TÜMER
DİYOR Kİ:
YAZIK OLDU KOMŞUYA!...
Sevgili
okurlar, komşumuz Yunanistan Türk parası ve Bulgar Levası’nı kullanmaya
başlamış. Amerikalı Hukuk Profesörü Ginsburg’da “Yunanistan Türkiye ile
birleşsin.” Demiş.
Doğru
demiş. Komşumuz açken biz tok olabilir miyiz?
Ne kadarcık ülke ki Yunanistan, Suriye’den gelen 4 milyon insanı
bağrımıza bastıkta 13 milyon Yunanistanlıyı mı bağrımıza basamayacağız.
Zaten
Yunanistan Osmanlı’dan 1821 yılında ayrıldı. Sonra da sanki büyük devlet
olmuşlar gibi bizimle 4 kez savaştılar. Netice de de tokadı yediler.
Yunanlılar
Ülkeleri iflasın eşiğinde olmasına rağmen gene de aç gözlüklerini ihmal
etmeyerek, utanmadan gizli gizli 52
adamızı yavaş yavaş işgal ettiler. Sağ
olsun bizim AK Parti iktidarı da, “Amann sende Yunanistan nasıl olsa batıyor,
adacıklarımızı işgal etseler de, etmeseler de ne olacak, hiç önemli değil,”
diye umursamadılar demek ki!..
Yaa Yunanlı komşum etme bulma dünyası işte
böyle. Şimdi elin oğlu ne diyor, git Türkiye’nin kucağına otur ve seni Türk
milleti kurtarsın.
Zavallı
solcu Syriza’nın çabaları da sizi kurtaramayacak herhalde, tek kurtuluşunuz
Türkiye ile eskiden olduğu gibi birleşmeniz.
Biz zengin
ülkeyiz, sata sata bitiremedik ülkeyi. Siz bile bizden Banka satın aldınız,
sonra da iflas ettiniz. Biz batmayız, batıramazlarda. Çok zorda kalırsak,
yastık altlarında sakladığımız paracıkları, altınları çıkarır devlete
desteğimizi veririz.
Hadi inat
etmeyin, gidin referanduma Türkiye ile birleşin.
Tabii biz
kabul eder miyiz etmez miyiz onu bilemem!..
***
Emekli
memurlarımıza Devletten Bayram müjdesi.
Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Temmuz ayında emeklilere yüzde 4,76
oranında zam yapılacağını ve emeklilerin Bayramdan önce maaşlarının ödeneceğini
söylemiş.
Emekli
memurlara devlet fitre ve sadakasını verecek böylece.
Sevgili
emekliler, C.H.P size Bayramlarda bir maaş ikramiye vereceğini söylemişti.
İnanmadınız, oylarınızı C.H.P.ye vermediniz. İşte şimdi sadaka kabilinden
verilecek zamla hadi bakalım idare edin. Bir maaş ikramiye’yi kaçırdınız.
Bayramdan
önce verilen maaş da uçup gidecek, sonra cebinizde para kalmayacak ve borçla
geçinmeye çalışacaksınız.
Gene de
üzülmeyin, bak komşumuz Yunanistan battı. Emeklilerine maaş da veremeyecek
durumda, dua edin de o hallere düşmedik.
İnşallah
da düşmeyiz.
Bizde de
yatırım yok, üretim yok, borç gırtlakta ama iyi kötü idare ediyoruz gibi. Bu
mübarek ayda bol dua edelim de komşumuzun akıbetine uğramayalım.
Siz gene
de C.H.P. ye inanmayın ve oylarınızı A.K.P’sine vermeye devam edin. Belki bir
gün gelir zengin ülkelerin emeklileri gibi, rahat ve huzur içerisinde
yaşarsınız son günlerinizi!..
***
“Kılıçdaroğlu
kızının rezidans dairesini kendi kazancı ile aldığını ve onlara iyi bir ahlak
verdiğini, kul hakkı yememelerini öğrettiğini, haram para kazanmadıklarını,
alın teri ile kazandıklarını, hırsızlık yapmadıklarını ve onlarla gurur
duyduğunu” söylemiş.
Kılıçdaroğlu, kızının nerelerde çalışarak ve hangi işler
yaparak bu kazancı elde ettiğini de açıklasa idi daya iyi olurdu, herhalde.
Kılıçdaroğlu
bu sözleri ile de birilerine gönderme yapmış. Bir rezidans için bu kadar
kıyamet koparılır mı, gemicikler satın almadılar ya demek istemiş gibi anladık
biz.
Sevgili
okurlar, Biz de 50 yıldır çalışıyoruz, kızlarımıza üniversiteyi de bitirttik,
onlar da çalışıyorlar, mücadele ediyorlar.
Biz de rüşvet yemedik, hırsızlık yapmadık, haram para yemedik,
çocuklarımıza da bu ahlakı verdik. Ancak şans bu ya, bir türlü bol para
kazanıp, başımızı sokacak bir ev bile alamıyoruz. Demek ki, para kazanmayı biz
bilemiyoruz. Siyasetle uğraşmayınca da çocuklarımıza bol para kazanacak
imkânları yaratamıyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun
kızının aldığı rezidans dairesinde Allah
güle güle oturmayı nasip etsin.
***
Ne demiş:
“Bu konuda bütün partilere sorumluluk düşüyor, biran önce yeni hükümetin
kurulması gerek, geçmişi tartışmayın, mevcut sorunları çözecek ve geleceğin
inşası konusunda irade ortaya koyacak bir koalisyon hükümetine ihtiyaç var”
demiş.
Hükümetin
kurulması için 23 Ağustosa kadar süre var. Bu zaman zarfında Hükümet kurulamaz
ise, erken seçim gündeme gelir.
Cumhurbaşkanı,
17 ve 25 Aralık olaylarını falan karıştırmayın, benim AK sarayda oturmama da
karışmayın, işinize bakın, demek istiyor.
Yoksa
erken seçime giderim, ülke kaosa sürüklenir, vebali ve günahı da size kalır,
diyor herhalde.
Bahçeli
ise, Recep Tayyip Erdoğan saraydan çıkıp Çankaya Fanusuna girmelidir, demiş.
Bahçeli
durup durup, güzel laflar ediyor.
Hani, bir
erkek çok sevdiği sevgilisine ne der. Senin incinmemen, üzülmemen, solup,
sararmaman için, seni bir fanus içine koyup evimin baş köşesinde saklamak
isterim. Sen orada otur ve ben sana doya doya bakayım.
Bahçelinin
Cumhurbaşkanı için söylediği söz, bana bunu hatırlattı. Demek ki, Bahçeli
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş olayların gündeme getirilerek
yıpranmamasını, bir fanusta oturuyor gibi Çankaya köşkünde oturup, hiçbir şeye
karışmamasını, istemektedir.
Bu mümkün
mü Sayın Bahçeli. Recep Tayyip Erdoğan suskun ve hareketsiz durabilir mi?
Ramazan
Ayında her gün AK sarayında veya bir yerlerde iftar sofralarında boy gösteren,
konuşan, seçim meydanlarında bağıran çağıran, bir Cumhurbaşkanımız var. Onu
mümkün değil, fanus içerisine hapsedemezsin.
Her üç
parti, C.H.P. M.H.P ve HDP, seçim meydanlarında söylediklerini Mecliste
uygulayabilseler, temiz eller operasyonu gibi bir operasyonu
gerçekleştirebilseler, AK Parti iktidarına son verebilirler.
Ancak, bu
tavır ve davranışları ile hiçbir başarı elde edemeyecekler ve bizler gene AK
Parti iktidarı ile baş başa kalacağız.
Sevgili
okurlar, Ramazan ayı bitmek üzere. Oruçlarını tutanlar da oldu, tutamayanlarda.
Bu ayın gerçek özelliğini Müslümanların tam bildiklerini sanmıyorum.
Gazete ve
Televizyonlardan görüyorsunuzdur. Her yerde iftar çadırları var. Hadi o iftar
çadırları fakir fukara halka yemek yediriyor diyelim. Ancak, 5 yıldızlı otellerde, AK Saray da ve
birçok lüks lokantalarda, adeta kuş sütü eksik, iftar yemekleri yeniyor.
Buralara gidenler kimler. Daha çok siyasetçiler ve zenginler.
Şimdi
bunlar, bu yemek ziyafetlerinin paralarını kendi ceplerinden mi veriyorlar ve
sevap mı kazanıyorlar?
Ülkenin
birçok kesimi aç ve sefil yaşarken, Afrika da insanlar açlıktan ölürken,
Ramazan ayını bahane edip, bu şekilde israf yaparak en kaliteli yiyecekleri
mideye indirmek İslamiyet’te caiz mi?
Sorarım
sizlere.
Bu Ramazan
ayında midesini tıka basa dolduran insanların, aç ve sefil insanlara yardım
etmesi için Allah vicdanlarına merhamet duygusu versin.
Aminnn…
Zekeriya
Tümer
11.07.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder