SUS KİMSELER DUYMASIN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SUS KİMSELER DUYMASIN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Nisan 2015 Pazartesi

TÜMER DİYOR Kİ: SUS, SUS, SUS KİMSELER DUYMASIN, GÖRMESİN, OKUMASIN!...

TÜMER DİYOR Kİ:
SUS, SUS, SUS KİMSELER DUYMASIN!..
Sevgili okurlar, AK Parti hükümeti nasıl düşünüyor, hayal ettim ve yazdım.
Bu düşünceler benim tamamen hayal unsurum, eksiği vardır, fazlası yoktur eminim.
Doğru mu yanlış mı siz karar verin.
“Konuşma, görme, duyma ve yazma.”
Neden sen haber veriyorsun? 
Halkın konularla ilgili haberi olsa ne olur, olmasa ne olur.
Ülkenin hemen hemen her yerinde elektrikler kesilmiş, sana ne!
Teröristler Türkiye Cumhuriyetinin savcısının kafasına tabanca dayamışlar, sana ne!
Mutlaka halkın bunu bilmesi mi gerek?
Toplumu neden geriyorsunuz?
Neden her şeyi kötüye yorumluyorsunuz?
Neden muhalefet partilerinin ellerine koz verip, Hükümeti eleştirmelerine fırsat veriyorsunuz?
Sus kardeşim sus. 
Yazma.
Bak seçimler yaklaşıyor, zaten birçok sıkıntımız var. Bir de sizlerle mi uğraşacağız.
Bakın, sizler ne kadar muhalefet ederseniz edin, biz İç Güvenlik yasasını Meclisten geçirdik.
MİT Yasası da çıktı.
Devletin içine yuvalanmış paralelcileri de temizledik. 
Daha da temizleyeceğiz.
Haziran da 400 milletvekilini de çıkaralım, siz de görün. Anayasayı da değiştireceğiz, Başkanlık sistemini de getireceğiz.
Kardeşim Halk bizleri seviyor. 
Ne yaparsak yapalım oylar bizlere gelecek.
Siz istediğiniz kadar, ayakkabı kutularından bahsedin, 17-25 Aralık deyin, paralel yapı bizlere tuzak kursun, umurumuzda değil.
Güç bizde, devlet bizim tekelimizde. İstersek asarız, istersek keseriz, istersek satarız, size ne?
Yazmayın, eleştirmeyin ve bizi kızdırmayın.
Kaç gündür, kendi kendinize elektrik kesintisinin sebeplerini araştırıp duruyorsunuz.
Savcı nasıl öldürüldü, vücudundan kaç kurşun çıktı, doktor nasıl rapor verdi, rapor doğru mu yanlış mı, araştırıp duruyorsunuz?
Size ne kardeşim. 
Biz devletiz, araştırmak, sormak bizim görevimiz.
İşsizlik artmış, ekonomi çökmüş, dış borç artmış, yatırım yok, üretim yok, tüketim çokmuş, dolar yükseliyormuş, sana ne kardeşim.
Sen üç çocuk yap, bak sana ilk çocukta 300, ikinci de 400, üçüncü de 600 lira verecem, yeni evlenenlere altın takacam, daha ne istiyorsun.
Emekliler, C.H.P nin 2 maaş ikramiyesine kanmayın, bütçe de para yok veremez, ben 100 lira zam yapıyorum, belanı mı arıyorsun, ver oyunu bize.
Fakir halka ekmek, aş ve para veriyorum, daha ne istiyorlar ki!
Kötü mü oldu AK Saray. Işıl ışıl yanıyor, misafirlerimizi orada ağırlıyoruz, devletin parası çok, Cumhurbaşkanına istediği kadar harcama yapsın diye
Örtülü Ödeneği de çıkardık, kötü mü oldu. 
Helal olsun Cumhurbaşkanımıza istediği gibi harcasın devletin parasını, size ne!
Bak, içeri aldığımız komutanları da salıverdik, beraat da ettiler. Biz hukuk devletiyiz. Geç te olsa adalet yerini buldu, kötü mü oldu.
Biz Öcalan’la da görüşürüz, başka terör grubuyla da. Önemli olan analar ağlamasın.
Komşularımızın iç işlerine de karışırız dış işlerine de, onlara akıl vermek bizim işimiz.
Melih Gökçek “Bülent Arınç vatan hainidir” demiş, Bülent Arınç’ta “Melih Gökçek Ankara’yı parsel parsel sattı” demiş. Size ne!
AK Parti kendi içinde çözülüyormuş, Cumhurbaşkanı ile Başbakan Milletvekillerinde anlaşamıyorlarmış, size ne. 
Neden yazıyorsun, neden inceliyorsun, neden dedikodu yapıyorsun. Sus, konuşma, araştırma, yazma.
Yunan 16 adayı işgal etmiş, İran Amerika ile yakınlaşmış, Yemen de Mezhep savaşı başlamış, ülkenin çok şeyleri satılmış, size ne kardeşim.
Yalova Valisi Selim Cebiroğlu Termal Fen Lisesindeki öğretmeni kıyafetini beğenmediği için öğrencilerin önünde azarlamış. Sınıftan kovmuş. Öğretmen Halil Serkan Öz çok üzülmüş ve kendisi için düzenlenen saygı yürüyüşünde dayanamamış ve kalp krizi geçirerek ölmüş. Ölebilir. O Koskoca Yalova Valisi. Kimin Valisi. Benim Valim diye kim söylemişti. Devletin en üst yöneticisinin Valisi. Döver de söver de kendisinden yana ise severde. Vicdanı sızlıyor mu sızlamıyor mu Valinin, sana ne, neden sorguluyorsun. Sızlar veya sızlamaz. Soramazsın, eleştiremezsin.
Üniversitelerde rektör seçimleri neden yapılır ki, boş yere seçim yapıyorlar. Sen istediğin kadar fazla oy al.
Birinci ol. Hiç önemli değil. Cumhurbaşkanımız kendi istediği kişiyi rektör olarak atar. Üniversiteler boş yere seçim falan yapmayın, boşuna heyecanlanıyorsunuz. Sonunda da üzülüyorsunuz.
7 Haziran’da Milletvekili seçimi yapılacak. C.H.P. istediği kadar çaba harcasın. Farz edelim ki seçimden 1.ci parti çıkacak. Hiç önemli değil. Nasıl Üniversitelerdeki seçimlerde 1.ci olanlar rektör atanmıyorsa, C.H.P. 1.ci partide olsa, Başbakanlık görevini T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kemal Kılıçdaroğluna vermeyebilir. Bu hakkı mı hakkı.
Yani Seçimin selameti ve AK Partinin oy kaybetmemesi için, eleştirme yok, yanlışları yazmak yok. Hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti, haksızlığı, hukuksuzluğu,  falan yazmak yok.
Ne mi yazın, güzel hikâyeler anlatın, yaptığımız yolları, metroları anlatın. Arsalar üzerine konan gökdelenleri, alış veriş yerlerini anlatın. Turistik tesislerimizi anlatın.
Bizleri övün, yermeyin, bizler de sizleri sıkıntıya sokmayalım. Devlet biziz, güç bizde, istersem seni cenazeye alırım, istersem almam. İstediğimi uçağıma bindirir götürürüm,
İstemediğimi götürmem. 
Aklınızı başınıza alın. Demokrasinin kılıcı benim elimde. Unutmayın.
Yoksa ya gazetenizi kapatırım, ya da içeri atarım.
Şunu iyi bilin ki, biz ne yaparsak yapalım, halk bizi seviyor, Allah dediğimiz zaman peşimizden geliyor.
Zihin fukara olunca, fikir ukala olur, derlermiş.
Hiç merak etmeyin, Zihinsel fukaralık yaşayan halkımız bizi 12 yıldır iktidar yaptı, gene yapacaktır.
7 Haziran yaklaştı, sizler birleşmedikten sonra bizi iktidardan indiremezsiniz.
Sonuç mu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik, Demokratik bir hukuk devletidir.
Biz yasalara saygılıyız, basın hürdür. Sandığa da saygımız vardır.
Bakın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Slovenya-Slovakya-Romanya gezisinin dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlarken ne demiş:
“Ürkmeyelim, korkmayalım. Siz gazetecilere de çok tehditler gelebilir. Geliyordur da… Biz yıllar yılı ne tehditler aldık. Son tehditleri hep sizlerle de paylaştık. Ama biz de görevimizi yapacağız. İnönü’nün lafını unutmayın, “Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadığı müddetçe başarıyı yakalayamayız”… 
(bu sözü ile kimleri kastettiğini ben anlayamadım, siz anladınız mı?)
Sevgili okurlar, ne diyorsunuz, bunlar doğru olabilir mi?