22 Eylül 2014 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ: "Yaşamın bu kadar zor olduğunu bilsen bu dünyaya gelir miydin? Yaşam bir savaştır."

TÜMER DİYOR Kİ:
Yaşamın bu kadar zor olduğunu bilsen bu dünyaya gelir miydin?
Yaşam bir savaştır.
Savaş kendini koruma ve karşısındakini ezmedir.
Savaşta kan vardır, hırs vardır, kin ve intikam vardır. Hâkim olma, hüküm altına alma, emri altındakini ezme politikası vardır.
Savaşta acı vardır, gözyaşı vardır.
Gülmek sevinmek savaşı kazanırsan vardır.
O da acı ve buruk bir gülme ve sevinmedir.
Dünyaya ilk geldiğin andan itibaren yaşam mücadelesi başlamıştır.
İlk savaşın ananın memesine sarılma ile başlar. Ananın memesinde süt var mı yok mu umurunda değildir. Ananın memesi acısa da sen karnını doyurmak için yaygarayı basar ve memeyi sömürmek için savaşırsın ananla.
Sonra yavaş yavaş açlığını gidermek ve yaşamını devam ettirebilmek için başka mücadelelerin içersinde yuvarlanıp gidersin.
Zaman bir su gibi akıp yılların nasıl geçtiğini anlayamadan gelirsin bugünkü günlere.
Yaşın her gün biraz daha ilerler.
Mesuliyetin ve sorumluluğun artmıştır.
Yaşamını sürdürebilmek için büyük mücadelelerin içersinde olmak zorundasındır.
Mücadele ve kavgacı yanını daha da arttırmalısın.
Yoksa ezerler ve seni arkandan hançerlerler.
Af yoktur. İyi niyet hoş görü sana kayıptan başka bir şey vermez. Kimse babanın oğlu değildir.
Üstelik öyle bir yaşamın içersine girildi ki kimse kimseyi af etmiyor.
Dünyanın düzenini insanlar değiştirdi. Gaddar, vefasız ve acımasız oldu dünya1...
Her şey boş.
Bir uğraş içersinde bocalayıp duruyorsun.
Acıları çektikçe olgunlaşır ve tecrübe kazanırsın.
Gene de yıkılmamak ve ayakta durmak gerek. Yıkıldığın zaman seni kimse ayağa kaldırmaz.
‘Bu bitmiş, bundan bir hayır gelmez ‘derler ve bir tekmede onlar atar.
Sarsıl ama yıkılma...
İnişler ve çıkışlar her zaman vardır. Her yokuşun bir inişi. Her inişin bir çıkışı vardır.
Dünyada her şeyin bir zıttı vardır.
Beyazın zıttı siyah. Güzelin zıttı çirkin. İyinin karşıtı kötülük, gibi.
Zıtlıklarla yaşamak zorundasındır.
Savaşın içersinde olduğunu unutma.
Ticari hayatta hata yapmamak gerek. Hataların telafisi çok zor olur.
Arabanın direksiyonunda bir saniye dalgınlık yapıp hataya düştüğünde durumun vahametini düşün. Kazaya sebebiyet verirsin ve telafisi mümkün olmayan hasarlara uğrarsın.
İşte iş hayatı da böyle. Hata yaptığında telafisi mümkün olmayan hasarlar oluşabilir.
Çok çalışmak ve işinin başında olmak gerek. Hep artıya geçebilmek için mücadele etmelisin. İşini geliştirmek ve daha çok para kazanabilmenin yollarını bulmalısın.
Bekleyerek ve kenara çekilerek bir yere varamazsın.  Moral her şeyin üzerindedir.
Bazen sıkıntılar üst üste gelir. Ummadığın anda hiç beklemediğin olaylar yaşarsın.
Olabilir...
Beterin beteri vardır.
Bu nedenle tevekkül etmelisin. Zaman her şeyi bertaraf eder.
Zaman durmuyor devamlı yürüyor. Bu nedenle de zaman içersinde her şey oluşur.
Yeter ki sen kararlı, azimli ve güçlü ol.
Panik yaşamak insanın hayatını karartabilir. Sabırlı olmak gerek. İnsan ne yaşaması gerekiyorsa onu yaşıyor. Kaderi değiştirmek insanın cüz’i iradesinin dışındadır.
Bir kere şunu unutmamak gerek. İnsanoğlu dünyaya rahat etmek için gelmiyor. Mücadele etmek için geliyor. Kiminle mücadele edecek. Kendi kendisi ve etrafındakilerle. Yaşaması için bu şart. Oturup dururken sana kimse ekmek vermez. Herkes senden bir parça koparabilmek için mücadele eder. Bu yaşamın kuralıdır.
Kuralları sende dikkatlice uygula.
Karşındaki insanları dost olarak fazla algılama.
Menfaat bittiğinde dostluklarda biter.
Dünya’ da ki yaşam içersinde dostluklar hep menfaat üzerine kurulmuştur.
Kader birliği yaptığın en yakın insanın bile eğer istediklerini vermez isen sana sırtını dönecektir. Derhal sana cephe alır ve seni motive edeceğine yıpratma politikasını uygular. Sen sıkıldıkça o sadist ruhunu tatmin eder. Memnuniyet yaşar.
Bu dünya, daha doğrusu şuan ki dünya düzeni para üzerine kurulmuştur.
Para para para..
Demek oluyor ki yaşamak için paraya ihtiyaç var.
Peki, para durup dururken kazanılır mı? Kazanılmaz. Çaba harcamak ve mücadele etmek gerek.
Bir kere yapacağın işin sistemini oturtmak gerek.
Sistem kurulmalı. Düzen kurulmalı.
Disiplinli ve çalışanlar birbirlerine karşı saygılı olmalı.
İş kapasitesini arttırmak için mücadele edilmelidir.
Durduğun yerde sana iş gelmez.
İşi kovalayacaksın. İş kaçar. Neden kaçar? Çünkü senin yaptığın işi yapan başkaları da var. Alternatif çok. Sen aranan bursa kumaşı değilsin. Bu nedenle işi kovalayacaksın.
En önemlisi de gelir ve gider hesabını iyi yapmaktır.
Gider geliri aşarsa her zaman eksiye düşer ve batarsın.
Gider az gelir çok olmalıdır.
Bunun hesabını iyi yapmak gerek bu dengeyi kuramadığın zaman bu işten vaz geçeceksin.
Batarsın ve kimsede sana üzülmez.
Değer ve kıymet bilmelisin.
Hak yememeli ve hep ben dememelisin.
Kimse kimseden fazla akıllı değildir.
Her zaman karşındakini kendinden daha akıllı gör.
İşin tek alternatifli olmasın. Daima birkaç alternatif kafanda bulunsun. Birinde başarısız olursan hemen öbürünü devreye sokarsın.
Sıkılmak ve bıkkınlık duymakla bir yere varamazsın.
Yaşanacak yaşanır.
İyi veya kötü dediğin bir yaşam her zaman yaşanacaktır.
Kader denilen bir olgu vardır.
Kaderi değiştirmek mümkün müdür?
Kurallar zinciri sen ananın karnında oluşmaya başlarken konmuştur.
Bir doğanın kuralları vardır, birde dünyada yaşayan canlıların koydukları kurallar vardır.
Doğanın koyduğu kuralları sen değiştiremezsin. Buna ne senin ne de bir başkasının gücü yeter. Bu kuralı bozmaya çalışan insanoğlu her zaman felaketlerle karşılaşmak zorunda kalmıştır.
Bazı temel yasaları senin değiştirmen mümkün değildir. Örneğin suyun kaynama noktasını. Madenlerin moleküllerini. Erime sıcaklıklarını, yoğunluklarını gibi.
Yaradılışındaki özellikleri de değiştiremezsin. Kalbinin çalışmasını, beyninin yapısını, böbreklerin çalışması gibi.
Değiştirebileceğin şeylerde vardır.
Aklını, mantığını, kullanman. Arkadaşını, işini ve eşini seçmen. Gerçi bunlarda da yer yer kader rol oynar.
Bazen ben çok akıllı hareket ederim hataya düşmem dersin, fakat yanılır ve hata üzerine hata yaparsın. Burada önemli olan yaptığın işten yeni bir tecrübe kazanman.
Ananın karnından dünyaya geldiğin andan itibaren senin yaşam savaşın başlamıştır ve artık yaşamını edindiğin tecrübelerle renklendirmen ve şekillendirmen gerekmektedir.
İyi bir gözlemci ve araştırmacı olmalısın.
Etrafındaki başarılı insanların nasıl başarıya ulaştıkları konusunda iyi bir gözlem yapmalı ve onları incelemelisin. Kendi tecrüben yeterli olmuyorsa başkalarının tecrübelerini değerlendirmelisin.
En önemlisi de nedir bilir misin?
Gerçeklerdir.
Gerçeklerden kaçmamalısın.
Gerçekler bazen çok acı olabilir. Yüzüne bir şamar gibi inebilir.
Ancak gerçek budur. Kabul etmek zorundasın.
Gerçekleri karşına alıp ona göre kendini ayarlamak zorundasın.
Kendi kendinle de hesaplaşmalısın.
Şu anki yaşına kadar edindiğin tecrübeni, bilgini, başarını ve başarısızlığını eline bir kağıt kalem alarak değerlendirmelisin.
Hadi şimdi eline kâğıdı ve kalemi al ve geçmişinde yaşadıklarını değerlendir. Hatalarını tespit et. Ondan sonra da aynı hataları bundan sonra yapmama kararı al ve harekete geç
Başaracaksın, başarmalısın, yılma ve mücadelene başla.
Mutlaka hedefine ulaşacaksın. Korkma, yürü ve engelleri bir bir aş.
İşte sen busun. Dik duran ve kendine güvenen, başaracağım deyip başaran insan sensin.
Şimdi şu an kararını ver ve uygulamaya başla. Kısa zamanda göreceksin ki hedefine ulaşmışsın.
Başarılar dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder