6 Ocak 2016 Çarşamba

GERÇEKLERİ NEDEN GÖREMİYORUZ?... (TÜMER DİYOR Kİ!..) Zekeriya TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ:
GERÇEKLERİ NEDEN GÖREMİYORUZ?..
Sevgili okurlar, 2016 yılına girerken, hepimiz güzel dileklerde bulunarak ve dualar ederek, ailemize, ülkemize ve dünya’ya huzur ve barış getirmesini diledik.
Kime ellerimizi açtık ve kimden istedik, dualarımızın kabul edilmesini. Bizleri ve bu âlemi
Yaratan yüce yaradandan. Yani Allah’tan.
2016 yılına girerken edilen dualar kabul olmadı ki, kan ve gözyaşları akmaya devam ediyor.
Nedeni ise Müslüman’ım diyenlerin, Allah ile insanları aldatmasıdır.
Yaşar Nuri Öztürk’ün Allah ile aldatanlar kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Bugün İslam âlemi Peygamberin ve Kuran-ı Kerimin emrettiği yolda mı yürüyor?
Suudi Arabistan’ın Şii lideri Nimr el –Nimr’in ve 47 kişiyi değişik şekillerde öldürmesi sonucunda İran ile Suudi Arabistan’ın arasının açılmasına sebep oldu. Öldürme sebepleri ise sudan sebepler. ( IŞİD ile Suudi Arabistan arasında ne fark var? O da kelle alıyor, öbürü de!)
Bu öldürme olayı,  Sünni Suudiler ile Şii İran’ın aralarının açılmasına sebep oldu.
Orta doğu da bir mezhep savaşı başlamak üzere
Çin ve Rusya’nın İran’ı desteklemelerine karşılık Sünni İslam İttikafına dâhil olan devletler bu savaşa dahil olacaklar mı? Türkiye bu durumda nerede ve kimin yanında olacak?
Amerika ve Batı âlemi olayları zevkle izliyorlar. Üzülüyor görünüp, içlerinden seviniyorlardır.” Oh be amacımıza erişeceğiz, Müslümanlar birbirlerini zaten öldürüyorlardı, şimdi daha büyük savaşa girecekler ve daha çok Müslüman ölecek,” diye inanın sevinçten ağızları kulaklarına varıyordur.
İsrail güçlendikçe güçlenecek ve Suriye, Irak bölünecek Türkiye sınırında bir Kürt devleti de bu sayede kurulacak.
 Türkiye’de her mezhepten insan var. Laik Türkiye Cumhuriyetinin değerini işte burada iyi anlamamız gerek. Allah muhafaza, her inanç sahibi ile karşı inançta olanlar birbirleri ile kavga etmeye başlar ise, o toplumda ne huzur kalır ne de barış. Kan gövdeyi götürür, iç savaş başlar.  İşte Suriye’nin hali.
Etrafımızda ve içimizde bunca sıkıntı varken, biz neleri tartışmaya çalışıyoruz. Başkanlık olsun mu, Anayasa değişsin mi?
Yaaa Allah aşkına başka sıkıntınız yok mu?
Meclisin yaptığı araştırma neticesinde işin uzmanları görüşlerini belirtmişler ve Erdoğan’ın çok istediği başkanlık için sisteminin felaket getireceği yönünde görüşler beyan edilmiş. “Büyük kriz ve bunalım çıkar. Sistem kilitlenir…Demokrasi darbe alır” denmiş.
Elbette, başka ne olabilir ki?.
 Erdoğan Başkanlığı neden istiyor. Her şeyi ben yöneteyim ve kimse de benden ve ailemden hesap soramasın.
 Bu gerçeği anlamak o kadar zor mu?
Şu an zaten tek lider. Dediği şıp diye yerine getiriliyor. Her türlü yetkisi var, yetkisi olmayan hususları da kullanıyor. Daha ne olacak. Yani Başkan olunca ülke de ne değişecek. PKK. Son mu bulacak? Ekonomi mi düzelecek, işsizlik mi bitecek. Yatırımlar mı artacak. Halka refah ve huzur mu gelecek?
Başkan olunca nelerin değişeceğini ve neler yapacağını biz de bilsek.
 Halk çoğu şeyin farkında değil ki. İnanın referanduma gidilirse, Recep Tayyip Erdoğan şıp diye başkan da olur. Eee o Müslüman ya!
Halkı kandırmak çok kolay. Muhalefet partileri bir türlü kandıramıyorlar. AKP ve Tayyip valla çok iyi kandırıyor. Onlar halkın nabzına göre şerbeti iyi veriyorlar.
 Bilinçli bir toplum olamadığımız müddetçe daha çok kandırılır ve belaların başımıza gelmesini yaşarız?
Bahçeli Başkanlığa hayır, Anayasa’ya evet demiş. Acaba Anayasanın hangi maddelerine evet, hangilerine hayır diyecek.  Anayasa’dan Türk kelimesinin çıkarılmasına evet mi hayır mı diyecek? MHP Liderinin bunları açık ve net açıklaması gerek.
2016 yılı itibari ile memura yüzde 0.86, işçi, BağKurlu ve çiftçiye yüzde 3.86 zam geldi. Emekliler de 100 lira ile yetinmek zorundalar.
Memura, emekliye devlet zam verirken, her sene olduğu gibi, gene piyasa zam yağmuruna tutuldu. Versen ne olur, vermesen ne olur. Al zammını git demek geliyor insanın içinden.
PKK Terörü bütün şiddeti ile devam ediyor. Genç polislerimiz ve askerlerimiz kalleşçe öldürülmeye devam ediyor. Minik yavrular babasız, genç eşler dul kalıyor. Yaşlı anne ve babaların yürekleri sızlamaya devam ediyor. İç göçler nedeniyle insanlar perişan oluyor.
Başkanlık gelince bunlar sona mı erecek?
Sevgili okurlar, içimiz karardıkça kararıyor. Yüzümüz ne zaman gülecek bilemiyoruz. Hayırlısı olsun deyip geçiyoruz. Ne hayırı, şer odakları ortalıkta kol gezerken, hayır mı olur.
Bu ülke’nin yönetim biçimi Mustafa Kemal Atatürk tarafından laik, Demokrat, Cumhuriyet olarak belirtilmiştir. TBMM si her şeyin üzerindedir ve milletin vekilleri orada millet için çalışmalıdırlar.
Milletvekilleri ettikleri yemine bağlı ve sadık kalmalıdırlar.
Şu anda, ülkenin kalkınması için çaba harcamak gerekirken, etrafımızda kara bulutlar dolaşırken, içte ve dışta sorunlar var iken, Başkanlığın ve yeni bir Anayasa’nın tartışılmaması gerekmektedir. İlk önce sorunları çözün, halkın refahını ve huzurunu tesis edin.  Kendinizi değil, ülkeyi ve vatandaşı düşünün.
Hangi mezhepten, hangi dinden olursan ol, sen de insansın, karşındaki de insan. Senide Allah yarattı, onu da. Hele ki Müslüman Müslümana düşman olmamalı, birbirlerini öldürmemelidir.
Krallar’da ölür, sokakta yaşayan insan da. Her şeyin bir sonu vardır. 2016 geldi bir yaş daha ilerledik. Zaman ileriye gidiyor, geriye gitmiyor. Şahsi çıkar uğruna başkalarını ezme, yok etme politikalarından herkes vazgeçmeli.
Yurtta barış, cihanda barış içerisinde yaşamak dururken neden savaşılır ki?
***
06.01.2016
Zekeriya TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder