TÜMER DİYOR Kİ!..
DERSİM'Lİ KEMAL,
İÇ SAVAŞI KAZANIYOR
DIŞ SAVAŞI KAYBEDİYOR
7 Haziran 2015 seçimlerinde biraz da olsa zaferle çıkan CHP,
1 Kasım 2015 seçimlerinde tuzağa düşerek, istediğini elde edemedi.
Parti içerisinde bir şeylerin yanlış gittiğine kanaat
getirenler, baş kaldırdı ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin başlattığı
hareketle CHP nin 35. Olağan Kurultayı yapıldı.
Muharrem İnce, geçmiş politik tecrübesi ile CHP’nin 35. ci
Olağan Kurultayında fazla bir değişikliğin olamayacağını hissettiğinden, Başkan
adaylığından çekilmişti.
CHP İzmir Milletvekili gazeteci kökenli Mustafa Balbay
direndi.
CHP Genel Başkanlığına aday olan Balbay, yeterli imzayı
bulamadı ve Başkanlığa da adaylığını koyamadı.
İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, “Delegelere, illere genel
merkezimizden telefonlar edilerek, “Sakın Balbay’a imza vermeyin, ayıptır” diye
ikazlar yapıldığını söylemişti.
Kemal Kılıçdaroğlu tek başına kaldı, aday oldu ve 990 oy
alarak yeniden CHP’nin Genel Başkanı seçildi.
22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan CHP Kurultayında
tek aday olarak girdiği seçimi kazanarak CHP nin 7. Genel Başkanı olmuştu.
Yenilen pehlivan güreşe doymazmış.
Kılıçdaroğlu’da AKP karşısında ne yaparsa yapsın,
başarı elde edemedi.
Ancak, o koltuklar öyle rahat ki, kimse liderliği
yakaladı mı bir daha oturdukları koltuğu
terk etmek istemiyorlar. Ettirmek de istemeyenler gereken desteklerini
veriyorlar!
2010 yılından bu yana girdiği her seçimi kaybeden
Kılıçdaroğlu, umudunu yitirmiyor ve mutlaka AKP yi ve R.T.Erdoğan’ı
Cumhurbaşkanlığından indirebilmeyi ümit ediyor.
İnsanlar hayal ettikleri müddetçe yaşarlar.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 9 Eylül 1923’te kurulmuştur.
Benimsediği ilkeler, Atatürkçü, sosyal, Demokrat ve sosyal liberal görüşleri
benimsemiştir. Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulup Cumhuriyet döneminin
ilk siyasi partisidir. 1923 ten 1950’ye kadar aralıksız iktidarda kalmıştır.
Türkiye’de en uzun süre iktidarda bulunmuş siyasi parti olan
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak da anılır.
Ne yazık ki, 1950 den bu yana CHP güçlü olarak tek başına iktidara
gelemedi.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başından gitmesi şu an mümkün
değildir. Bu nedenle, artık kimse Kongre ile uğraşmasın. CHP’nin Atatürk’ün
yolundan ayrılmaması ve o’nun ilkeleri doğrultusunda gereken çalışmaları yapması
hususunda çaba göstersinler.
Kılıçdaroğlu CHP’nin 35.ci olağan kongresinde
çarpıcı konulara değindi.
“Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bu ülkenin
bağımsızlığını acıyla ve gözyaşıyla kurdular ve sağladılar. Biz de o iradenin
sonuna kadar arkasında olacağız” demiş.
Keşke bu sözler aynen tutulsa.
Halka gerçekler birebir anlatılabilse.
Kılıçdaroğlu; “Bu düzeni biz mübarek ellerimizle
değiştireceğiz. Bizim görevimiz Türkiye’ye özgürlüğü getirmektir. Terör bir
insanlık suçudur ve teröristler asla affedilmemelidir.” Diyerek, 78 milyon
yurttaşa şu şekilde seslenmiştir. “Doğu ve güneydoğuda, kentler, ilçeler,
köyler silah deposu haline getirilirken iktidarda kim vardı? Valilere,
kaymakamlara “sakın dokunmayın” diye talimatı kim verdi?” diyerek halkın vicdanına
seslenerek, vicdanlarının sorgulanmasını istemiştir. “Eğer siz bunları
vicdanınızda sorgulayamazsanız bu hükümeti yeterince değerlendiremezsiniz. Akan
kanın, gözyaşının, ölenlerin sivil olsun, şehit olsun tamamının sorumlusu
mevcut iktidardır, yani AKP’dir.
