15 Temmuz 2015 Çarşamba

TÜMER DİYOR Kİ: "GÜVEN DUYGUMU YİTİRDİM. SENİNLE BERABER OLMAK, ZOR DOSTUM ZOR!.."

TÜMER DİYOR Kİ:
GÜVEN DUYGUMU YİTİRDİM.
SENİNLE BERABER OLMAK,
ZOR DOSTUM ZOR!..
Mübarek ramazan bayramı yaklaşıyor. Huzur ve güven içerisinde geçirmeyi düşündüğümüz Ramazan Bayramını maalesef huzur ve güven ortamı içerisinde geçiremeyeceğiz.
Neden mi?
Nedeni ortada.
Güven duygusu yitirildi!
Kimsenin kimseye güveni kalmadı.
Koalisyon görüşmeleri başladı.
Ancak, Mecliste Milletvekilleri olan 4 parti liderlerinin birbirlerine güveni yok.
Birbirlerinin sözlerine inanamıyorlar.
7 Haziran seçimlerinde ağızlarından çıkanı kulakları duymayan parti liderleri, şimdi ne yapacaklarını bilmez bir haldeler.
AK Parti, C.H.P., M.H.P ve H.D.P. 4 parti,  T.B.M.M. sine girdiler.
Girdiler de, hiçbiri tek başına hükümeti kurabilecek ve iktidar olabilecek 276 Milletvekili çoğunluğunu yakalayamadılar.
Neden?
Çünkü seçmen, 12 yıllık iktidar dönemi yaşayan A.K.Partisine “artık senin tek başına iktidar olmanı istemiyoruz” dedi.
Ancak, C.H.P. M.H.P. ve H.D.P. üçü de seçim meydanlarında AK Parti’den ve bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan 12 yıllık iktidar döneminde yapılan icraatlar hususunda ve bilhassa 17-25 Aralık konusunda hesap soracaklarını bas bas bağırdılar.
Sevgili okurlar,  siz inanıyor musunuz muhalefet durumunda olan C.H.P., M.H.P. ve H.D.P.nin gerek AK Partisinden ve gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan hesap sorabileceklerine?
Ben inanamıyorum.
Muhalefet senaryoları ortalarda geziniyor. AK Parti birinci parti olarak, yanına muhalefetten birini alacak, hükümet kurulacak.
Davutoğlu kendi inisiyatifi ile hareket edebilse, Kılıçdaroğlu ile çok daha iyi anlaşabilir. Aslında Başbakan Ahmet Davutoğlu sakin bir insan. Olumlu düşünceleri var. Başkalarının baskısı altında kalmasa ve kendi iradesini kullanabilse, Kılıçdaroğlu ile çok iyi anlaşabilir. Bahçeli ile anlaşmak daha zor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerin Davutoğlu’nun heyetinde olmaları ve hareketlerini kontrol etmeleri söz konusu iken Başbakan’ın kendi iradesi ile kararlar alabilmesi mümkün değil.
Bayramdan sonraki ikinci görüşmeler neticesinde inşallah Hükümet kurulur ve ülke kargaşa dönemi yaşamaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bazen olumlu konuşmalar yapıyor. Bazen de “bensiz siz hiçbir hareket yapamazsınız”, diyerek kendisinin tek lider olduğunu ifade ediyor.
Bu konuşmalar ise Muhalefet Parti liderlerinde tereddütler doğuruyor ve güven duygusu yitiriliyor.
Cumhurbaşkanı tek şartla muhalefet partilerinden birisi ile AK Partisinin hükümet kurmasına evet der.
O da ne, 17-25 Aralık hesabı, ne de diğer gündemde olan hesapların sorulması. Bunlara müsaade etmez. Bütün gücü ile de yasal haklarını kullanır ve direnir.
Kim olsa aynı şeyi yapar. Kimse kendi ipini göz göre göre çektirmek istemez.
Bugüne kadar bizler neler gördük ve yaşadık. Bankaların içi boşaltıldı, geçmişte de devlet soyuldu, suiistimaller yapıldı, yasal suçlar işlendi. Netice ne oldu?
Hiç.
Her şeyin üstü küllerle örtüldü. Yapanın yanına kar kaldı. Parası olanlar krallar gibi yaşamlarına devam ediyorlar. Bu ülkede yaşamıyorlarsa da başka ülkede yaşamlarına çok iyi şartlarda devam ediyorlar.
Biz alıştık artık bu kabil olaylara.
Sevgili okurlar, hiç merak etmeyin, kimse bizleri, yani halkı düşündüğü falan yok. Herkes kendini ve yandaşlarını düşünüyor.
Ülkenin içinde bulunduğu durum gerçekten vahim.
İç ve dış borç yükselmiş, işsizlik artmış, yollar dilenen insanlarla dolmuş, adalet çökmüş, polis birbiri ile kavgalı, ordu zaten gereken yarayı almış ve suskun, etrafımızda ateş çemberi var. PKK yeniden hortlamaya başlamış. Sorunlar dağ gibi.
Bunca sorun varken, AK Parti halen, ben güçlüyüm, benim istediğim olursa olur, olmaz ise azınlık hükümetini kurar, yoluma devam ederim, düşüncesinde gibi geliyor bana.
Aslında, Davutoğlu’na kalsa, C.H.P. ile bir olur ve Hükümeti kurar. Davutoğlu’da 17-25 Aralık soruşturmasının açılmasını ister. 4 Bakan Yüce Divana gitse, memnun olur. Güç kazanır. Partinin gerçek lideri olur.
Ancak, buna fırsat vermezler. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, önünü keserler. O gücü yakalatmazlar. Bu nedenle de koalisyon hükümetinin kurulması gerçekten çok zor ve hatta mümkün gözükmüyor.
Bu gidişle çok kısa sürede erken seçim gözüküyor. Erken seçimde de fazla değişiklik olmayacak, böylece,  maalesef ülkemiz kargaşa içerisinde bocalayıp duracak.
Bu arada da İran son yaptığı Nükleer Anlaşma ile Ortadoğu’nun lideri olacak. Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu kritik dönem ve komşuları ile olan anlaşmazlıkları İran’ın işine yarayacaktır.
Olan ülkemin garip vatandaşlarına olacak.
Ramazan boyunca en lüks yerlerde, nefis yiyecekler eşliğinde iftar yemekleri yendi. Her gece TV.ler de dualar edildi. Kadir gecesi, camilerde AK Saray Külliyesi camisinde de Kuranlar okundu, dualar yapıldı.
Bu dualarda Müslümanlığın istediği ve şart koştuğu şeyler söylendi.
AMİNNN, dendi.
Bunlar unutulmamalı ve artık kendini değil, ülkesini, halkını düşünen, yalandan, dolandan uzak, gerçekleri görebilen ve Devletin malına, mülküne halel getirmeyecek, ülkeyi karanlığa değil aydınlığa götürebilecek, çağdaş, laik, demokrat ve Dinine, Milli ve Manevi değerlere önem veren, bölücü değil, birleştirici düşüncede olan bir Hükümetin iş başına gelmesi en büyük dileğimizdir.
AK Parti ile C.H.P.nin kuracağı koalisyon hükümeti çok daha sağlıklı ve başarılı olur, kanısındayım.
Böyle bir hükümet kurulabilir mi, biraz şüpheli!
İnşallah kurulur.
Siz ne diyorsunuz sevgili okurlar?
Zekeriya TÜMER
15.07.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder