Allah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Allah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mart 2023 Cuma

Dost bildiğimiz düşmanlara dikkat!

TÜMER DİYOR Kİ: 

Dost bildiğimiz düşmanlara Dikkat edelim!

Sevgili dostlar,  zaman su gibi akıp giderken, halen birçok kişilerimiz gerçekleri göremiyoruz. 

Acaba neden?

Okuma ve araştırma alışkanlığını yitiren toplumlar, elbette zekalarında herhangi bir gerileme olmasa da, bilgi kaybına uğrarlar, gerçekleri de göremezler. 

6 Şubat 2023 Depremi ülkemizi yasa boğdu. 

Farkındaysanız, her gün ülkemizin değişik yerlerinde devamlı deprem olmakta. 

Anladık, elbette ülkemiz deprem kuşağında. Etrafımızda fay hatları var. Kızarmış, her an patlamaya hazır. 

İyi de, bu kadar bilgiye sahip olan bizler, neden evlerimizi sağlam yapmıyoruz? Neden fay hatlarının geçtiği yerlere yapıyoruz? Neden bu konutları yapan başta Müteahhit olmak üzere, Mühendisler, denetleyenler, inşaatlarda  çalışan işçiler yeterli titizliği göstermiyor?

Bugün Cuma. Bir çok kişi camilere Cuma namazlarını kılmaya gidecekler.  Camiler'de hocalar da kürsüye çıkıp halka nasihatler  verecek. 

Biliyor musunuz bir Prof. arkadaş geçenlerde yaşadığı bir olayı anlattı bana. Cuma namazına gitmiş. Cami hocası mükemmel İngilizce bildiğini, öyle bir kanıtlamış ki, Prof. arkadaş hayretler içinde kalmış. 

Kürsü'de sanki oturan halk İngiliz, Hoca başlamış İngilizce konuşmaya. Halka İngilizce bir şeyler anlatıyor. Arada sırada Hocalar sureler okurken, Arapça okurlar, onu da kimse anlamaz, ancak, Türkçe'sini Hoca hazretleri hemen açıklar. Bu hoca efendi İngilizce konuşmuş, sonra da tercüme etmemiş.

Prof. arkadaş şaşırmış. Hocam neden İngilizce konuştunuz diye sorduğunda, arada Camiye namaz kılmaya yabancılar da geliyor, bu nedenle demiş.

Olabilir mi, bilmiyorum, belki olabilir!

Kültürlü ve yabancı dili bilen bir cami Hocamızın olduğunu da öğrenmiş olduk. 

Bugün Cuma, depremde bir çok evlerin yıkılmasına, bir çok canların yok olmasına sebebiyet veren, o evleri çürük yapan, çalan, rüşvet yiyen, haksız kazanç elde edenler, sizler Cuma namazına gidip af dileyin  desek de, Allah sizlerin işlediğiniz günahları affeder mi acaba!

Vicdanınız sızlıyor mu? Hiç zannetmiyorum!

Haarb teknolojisi o kadar gelişmiş ki, kim bilir daha bizim bilmediğimiz neler var. Ülkemizdeki depremi yaratan ve kızarmış olan Fay hatları ile oynanmış olmasın? Bunları araştırmak gerek. Birçok kişi de benim gibi aynı şüpheleri taşıyor. Düşmanlarımız dışımızda çok, o düşmanların içimizde de elbette kolları vardır. 

Gerçek şu: Ülkemiz deprem kuşağında. Bu depremler mutlaka zamanı gelince olacak. Doğa kendisine yapılan yanlışları affetmez. Yağmur'da yağacak, Kar'da yağacak, rüzgar da esecek. Netice de güneş de açacak. 

Bizler bunlara karşı gereken tedbirleri almak zorundayız. 

Şunu hiçbirimiz unutmayalım. Bir Korona çıktı dediler, bütün dünyayı maske takmaya mecbur bıraktılar. Tüm insanları aşı olmaya zorladılar. Bunlar nasıl oldu? Bizleri kimler yönetiyor?

