İÇİMİZ SIZLIYOR İÇİMİZ-TÜMER DİYOR Kİ-Gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İÇİMİZ SIZLIYOR İÇİMİZ-TÜMER DİYOR Kİ-Gazeteci etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Temmuz 2018 Salı

İÇİMİZ SIZLIYOR İÇİMİZ "TÜMER DİYOR Kİ!.." Gazeteci, Araştırmacı - Yazar: ZEKERİYA TÜMER "Siz şeytan mısınız, nasıl bir menfur melanetsiniz?. Allah sizlerin ve sizlere yardım eden, sizleri koruyan ve kollayanların belasını versin."


TÜMER DİYOR Kİ:
İÇİMİZ SIZLIYOR İÇİMİZ!..

Dedelerin, babaların, ninelerin, annelerin, kardeşlerin, komşuların, insan olan insanların içi sızlıyor, yürekleri yanıyor, burkuluyor, kalplerinde ki acı dinmiyor.
Siz insan mısınız?
İnsan olamazsınız!
Hayvansınız desek hayvanlara hakaret etmiş oluruz.
Siz şeytan mısınız, nasıl bir menfur melanetsiniz?.
Allah sizlerin ve sizlere yardım eden, sizleri koruyan ve kollayanların belasını versin.
İki yavru daha ısdırap, acı içerisinde öldürüldü.
Bu ne ilk ne de son.

Daha önce de birçok masum, melek yüzlü, gül kokulu yavrular adice, vahşice, alçakça ve kalleşçe öldürüldüler.
Bizleri 16 yıldır hangi siyasi iktidar yönetiyor.
Dine-imana, ahlâk ve adalete önem verdiğini söyleyen bir siyasi parti!...
Dinimizde böyle vahşetin cezası nedir?
Kesinlikle kısas ve mutlak surette ölüm.
Müslüman olan biri veya en alt tabakadan insan böyle adice, aşağılık, namussuzca, şerefsizce ve hunharca bir yola başvurabilir mi?
Sen Din adamı kisvesinde, Televizyonlara çıkıp, sosyal medyada ahkâmlar keser, 7-9 yaşında kız çocuklarının evlenmelerinden, kadınların cinselliğinden başka şey konuşmaz isen, işte böyle alçaklar, melek yavruların hayatlarına son verirler, yakınlarını ve insan olan insanların yüreklerini sızlatırlar.
Leyla’lar, Eylül’ler ve bugüne kadar öldürülen çocuklar.
Sadece bunlar mı, vahşice saldırıya uğrayan ve sonra da hunharca öldürülen genç kızlarımız, kadınlarımız.
Leyla’nın, Eylül’ün annesinin, babasının ve yakınlarının içlerindeki acı diner mi? Ölünceye kadar acı içerisinde yaşayacaklar.
Onların resimlerine, giysilerine baktıkça, onları kokladıkça yürekleri sızlayacak, gözlerinden yaşlar akacak. Dinmez bu acı. Dindiremezsiniz.
Bu şerefsizleri asmak bile yetmez, dilim dilim kesmek gerek. İran gibi sokaklarda boynuna ip bağlayıp sokaklarda gezdirmek, gerek.
Bebeklerimiz, çocuklarımız, evlatlarımız, onlardan kıymetli ne olabilir.
Onları korumak, kollamak, onları iyi yetiştirmek, hayata hazırlamak bizlerin, hükümetin, devletin görevi olmalıdır.
Eyy anneler, babalar ve çocuklar ile gezmeye çıkan büyükler.
Bırakmayın çocuklarınızın ellerini. Onları devamlı gözlemleyin. Takip edin.
Çocuğundan biri kaybolunca feryat edip ağlamak çare olmaz.
Dikkat edin anneler, babalar dikkat, dikkat, dikkat.

03.07.2018
ZEKERİYA TÜMER
Ulusalhaber1881@gmail.com
ŞU HABERE BAKIN 
VE YORUMUNU SİZ YAPIN!...
Küçüğün rızasıyla olmuş!...