Halka gerçekler birebir anlatılabilse.
Bu gerçeği herkesin bilmesini isterim”
demiştir.
Kılıçdaroğlu, güzel söylüyorsun da, 78 milyonun çoğunun
umurunda değil. Seçimlerde AKP İktidara geliyor ve şimdi de Anayasa değişimi
ile birlikte Başkanlığı da getirmek istiyorlar.
Anayasa’dan Türk kelimesinin kaldırılması çalışmalarına
bakalım sizin tavrınız ne olacak?
Diyorsun ki: “Parti devleti düzenine son verilecek, saydam
ve hesap verebilir bir hukuk devleti kurulmalıdır”, “ CHP’nin kendisi
dışındaki toplum kesimlerini de kucaklayarak vereceği “Özgürlükçü Demokrasi”
mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti’ni içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak tek
yoldur. Bu yol, siyasi iktidarın tek tipleştiren, kendisi gibi düşünmeyenleri
suçlu ve hain ilan eden, çoğulculuğu reddeden uygulamalarına karşı, farklı kimliklerin
barış ve kardeşlik ilkesine bağlı kalarak yaşamasını amaçlayan, yeni bir
geleceğe Türkiye’yi ulaştıracaktır.” diyerek daha birçok gerçekleri dile
getirmektesin.
Bunlar söylenirken, Parti Başkanlığını bırakmamak için de parti
içerisinde her türlü tedbiri alıyorsun.
Şu sözüne de takıldım. Aileden başlayarak, hayatın her
alanında ve devlette her türlü otoriterleşmeye son verilmelidir,
demektesin. AKP her kademeye kendi yandaşlarını atadı, sen iktidara
geldiğinde, bunları nasıl temizleyeceksin. Sen yakınlarını veya sana öneride
bulunanları atamayacak mısın?
Çankaya Belediye Başkanlığına eski Belediye Başkanı Doğan
Taşdelenin oğlu Alper Taşdelen’i atamadın mı? Belediye Başkanlıkları babadan
oğula geçerek mi devam edecek?
Siz parti Başkanlığınızdan ayrıldığınızda da aman oğlunuz
gelmesin?
Parti Meclisi anahtar listesini neden yaptınız? Yani, parti
devlet düzenine son verilecek diyorsun, kendin partin içerisinde ki düzeni
koruyorsun. Diyorsun ki, örgüt benim dediklerimi seç, ben bunlarla çalışmak
istiyorum, diyerek, zorluyorsun delegelerini.
CHP yönetimi ve Milletvekilleri önünüzde çok zor bir dönem
var. Halka inin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ayrılmayın. Halka güven
verin. Henüz bu güven duygusunu millet duymuyor, sizlere inanmıyor.
Değişim deyip duruyorsunuz. Ne değişecek ve nasıl değişecek.
Bunları da açıklayın millete.
Türkiye’nin CHP ye elbette ihtiyacı var. Ancak, bu ihtiyaç
1923 de ki ruha ihtiyaçtır. Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir ve düşüncelerinin
uygulanması ve onun yolunda gidilmesi ihtiyacıdır.
“Yurtta barış, dünyada barış, ilkesi ekseninde, yayılmacı ve
maceracı tuzaklara düşmeden, komşularla iyi ilişkileri esas alan, AB üyeliğini
hedefleyen, inanç ve mezhep odaklı siyaseti dışlayan bir dış politika
oluşturulmalıdır. Ülkenin her yerinde huzur ve barışın tesis edildiği, terör
saldırıları karşısında vatandaşların can güvenliğinin sağlandığı, insan
haklarına saygılı bir güvenlik politikası oluşturulmalıdır.” Demektesin.
CHP yönetimi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
önünüzdeki seçimlerde iktidarı yakalayabilecek misiniz?
AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
amaçları ve niyetleri belli.
2023 yaklaşıyor. Laik, Demokrat Türkiye Cumhuriyeti devleti
içte ve dışta barış içersinde ebediyete kadar devam edebilecek mi?
Gerçekten vatandaş olarak merak içerisindeyiz.
Biz verilen ve söylenen sözlerin takipçisiyiz ve başarılı
olmanızı diliyoruz.
***
17.01.2015