TÜMER
DİYOR Kİ:
TÜM
DÜNYA KADINLARI BİR OLUP
“IIH
DERSE”
KADINLARA SALDIRILAR ORTADAN KALKAR!
(Spartalı erkekler pes eder ve ‘Halimiz berbat.
Barış istiyoruz. Bütün şartlar kabul’ diyerek sulh ister. Kocalar karılarına,
karılar kocalarına sokulur. Barış dediğin de başka nedir ki!)
Sevgili
okurlar; Dünya’da kadınlara karşı şiddet gittikçe artmakta. Bunun nedeni
Erkeklerin
kaba kuvvetleri ile kadınları kendilerine hizmet eden köle gibi görmeleridir.
Elbette
daha birçok psikolojik ve sosyolojik sebepler de vardır.
Hal
bu ki Kadının gücü erkeklerden daha fazladır. Her erkeğin mutlaka bir kadına
ihtiyacı vardır. Çünkü Kadın anadır. Onda ana sıcaklığı vardır. Şefkatlidir.
Kadının
yaradılışında ona verilen silah gücü erkeği pes ettirecek niteliktedir.
Kadınlara
uygulanan şiddete son verilebilecek silah gene kadınların elindedir.
Bu
nedenle siz kadınlara tarihten bir örnek vermek istiyorum.
Sizleri
Yaradan Tanrı’nın (ALLAH’IN) sizlere bahşettiği bu silah, sizleri erkek
şiddetinden koruyabilir. Bizden söylemesi.
Bu
konu ile ilgili sizlere Yazar Ayşe Nur hanımın 30 Ağustos 2018 tarihinde kaleme
aldığı yazıdan bir bölümü aktarmak istiyorum.
Bu
yazının tamamını (https://ekmekvegul.net/bellek/gunun-bellegi-lysistratalar-spartalilari-durdurabilir-mi)
okuyabilirsiniz.
“Biz kadınlar savaşın ilk günlerinde haddimizi bildik, her yaptığınıza
boyun eğdik. Ağız açtırmadınız bize, sustuk. Ama yaptıklarınızı beğeniyor
muyduk? Hayır. Olanın bitenin pekala farkında idik. Çok defa köşemizden
öğreniyorduk önemli işler üstüne verdiğiniz kötü kararları. İçimiz kan
ağlarken, yine de gülümseyerek sorardık: ‘Bugünkü halk toplantısında barış
üstüne ne karara vardınız?’ Kocamız ‘Sana ne? Sen karışma!’ der, biz de
susardık. Ama ara sıra da ne kötü kararlara varıldığını öğrenir ve sorardık: “Aman
kocacığım, nasıl olur, bu kadar çılgınca bir işe nasıl girersiniz?” Ama kocamız
bize yukardan bakarak: “Sen elinin hamuruyla erkeklerin işlerine karışma. Cenk
işi, erkek işi!” derdi. Başımızı derde sokuyordunuz, yine de bizim size öğüt
vermeye hakkımız yoktu. Ama sonunda siz kendiniz başladınız bağırmaya ulu orta:
’Erkek yok mu bu memlekette?’ diye. Erkekler cevap verdi size: ’Yok, erkek yok
bu memlekette!’ İşte o zaman biz kadınlar toplandık ve Yunanistan’ı kurtarmaya
karar verdik. Daha bekleyebilir miydik? Söz bizim artık, susmak sırası sizde.
Aklınızı başınıza toplar, öğütlerimizi dinlerseniz, işlerinizi biz yoluna
koruz!”
Bu sözler tarihin en eski savaş karşıtı eseri Lysistrata’dan alınma.
Lysistrata, Atina ve Sparta şehir devletleri arasında yaşanan Peloponnes
Savaşlarının en hararetli yıllarında, kardeş kavgasının hüküm sürdüğü Atina’nın
çöküş dönemine şahit olmuş büyük komedi ustası Aristophanes’in (M.Ö.446-386)
yazdığı ‘Akharnalılar’ (Kömürcüler), ‘Eirene’ (Barış), ve Lysistrata
üçlemesinin en ünlü eseri. Dilimize Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu
tarafından kazandırılan tek perdelik oyun Lysistrata’nın bıktırıcı Peloponnes
Savaşlarına ara verildiği Nikias Barışı’nın ardından, M.Ö.412-411 yılında
Callias şehrinin Arkon’u için yazıldığı, bu yıllarda Dionysos veya Lenaea
şenliğinde sahnelendiği sanılıyor.
YEMİNİMİ TUTMAZSAM...
Oyunda, Lysistrata adlı güzel kadının öncülüğünde
toplanan Atinalı kadınların politik duruma müdahale ederek erkekleri savaştan
vazgeçirmeye çalışmaları, esprili bir dille anlatılır. Hikayeye göre kadınlar
Atina demokrasisinin sembolü olan Akropolis tepesini ve burada saklanan şehir
hazinesini ele geçirirler. Ardından rakip Sparta şehir devletindeki kadınlarla
iş birliği yaparlar. Planları basit ama cüretkardır: Kadınlar erkeklerini
savaşa son vermeye razı etmek için cinsel grev yapacaklardır. Birlikte yemin
ederler: “İster koca, ister dost, dünyada hiçbir erkeğe kendimi
vermeyeceğim/Koynuma erkek girmeyecek/Açılıp saçılacağım, süsleneceğim/Erkeğim
benim için yanıp tutuşacak/Yine de kendi isteğimle teslim olmayacağım/Zor
kullanacak olursa/Zorluk çıkaracağım ve taş gibi katı olacağım/Bacaklarımı
kaldırmayacağım/Mart kedisine dönmeyeceğim/Yeminimi tutmazsam, bu şaraptan
içmek nasip olmasın/Yeminimi bozarsam, bu kâsedeki şarap su olsun!”
Sonuçta, Spartalı erkekler pes ederek “Halimiz berbat. Barış istiyoruz. Bütün şartlar kabul” diyerek sulh isterler. Yiyecek sepetleri ortaya çıkar, şaraplar açılır; kocalar karılarına, karılar kocalarına sokulur. Barış dediğin de başka nedir ki?
Sonuçta, Spartalı erkekler pes ederek “Halimiz berbat. Barış istiyoruz. Bütün şartlar kabul” diyerek sulh isterler. Yiyecek sepetleri ortaya çıkar, şaraplar açılır; kocalar karılarına, karılar kocalarına sokulur. Barış dediğin de başka nedir ki?
Bu yazıda anlatıldığı gibi, tüm Dünya kadınları bir
gün tespit edip o günden itibaren bir ay kocalarına, sevgililerine IIH
desinler, bakın neler olur!
Krallar, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, Milletvekilleri, Hakimler,
Savcılar dahil, en üst Bürokratlardan en alt bürokratlara ve en zengin iş
adamlarından, en küstah ve kabadayı erkekler dize gelirler ve Kadınları
koruyacak her türlü yasal, hukuksal tedbirleri alırlar.
Kadının silah gücü erkekleri dize getirir.
Üstelik her şey sizlerin kontrolünde olduğu için ve yasal hakkınızı kullandığınızdan, sokaklara da çıkmadığınız dan polis şiddetine de maruz kalmazsınız.
İşte size acizane benim önerim.
M.Ö. ce bunu yapan Spartalı kadınlar yaptı ise sizler
de yapabilirsiniz.
Bizden söylemesi.
01.12.2019
ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com