AKP'li 6 vekilin Meclis'e taşıdığı "Tecavüzcülere af" yasası ile ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan peş peşe skandal açıklamalar geldi. Bozdağ "Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler." dedi.
İşte çok tartışılan önergeye imza atan vekiller
AKP milletvekilleri Mehmet Muş (İstanbul), Ramazan Can (Kırıkkale), Hacı Bayram Türkoğlu (Hatay), Halis Dalkılıç (İstanbul), Mücahit Durmuşoğlu (Osmaniye) ve İlyas Şeker (Kocaeli), dün akşam TBMM Genel Kurulunda çok tartışılan bir önerge verdi.
“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesindeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir.” şeklindeki önerge CHP ve MHP milletvekillerinin ‘tecavüz ettiği çocukla evlenene af getiriyor' eleştirileriyle büyük tepki gördü.
ÖZGÜR ÖZEL: KORKUNÇ BİR DURUM
Genel Kurul'da söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, önergenin korkunç bir durum olduğunu belirterek, “Biz, yoklama istemek suretiyle bu meselenin hiç olmazsa oylamasının önümüzdeki günlere kalmasını sağlamak ve Meclisin kapanmasını temin etme noktasındayız. AKP’li kadın milletvekillerinin vicdanlarına sesleniyoruz” dedi.
ERKAN AKÇAY: GECE YARISI SÜRPRİZİ
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da vicdanların sızlamayacağı bir düzenlemenin uzlaşı içinde yapılması gerektiğini belirterek, “Hükûmetin, iktidar grubunun bu, bir nevi gece yarısı sürpriz önergeyle gelmemesini beklerdik. Keşke bu, dün veya daha önce gelmiş olsaydı, biraz daha bunu değerlendirme fırsatımız olacaktı. Fakat bu, son dakika sürpriz önergesi olmuştur. Kabul etmeyeceğimizi ve bu tasarının tümüne de ret oyu vereceğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
MHP’li TAŞLIÇAY: BİNLERCE SAPIĞIN ARASINA 4 BİN HASTALIKLI ZİHNİYET DAHA GÖNDERİYORUZ
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve Kadın Kolları Genel Koordinatörü Nevin Taşlıçay,”Gün geçmiyor ki tacizciye-tecavüzcüye bir kolaylık sağlanmasın bu ülkede. Gün geçmiyor ki, kaç yaşında çocukla evlenilebileceği beyanında bulunan zihniyet televizyonlarda boy göstermesin. Bir tarafta kadına şiddet diğer tarafta çocuk istismarı. Şimdi ise başka bir trajedi. Sanki binlerce taciz, tecavüz vakası engellenebilmiş gibi dışarıdaki binlerce sapığın arasına hapiste olan 4 bin hastalıklı zihniyeti daha gönderiyoruz” ifadelerinde bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise yaptığı konuşmada, önergeyi savunarak şunları söyledi: “Şu anda cezaevlerinde pek çok kişi var, bu yönde tutuklanmış ve hüküm giymiş kişi. Düğün yapılmış, dernek yapılmış, gelmişler, hediyeleri takmışlar, resmen evlenmişler; medeni kanun anlamında değil, yani halk arasında kabul şeklinde söyleyelim…
"KÜÇÜĞÜN RIZASI VAR"
Bu 2005’te yürürlüğe giren ceza kanunu uygulamasındaki bu geçiş döneminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle şu anda 16 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya olan insanlar var. Bunlar tecavüzcü değil. Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler. Ancak bizim kanunumuzun yeni düzenlemesinde rızayı kaldırdık. Yani burda yargılama yapılırken mahkemeler rızanın varlığına bakmıyor. Sadece yaşı küçükse ve tarafların geleneklerine göre böyle bir evlilik yapıp yapmadığına da bakmıyor doğrudan 16 yıl ceza veriyor. Böyle bir uygulama var. İşte bu uygulamadan kaynaklanan ortaya çıkmış yaş küçüklüğünde evlendirilmiş mağdur edilmiş kadınlarımız var. Hem bunların doğurduğu çocuk ve ya çocuklar var. Onlar da ayrı bir mağdur. Öte yandan erkek de aileler bunu zorladığı için o da hapiste 16 yıl. Annelerin babaların yaptığı yanlışlığın büyük cezasını hem kadın çekiyor hem erkek çekiyor. Ve bu darama bizim Türkiye’de sessiz kalmamız doğru değil