TÜMER DİYOR Kİ!...
Sevgili okurlar, basını takip ediyorsanız Dünyadaki
karışıklığın farkındasınızdır.
Suriye’deki olaylar iki süper güç olan devletleri karşı
karşıya getirmeye başladı.
Amerika Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin
buluştular ve konuştular.
Masanın üstünde kavga ederken, masanın altında el sıkışır
onlar.
Rusya, Suriye’de üstlerini oluşturdu ve 50 uçakla Terörist
grupları bombalamaya başladı.
Teröristleri öldürüyorum derken sivillerin de öldüğü
söyleniyor. Türkmen köylerini de bu arada vuruyorlarmış.
Amerika’da Türkiye’deki İncirlik, Diyarbakır üstlerinden
kaldırdığı uçaklar ile o da Suriye’de bir yerleri bombalıyor.
İran ölen hacılarının intikamını almaya yemin ediyor.
Irak’ta Şii’ler ile Sünni’ler birbirlerini öldürmeye devam
ediyorlar
İsrail ise Filistinlilere baskısını sürdürmekte. Masum
insanları fırsat buldukça öldürmekte.
Libya, 3-4 parçaya bölündü, kargaşa devam ediyor.
Mısır halen kendine gelemedi.
Dünyanın gözü Orta Doğu’da.
Biz ise her gün şehitler vermeye devam ediyoruz. Bazı
bölgelerimizde sokağa çıkma yasağı ilan edip, terörist avlamaya çalışıyoruz.
Bir taraftan da hem içeride hem de dışarıda PKK’nın
bulunduğu yerleri bombalıyoruz.
Türk Askeri yaşamış olduğu travmayı atlattı ve toparlanmaya
başladı.
Bence Amerika ve Rusya bu nedenle ellerini çabuk tutup, Orta
Doğu’yu şekillendirip, kendilerine gelir kapısı açma telaşındalar.
Batının uzun vadeli amacı belli.
Bunu artık herkes biliyor.
İsrail’i güçlendirmek ve Suriye, Irak ve Türkiye’de İsrail’e
destek olacak bir Kürt devleti oluşturmak.
Türkiye’deki gerçek Kürtler ile Irak ve Suriye’deki Kürtler
arasında fark vardır.
Türkiye’de bulunan Kürt kardeşlerimiz bu ülkenin maddi ve
manevi değerlerine sahip çıkar.
Ancak, Kürt’üm diyen ama aslında Ermeni tohumu olanlar,
PKK’nın yaptıklarını desteklerler.
Irak ve Suriye’dekilerin çoğu da Ermeni ve Yahudi
tohumlarıdır.
Kuzey Irak’ta bulunan Barzani hâkimiyetindeki Kürtler
misyonerler tarafından Hıristiyanlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Türkiye 1 Kasım seçimlerinden sonra , istikrarlı bir Hükümet
kurma aşamasına gelirse, Orta Doğu’da Amerika ve Rusya istediklerine sahip
olamazlar.
Çok şey değişir.
Ancak, ülkemizdeki istikrarsızlık böyle devam ederse, inanın
Türkiye’yi de zayıflatıp, parçalanması için, dış güçler ellerinden geleni
yapacaktır.
Orta Doğu’da savaş daha da kızışacak ve ülkeler Suriye başta
olmak üzere, Irak, Filistin, Ürdün, Lübnan bölgelerine de sıçrayacaktır.
Türkiye de bundan nasibini alacaktır.
3.dünya savaşı belki bütün dünyayı kapsamayacak, lakin Orta
Doğu’yu kasıp kavuracaktır.
Müslüman’ım diye geçinen ülkeler, batının sömürgesi olma
durumuna geleceklerdir.
Çin ve Japonya’da devreye girerse, işte o zaman olayın
niteliği değişir ve savaşın alanı da büyür.
Afganistan yıllardır kendine gelemedi. Pakistan’da da
teröristler kol geziyor.
Afrika’da, Nijerya’da terör estirilmekte.
Sevgili okurlar, farkındaysanız, kalkınmamış, geri kalmış,
kültürünü geliştirmemiş, toplumlar karışıklık içerisindeler. Teröristler daha
çok Müslüman ülkelerin bünyelerinde yeşeriyor. Avrupa ve Amerika, İngiltere, Avustralya,
Japonya, Çin, Rusya gibi devletlerde, Işid gibi terör grupları yok.
Elbette onlarda da bazı münferit olaylar oluyor.
Fakat Müslüman ülkelerdeki gibi değil.
Üstelik bunlar
burunlarını Müslüman ülkelerin iç işlerine de sokuyorlar.
Laik, Demokrat ve Müslüman ülke olan Türkiye Devleti, tüm
dünyanın gözünde.
Son yüzyılın en güçlü lideri olan Mustafa Kemal’in kurmuş
olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de zayıflatmak ve parçalamak
istemekteler.
İnanın, Türk milletinin son günlerde milli şuurunun canlanması,
Kuvay-ı Milliye ruhunun gittikçe ortaya çıkması, hem içerideki, hem de
dışarıdaki düşmanları korkutmaya başladı.
Hele ki, 1 Kasım seçimleri sonucunda halk gerçekleri
görerek, iyi bir seçim yapar, oylarını dikkatli kullanır ve de sandıklara sahip
çıkarlarsa, herhalde güçlü bir Hükümet iş başına gelir.
Bugüne kadar ülkeye zarar verenlerin yargılanmaları için
Türkiye Savcıları Temiz Eller Operasyonu’na başlarlar ise, işte Türkiye
Cumhuriyeti’ni o zaman kimse yıkamaz ve yıkmaya da teşebbüs edemezler.
Türk Halkı olarak, kesinlikle, Ordumuza, Polisimize, Tüm
Emniyet Güçlerimize, Hâkimlerimize, Savcılarımıza, Devletin omurgasını
teşekkül ettiren memurlarımıza güvenmeliyiz. Herkes zamanı gelince gerçekleri
görecek ve gerekeni yapacaklardır.
Bu ülke sahipsiz değildir.
Ülkeye zarar verenler kimlerse, elbette zamanı gelince bunun
bedelini ödeyeceklerdir.
Milli ve yerli bir parlamento oluşması dileğiyle, NE MUTLU
TÜRK’ÜM DİYENE.
*
Ankara: 05 Ekim 2015
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
***
LÜTFEN DİKKAT!.. YORUM EKLEMEK İÇİN (AŞAĞIDAKİ) "Hiç yorum yok" YAZISINI TIKLAYINIZ...
***
LÜTFEN DİKKAT!.. YORUM EKLEMEK İÇİN (AŞAĞIDAKİ) "Hiç yorum yok" YAZISINI TIKLAYINIZ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder