BAYRAM BİTTİ,
SEYRAN BAŞLADI!...
SEYRAN BAŞLADI!...
Sevgili
okurlar, Bayram bitti, seyran başladı.
Bayramlar
gelirken hayat duruyor. Herkes Bayramı düşünüyor ve borcu olan borcunu
ödemiyor, alacaklılar alacağını alamıyor, herkes sadece kendisini düşünüyor,
karşısındakinin ihtiyacı var mı yok mu, umurunda olmuyor.
Hele bir
bayram geçsin, ondan sonra düşünürüz, diyerek konuları bayram ertesine
atıyorlar.
Hayat
duruyor.
Devlet
memurları gevşedikçe gevşiyorlar, canları iş yapmak istemiyor.
Haramzadeler,
fırsatları değerlendirip, cukkaları götürüp, kendisi ve ailesini en iyi
otellerde veya tatil köylerinde tatillerini yaparak Bayramı güle güle git diye
selamlıyorlar.
Bayramlar,
kutsal günlerdir ya! Bazıları da günahlarını affettirebilmek için bol bol dua
etmeye çalışırlar.
Ramazan
Bayramı tutulan orucun bitiminde kutlanır. Oruç tutmak bol bol yemek değil,
israftan kaçınarak, aile bütçesine katkıda bulunmaktır. Her aile Ramazan
boyunca az yemek yer, az harcama yaparsa, ülke bolluğa kavuşur.
İyi de
bizler öyle mi yapıyoruz?
Saraylarda,
lüks otellerde iftar yemekleri vererek, evde aç kalacağız korkusu ile bol bol
yiyecek alarak israfı daha da arttırmıyor muyuz?.
Adet
haline gelen Çadırlarda fakir halka dağıtılan yemekleri pişiren yemek
şirketleri de köşeyi dönüyorlar.
Bayramların
ne tadı kaldı ne de tuzu.
Hiç
birbirimizi aldatmayalım.
Zevksiz ve
tatsız bayramlar yaşıyoruz.
Bu bayramımız da öyle geçti.
Bu bayramımız da öyle geçti.
Buna kimler
sebep oluyor dersiniz?
Hepimiz,
millet olarak, suçluyuz.
Değerlerimize
sahip çıkamıyoruz.
Başkalarını
suçlamaktan vaz geçip kendimize yönelmeliyiz.
Öz eleştirinizi
yapın.
Bakalım kim suçlu?
Bakalım kim suçlu?
Yanındaki
komşuya selam vermekten imtina eden toplum, en yakınlarını ziyaret etmekten
uzaklaşan, büyüklerine saygıyı unutan, hiç olmazsa bayramlarda gideyim ellerini
öpeyim duygusunu yitiren bir toplum Bayram’ın kıymetini anlar mı?
Haram
yiyerek, birbirini kazıklayarak, sahtekârlık yaparak, rüşvetle beslenen, adaletten
uzak, mazlumları ezerek, ahlaki değerlerden uzaklaşan, dinden imandan
uzaklaşan, dindar gözüküp, dini suiistimal eden, Müslüman’ın Müslüman’a eziyet
ettiği, kafaların koparıldığı, kendi çıkarı uğruna başkalarını ezen, mahvına
sebebiyet veren kişilerin çoğaldığı bir dünya’da hangi Bayramı neşe ve mutluluk
içerisinde kutlayabiliriz.?
Hz. Enes:
-Ya Resûlullah!
Dua et de Rabbim dualarımı kabul buyursun, demiştin, diye sorar.
Bakalım
Peygamberimiz Hz. Enes’e ne demiş:
“Ey Enes!
Yiyeceğini helalinden topla. Şayet helalinden yemekle iktifa edersen, duan
kabul olur,” demiş. Sonra devam etmiş.
“Haram
yiyenin duası kabul olmaz, ibadetleri boşa gider.”
“Haram
yiyenin organları kendisine isyan eder.”
(Bunu
anlayan kalmadı ki, aldırış bile etmiyorlar.)
“Haram
kazanç mümine derttir.”
(Gerçek
mümine dert olur. Sahte mümin bunları düşünmüyor maalesef.)
“Haram
lokma ile beslenen vücut ancak cehennemin yakıtı olur.”
(Cehennem
yakıttan mahrum kalmayacak demek ki!)
“Haram
kazanç ateşe çeker.”
“Allah,
midesinde haram lokma bulunan kimsenin ibadetini kabul etmez.”
(Haramzadeler,
siz boş yere gösteriş için ibadet etmeyin, sizin ibadetiniz zaten kabul
olmayacakmış.)
“Kazancının
nereden geldiğine aldırış etmeyen kimseyi, Allah hangi kapıdan cehenneme
atacağına aldırış etmez.”
(Cehennemin
demek ki, o kadar çok kapısı var ki, hiç önemli değil, zebaniler tuttukları
gibi kollarından haramzadeleri hangi kapı olursa olsun atacaklar cehennemin
dibine.)
“Helâle
hesap var, harama azap.”
“Haram
lokma, neslin fesadını ve toplumun huzursuzluğunu netice vermektedir. Toplumu
huzursuz eden anarşi, hırsızlık, kapkaç, tecavüz ve vahşetin altında yatan
haram lokmadır.”
(Demek ki,
Müslüman ülkelerin çoğu haram lokma yiyor ki, bütün bu belalar onların
topraklarında zuhur ediyor.)
“Yalan,
insanın rızkını azaltıp daraltır.”
Müslüman’ım
diye geçinenler, bunları bilmiyorlar mı, ya da bilerek bu hataları yapmaya
devam mı ediyorlar!
Dini para
ile satanlar, dinimizi maddi çıkar amaçlı kullananlar öbür tarafa nasıl
gideceklerini hiç düşünmüyorlar mı?
Hak yiyen,
hukuk yiyen, adaletten uzaklaşan, haksızlık yapan, zavallı kişileri sürüm sürüm
süründüren, devlete ve millete zarar veren, haram lokma yiyenler, nasıl
öleceklerini, sonlarının nasıl olacaklarını hiç düşündüler mi?
DÜŞÜNME DUYGUSUNU YİTİREN,
OKUMAYAN, ARAŞTIRMAYAN, DİN, DİL, KÜLTÜR VE TARİHTEN UZAKLAŞAN BİR TOPLUM MU OLDUK
ACABA!
Siyasi
ideolojilerle beyinler dumura uğradı, başkalarının acılarına karşı da duyarsız
bir toplum olduk.
Toplum
kutuplaştı. Dindarım diyenler, karşılarındakinin dini duygularını bilmeden,
namaz kılmıyorsun, oruç tutmuyorsun diye onları düşman gibi görmeye başladılar.
Yalan
söylemek, iftira atmak, karşısındakini terörist ilan etmek ve suçlamak adet
haline geldi.
Adalet’i
aramak ta suç oldu.
Ezmek,
eziyet çektirmek, iftira atmak, insanlara keyif verir oldu.
Suçlu mu
değil mi bilmeden insanları suçlamak, düşünmek, yazmak, her şey FETO veya PKK
terör örgütüne bağlanmaya çalışılmakta.
Bu gece
bir rüya gördüm. Ankara’da Yenimahalle belediyesi Ankara’dan ayrılmış, orası
ayrı bir devlet olmuş. Allah Allah, bu nasıl iş diye şaşırıyorum. Eyvah
diyorum, İstanbul’un her ilçesi Ankara kadar neredeyse. O zaman İstanbul’da 5
devlet oluşur. Felaket ülkemiz bölünüyor, parçalanıyor diye üzülüyorum.
Korkuyoruz,
inanın korkuyor ve üzülüyoruz.
Bu canım
güzel memleketim, mahvedilmek isteniyor?
İç ve dış
düşmanlarımız bizleri bölüp, parçalamak, ülkemizi dolaylı yollarla işgal
ederek, Türk Milletini köle haline getirmek istemekteler.
Neden,
birlik olmuyoruz?
Neden
sorunlarımızı akılcı yolla halletmiyoruz?
Neden
devamlı kavga eder halde oluyoruz?
Neden tüm
siyasi partiler bir araya gelerek ülkenin sorunlarını çözmeye çalışmıyor?
Neden
kutuplaşma, bölünme, körükleniyor?
Neden laik
ve Demokrat Devlet yapısından uzaklaşılmaya çalışılıyor?
Neden
kindar ve dindar bir toplum yaratılmaya çalışılıyor?
Neden
ahlaksızlık, suiistimal, çalma, çırpma, adam kayırma, memuru memura düşman
etme, sen benden değilsen senin yaşamaya hakkın yoktur gibi topluma zarar veren
durumlar artıyor ve körükleniyor?
SON SÖZÜMÜZ:
Din
insanları doğru yola ileten, ahlaklı ve faziletli bir toplum olmamızı sağlayan,
manevi bir güçtür. Din’de kötülük yoktur.
Allah Türk
ve Müslüman milletleri Allah’ın yolundan ayırmasın, akıllarını başlarına
alsınlar ve birbirlerini yiyeceklerine, birleşip düşmanlarına karşı mücadele
etsinler.
Bu dünya
kimseye baki değildir. Öbür tarafa giderken nasıl gideceğini düşün. Bizden
söylemesi. Gerisi sana kalmış.
“BİR MİLLETİN AHLAK DEĞERİ, O
MİLLETİN YÜKSELMESİNİ SAĞLAR.”
(M. Kemal Atatürk. )
Zekeriya TÜMER
27.06.2017
Ulusalhaber1881@gmail.com