İnsanlık sonunu mu hazırlıyor? Gelişen teknoloji, bilim, doğanın dengesini mi bozuyor?

Bir de inancımız yönünden bakalım. Ülkemiz üzerinde dolaşan bu kara bulutlar, bu felaketlerin sebebi, acaba, bir yerlerde çok yanlışlar mı yaptık? Allah bizleri mi cezalandırıyor? 

"NİTEKİM BİRÇOK MEMLEKET VARDIR Kİ, O MEMLEKET (HALKI), ZULMETMEKTE İKEN, BİZ ONLARI HELAK ETTİK. ŞİMDİ O ÜLKELERDE DUVARLAR,(ÇÖKMÜŞ OLAN) TAVANLARIN ÜZERİNE YIKILMIŞTIR. NİCE KULLANILMAZ HALE GELMİŞ KUYULAR VE (ISSIZ KALMIŞ) İHTİŞAMLI SARAYLAR VARDIR."(el-Hacc,45)

"BAŞINIZA GELEN HERHANGİ BİR MUSİBET, KENDİ ELLERİNİZLE İŞLEDİKLERİNİZ YÜZÜNDENDİR. (BUNUNLA BERABER, ALLAH, ÇOĞUNU DA AFFEDİYOR."(eş-Şura.30)

Buyurun bak Allah açık ve seçik söylemiş. Kendi ellerinizle kötü evler yaparsanız, musibet gelir, evler çöker, zavallı masum insanlar ölür. Gene de Allah diyor ki, çoğunuzu affederim.

Hadi günahkarlar bugün Cuma gidin Cuma namazına da belki Allah sizleri affeder, ama ben dahil, orada evlerini, canlarını, mallarını, evlatlarını kaybedenler hiçbir zaman sizleri affetmeyeceğiz, hakkımızı da helal etmeyeceğiz. 

İçimizdeki ve dışımızdaki düşmanlarımızı bilelim, tedbirlerimizi alalım, seçim seçim diyerek, ayrış mayalım, birlik ve beraberliğimizi bozmayalım, gelecek günlerimiz inşallah iyi olur. 

17.03.2023

Zekeriya Tümer

ulusalhaber1881@gmail.com

27 Temmuz 2021 Salı

Bilimin açıklayamadığı kuvvetli güç sevgidir.

 TÜMER DİYOR Kİ:

SEVGİ IŞIKTIR-SEVGİ YER ÇEKİMİDİR-

SEVGİ KUVVETTİR.

SEVGİ TANRIDIR, TANRI SEVGİDİR.

SEVGİ İÇİN YAŞARIZ VE ÖLÜRÜZ. 

20.Yüzyılın büyük dehalarından olan ALBERT EİNSTEİN (14 Mart 1879-16 Nisan 1955)

Kızı Lieserl'e bıraktığı mektuplarından birinde şöyle yazmaktadır:

"...Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var. Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor. Evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı."

EİNSTEİN bilimin bile tespit edip açıklayamadığı bir gücün varlığından bahsediyor. Bu gücün evrendeki her canlı ve cansızın arkasında olduğunu söylüyor. 

BU GÜÇ NEDİR?

*Bu evrensel güç SEVGİDİR.* diyerek EİNSTEİN, sevginin olağanüstü bir güç kaynağı olduğunu belirtiyor. EİNSTEİN devamla.

"Bilim insanları, evren için birleşik bir kuram ararken, görülmeyen en kuvvetli evrensel gücü unuttular.

*SEVGİ IŞIKTIR, ONU ALIP VERENLERİ AYDINLATAN*

*SEVGİ KUVVETTİR, ÇÜNKÜ BİZDEKİ EN İYİYİ ÇOĞALTIR VE İNSANLIĞIN KÖR BENCİLLİKLERİNDE TÜKENMEMESİNE İZİN VERİR.*

*SEVGİ İÇİN YAŞARIZ VE ÖLÜRÜZ.*

*SEVGİ TANRIDIR VE TANRI SEVGİDİR.*

Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim için çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir.

Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz." demiştir EİNSTEİN.

(SENİ SEVİYORUM) kelimesinin çok büyük bir enerji yükü ile karşısındakini etkilediği de bilinmektedir. 

Evet sevgili okurlar: 

Sevgisiz bir yaşam düşünülemez. 

Evren yaratılırken, TANRI (ALLAH) evreni sevgi ile yaratmıştır. Sevgi ile yaratılmasa idi, Evren bu evrendeki dünyamız bu kadar uyumlu ve güzel olabilir miydi?

Sevgi'de büyük bir enerji gücü vardır. Bunu bilim tanımlayamamıştır.  Nasıl ki Ruhun ne olduğu henüz tam olarak bilinemiyorsa da Sevgi'nin de tanımı tam olarak yapılamamaktadır. 

Çünkü bilim, somut deliller ve bilimsel kanıtlar ister. 

Halbuki sevgi de bilimsel kanıt vardır. Elle tutamazsın, gözle göremezsin, ama içindeki duyguyu hissedersin. 

Ancak, sevgi'de büyük bir enerji gücünün olduğu ve seven insanların, sevgi uğruna her şeyi yapabildikleri de kanıtlanmıştır. 

Rüzgarı elle tutabiliyor muyuz? Görebiliyor muyuz? Hayır. 

Ama rüzgarın serinliğini hissedebiliyoruz. Kuvvetli estiğinde, gücünü de fark edebiliyoruz. 

Fırtına, kasırga, tayfun, tsunami çıktığında o güçün neleri yaptığına insanoğlu şahit olabiliyor. 

Sevgide, fırtınaya, kasırgaya, tayfuna, hortuma, tsunamiye  dönüştüğünde, seven insanın neleri feda ettiğini görebiliriz ve şahit olabiliriz. 

Sevgi öyle bir güçtür ki, sevginin enerjisini vahşi hayvanlara uyarladığında, o vahşi yaratıkların uysallaştığını ve sana sevgi ile yaklaştığını da görebilirsin. 

Doğayı, insanları, hayvanları sevmeyen insan kötülük yapabilir. Seven insan ise kötülük yapamaz.

Seven insan sevgiyi yüreğinde hisseder. 

Yürek ay gibidir, vakti gelince tutulur. Bunu da kimse engelleyemez. 

Seven insan yüreğinin sesini dinler. Aklının ve mantığının sesi kaybolur. 

Sevgi doğanın ikinci güneşidir. 

Sevdiğin şey uğruna canını bile feda edebilirsin. 

İki kişi birbirini seviyorsa, içlerindeki en büyük korku, birbirlerini kaybetmek korkusudur. 

Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür, ama büyük sevgileri güçlendirir. 

En çok sevdiğin insana herkesten çok kızarsın. 

Gönül almayanı bilmeyene de ömür emanet edilemez. 

Bu çok güçlü duyguyu yüreğinde, içinde,  benliğinde hisseden kimseyi bundan vazgeçirebilmek mümkün müdür? 

Değildir. 

Kimse vaz geçiremez. 

Seven insana ne kadar baskı yaparsan yap, içindeki ateşi söndüremez sin. O ateş ömür boyu, ölünceye kadar kor alev gibi içini yakar. 

Hayır, hiç bir güç bunu yok edemez. 

O halde, neden sevginin gücünü bir türlü idrak edemiyoruz?

Her sevginin kendisine has özelliği vardır. 

Evinize bakmak için aldığınız kediyi,köpeği, kuşu, balığı da seversin. 

Evindeki çiçekleri, eşyayı da seversin. 

Bahçendeki meyve ağaçlarını da seversin. 

Güneşi, ayı, yıldızları, ormanı, dağları, yazı kışı, ilkbaharı, sonbaharı da seversin. 

İnançlarına göre, Tanrıyı, (ALLAH'I) Peygamberleri, erenleri, evliyaları da seversin. 

Anneni, babanı, kardeşini, akrabalarını, arkadaşlarını da seversin. 

Çocuklarını ayrı bir duygu ile seversin. 

Anne ve babanın çocuklarına karşı duydukları sevgi de çok derin bir sevgidir. 

Bu sevgiyi hemen hemen tüm canlılarda görebilirsin. 

Bir tavuğun yavruları için Kartala kafa tuttuğuna şahit olabilirsin. 

Bir Geyiğin bile, yavruları için Aslana karşı koyduğunu görebilirsin. 

Yavrusu için canını feda eden anne ve babaya şahit olabilirsin. 

Vatan sevgisi çok yüce bir sevgidir. Vatanı uğruna gözünü kırpmadan düşmana karşı savaşa gider ve gözünü kırpmadan şehitlik mertebesine erişirsin. 

Sevdiğin ne olursa olsun, kim olursa olsun, onun kılına zarar gelmemesi için çırpınırsın. Onu korur ve kollarsın. 

Sevdiğin şeye zarar verildiğinde çok üzülürsün. Ağlarsın, yüreğin sızlar. Kaybettiğinde acısı ömür boyu içini sızlatır. Anılarını unutmazsın, devamlı iç dünyanda yaşatırsın. 

Sevgide evrensel bir enerji vardır. Bunu öğrendiğimiz zaman, sevginin her zorluğa, engele karşı gelebileceğini, her şeyin ötesine geçebileceğini anlayabileceğiz. 

Çünkü sevgi hayatın en özlü kısmıdır. Mutluluğun, huzurun anahtarıdır. 

Sevgiyi yok edersen, sevmekten vazgeçersen. yaşamının bir anlamı kalmaz.

Ancak, sevginin gücü çok büyüktür. Yüreğinin içerisinde, tüm benliğinde hissettiğin sevgiyi yok edebilmekte mümkün değildir. 

Sevdiğin insanla bir anlaşmazlığa düştüğünde, sorunları duygularınla değil, aklın ve mantığınla, sevdiğin şeye zarar vermeden çözmeye çalışmak en akılcı yol olmalıdır. 

Ön yargılı olmak son derece sakıncalıdır. 

Kimse kimsenin hayatına ipotek koyamaz. 

Yaşanacak yaşanır ve herkes kendi hayatından sorumludur. 

ALLAH TÜM İNSANLARI SEVGİDEN MAHRUM ETMESİN. 

26.07.2021

ZEKERİYA TÜMER

ulusalhaber1881@gmail.com

17 Eylül 2020 Perşembe

KORONA'YA KARŞI BORLU TEDBİR

 TÜMER DİYOR Kİ:

 

KORONA'YA KARŞI BORLU TEDBİR

Sevgili okurlar, bilindiği üzere Korona denen virüs, dünyayı kasıp kavurmakta..

Bir hikaye vardır. 

Azrail, biliyorsunuz o da büyük bir Melektir. Allah'ın 4 büyük melekler indendir. (Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil) 

Dinimiz öyle der. 

Azrail insanların canını almak üzere görevlendirilmiştir.

Bir gün Azrail, Allah'a der ki, Ben insanların canlarını alıyorum, bana kızıyorlar, üzülüyorum. Allah’ta, sen hiç merak etme, ben öyle bahaneler yaparım ki, insanoğlu, ölümünü bahane den zanneder.

Biliyorsunuz, Dünya’da ki canlıların ölümleri türlü türlü sebeplerden olur.

Netice de bu dünyayı terk etmek zorunda kalırlar. Bir gün gelecek hepimiz bu dünyayı terk edeceğiz. Keşke dünyayı ve insanlığı mahvetmeye çalışan, gözleri paradan başka şey görmeyen kişiler de bunu idrak edebilseler. 

Şimdi de Korona denen virüs AZRAİL’İN yerini aldı. İnsanları yakaladı mı, öbür tarafa götürmek için elinden geleni yapıyor.

Dünya’da bir kargaşa yaşanıyor. 

Ekonomik kriz gittikçe büyüyor. 

