Ramazan Bayramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ramazan Bayramı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2016 Cumartesi

"BAYRAM BİTTİ SEYRAN BAŞLADI", TÜMER DİYOR Kİ: (Ulusal Haber & Ulusal Ajans) ZEKERİYA TÜMER

ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com
TÜMER DİYOR Kİ:
BAYRAM BİTTİ
SEYRAN BAŞLADI
Sevgili okurlar, bizde Bayramlar hep umuda yönelik olur. Temenniler yapılır.
Bayramın uzun olması, parası olanların tatile çıkmalarını sağladı.
 Dinlendiler mi dersiniz?
Bana göre ne dinlenmesi, tatilleri burunlarından geldi. Trafikte çektikleri sıkıntılar, kazalar, yaralanmalar neticesinde yaptıkları tatil zindan oldu.
En güzeli Bayramlarda evinden çıkmamak.
Şehirler tenhalaşıyor, istediğin gibi rahat rahat gezebiliyorsun. Bundan daha güzeli var mı?
Bayram sonu ülkemizin geleceğinin nasıl olacağını merak etmeye başladık.
Bütün yapılan dualar, öneriler, temenniler hepsi boşa gidecek bence!
Neden mi?
Değişen bir şey yok.
Terör belası, Atatürk Hava Limanına kadar girdi bayramda.
Bunlar daha iyi günler.
Büyük şehirler tehlike altında.
Nereden, nasıl geleceği belli olmayan canlı bombalar ölüm saçmaya devam edecekler.
Bunların bu kadar azmalarının sebepleri meydanda!
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN SAVCILARINI TANIMIYORUZ.
HDP liler devleti yok sayıyorlar. Devletin savcılarına ifade vermiyorlar. Bu demektir ki, ben Türkiye Cumhuriyeti Savcılarını tanımıyorum.
Zaten doğudakilerin çoğu tanımıyor. Ne vergi veriyorlar, ne de elektrik, su parası ödüyorlar. Bu devlete vergi de verilmez, ödeme de yapılmaz düşüncesi hâkim.
Bu tarz direnme, mutlaka sıkıntı yaratacaktır. Ayrışma ve kargaşaya sebebiyet verecektir.
GİTMEM DE GİTMEM
Bahçeli bütün gücü ile AKP’ nin de desteği ile MHP’ nin başından gitmemek için direniyor. Direnmeye de devam edecek. MHP iyice çöksün ve MHP’ nin oyları AKP ye kaysın. AKP bir baskın erken seçimde 400 milletvekilini alsın. Alsın ki, Recep Tayyip Erdoğan ülkenin başına başkan olarak otursun. Bahçeli’de herhalde yardımcısı olur.
BİZ İKTİDARIZ, 
HER ŞEYİ YAPARIZ!...
AKP bütün gücü ile uğraşmasına devam edecek. Kendilerinden hesap sorulmaması ve iktidardan gitmemeleri için, ellerinden ne geliyorsa yapacaklar.
Kindar ve Dindar bir toplum yetiştirdiler. AKP li gençler ve bazı kişiler, kendi düşüncelerinden olmayan tüm kişilere saldırmaya başladılar. Bu saldırılar daha da artacak. Böylece kutuplaşmalar da arttıkça artacak.
Bir taraftan teröristler, diğer taraftan da, bizden olanlar veya olmayanlar diye ayrışmalar, bölünmeler ve kavgalar.
Bunların son bulabilmesi için Başkanlık sisteminin gelmesi gerek. Anayasanın değişmesi gerek. Türk kimliğinin ortadan kalkması gerek, diye de AKP ve yandaşları halkın beynini yıkama politikasını bütün güçleri ile yapacaklar.
YE BABAM YE
Ramazan boyunca iftar yemekleri yendi.
Kimin parası ile bu ziyafetler verildi. Kaç kişi sorguladı. Halkın aç ve susuz kalması kimseyi ilgilendirmiyor.
İktidara yakın olanlar para kazanırken, yakın olmayan kişiler iflas etmekte, dükkânlar kepenk indirmekte, şirketler kapanmaktadır.
BEN GÖREVİMİ YERİNE GETİRİYORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadarki zorlu yolları aşarak, en sonunda Türkiye’nin en üst görevine geldi. Bu da yetmiyor, Cumhurbaşkanı kelimesinin başındaki Cumhur’un kalkmasını ve sadece Başkan olmasını istiyor. Görevini de hiç aksatmadan yapıyor. 
Üstün yetenek mi dersiniz, yoksa aldığı emirleri mi uyguluyor dersiniz. Ne derseniz deyin, istediğini yaptırıyor ve yaptıracakta.
Devletin bütün kurumları zaten emrine girmiş durumda. Başkan olup olmaması da artık o kadar önemli değil. Yandaşlarını, partililerini, halkın  bir kesimini, nasıl yaptı ise yaptı kendisine mutlak hakim kıldı.
İnanın çok kişi, Recep Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak istiyor ama umutları da yok. Nasıl kurtulacaklarını da bilemiyorlar. Alternatif arasalar da, alternatifleri yok. CHP ve MHP den ise hiç umutları yok. Mucize bekliyorlar.
Eh daha çoook mucize beklersiniz.
Dünya’da kusursuz insan yoktur.
Çin atasözü der ki:
“Dünyada kusursuz iki insan vardır. 
Biri ölmüştür, diğeri doğmamıştır.”
Yaşıyor isen mutlaka kusurlu olursun. Eh bugüne kadar AKP’ liler ve başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da kusuru olmuştur. Kusuru örtmekte çok kolay onlar için. Kandırıldık, aldatıldık. Sehven yanlış yaptık.  Suç bizde değil, bizi kandıranlarda, aldatanlarda.
Suudi Arabistan’a gittiğimde orada çalışan bir Mühendis bana şunu anlatmıştı. Araba ile ışıkta durmuştum, Arabın birisi geldi benim arabaya arkadan çarptı. Çarpan 16 yaşlarında bir çocuk. Arap emirinin oğlu imiş. Kadının karşısına çıktık, suçlu ben oldum. Kadı dedi ki: “ sen Türkiye’den gelmeseydin, bu araca binmeseydin, bu yola çıkmasaydın, bu ışıkta durmasaydın, benim arabım gelip senin arabana vurmazdı. Suçlu sensin.”  Biz suçlu olduk, ehliyeti dahi olmayan çocuk emirin oğlu olduğu için suçsuz ve haklı oldu.
Mantık bu!
AKP de Arap hayranı değil mi!
Sen Fettullah Gülen ve ekibi, sen gelip benle beraber olmasaydın, beni iktidara getirmeseydin, sonra da bütün kurumlara kendi yandaşlarını yerleştirmeye çalışıp, bizi devre dışı bırakmaya çalışmasaydın, 17-25 Aralık olayını yaratmasaydın, sen şimdi feto terör örgütü olarak suçlanmazdın. Suçlu sensin. Bizi kandırdın, kullandın, aldattın. (Bu konuda ben AKP’yi destekliyorum)
Bu örnekleri çoğaltabildiğiniz kadar çoğaltırsınız. Yani, suç öldürende değil, ölendedir, zihniyeti. 
Bayram demedi, Ramazan demedi, şehitler gelmeye devam ediyor.
 Terörün eninde sonunda kökünü kurutacağız, hamasi sözler söylenmeye devam ediyor. Zaman belli değil. Facebook’ta bir vatandaş vatanı koruyanlarla ilgili güzel bir söz söylemiş. Demiş ki:
Evi yıkık, halısı hasır, döşeği çuldur.
Oğlu şehit, torunu yetim, gelini duldur.
Neden hep vatanı koruyanlar yoksuldur.”
Doğru söylemiş. Vatanı koruyanlar zenginler değildirler. Onların çocukları, asker, polis olmaz ki. Onlar genç yaşlarında ticarete atılırlar, gemicikler alarak, şirketler kurarak, uluslar arası ticaret yaparak milyonlar kazanırlar. Ne işleri var askerlikte, polislikte.
4037 teröristin 2003-2014 arasında Türkiye’den Suriye’ye geçtiği söyleniyor. Bunların çoğu IŞİD militanı imiş. Gerçi biz IŞİD diyoruz. Hükümet kanadı bir türlü IŞİD demiyor DAEŞ diyor. Demek ki arada fark var. Neden IŞİD demiyorlar, açıklasalar da biz de öğrensek.
Bu teröristlerin bir kısmı tekrar Türkiye’ye girdi ve büyük şehirlere yerleşti ise, vay halimize. Ülkenin birçok yerinde de aşırı dinci gruplar IŞİD’İ övüyorlar ve taraftarlık yapıyorlar.
Tehlike gittikçe büyüyor.
 Bangladeş’te namaz kılan cemaate silahlı saldırı oldu, birçok kişi öldü. Burada da olabilir.
Eğer ülkemizde de  Camilere saldırı olursa, inanın AKP zihniyetinde olanlar bu olayı, kendilerinden olmayan karşı guruplara yüklerler, bunu Laik’ler ya da Kemalistler yaptılar der çıkarlar. Hâlbuki Atatürkçü olan ve onun yolunda giden kişiler hem dinlerini çok iyi bilirler, hem de kesinlikle kötülük, yapmazlar.
Onların tek düşüncesi, vatanlarıdır, Cumhuriyet ve Laik düşüncedir.
Toplu yerlerde panik yaratmak için canlı bomba var, diyerek panik yaratmak isteyenler çoğalacaktır.
Bursa’da ve Ankara’da Luna parklarda Bayram tatilinde bu yaşandı.
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Suriyelilerin oturduğu evde bomba yapılırken patlama oldu.
Suriyelileri kontrolsüz içeri alırsanız, netice bu olur. Bir de kalkıp, ülkesinden kaçan, vatanını savunamayan, Türk’ün dostu mu, düşmanı mı olduğu meçhul Suriyelileri Türk vatandaşlığına alırsak, ileride Türkiye’nin başının çok ağrıyacağı günlere gebe olduğunu unutmayın. 10 yıl 20 yıl sonra iktidarda AKP olmayacaktır. Kim olursa olsun, Sur iye’liler de bağımsızlıkları için mücadeleye başlayabilirler. Bunu unutmayın.
Akit gazetesinden bir haber sosyal medyada yayınlandı. Akit gazetesi diyor ki: Erdoğan’ın Suriyelilere vatandaşlık vermesinin altında yatan gerçek neden ilerde Halep Bölgesi Türkmen bölgesi ve belki de Şam’ın  bir kısmını Türkiye’ye katmaktır. Diye yazmışlar.  Bu sözlere dünya güler de geçer.
Yaa siz kafayı mı yediniz. Bu kadar aptal mı bu millet. Nasıl olayları çarpıtıyorsunuz. Yuh size. Söylenecek söz bulamıyorum valla.
Sevgili okurlar, işte Ramazan Bayramı böylece bitti. Önümüzdeki günler de huzur ve mutlu bir yaşamı beklemeyin.
Tek dileğimiz, inşallah herkes aklını başına alır ve ülkemiz üzerinde oynanan büyük oyunların kimler tarafından tezgahlandığını anlar, birlik ve beraberlik içerisinde yaşamanın yollarını arar.
Kim ne derse desin, en çıkar yol Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği yoldur. Laik, Demokratik, Türkiye Cumhuriyeti ‘ne hep birlikte sahip çıkmamız gerek.
Zekeriya Tümer
09.07.2016