AMAÇ
BELLİ,
DARBE BAHANE!..
AKP
iktidarı, bilhassa AKP’nin değişmez lideri Recep Tayyip Erdoğan istediği hedefe
adım adım yaklaşmakta.
Evet, kim
ne derse desin, Fetullah Gülen ve taraftarları, paralelciler, gerçekten Türkiye
Cumhuriyeti devletini altüst etmek için yıllardır mücadele etmekte idiler.
Gülen kendi aklı ile hareket etmedi elbette.
Gülen kendi aklı ile hareket etmedi elbette.
Önemli
desteği olmasa, bu işlere kalkışması mümkün değildi.
Bugüne
kadar birçok okumuşlarımız, okumamışlarımız, siyasilerimiz, sanatkârlarımız,
gazetecilerimiz, askerimiz, polisimiz, iş adamlarımız, Gülenci olmuşlarda
kimsenin haberi yok.
Yalan,
herkesin her şeyden haberi var.
Gülenin
ana merkezi nereye dayanıyor? Said-i Nursi'ye, yani Nur Cemaatine.
Peki, bunu şimdi mi öğrendiniz?
Peki, bunu şimdi mi öğrendiniz?
Darbe
girişimi bertaraf edildi.
İyi de oldu. Şimdi, asker, polis ve siviller dâhil, olağanüstü bir kıyım yapılıyor.
İyi de oldu. Şimdi, asker, polis ve siviller dâhil, olağanüstü bir kıyım yapılıyor.
Bunların
Gülenci oldukları hemen nasıl tespit edildi? hayret ki ne hayret!
Bir
yerlerde bunların Gülenci diye kayıtları mı vardı?
Temizlik
hareketinde, suçluların yanında suçsuzlar da olacaktır.
İşte bu durum çok önemli. Hükümet kanadının çok titizlikle davranması gerek.
İşte bu durum çok önemli. Hükümet kanadının çok titizlikle davranması gerek.
Şunu çok
merak ediyorum, bürokrasi içerisine atanan memurlara kim vesile oldu, onların
göreve gelmelerinde siyasi destek olunmadı mı?
Peki, bu
siyasiler kim?
AKP
içerisinde, hiç Gülen taraftarı milletvekili, Bakan, İl ve İlçe Başkanları,
üyeleri, belediye başkanları, Belediyelerde çalışan personel yok mu? Mutlaka
vardır. Onların görevlerine neden son verilmiyor?...
Mademki,
Gülenciler çok tehlikeli, bugüne kadar neden onlardan medet umuldu?
Siyasilere
gelince, aldatıldık, kandırıldık, deyip sıyrılıyorlar. O zaman, Gülenci
dediğiniz ve işten attığınız kişilerde kandırılmış olamaz mı? Onlar da
kandırıldık, aldatıldık, derlerse ne olacak?
Bakın ben,
1985 yılından beri Gülenin iyi bir artist olduğunu, ağlayarak, milleti
kandırdığını, onun amacının yavaş yavaş devleti ele geçirmek olduğunu, anladım
da, sizler neden anlayamadınız.
AMAÇ
BELLİ, DARBE BAHANE
Tüm
dünyanın çekindiği Türk ordusunun ruhuna Fatiha okuyacağız herhalde.
Her Türk
asker doğar, asker ölür. Türk milletinin yeri geldiğinde, kadını, erkeği,
genci, yaşlısı hepsi birden asker olabilir. Bunu bilen emperyalist güçler, orta
doğuyu şekillendirmek için ilk önce Türk Ordusu’nun zayıflatılması gerektiğini
çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle ordunun içerisine sızdırdıkları paralelciler
sayesinde, Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları ile orduyu zayıflattılar, suçsuz
birçok değerli ordu mensubunu ordudan atılar hapishanelere tıktılar ve mağdur
ettiler.
Bu
zaman zarfında iktidarda kim vardı? AKP.
Sonra ne
oldu? Feto ile ara açıldı ve bir şeylerden kuşkulanıldı, paralelci ilan edilen
Feto’cuların üzerine gidilmeye başlanıldı.
Mağdur
edilen ordu mensupları serbest bırakıldı ve “Yaa yanlışlık yaptık,
bizleri paralelciler kandırdılar” diyerek, bu sefer de Paralelcilerin üzerine
gitmeye başladılar.