Ülkemizde ise muhalefet, iktidarı, iktidar muhalefeti beğenmiyor.

Ağzı olan konuşuyor.

İşsizlik artmış, ekonomi çökmüş, ormanlar yanmış, ağaçlar kesilmiş, seller, depremler olmuş, evler, binalar yıkılmış, okullar açılıyor, çocuklar, anne ve babalar tedirgin. 

Dinci geçinen dinsizler, çocukların ırzına geçmiş, anneler, babalar şaşkın. Çocuğun hayatı kararmış kimin umurunda. 

Gençler geleceklerinden umutlarını yitirmiş, fırsatı bulan yurt dışına kaçmaya başlamış.

Topraklarımız, madenlerimiz, fabrikalarımız yabancılara satılmış, ihracat az, ithalat çok.

Üretim yok, tüketim çok.

Bunlar artık kimsenin fazla umurunda değil. 

Çünkü Korona denen Azrail, tepemizde gezinmekte.

Nereden, nasıl yakalarım da bu insanların canını alırım diye peşimizde şeytan’dan beter dolanmakta.

Bizim kendi ülkemizin bir BOR madeni var. Bir de Kenevir. Onların el hijyenlerini şu an bütün Metro’larda, otobüslerde, her yerde kullanıyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vermiş olduğu talimat ile Eti Maden büyük bir çalışmaya girdi. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, (www.boren.gov.tr) büyük araştırmalarına devam ediyor.

Boren, Bor ve İnsan sağlığı kitabını yayınladı.

Yaşam’da Bor, Sağlık’da Bor, Bor’lu Besinler, Tedavi’de Bor Kanser Tedavisi’nde Bor, BNCT. (Bor Nötron Yakalama Tedavisi), Gıda Takviyesi’nde Bor Günlük Hayatta Bor, Temizlikte Bor.

Yani anlayacağınız Bor hayatımızın her kademesinde yararlı olmaya başladı. (www.etimaden.gov.tr. İle (www.boren.gov.tr) linklerine girdiğinizde çok geniş bilgilere ulaşabilirsiniz.

MEDİREVO A.Ş. de BOR ve KENEVİR’i birleştirerek ürettiği ürünler ile insan sağlığına hizmet sunmaktadır. Bor’dan 61 patentli ürün geliştirip, ülkem insanının sağlığına hizmet etmeye çalışmaktadır.

En önemlisi de, Doğrudan Satış sistemini kurarak, işsizlere iş kapısı açmakta, ekonomik sıkıntı yaşayanlara da bu şekilde yardımcı olmaktadır.

Bizler için en önemli olan Sağlık’tır.

Korona’ya karşı bağışıklık sistemimizi güçlendirmek zorundayız. 

Nasıl, ne şekilde? 

Bu pahalılıkta hangi besinleri alarak güçlendireceğiz?

Korona virüsünü bedenimizden uzak tutmamız gerek. 

Şu an artık beni de hiçbir konu ilgilendirmiyor.

(https://borlu.medirevo.com.tr/) den ürünlerimi alıyorum, ağız spreyi, Borlu, Kenevirli, damlalar, Borlu, Kenevirli vitaminler ile sağlıklı yaşama devam etmeye çalışıyorum.

Elbette bol sebze, meyve ve vitaminli, mineralli ürünleri yemek gerek. Bunları alabilen yer, alamayan yiyemez. 

Sevgili okurlar, Sağlık her şeyden önemli. Sağlık elden gittiğinde, ne cebindeki para yeter, ne de babandan kalan miras. Ufak paralarla sağlığımızı koruyamazsak, büyük paralar harcasak ta hiçbir işe yaramaz. 

Bu nedenle, yukarıda izah ettiğim linklere girin ve inceleyin.

Sizler de sağlığınızı koruyun, korumalıyız.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

https://borlu.medirevo.com.tr/ ürünlerinizi bu linki tıklayarak alabilirsiniz.

17.09.2020

Zekeriya Tümer

Ulusaltanitim1881@gmail.com.