TÜMER DİYOR Kİ: "VAH VAH YAZIK OLDU KOMŞUYA" Zekeriya TÜMER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜMER DİYOR Kİ: "VAH VAH YAZIK OLDU KOMŞUYA" Zekeriya TÜMER etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Temmuz 2015 Cumartesi

TÜMER DİYOR Kİ: "VAH VAH YAZIK OLDU KOMŞUYA"

TÜMER DİYOR Kİ:
VAH VAH, 
YAZIK OLDU KOMŞUYA!...
Sevgili okurlar, komşumuz Yunanistan Türk parası ve Bulgar Levası’nı kullanmaya başlamış. Amerikalı Hukuk Profesörü Ginsburg’da “Yunanistan Türkiye ile birleşsin.” Demiş.
Doğru demiş. Komşumuz açken biz tok olabilir miyiz?  Ne kadarcık ülke ki Yunanistan, Suriye’den gelen 4 milyon insanı bağrımıza bastıkta 13 milyon Yunanistanlıyı mı bağrımıza basamayacağız.
Zaten Yunanistan Osmanlı’dan 1821 yılında ayrıldı. Sonra da sanki büyük devlet olmuşlar gibi bizimle 4 kez savaştılar. Netice de de tokadı yediler.
Yunanlılar Ülkeleri iflasın eşiğinde olmasına rağmen gene de aç gözlüklerini ihmal etmeyerek, utanmadan gizli gizli  52 adamızı yavaş yavaş işgal ettiler.  Sağ olsun bizim AK Parti iktidarı da, “Amann sende Yunanistan nasıl olsa batıyor, adacıklarımızı işgal etseler de, etmeseler de ne olacak, hiç önemli değil,” diye umursamadılar demek ki!..
 Yaa Yunanlı komşum etme bulma dünyası işte böyle. Şimdi elin oğlu ne diyor, git Türkiye’nin kucağına otur ve seni Türk milleti kurtarsın.
Zavallı solcu Syriza’nın çabaları da sizi kurtaramayacak herhalde, tek kurtuluşunuz Türkiye ile eskiden olduğu gibi birleşmeniz.
Biz zengin ülkeyiz, sata sata bitiremedik ülkeyi. Siz bile bizden Banka satın aldınız, sonra da iflas ettiniz. Biz batmayız, batıramazlarda. Çok zorda kalırsak, yastık altlarında sakladığımız paracıkları, altınları çıkarır devlete desteğimizi veririz.
Hadi inat etmeyin, gidin referanduma Türkiye ile birleşin.
Tabii biz kabul eder miyiz etmez miyiz onu bilemem!..
***
Emekli memurlarımıza Devletten Bayram müjdesi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Temmuz ayında emeklilere yüzde 4,76 oranında zam yapılacağını ve emeklilerin Bayramdan önce maaşlarının ödeneceğini söylemiş.
Emekli memurlara devlet fitre ve sadakasını verecek böylece.
Sevgili emekliler, C.H.P size Bayramlarda bir maaş ikramiye vereceğini söylemişti. İnanmadınız, oylarınızı C.H.P.ye vermediniz. İşte şimdi sadaka kabilinden verilecek zamla hadi bakalım idare edin. Bir maaş ikramiye’yi kaçırdınız.
Bayramdan önce verilen maaş da uçup gidecek, sonra cebinizde para kalmayacak ve borçla geçinmeye çalışacaksınız.
Gene de üzülmeyin, bak komşumuz Yunanistan battı. Emeklilerine maaş da veremeyecek durumda, dua edin de o hallere düşmedik.
İnşallah da düşmeyiz.
Bizde de yatırım yok, üretim yok, borç gırtlakta ama iyi kötü idare ediyoruz gibi. Bu mübarek ayda bol dua edelim de komşumuzun akıbetine uğramayalım.
Siz gene de C.H.P. ye inanmayın ve oylarınızı A.K.P’sine vermeye devam edin. Belki bir gün gelir zengin ülkelerin emeklileri gibi, rahat ve huzur içerisinde yaşarsınız son günlerinizi!..
***
Kılıçdaroğlu “Kızlarım Haram Para yemediler,” demiş.
“Kılıçdaroğlu kızının rezidans dairesini kendi kazancı ile aldığını ve onlara iyi bir ahlak verdiğini, kul hakkı yememelerini öğrettiğini, haram para kazanmadıklarını, alın teri ile kazandıklarını, hırsızlık yapmadıklarını ve onlarla gurur duyduğunu” söylemiş.
Kılıçdaroğlu,  kızının nerelerde çalışarak ve hangi işler yaparak bu kazancı elde ettiğini de açıklasa idi daya iyi olurdu, herhalde.
Kılıçdaroğlu bu sözleri ile de birilerine gönderme yapmış. Bir rezidans için bu kadar kıyamet koparılır mı, gemicikler satın almadılar ya demek istemiş gibi anladık biz.
Sevgili okurlar, Biz de 50 yıldır çalışıyoruz, kızlarımıza üniversiteyi de bitirttik, onlar da çalışıyorlar, mücadele ediyorlar.  Biz de rüşvet yemedik, hırsızlık yapmadık, haram para yemedik, çocuklarımıza da bu ahlakı verdik. Ancak şans bu ya, bir türlü bol para kazanıp, başımızı sokacak bir ev bile alamıyoruz. Demek ki, para kazanmayı biz bilemiyoruz. Siyasetle uğraşmayınca da çocuklarımıza bol para kazanacak imkânları yaratamıyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun kızının  aldığı rezidans dairesinde Allah güle güle oturmayı nasip etsin.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “koalisyon” konusunda partilere olumlu mesaj vermiş.
Ne demiş: “Bu konuda bütün partilere sorumluluk düşüyor, biran önce yeni hükümetin kurulması gerek, geçmişi tartışmayın, mevcut sorunları çözecek ve geleceğin inşası konusunda irade ortaya koyacak bir koalisyon hükümetine ihtiyaç var” demiş.
Hükümetin kurulması için 23 Ağustosa kadar süre var. Bu zaman zarfında Hükümet kurulamaz ise, erken seçim gündeme gelir.
Cumhurbaşkanı, 17 ve 25 Aralık olaylarını falan karıştırmayın, benim AK sarayda oturmama da karışmayın, işinize bakın, demek istiyor.
Yoksa erken seçime giderim, ülke kaosa sürüklenir, vebali ve günahı da size kalır, diyor herhalde.
Bahçeli ise, Recep Tayyip Erdoğan saraydan çıkıp Çankaya Fanusuna girmelidir, demiş.
Bahçeli durup durup, güzel laflar ediyor.
Hani, bir erkek çok sevdiği sevgilisine ne der. Senin incinmemen, üzülmemen, solup, sararmaman için, seni bir fanus içine koyup evimin baş köşesinde saklamak isterim. Sen orada otur ve ben sana doya doya bakayım.
Bahçelinin Cumhurbaşkanı için söylediği söz, bana bunu hatırlattı. Demek ki, Bahçeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş olayların gündeme getirilerek yıpranmamasını, bir fanusta oturuyor gibi Çankaya köşkünde oturup, hiçbir şeye karışmamasını, istemektedir.
Bu mümkün mü Sayın Bahçeli. Recep Tayyip Erdoğan suskun ve hareketsiz durabilir mi?
Ramazan Ayında her gün AK sarayında veya bir yerlerde iftar sofralarında boy gösteren, konuşan, seçim meydanlarında bağıran çağıran, bir Cumhurbaşkanımız var. Onu mümkün değil, fanus içerisine hapsedemezsin.
Boş sözler bunlar...
Her üç parti, C.H.P. M.H.P ve HDP, seçim meydanlarında söylediklerini Mecliste uygulayabilseler, temiz eller operasyonu gibi bir operasyonu gerçekleştirebilseler, AK Parti iktidarına son verebilirler.
Ancak, bu tavır ve davranışları ile hiçbir başarı elde edemeyecekler ve bizler gene AK Parti iktidarı ile baş başa kalacağız.
Sevgili okurlar, Ramazan ayı bitmek üzere. Oruçlarını tutanlar da oldu, tutamayanlarda. Bu ayın gerçek özelliğini Müslümanların tam bildiklerini sanmıyorum.
Gazete ve Televizyonlardan görüyorsunuzdur. Her yerde iftar çadırları var. Hadi o iftar çadırları fakir fukara halka yemek yediriyor diyelim.  Ancak, 5 yıldızlı otellerde, AK Saray da ve birçok lüks lokantalarda, adeta kuş sütü eksik, iftar yemekleri yeniyor. Buralara gidenler kimler. Daha çok siyasetçiler ve zenginler.
Şimdi bunlar, bu yemek ziyafetlerinin paralarını kendi ceplerinden mi veriyorlar ve sevap mı kazanıyorlar?
Ülkenin birçok kesimi aç ve sefil yaşarken, Afrika da insanlar açlıktan ölürken, Ramazan ayını bahane edip, bu şekilde israf yaparak en kaliteli yiyecekleri mideye indirmek İslamiyet’te caiz mi?
Sorarım sizlere.
Bu Ramazan ayında midesini tıka basa dolduran insanların, aç ve sefil insanlara yardım etmesi için Allah vicdanlarına merhamet duygusu versin.
Aminnn…
Zekeriya Tümer
11.07.2015