiş.
Kullandığımız cep telefonları, TV, Bilgisayar vs. yanında tuz lambası bulundurmak faydalı imiş. Nedeni ise tuz lambasının Radyasyonu emici özelliği varmış.
Siyaseti takip etmemek ve televizyonlarda haberleri izlememek bence sağlık yönünden en iyisi.
Peş peşe gelen zamlar, Suriye ile ilgili politikalar, Rusya dahil, bütün sınır komşularımızla olan ilişkilerin kötü olması, her gün gelen şehit haberleri sinirlerimizi bozuyor ve de bizleri üzüyor.
Her gün yollarda kişilerin gergin ve ufacık kıvılcımla patlayacaklarına şahit oluyoruz.
Açılım süreci içerisinde PKK militanlarının iç bölgelere silah ve bomba yığınaklarını yapmasına göz yuman yönetime hadi gel de kızma. Şimdi de temizlemek için çaba harcanmakta. Gün geçmiyor ki, şehit haberi gelmesin. Bu durumda nasıl üzülmezsin ve sinir sistemin bozulmaz.
Biz gene de vücut sağlığımızdan çok akıl sağlığımıza dikkat edelim.
T,B,M,M,sinde bulunan milletvekillerinin kendilerine zam yapmaya gelince, bir gecede maaşlarını arttırmalarına falan da kızıp, aklımızdan olmayalım.
Anayasayı, baba yasayı değiştirip, Türklüğü ortadan kaldırıp, Başkanlık sisteminin getirilmesi çalışmalarına da kızmayalım.
Benzine, gaza, tuza, Elektriğe, suya, ekmeğe, otobüse vs. gelen zamlara da kızarak akli dengemizi bozmayalım.
Arap şeyhlerine özenen devlet büyüklerimizin, arabalarını da yurt dışına götürmelerine  kızmayalım.(Türkiye'nin zengin ülke olduğunu göstermek için arabalar götürülmüş olabilir.)
Sağlık gerçekten çok önemli. İnsanın sağlığı bozulduğunda dünyası kararır. Vücudumuzun dış yüzeyine değil, içimizde yaşayan milyonlarca, milyarlarca canlının da sağlığını düşünerek beslenmemiz ve vücudumuzu korumamız gerektiğini unutmamak gerek.
Elbette en önemli sağlıktan bir tanesi de, aklın yitirilmemesi. Akli denge bozulduğunda, farkında olmadan, hem kendine ve hem de karşındakine zarar verirsin de haberin olmaz.
Son sözümüz:
En önemlisi de ALLAH  bizlerin Aklımızı ve sağlığımızı  bozmasın. Bizi yönetenlerin de ne akli dengeleri ve ne de sağlıkları bozulmasın ki, ülkemizin de sağlık dengesi bozulmasın.
Aminnn.
***
08.02.2016