8 seçimi
kaybeden CHP’nin başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
9.cu
seçimi "ADALET yürüyüşü" ile kazanabilecek mi?
Kılıçdaroğlu15
Haziran’da Ankara Güvenpark’tan başladığı ADALET yürüyüşünü 9 Haziran’da
İstanbul Maltepe’de bitirdi.
Binlerce
kişinin toplandığı Maltepe’deki Meydan doldu ve taştı.
AK
Partinin iktidar olduğu 14 yıllık dönemde ve son referandum seçimi ile de
ülkede Adalet’in kalmadığı görüşünde olan CHP Başkanı Kılıçdaroğlu Adalet,
Adalet diyerek İstanbul’a yürüyerek geldi.
Konuşmasında
ülkede bütün birimlerde ve bilhassa Adli mercilerde biten ve de Adaletli
davranılmayan, Hâkimlerin ve Savcıların Siyasilerin emri ile hareket ettiği
düşüncesi ile Adaleti arıyoruz, diye halka seslendi.
9
Temmuz’un yeni bir doğuş olduğunu, bu yürüyüşün burada noktalanmadığını,
söyledi.
Belki de
tekrar buradan Ankara’ya yürüyecek.
Bakalım bundan sonra neler olacak?
Yollar
yürünmekle nasıl olsa aşınmaz.
Dağ başını
Duman almış, marşını söyleyerek yürüseler daha iyi olur herhalde.
Maalesef,
ülkemizde adaletsizlik şimdi değil, ben beni bildim bileli var. Adil
davranılmaması sadece Mahkemelerde değil, toplumun bürokrasisinden tut, hemen
hemen her kesiminde söz konusu.
Referandum
sonucunda Yüksek Seçim Kurulu’nun evet oylarını ilan ettiğinde, neden CHP
sesini yükseltmedi?
Kılıçdaroğlu’nun
konuşmasını dikkatle dinledim. Şaşırmadım desem yalan olur!
CHP yi kim
kurdu?
Şu an
CHP’nin başında bulunan Kılıçdaroğ’lu kimin kurduğu partinin başkanı?
-Mustafa
Kemal Atatürk’ün.
Atatürk
hayatı boyunca hep adaletli davranmış, ülkesinin kalkınması, halkının refahı
için mücadele etmiştir.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün yaptığı devrimler ve savunduğu ilkeler, bizlere emanet ettiği
değerler, bıraktığı eserler (Mesela Nutuk)
eğer bugüne kadar CHP tarafından iyi uygulansa idi, herhalde bugünleri
yaşamazdık.
Kılıçdaroğlu
Adalet, Adalet derken; Yunus Emre’den, Konfüçyüs’tan, Hz.Ömer’den,
Peygamberimizden ve Kuran’ı Kerimden alıntılar yaparak, Adaletle ilgili
yazılan ve söylenen sözlerinden
bahsetti.
CHP nin
kurucusu ve bizlere önder olan, yol gösteren, söylediği sözler ile ışık tutan
Mustafa Kemal Atatürk’ün Adalet’le ilgili birçok sözü olmasına rağmen, bir
tanesinden dahi bahsetmedi.
Neden?
Meclis
kürsüsünde yazılı olan “Adalet Mülkün Temelidir.” Sözünden bahsetti. Bunu
Hz.Ömer söylemiş diyerek.
Madem ki
bu söz Hz. Ömer’e ait, o zaman neden meclis kürsüsündeki yazının altına Mustafa
Kemal Atatürk’ün ismi yazıldı. Hz. Ömer’in söylediğine dair kanıt var mı? Bir
yerlerde belge var mı? Yoksa birileri Arapça yazarak, bunu Hz. Ömer söylemiş mi
diyorlar? Hz. Ömer’in yanın damıydı bunu söyleyenler.
Ben burada
bir tanesini yazayım bari:
“Adalet
gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.”
M.K.Atatürk.
Kılıçdaroğlu,
Mecliste Adaleti bulamayacağına inanmış görünmektedir. Mecliste vereceği
gensorular veya kanun tekliflerinin AK Parti milletvekillerinin çoğunlukta
olmasından dolayı, devamlı red edilme olasılığının çok olmasından, Adalet’in
sokaklarda tecelli etmesi düşüncesi ile hem halka ve hem de AKP Hükümetine ki,
bu hükümetin her şeyi olan Recep Tayyip Erdoğan’a 19 maddelik “Adalet Çağrısı”
yaptı.
Bakalım
neler demiş:
İşte 10
maddelik Adalet Çağrısı:
Darbe
girişimini lanetliyoruz. (Herkes lanetledi.) 15 Temmuz gecesi TBMM’nin onurlu
duruşu ve halkımızın direnmesi ülkemizin demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna
sokağın 15 Temmuz’u diyoruz.
1- Siyasi
ayağın ortaya çıkarılması engellenmektedir. FETÖ’ün siyasi ayağı ortaya
çıkarılmalı.
(Kılıçdaroğlu
haklı. AKP içindeki birçok siyasiler ve Belediye Başkanları Gülen’i öve öve
göklere çıkarıyorlar, Pensilvanya’yı ziyaret ediyorlar, beraber yemek yiyorlar,
birçok şeyleri paylaşıyorlardı. Onların çoğu dışarıda, bir çok gariban
hapishanelerde. Bunların da biran önce ortaya çıkarılması ve hesap sorulması
gerekmez mi? Belki de hazırlık yapılıyordur ve zamanı bekleniyordur. İnşallah
geç kalınmaz.)
2- 20
Temmuz darbesi yapılmıştır. OHAL ilan edilmiş ve TBMM yetkileri gasp
edilmiştir. Biz buna sarayın 15 Temmuz’u diyoruz. OHAL derhal kaldırılmalı. (Kılıçdaroğlu,
Anayasa değişikliği 2019 da yürürlüğe tam manası ile girdiğinde Meclis’in hiç
hükmü kalmayacak. Bu konudaki tedbirleriniz ne? Referandum’da tüm çabalarınıza
rağmen evet çıktı. 2019 da da başaramayabilirsiniz, bunu unutmayın. 8 kere
kaybettin, 9.cuyu da kaybedebilirsin.)
3- Yargıyı
siyasetin emrine vermek Demokrasiye ihanettir. Kollektif suç gibi
uygulamalardan vazgeçilmelidir. (Bu sözünü
kime söylüyorsun? Cumhurbaşkanına mı, yargıya mı, AKP Hükümetine mi? Kim vaz
geçecek? Demokrasiye ihanet o kadar çok yapılıyor ki, kimse aldırmıyor.)
4- OHAL ile
mağdurların yargıya erişim hakları ellerinden alınmıştır. Tüm uygulamalara son
verilmelidir. (OHAL
kanunu’nu kim çıkardı? Bu kanunu çıkaran meclis kanunların uygulanmasının ne
şekilde olacağını bilmiyor muydu? Burada gerçek suçlular da olabilir. Üstelik
tüm uygulamalara son verilmelidir, diyorsun, kim son verecek?)
5- 20
Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilişkisi
bulunmayan ama muhalif göründüğü için haklarından yoksun bırakılan akademisyen
ve kamu görevlileri görevlerine iade, tutuklu milletvekilleri serbest
bırakılmalıdır. (Mahkemelere
intikal etmiş durumlarda, senin söylediğini siyasiler nasıl uygulayacak?
Mahkeme neticesini bekleyecekler. Ya da Ergenekon, Balyoz davalarında yıllarca
içeride yatıp, ömür boyu hapse mahkûm edilenler, nasıl dışarı çıktı iseler,
bunların da öyle bir uygulama ile dışarı çıkmaları söz konusu olabilir.
Yargının işine de karışılmaz ki! Sonra
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Almanya’daki G20 zirvesinde Kürt bir
gazetecinin sorusu üzerine Selahattin Demirtaş terörist demiş. Hadi bakalım, bu
nasıl serbest bırakılacak. Terörist olmadığı ispatlandıktan sonra
bırakılabilir. İspatlanamaz ise, bırakılmaz.) (Hadi Kılıçdaroğlu buna cevap ver.)
6- Sadece
mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı.
(Sayın
Kılıçdaroğlu, tutuklu bulunan gazetecilerden hangileri sadece mesleklerini
yaparken boş yere tutuklu, hepsi mi, yoksa bazıları gerçekten, teröre,
Demokrasi’ye, halkı bölmeye, kışkırtmaya, yönelik yazı ve çalışmalar yapmış mı?
