GÜZEL GÜNLER YAŞAMAK İSTİYORUZ-Tümer Diyor ki-Gazeteci Araştırmacı Yazar ZEKERİYA TÜMER-ulusal Haber Gazetesi-Ulusal Haber-Ulusal Ajans-Yeni Yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÜZEL GÜNLER YAŞAMAK İSTİYORUZ-Tümer Diyor ki-Gazeteci Araştırmacı Yazar ZEKERİYA TÜMER-ulusal Haber Gazetesi-Ulusal Haber-Ulusal Ajans-Yeni Yıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2018 Pazartesi

GÜZEL GÜNLER YAŞAMAK İSTİYORUZ "Tümer Diyor ki!.." Gazeteci, Araştırmacı-Yazar, ZEKERİYA TÜMER

TÜMER DİYOR Kİ: 
GÜZEL GÜNLER
YAŞAMAK
İSTİYORUZ!.. 
Sevgili okurlar, 
Çok az kaldı 2018 e veda etmeye.
Zaman su gibi akıp giderken, geriye gidiş değil, hep ileriye doğru gidiş söz konusu...
Zaman ileriye doğru akıp gidiyor.
Zaman ileriye doğru akıp giderken, bazı toplumlar geriye dönüş içerisinde çaba harcıyorlar.

Bunu da anlayabilmek mümkün değil!
Her geçen saniye, dakika, saatler, günler ve yıllar ömrümüzden bir parça almakta ve bizi sona yavaş yavaş yaklaştırmaktadır.
Bizler yeni yıla girerken eğleniyor ve mutlu olmaya çalışıyoruz. Bilmiyoruz ki, koskoca bir yıl daha ömrümüzden geçti ve gitti.
Adım adım ölüme doğru yaklaştığımızı neden düşünemeyiz? 
Hz. Mevlana’nın şu sözü çok hoşuma gidiyor.
Diyor ki Mevlana: “Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim… Zamanı öğrendim, yarıştım onunla, zamanla yarışılmayacağını, zamanla öğrendim..”

Evet, sevgili okurlar, doğduğumuz andan itibaren, her geçen zaman hayatımızın biraz daha kısalması demektir.
Zamanla da yarışılmaz.
Saatin yelkovanı hep ileriye doğru gidiyor. Gece, gündüzü, gündüz geceyi kovalıyor. Bizler de bu vakitler içerisinde verilen görevlerimizi yerine getiriyoruz.
Gözlemlenebilir evrende bir toz taneciğinden daha küçük yer kaplayan dünyamızın, bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre yaklaşık olarak 4,5 milyar yaşında olduğu söyleniyor. Evrenin kaç yaşında olduğu ise bilinmiyor. Demek ki, bugüne kadar 4,5 milyar yıl geçmiş ve bu zaman zarfında insan dâhil, birçok canlılar yaşamışlar sonra da yok olup gitmişler.
Şu an Dünya üzerinde yaşayan insan sayısının da 7,5 milyar olduğu tahmin ediliyor.
Her gün birileri doğarken, birileri de ebedi dünyalarına göç ediyorlar. Yani ölüm dediğimiz anı yaşıyorlar, bu dünyadaki yaşamları son buluyor.
2018 yılı biterken, 2019 yılı girerken, bütün insanlar, sanki çok önemli bir gelecek bulmuşlar gibi sevinç çığlıkları atarak, yeni girecek yılda, daha umutlu, daha mutlu bir yaşam yaşayacaklarını sanarak neşeleniyor ve mutlu olmaya çalışıyorlar!
Ülkem insanı karamsarlıktan kurtulabilmenin yollarını arıyor.
2019 yerel seçimleri yaklaşırken, ülkenin gerçek sorunlarından uzaklaşılmakta, sen ben kavgası yapılmaktadır. 
İktidar partisi haklı olarak elindeki imkânları kaybetmemek için çaba harcarken, muhalefet partileri ise İktidarın elindekileri alabilme çabasındalar.
Yerel seçimler Türkiye’nin kaderini belirleyecek diye propagandalar yapılmaktadır.
Bu sözleri daha önce de duyduk. Anayasa seçimleri dâhil, birçok seçimlerde Türkiye’nin kaderi belirlenecek, herkes aklını başına alsın dendi, neticede de Türkiye’nin kaderi belirlendi.
Akıp giden zamana uymaz ve her geçen anın değerini iyi bilemez isek, kaderimizi yaşarız.
Emperyalist güçlerin Dünya üzerinde oynadıkları oyunu iyi idrak edemez ve bu güçlerin ülkemiz üzerinde de hangi tezgâhları kurarak, genç ve dinamik Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkma, bölme, parçalama, sömürme, politikalarını anlayamaz isek, 2019 yılı dâhil, gelecek yıllarımız çok büyük sıkıntılar içerisinde geçmeye mahkûmdur.
Osmanlı devletinin nasıl yıkıldığını bilemez ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nasıl, hangi şartlarda kurulduğunu iyi idrak edemez isek, geleceğimizin sıkıntılı günlere gebe olacağını bilmemiz gerek.
Demokratik, laik, Türkiye Cumhuriyeti şu an Dünya’da en iyi yönetim şekli olduğu için, etrafımızdaki ülkelerden akın akın yabancılar, ekonomik sıkıntı içerisinde yaşamamıza rağmen, bizim ülkemize gelmekteler.
Türkî Cumhuriyetlerden, Rusya’dan, Çin’den, Afganistan’dan, Afrika ülkelerinden, Suriye’den, Arap ülkelerinden insanların bazıları gayrimenkul almak, yatırım yapmak için, bazıları da çalışmak, rahat bir ülkede yaşamak için ülkemize gelmekteler.
İstanbul dâhil birçok şehirlerimizin belli kesimlerinde yabancılar yerleşmiş, lokantalarını ve iş yerlerini açmış, sokakları işgal etmiş, yaşamlarını kendi ülkelerinde yaşar gibi yaşamaya başlamışlardır.
Türk nüfusu gittikçe azalmaya, iş yerleri kapanmaya, işsiz kalmaya, maddi sıkıntılar içerisine düşmeye başlamışlardır.
2019 yılında keşke, umutlar yok olmasa, insanlık kendine gelse ve önündeki yaşayabileceği hayatı daha mutlu ve huzurlu yaşayabilse.
Sevgili okurlar, bu mümkün mü?
2019 yılında ülkemizi ne bekliyor?
Önümüzdeki günler bizlere umut ışığı verebiliyor mu?
İnsanlığın çirkinleştiği, birbirlerini öldürmek ve yok etmek, haklarını ellerinden alarak, sömürmek, köleleştirmek için çaba harcandığı bir dünyada nasıl mutlu ve huzurlu bir yaşam süreceğiz!
Sevgili okurlar, gene de şöyle bir oh çekelim. 2018 i geride bıraktık.
Oh be ömrümüzden bir sene daha geçti. 2019 da geçer. 2019 yılında ölmez sağ kalırsak, 2020 yi de neşe ile kutlarız, diyerek teselli bulalım ve gelecek günlerimizin iyi olmasını dileyelim.
Zamanı durduramayız ve geleceğimizi ne kadar şekillendirmeye çalışsak da, o kendi kendini şekillendirir, ya bizi mutlu eder, ya da mutsuz.
Yapmamız gereken, umutla, azimle, kararlılıkla, birlik ve beraberlik içerisinde, içerideki ve dışarıdaki düşmanlarımızın bizleri mutsuz etmelerine engel olmaktır.
2019 yılında mutlu ve huzurlu olmak dileğiyle, hepinizin yeni yılını kutlar, sağlıklı, huzurlu bir yaşam dilerim.

24.12.2018
ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com