UCUZ
KAHRAMANLIKLAR YAPILMAMALI
Sevgili
okurlar, son günlerde ucuz kahramanlıklar yapılmakta.
Biliyorsunuz
biz Rusya’nın savaş uçağını hava sahamızı ihlal ettiğinden düşürdük.
Bu olayın
ardından, Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
arasında söz düelloları başladı.
Rusya’ya
yaş sebze ve meyve ihracatımız var. Onlardan da doğalgaz alıyoruz.
Ekonomik
tedbirler alınarak her iki ülke de birbirlerini zora sokma çabasında.
Amerika’nın
Irak’ta, Libya’da uyguladığı iktidarı devirme projesi Suriye’de tutmadı.
Nedeni
ise, Rusya’nın, İran’ın ve Çin’in Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı
desteklemeleri idi.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, “Rusya’nın ne işi var Suriye’de” diyormuş. O zaman şunu
da sormak gerek, Amerika’nın ne işi var oralarda, Fransa’nın, İngiltere’nin,
Almanya’nın ne işi var Suriye’de?
Suriye’de
bir iç savaş baş gösterdi. Peki, bunun müsebbibi kim?
IŞİD denen
belayı Suriye’ye yerleştiren ve besleyen devletler, şimdi utanmadan Suriye’de
IŞİD’i yok etme bahanesi ile bizim soydaşlarımız Türkmenleri’de yok etme
çabasındalar.
IŞİD’e
silah ve para yardımı yapılmasaydı, Allah’ın belası bu terör örgütü bu kadar
büyürmüydü?
Her şey
göstermelik ve amaç belli.
Rusya,
Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya dâhil, İran ve Çin olmak üzere ve bilhassa
İsrail orta doğunun verimli petrollerinden pay alma peşindeler.
Yüzyıllardır
amaçları belli.
Ortadoğu’ya
yerleşmek ve sınırları yeniden belirlemek.
Bizim bu
tuzaklara düşmememiz gerekli.
PKK olayı
yıllardır neden bitmiyor? Biteceği de yok. Kürt vatandaşlarımız suiistimal
ediliyor ve çoğunlukla da onlar zarar görüyorlar.
Putin’in
de Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok daha dikkatli hareket ederek, ortalığı
karıştıracak söz ve beyanlardan kaçınması gerek.
Allah
muhafaza 3. Dünya harbi çıkar valla.
Büyük
harpler çok basit sebepler yüzünden çıkmıştır. Sonrasında da binlerce insan
ölmüş, sakat kalmış ve devletlerin ekonomisi çökmüştür.
Savaşların
kimseye yararı olmaz.
Türk
milleti cesurdur. Hele ki, ülkesine saldırı olursa, aniden vatanı için canını
vermeye hazır hale gelir. Bunu
Rusya’da bilir; Bütün emperyalist devletler de...
Suriye
Devlet Başkanı Esad, Suriye’de 4 yıldır devam eden iç savaşın sona ermesi için,
Fransa, İngiltere, ABD, Suudi Arabistan, Katar ve diğerleri, teröristleri
desteklemekten vaz geçsinler, demiş. Doğru söylüyor.
Uçaklarla
gelip, tepeden bombalar yağdıracağınıza, terörü beslemekten vaz geçin.
Esad “eğer
destek durursa ertesi gün durum düzelmeye başlar, birkaç ay içinde Suriye’ye
barış gelir” demektedir.
Binlerce
Suriyeli evinden barkından oldu, çoluk çocuk perişanları yaşıyorlar. Ülkemize
gelenleri görüyoruz. Sokaklar Suriyeli insanlarla doldu. Aç kalmamak için
dileniyorlar. Yazık değil mi bu insanlara.
Suriye’den
ölmemek için kaçanların denizlerde boğularak öldüklerine şahit oluyoruz. İnsan
olanın vicdanı sızlar.
Türkiye’ye
sığınmak için gelen Suriyelilerin içerisine teröristler de sızmış olabilir.
Bunu Esad’da dile getiriyor. Bu teröristler Türkiye dahil, Avrupa ülkelerine de
kolaylıkla Suriyeli vatandaşmış gibi yerleşmiş olabilirler.
Şimdi de
bela oluyorlar işte.
Teröri
besle, sonra da belanı bul. Beslemeden, büyütmeden tedbirini alman gerekmez
miydi ey ABD. Fransa, İngiltere, Almanya vs.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’a Putin “Mert ve
cesur” dermiş. R.T.E. bunu söylüyor.
Eee Putin
bey, mert ve cesur dediğin kişi de elbette cesurluğunu yapacaktır. Senin
uçağının ne işi var, Türkiye hava sahasının sınırları içerisinde. İşte, mert ve
cesur olan kişi de korkmaz ve düşüttürür senin uçağını.
Fransa ve
Almanya, savaş uçaklarının İncirlik Hava Üssü’ni kullanabilmesi için Ankara’ya
başvurmuş. Türkiye olarak da biz bu taleplere olumlu bakıyormuşuz.
Oh ne ala,
Amerika’dan sonra bir bahane ile Nato devletleri de ülkemizin içerisine savaş
uçakları bombaları ve askerleri ile yerleşiyor.
Bakalım
sonuç ne olacak?
2015 yılı
bitmek üzere. Huzuru bu yıl içerisinde bulamadık. 2015 yılı şer yılı olacak
diye daha önce yazmıştık. Maalesef oldu.
2016 yılı
çok daha büyük sıkıntılara gebe.
Bu
çalkantılar kolay kolay durulmaz.
Açılan
yaraları kapatmak için uğraşılmıyor. Yaralar büyüsün ki, tedavi etmek için ilaç
üretelim ve satalım, para kazanalım isteniyor.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünün manasını biz dâhil olmak
üzere bütün dünya devletleri anlayabilseler di, herhalde dünya barış ve huzur
içerisinde yaşar dı!
Maalesef
komşularımız ile dost olacağımıza düşman olmaya devam ediyoruz.
Allah
sonumuzu hayır etsin.
***
Zekeriya
Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com