TÜMER
DİYOR Kİ:
GÜVEN
DUYGUMU YİTİRDİM.
SENİNLE
BERABER OLMAK,
ZOR DOSTUM
ZOR!..
Mübarek
ramazan bayramı yaklaşıyor. Huzur ve güven içerisinde geçirmeyi düşündüğümüz
Ramazan Bayramını maalesef huzur ve güven ortamı içerisinde geçiremeyeceğiz.
Neden mi?
Nedeni
ortada.
Güven
duygusu yitirildi!
Kimsenin
kimseye güveni kalmadı.
Koalisyon görüşmeleri
başladı.
Ancak,
Mecliste Milletvekilleri olan 4 parti liderlerinin birbirlerine güveni yok.
Birbirlerinin
sözlerine inanamıyorlar.
7 Haziran
seçimlerinde ağızlarından çıkanı kulakları duymayan parti liderleri, şimdi ne
yapacaklarını bilmez bir haldeler.
AK Parti,
C.H.P., M.H.P ve H.D.P. 4 parti, T.B.M.M.
sine girdiler.
Girdiler
de, hiçbiri tek başına hükümeti kurabilecek ve iktidar olabilecek 276
Milletvekili çoğunluğunu yakalayamadılar.
Neden?
Çünkü
seçmen, 12 yıllık iktidar dönemi yaşayan A.K.Partisine “artık senin tek başına
iktidar olmanı istemiyoruz” dedi.
Ancak,
C.H.P. M.H.P. ve H.D.P. üçü de seçim meydanlarında AK Parti’den ve bilhassa
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan 12 yıllık iktidar döneminde yapılan
icraatlar hususunda ve bilhassa 17-25 Aralık konusunda hesap soracaklarını bas
bas bağırdılar.
Sevgili
okurlar, siz inanıyor musunuz muhalefet
durumunda olan C.H.P., M.H.P. ve H.D.P.nin gerek AK Partisinden ve gerekse
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan hesap sorabileceklerine?
Ben
inanamıyorum.
Muhalefet
senaryoları ortalarda geziniyor. AK Parti birinci parti olarak, yanına
muhalefetten birini alacak, hükümet kurulacak.
Davutoğlu
kendi inisiyatifi ile hareket edebilse, Kılıçdaroğlu ile çok daha iyi
anlaşabilir. Aslında Başbakan Ahmet Davutoğlu sakin bir insan. Olumlu
düşünceleri var. Başkalarının baskısı altında kalmasa ve kendi iradesini
kullanabilse, Kılıçdaroğlu ile çok iyi anlaşabilir. Bahçeli ile anlaşmak daha
zor.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerin Davutoğlu’nun heyetinde olmaları ve
hareketlerini kontrol etmeleri söz konusu iken Başbakan’ın kendi iradesi ile
kararlar alabilmesi mümkün değil.
Bayramdan
sonraki ikinci görüşmeler neticesinde inşallah Hükümet kurulur ve ülke kargaşa
dönemi yaşamaz.
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan bazen olumlu konuşmalar yapıyor. Bazen de “bensiz siz
hiçbir hareket yapamazsınız”, diyerek kendisinin tek lider olduğunu ifade
ediyor.
Bu
konuşmalar ise Muhalefet Parti liderlerinde tereddütler doğuruyor ve güven
duygusu yitiriliyor.
Cumhurbaşkanı
tek şartla muhalefet partilerinden birisi ile AK Partisinin hükümet kurmasına
evet der.
O da ne,
17-25 Aralık hesabı, ne de diğer gündemde olan hesapların sorulması. Bunlara
müsaade etmez. Bütün gücü ile de yasal haklarını kullanır ve direnir.
Kim olsa
aynı şeyi yapar. Kimse kendi ipini göz göre göre çektirmek istemez.
Bugüne
kadar bizler neler gördük ve yaşadık. Bankaların içi boşaltıldı, geçmişte de
devlet soyuldu, suiistimaller yapıldı, yasal suçlar işlendi. Netice ne oldu?
Hiç.
Her şeyin
üstü küllerle örtüldü. Yapanın yanına kar kaldı. Parası olanlar krallar gibi
yaşamlarına devam ediyorlar. Bu ülkede yaşamıyorlarsa da başka ülkede
yaşamlarına çok iyi şartlarda devam ediyorlar.
Biz
alıştık artık bu kabil olaylara.
Sevgili okurlar,
hiç merak etmeyin, kimse bizleri, yani halkı düşündüğü falan yok. Herkes
kendini ve yandaşlarını düşünüyor.
İç ve dış
borç yükselmiş, işsizlik artmış, yollar dilenen insanlarla dolmuş, adalet
çökmüş, polis birbiri ile kavgalı, ordu zaten gereken yarayı almış ve suskun,
etrafımızda ateş çemberi var. PKK yeniden hortlamaya başlamış. Sorunlar dağ
gibi.
Bunca
sorun varken, AK Parti halen, ben güçlüyüm, benim istediğim olursa olur, olmaz
ise azınlık hükümetini kurar, yoluma devam ederim, düşüncesinde gibi geliyor
bana.
Aslında,
Davutoğlu’na kalsa, C.H.P. ile bir olur ve Hükümeti kurar. Davutoğlu’da 17-25
Aralık soruşturmasının açılmasını ister. 4 Bakan Yüce Divana gitse, memnun
olur. Güç kazanır. Partinin gerçek lideri olur.
Ancak,
buna fırsat vermezler. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere,
önünü keserler. O gücü yakalatmazlar. Bu nedenle de koalisyon hükümetinin
kurulması gerçekten çok zor ve hatta mümkün gözükmüyor.
Bu gidişle
çok kısa sürede erken seçim gözüküyor. Erken seçimde de fazla değişiklik
olmayacak, böylece, maalesef ülkemiz
kargaşa içerisinde bocalayıp duracak.
Bu arada
da İran son yaptığı Nükleer Anlaşma ile Ortadoğu’nun lideri olacak. Türkiye’nin
şu an içinde bulunduğu kritik dönem ve komşuları ile olan anlaşmazlıkları
İran’ın işine yarayacaktır.
Olan
ülkemin garip vatandaşlarına olacak.
Ramazan
boyunca en lüks yerlerde, nefis yiyecekler eşliğinde iftar yemekleri yendi. Her
gece TV.ler de dualar edildi. Kadir gecesi, camilerde AK Saray Külliyesi
camisinde de Kuranlar okundu, dualar yapıldı.
Bu
dualarda Müslümanlığın istediği ve şart koştuğu şeyler söylendi.
AMİNNN,
dendi.
Bunlar
unutulmamalı ve artık kendini değil, ülkesini, halkını düşünen, yalandan,
dolandan uzak, gerçekleri görebilen ve Devletin malına, mülküne halel
getirmeyecek, ülkeyi karanlığa değil aydınlığa götürebilecek, çağdaş, laik,
demokrat ve Dinine, Milli ve Manevi değerlere önem veren, bölücü değil,
birleştirici düşüncede olan bir Hükümetin iş başına gelmesi en büyük
dileğimizdir.
AK Parti
ile C.H.P.nin kuracağı koalisyon hükümeti çok daha sağlıklı ve başarılı olur,
kanısındayım.
Böyle bir
hükümet kurulabilir mi, biraz şüpheli!
İnşallah
kurulur.
Siz ne
diyorsunuz sevgili okurlar?
Zekeriya
TÜMER
15.07.2015