Paralelciler
baktılar ki, öyle veya böyle kıyıma uğrayacaklar, kimin aklına uydular ise
uydular ve uyduruk bir Darbe girişimine kalktılar. Hem kendileri belalarını
buldu, hem ailelerini ve çocuklarını perişan ettiler, hem de ülkeyi kaosa
soktular.
Şimdi ise,
paralelcilerin yapmaya kalktıkları uyduruk darbe girişiminden sonra, üçüncü
dalga orduyu tam manasıyla çökertmektedir.
Tamam, yerden
göğe haklı AKP iktidarı….
Çünkü
Paralelciler, Hükümeti yıkmak, yerine kendileri geçmek istiyorlardı. Devleti
çökerterek, İslam Cumhuriyeti’ni kurma niyetleri olduğu malum. İyi oldu,
ordunun içerisinden ve diğer kurumlardan temizlenmeleri.
Tamam,
buna kimsenin itirazı yok. Ancak, şu son alınan kanun hükmündeki kararname ile
orduya yapılmak istenenin amacı ne?
Ordumuz
yıpranır, küçülür ise, içimizde ve dışımızda bu kadar hainler ve düşmanlar var
iken, kim savunacak Türkiye Cumhuriyetini?
Polisi
ordunun yerine koymakla bu iş olur mu zannediyorsunuz! Polisin görevi ayrıdır,
ordunun görevi ayrıdır.
Paralelcileri
temizlersiniz, orduyu eski gücüne kavuşturursunuz, Cumhuriyete, Atatürk ilke ve
inkılâplarına bağlı, Demokrasiye ve Hukukun üstünlüğüne saygılı bir ordu hiçbir
zaman durup dururken keyfi kalkıp darbe girişiminde bulunmaz. Bulunamaz da...
Son kanun
hükmünde kararname ile ne yapılmak istendiğine bakalım.
Ya biz
anlamıyoruz, ya da hangi amaçla bunlar yapılıyor, bizlere daha iyi açıklasalar
da biz de bilsek.
Alınan
kanun hükmündeki kararname ile yıllardır orduya asker yetiştirmede temel
eğitimi yapan askeri liseler kapatıldı. Harp okulları kapatıldı. Yerine Askeri
Üniversiteler açılacakmış.
Temelden
yetiştirilen askeri eğitime son veriliyor.
YAŞ
yapısına 1. Dışişleri bakanı 2. İçişleri bakanı 3 Başbakan yardımcıları 4.
adalet bakanı eklendi
Tüm askeri hastaneler sağlık bakanlığına devredildi
Tüm askeri hastaneler sağlık bakanlığına devredildi
Askeri
mahkemeler adalet bakanlığına devredildi
Genelkurmay ve ordu komutanları Başbakanlığa bağlandı
Cumhurbaşkanı ve başbakan Genelkurmay başkanına ve ordu komutanlarına direk emir verebilecek.
Genelkurmay ve ordu komutanları Başbakanlığa bağlandı
Cumhurbaşkanı ve başbakan Genelkurmay başkanına ve ordu komutanlarına direk emir verebilecek.
Söz konusu
kararname de ne yapılmak istendiğini, isterseniz biz anlatmayalım, sizler bulun
çıkarın.
Tek
söyleyeceğimiz, askerin gücü azaltılmakta, siyasilerin kontrolüne girmekte,
askeri okullara her yerden öğrenci alınabilme olanağı sağlanmaktadır.
Eh
Ordumuzun ruhuna Fatiha okumanın zamanı geldi demek ki!
Şunu kimse
unutmasın, ordumuz azaltılır, zayıflatılır ve morali ve psikolojisi bozulur
ise, ülkemiz iç ve dış tehditler karşısında savunulamaz, işgal de edilir,
bölünür ve parçalanır da. Ordumuz ile fazla uğraşılmaması gerek. Ordu
mensuplarının da durup dururken, darbe falan girişimine kalkmaması, asli
görevini yerine getirmesi gerek.
Bırakın
Demokrasi içerisinde millet yolunu çizer ve layık olduğu iktidarı başa getirir.
01.08.2016
Zekeriya
Tümer