Bunların suçlarını bilmek gerek? Elbette çok basit bir yazı yazdı veya haber
yaptı diye, her gazeteci tutuklanmamalı? Gazetecinin görevi, yanlışları
söylemek, önemli olan şeyleri haber yaparak kamuoyuna duyurmaktır. )
7- OHAL
koşullarında serbest tartışmanın yapılmadığı bir ortamda gerçekleştirilen anaya
değişikliği gayri meşrudur. Bu bir mühürsüz seçimdir. Türkiye gayri meşru
anayasa ile yönetilemez. (Kılıçdaroğlu,
bu söylediğin anayasa değişikliğine karar verildiğinde evet oyu çıkmasın diye,
tüm çabanızı gösterdiniz. Netice de evet çıktı. Yüksek Seçim Kurulu kararı
yayınladı. Siz ne yaptınız? İtirazlarınız ne oldu? Şu anda yönetiliyoruz. 2019
da da bu gidişle Başkan seçilecek ve yönetilecek bu ülke. Nasıl engel
olacaksınız? Bir tedbiriniz var mı? Bugün yeni bir seçim olsa, acaba CHP
iktidar partisi olabilir mi? Kendinize güveniyor musunuz? Siz Atatürk’ün
yolunda mısınız? Yoksa başka bir yolda mı? Bunları da halka açıklasanız çok iyi
olur.)
8- Demokratik
parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Liyakat yasası
görevde yükselmede esas alınmalıdır. (Kim
kaldıracak. Liyakat yasasına bugüne kadar uyuldu mu? Bürokrasi’de geçmişten bu
yana torpili olanlar yükselmiştir, haklarını almıştır. Torpili olmayanlar ne
kadar çalışkan olursa olsun, yerinde saydırılmıştır. Geçmişte de böyle idi,
şimdi de böyle. Keşke sizin dedikleriniz uygulanabilse!)
9- Sadece
hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın, adaletsiz düzen
devam etmektedir. İşsizlik, örgütsüzlük, yaygın şiddet, terör, gibi geniş
yelpazede yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade
geliştirilmelidir. (Kılıçdaroğlu,
siz bürokrasiden gelmesiniz. Bu adaletsizlik yıllardır devam etmiyor mu?
İşsizlik, örgütsüzlük, şiddet, terör, adaletsizlik hep vardı. Hangi siyasi
partiler bir araya gelerek bunlara birlikte çözüm bulma yoluna gitti? Herkes
ben en iyisini bilirim diyerek, karşısındakinin fikirlerine değer mi verdi?
Meclisteki oylamalarda muhalefet partileri en iyi önergeyi bile verse, iktidar
partisi milletvekilleri hayır demedi mi? Mecliste, Parlamenter rejim birlik ve
beraberlik içerisinde uygulanabildi mi? Şimdi sizin sokakta okuduğunuz bu
bildiriyi kim dikkate alacak? İktidar partisi mi? Ortak irade falan
geliştirilmez. Bütün siyasi partiler bir araya gelerek, ülkenin sorunlarını
ortak kararla çözebilseler. Keşke Milli Mutabakat Hükümeti Kurulabilse)
10- Adalet sadece iç politikaya değil, uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır.
10- Adalet sadece iç politikaya değil, uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır.
(Nasıl
olacak? İç politikayı anladık ta, uluslararası ilişkiler de kimlere adil
davranılacak? Bu nasıl olacak? Bunu da açıklasanız iyi olur.) Kılıçdaroğlu’nun
bu yürüyüşüne parti içerisinden destek verenlerin yanında, destek vermeyenlerin
de olduğu söylenmektedir. Neden destek verilmemiştir? Parti içerisinde birlik
ve beraberlik yok mudur? En önemlisi de CHP içerisinde Adalet’li davranışlar
söz konusu mudur? Sadece CHP değil, MHP ve diğer partiler içerisinde de Adalet
uygulanıyor mu? Ben doğrusu bunu da çok merak ediyorum!
SEVGİLİ
OKURLAR, SİZ NE DİYORSUNUZ?
Zekeriya
Tümer
10.07.2017
Hakikati kimsenin ötmeye ve ortadan kaldırmaya gücü yetmez.milleti temsil ve idare ettiğini iddia edenler şansı menfaatleri icin kanun ve anayasa yapmayi dayatiyorlar ve bu gerceklesiyorsa o devlet idaresi HALK dan ve HAKK dan ADALETTEN uzaklasmistir..şahislara hizmet edenler kim olursa olsunlar KÖLE KİŞİLER - KÖLE AILE KÖLE MILLET KÖLE DEVLET OLMAYA MAHKUMDURLAR. ĶÖLELERIN HAYAT HAKKI EFENDILERİNIN IKI DUDAGİ ARASINDADIR.YOK EDİN DEDILERMİ? SAHIP ÇİKANI OLMAZ.15.08.2017 AV. İSNAIL BEŞIKTEPE. BURSA
YanıtlaSil