UYDURUK
DARBE GİRİŞİMİ
NEDENİYLE HEPİMİZE
GEÇMİŞ OLSUN.
Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kısıklı’daki konutunun
yakınında düzenlediği mitingde şunları söylemiş: “Bu paralel devlet
yapılanmasından çok çektik. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan
bu yapıdan çok çektik.” Demiş.
Son derece
isabetli bir tespit…
SEN
NEYMİŞSİN BE ABİ,
DOMUZLARLA
DANS!..
GAFLET Mİ? DALÂLET Mİ?
GAFLET Mİ? DALÂLET Mİ?
Yıllarca
ekilen tohumlara, bugüne kadar ki siyasi iktidarların hepsi de destek
vermişlerdir.
14 yıldır
Türkiye’de tek başına iktidar olan AKP’de FETO’cularla beraber olmuş, onların
yapılanmalarına göz yummuştur. Bu da inkâr edilemez. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan daha önceki ifadesinde de FETO örgütünün kendilerini aldattıklarını,
kandırdıklarını söylemişti. Ancak, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan FETO yanlılarının,
devlet içerisinde devlet olarak, iktidarı ele geçireceklerini tespit ederek,
bütün kurumlarda tasfiyesini sağlamak için çaba harcamaktadır.
NUMAN
KURTULUŞ:
"KESİNLİKLE HABERİMİZ YOKTU!..."
"KESİNLİKLE HABERİMİZ YOKTU!..."
Paralelci
oldukları söylenen bazı askeri personelin, 15 Temmuz’da saf ve temiz askerleri
kandıran komutanların yapmaya kalktıkları uyduruk darbe girişimi, kararlı ve
cesur polisimiz, siyasi partilerin birlikteliği ve halkın cesurane sokağa
çıkmaları ile başarılı olamamıştır.
Zamanla,
yapılmak istenen bu darbenin arka yüzünde nelerin döndüğünü, kimlerin destek
verip kimlerin vermediği, bütün çıplaklığı ile ortaya çıkacaktır.
Darbelerin
hiç biri hoş karşılanamaz.
Askeri
darbeler de sivil darbeler de topluma acı verir.
Affedilecek
tarafı yoktur.
Biz
yaşımız itibari ile 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat olaylarını yaşadık.
Sıkıntılı ve acılı günlerdi bunlar. Acıların, ıstırap ve sıkıntıların bir daha
yaşanmaması en büyük dileğimizdir.
Darbe
yapanlar başarılı olduklarında, karşılarındakileri tasfiye ederler.
Başarılı
olamazlarsa da kendileri yok edilir.
Gerçekte
budur.
15 Temmuz
2016 Cuma günü de kara bir leke olarak tarihe damgasını vurdu.
Sokaklardaki
emir kulu askerlerin, ne olduğunu bilmeden yollara çıkmaları, tankların
içerisinde olmaları ve halkın coşkusunu görünce ateş etmeden silahlarını
bırakmaları da takdire şayan bir hareket değil midir?
Ancak, bu
zavallı emir kullarının kayışla dövülmesi, boğazının kesilmesi, cesetlerinin
boğaz köprüsünden atılması olayı ise vahşetten öte bir şey değildir. İnternete
düşen bu görüntüler doğru ise, son derece tehlikeli bu insanların da aynı
darbeciler gibi yargılanmaları gerekir.
15 Temmuz
darbe hareketi AKP nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha da
güçlenmesine sebebiyet vermiştir.
Başkanlık
sisteminin gelmesi ve anayasanın değişmesi söz konusu olabilir.
Bekleyip
göreceğiz.
Bu ülkede
ne ezanlar susar, ne de Bayrağımız gönderden iner. Vatanın korunması, başta
askerimiz olmak üzere, emniyet güçlerimize aittir.
15
Temmuz’daki darbe hareketinde sorgulanması gereken çok şey var. Ben bunlara
değinmeyeceğim. Telefonlarımıza gelen mesajlarda, bizlerin gece sokaklarda
nöbet tutmamız, camilerden yapılan anonslarla ve devlet büyüklerimizin halkı
sokağa sahip çıkması çağrıları, terörün azgın bir vaziyette kol gezdiği
ülkemizde, tehlikeli olaylara sebebiyet verebilir.
Sokaklara
çıkan halkın bilinçli olanların yanında bilinçsiz ve macera arayan grupların da
olduğu unutulmamalıdır. Canlı bombaların, Demokrasiyi savunacağım diye sokağa
çıkan halkın arasına karışarak, katliam yapmayacağını kim garanti edebilir.
Bugün Fransa, konsolosluklarına İstanbul’un 16 yerinde canlı bomba olay
yaratabilir, diyerek kendi vatandaşlarını uyardığı sosyal medyada
yazılmaktadır.
Püskürtülmüş
olan Darbe girişiminin yeniden yapılabilirliğinin mümkün olmadığı herkesçe
bilinmektedir.
Bu nedenle
devlet büyüklerimizin halkı sokaklardan çekmeleri ve sağduyulu davranmaları
konusunda uyarmalarında yarar olduğu kanısındayız. Daha büyük acılar
yaşamayalım.
Neden
korkuluyor? Amaç nedir? Bunu da anlatsalar çok iyi olur.
Biz hukuk
devletiyiz. Devletimizin temeli sağlam atılmıştır. Laik, Demokratik, Hukuk
devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti devletini Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde ve
yolunda giderek sonsuza kadar yaşatmak, hem siyasi iktidarların, ordumuz,
polisimiz dâhil tüm kurumlarımızın ve de Türk halkının görevi olmalıdır.
Tekrar
Türk milletine geçmiş olsun diyor, sağduyulu olarak, birlik ve beraberliğimizi
bozmamamızı, içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlarla ve de terörle hep birlikte
mücadele etmemizin yararlı olacağı inancı içersinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün
şu sözü ile yazımı bitirmek istiyorum.
“Türk
milleti şuurla ve bunca bin senelerin açtığı devasız yaraları acele tedavi
etmek ıstırabiyle, hakikat denilen cevheri bulmuş olduğuna inanarak, uzun
adımlarla kurtuluş aramaya karar vermiştir. Bunun önüne sed çekmek
isteyeceklerin âkıbeti Türkün kuvvetli ayakları altında ezilmektir.
Silâhı ile olduğu gibi aklı ile de mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin sâf seciyesi istidat ile doludur”.
(15 Temmuz 1921)
Silâhı ile olduğu gibi aklı ile de mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Milletimizin sâf seciyesi istidat ile doludur”.
(15 Temmuz 1921)
Zekeriya
Tümer
18.07.2016