TÜMER DİYOR Kİ:
DEMOKRASİNİN AYARLARI
BOZULMAMALI...
Sevgili okurlar, 31 Mart Yerel seçimleri biteli 14 gün oldu.
Her yarışın bir kazananı, bir de kaybedeni olur.
Yapılan yarışmalarda, hakların yenmemesi için de Hakemler görev yapar.
Yüksek Seçim Kurulları da, siyasi seçimlerde Hakemlik görevini üstlenmişlerdir..
Üstelik Y.S.K.nun üyeleri devletin en seçkin kişilerinden seçilir ve en güven duyulması gereken Hakimler bu görevlere atanır.
Devletin memurlarının atanmalarında Siyasi İktidarlar rol oynarlar.
Adalet Hakimlerin kararları ile tecelli eder.
Halk Hakimlere güvenmek ve itimat etmek zorundadır..
31 Mart seçimlerinde kargaşa yaşanacak zannediliyordu.
Ortalık karışmadı ve seçimler ufak tefek olayların dışında, sağlıklı bir şekilde bitti..
İktidar Partisi de sevindi, muhalefet partileri de sevindi.
Kaybedenler oldu, kazananlar oldu.
İyi de, kaybedenler halen neden kaybettiklerine inanamıyor ve kazananlara bazı Belediyeleri teslim etmiyorlar?
Nedeni basit. Çok büyük rantlar içeren bazı Belediyeler ki, bunların içerisinde İstanbul var, bir türlü
kazanan İmamoğlu'na teslim edilmek istenmiyor.
Sosyal medyada öyle şeyler dolaşıyor ki, bu metropol şehir müthiş bir kaynak.
Bu kaynak bir türlü bırakılmak istenmiyor.
Demokrasi çiğnenmek ve ayaklar altına alınmak isteniyor.
Bizler kime güveneceğiz, Hakimlere.
Devletin memurları cesur olmalı ve haksızlıklara ve de mevzuata aykırı olan hiç bir şeye göz yummamalıdır.
Devlet memurları Siyasi İktidarların istediklerini yapmaz iseler, ya sürgüne gönderilirler, ya görevden alınırlar, ya da kendilerine uyduruk raporlarla suç isnat edilebilir.
Olabilir. Gene de korkmamak gerek.
Haksızlık her zaman yapılabilir.
Ancak, Yargıyı uygulayan Hukukçular ve Hakimler mutlaka Adalet'ten ayrılmamak zorundadırlar.
Devletin yapısına zarar verilmemelidir.
Bu devlet hepimizin devletidir..
Türkiye Cumhuriyeti Devletini içten ve dıştan yıkıp parçalamak isteyen güçlerin olduğunu artık cümle alem biliyor.
Demokrasinin ayarları bozulduğu zaman, tüm toplum zararlarını görür ve çok ağır bedeller ödenebilir.
Yerel seçimlerde değişik taktikler ile seçilenlere görevi teslim etmeme düşüncesinden vazgeçilmeli, hak edenlere görevleri teslim edilmelidir.
Kin, nefret, intikam hırsından uzaklaşılmalı, hoşgörü ve sevgi ile toplum kucaklanmalı, huzurlu bir yaşama dönülmelidir.
Fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek zorundayız.
Cumhuriyete sahip çıkılmalı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü, Demokratik teamüllere saygılı bir devlet olduğunu tüm Dünya'ya duyurmalıdır.
Atatürk'ün izinden ayrılınmamalı, geçmişin hayaletleri üzerine yaratılmış, ahir zaman hayaletlerinden medet umulmamalıdır.
Hür düşünce, hür zihniyet, bilim ve uygarlık, çağdaş sosyal bir toplum, güçlü bir ekonomi iyi bir eğitim sistemi ile olur.
NE MUTLU BİZLERE Kİ, DÖRT MEVSİMİ AYNI ANDA YAŞAYABİLEN CENNET GİBİ BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ.
KIYMETİNİ BİLELİM VE ÜLKEMİZİ BAŞKALARINA YEM ETMEYELİM.
14.04.2019
ZEKERİYA TÜMER
ulusalhaber1881@gmail.com.