TÜMER DİYOR Kİ:
ALDANAN HALK UYANIYOR!..
DİP DALGA GELİYOR…
Sevgili okurlar;
DİP DALGA GELİYOR…
Sevgili okurlar;
24 Haziran’a çok az bir zaman kaldı.
Son haftaya girildi.
Bu hafta en kritik günlerin geçeceği hafta.
Her şey olabilir.
Türkiye üzerinde esen rüzgâr, milletin enerjisi ile birleşerek gittikçe hızını arttırmaktadır.
Hızı artan rüzgâr, denizdeki dalgayı büyütür.
Milletin gerçekleri görmesi denizin dibindeki suyu da harekete geçirdi, rüzgâr hızlandı, dip dalga büyüyerek geliyor.
Bunu artık kimse engelleyemez.
Bu gerçeği 15 yıllık iktidara çok sıkı sarılmış AKP’liler de görüyor ve kuşku ile izliyorlar.
Elbette AK Parti kuşku duyacak ve dalgayı durdurmaya çalışacak.
Ancak, dalga kıranlar da işe yaramayacaktır.
Zaten AK Parti seçmenlerinden bir kısmı sıkılmış ve bunalmış vaziyette olduklarından yönlerini başka partiye çevirdiler.
Şu an açıklamıyorlar ama buna şahit olduklarımız da var.
AK Parti ve bilhassa Recep Tayyip Erdoğan hayranı olan seçmen vatandaş da az değil. Birbirlerine çok sıkı bağlarla bağlılar.
Son haftaya girildi.
Bu hafta en kritik günlerin geçeceği hafta.
Her şey olabilir.
Türkiye üzerinde esen rüzgâr, milletin enerjisi ile birleşerek gittikçe hızını arttırmaktadır.
Hızı artan rüzgâr, denizdeki dalgayı büyütür.
Milletin gerçekleri görmesi denizin dibindeki suyu da harekete geçirdi, rüzgâr hızlandı, dip dalga büyüyerek geliyor.
Bunu artık kimse engelleyemez.
Bu gerçeği 15 yıllık iktidara çok sıkı sarılmış AKP’liler de görüyor ve kuşku ile izliyorlar.
Elbette AK Parti kuşku duyacak ve dalgayı durdurmaya çalışacak.
Ancak, dalga kıranlar da işe yaramayacaktır.
Zaten AK Parti seçmenlerinden bir kısmı sıkılmış ve bunalmış vaziyette olduklarından yönlerini başka partiye çevirdiler.
Şu an açıklamıyorlar ama buna şahit olduklarımız da var.
AK Parti ve bilhassa Recep Tayyip Erdoğan hayranı olan seçmen vatandaş da az değil. Birbirlerine çok sıkı bağlarla bağlılar.
Ölümüne Reislerinin de yanındalar.
Ne var ki gerçeklerden de kaçmamak gerek.
Kim ne derse desin gerek Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse AK Parti 15 yıllık iktidar döneminde günahları ve sevapları ile birlikte çok ama çok yoruldular.
Bu yorgunluk ülkenin geleceğini etkilediğinden dalgalar büyümeye başladı.
Elbette, tüm kurumlara atadıkları yandaşlarını ve ele geçirdikleri kurumları, en önemlisi de devletin büyük kaynaklarını kaybetmek istemeyeceklerdir!..
Fakat şu da bir gerçek ki, Millet İttifakı, Cumhur ittifakından daha çok puan topluyor.
İnce büyük sempati topladı. Esprili ve hazır cevaplılığı ile kitleleri coşturuyor, her gittiği yerde de büyük kalabalıklara hitap ediyor.
Fizik öğretmenliğinin verdiği avantajı da iyi kullanarak, iyi bir eğitmen, öğretmen, öğrencilerini koruyan kollayan, halkı kucaklayan tavırları ve sözleri ile güçlü bir lider olabileceğini kanıtladı.
C.H.P. de Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıktığında elbette bu kadar başarılı olabilmesi mümkün değildi.
Şimdi serbest, bağımsız, istediği gibi hareket etmekte.
Dip dalganın dalgalarını büyütüyor. Önüne dalga kıranlar çıkmaz ise ipi çok rahat göğüsleyeceğe benziyor.
Cumhurbaşkanı olduğunda kadrosu hazır. Ekonomistler, hukukçular, tecrübeli gazeteciler ve devlet adamları Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak göreve gelmeyi bekliyorlar.
Millet İttifakının kadroları da ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıyı giderebilmek ve Cumhuriyetin eski ayarlarına dönebilmek için hazırlar.
Millet tek adam rejimine karşı olduğunu ispatlayacak.
Türk milleti baskı rejimlerini hiçbir zaman kabul edemez. Bunu herkesin idrak etmesi gerek.
Demokrasi dinimizin de vecibelerindendir. Halkın iradesi ve istişare ile ülkenin yönetilmesinde her zaman yarar vardır.
Hukukun üstünlüğü olmalı, yargı bağımsız olmalıdır.
Devletin içindeki görevliler, siyasilerin emrinde değil, devletin emrinde olmalıdırlar.
Güçlü devlet, güçlü ordusu ve güçlü ekonomisi, güçlü kurumları ile ayakta durur.
Dışa bağımlı olmayan, üreten ve kendi kendine yetebilecek kaynaklarını iyi değerlendiren ve milletinin birlik ve beraberliğini koruyabilen, ahlaki değerlere önem veren, İktidarlar halk tarafından sevilir ve benimsenir.
Muharrem İnce’de gelse, Meral Akşener de gelse Cumhurbaşkanlığı kadrosu güçlü olacak.
Güçlü bir kadro ile devleti idare etmeye çalışacaklar..
Atatürk’ün ilkelerine bağlı olacaklar.
İYİ Parti Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’i de takdir etmemek mümkün değil.
Son derece başarılı ve mücadeleci bir Türk kadını.
Bahçeli ile boğuşarak bu günlere geldi.
Atatürk’çülüğü, milli ve manevi değerlere önem vermesi, olumlu, sevecen tavrıyla, dip dalgayı tetiklemektedir.
MHP’nin tabanından ve diğer sağ kesimdeki partililerden büyük destek almaktadır.
R.T.E. nın korkulu rüyası idi, yanına bir de İnce’yi kattı.
Ya Karamollaoğlu? Karamollaoğlu ise, olgunluğu, bilge kişiliği, bilgisi ve görgüsü ile Saadet Partisi olarak halkın gözünde çok pozitif hale geldi.
Tanımayanlar tanıdı. Beğenmeyenler beğenir hale geldi. AK Partiyi ve R.T.E. nı her eleştirdiğinde gerçekleri yansıttığından puanı artmakta.
Muhalefetin iktidar partisini eleştireceği çok şey var.
Örneğin; Yunanistan’a verilen adalardan kimse bahsetmiyor. Acaba neden?
Satılan Bankalar, kurumlar ve topraklarımız ki yer altı madenlerimizden de çok bahsedilmiyor.
Bu paralar Türkiye’de mi kalıyor.
Milli hiçbir şeyimiz kalmadı.
Andımız kaldırıldı, gönderden Türk Bayrağı indirildi, askerimizin kafasına çuval geçirildi.
Bunlar Türk Milletini üzmedi mi? Üzdü ve unutulmadı.
24 Haziran seçimleri tam bir Demokratik düzen içerisinde yapılırsa, milli mutabakat birliğinin kazanmaması mümkün değil.
İnşallah bu son hafta’da hoş olmayan olaylar yaşamayız.
Kindar bir şekilde yetişmiş olan Recep Tayyip Erdoğan taraftarları iktidarı kaybetme korkusu ile inşallah ortalığı karıştırmazlar.
PKK yanlıları da inşallah alçak saldırılarını yaparak, askerimizi, polisimizi şehit etmezler.
Tüm partililer kardeştir. Sahaya çıkılınca mücadele edilir. Ancak, vurmak, kırmak, öldürmek olmamalıdır. Tartışmalar elbette yapılacaktır. Tartışmaların dozajı aşılmamalıdır. Kültürel seviye sokak seviyesine düşürülmemelidir. Halkı gerilime sokmanın, ayrışmanın kimseye faydası olamaz. Seçimden sonra gene hepimiz ülkemizin geleceği için el birliği ile çalışmak, torunlarımıza güzel bir gelecek bırakmak için mücadele etmek zorundayız.
Sakin olmak zorundayız.
Ne var ki gerçeklerden de kaçmamak gerek.
Kim ne derse desin gerek Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse AK Parti 15 yıllık iktidar döneminde günahları ve sevapları ile birlikte çok ama çok yoruldular.
Bu yorgunluk ülkenin geleceğini etkilediğinden dalgalar büyümeye başladı.
Elbette, tüm kurumlara atadıkları yandaşlarını ve ele geçirdikleri kurumları, en önemlisi de devletin büyük kaynaklarını kaybetmek istemeyeceklerdir!..
Fakat şu da bir gerçek ki, Millet İttifakı, Cumhur ittifakından daha çok puan topluyor.
İnce büyük sempati topladı. Esprili ve hazır cevaplılığı ile kitleleri coşturuyor, her gittiği yerde de büyük kalabalıklara hitap ediyor.
Fizik öğretmenliğinin verdiği avantajı da iyi kullanarak, iyi bir eğitmen, öğretmen, öğrencilerini koruyan kollayan, halkı kucaklayan tavırları ve sözleri ile güçlü bir lider olabileceğini kanıtladı.
C.H.P. de Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olarak çıktığında elbette bu kadar başarılı olabilmesi mümkün değildi.
Şimdi serbest, bağımsız, istediği gibi hareket etmekte.
Dip dalganın dalgalarını büyütüyor. Önüne dalga kıranlar çıkmaz ise ipi çok rahat göğüsleyeceğe benziyor.
Cumhurbaşkanı olduğunda kadrosu hazır. Ekonomistler, hukukçular, tecrübeli gazeteciler ve devlet adamları Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak göreve gelmeyi bekliyorlar.
Millet İttifakının kadroları da ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıyı giderebilmek ve Cumhuriyetin eski ayarlarına dönebilmek için hazırlar.
Millet tek adam rejimine karşı olduğunu ispatlayacak.
Türk milleti baskı rejimlerini hiçbir zaman kabul edemez. Bunu herkesin idrak etmesi gerek.
Demokrasi dinimizin de vecibelerindendir. Halkın iradesi ve istişare ile ülkenin yönetilmesinde her zaman yarar vardır.
Hukukun üstünlüğü olmalı, yargı bağımsız olmalıdır.
Devletin içindeki görevliler, siyasilerin emrinde değil, devletin emrinde olmalıdırlar.
Güçlü devlet, güçlü ordusu ve güçlü ekonomisi, güçlü kurumları ile ayakta durur.
Dışa bağımlı olmayan, üreten ve kendi kendine yetebilecek kaynaklarını iyi değerlendiren ve milletinin birlik ve beraberliğini koruyabilen, ahlaki değerlere önem veren, İktidarlar halk tarafından sevilir ve benimsenir.
Muharrem İnce’de gelse, Meral Akşener de gelse Cumhurbaşkanlığı kadrosu güçlü olacak.
Güçlü bir kadro ile devleti idare etmeye çalışacaklar..
Atatürk’ün ilkelerine bağlı olacaklar.
İYİ Parti Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’i de takdir etmemek mümkün değil.
Son derece başarılı ve mücadeleci bir Türk kadını.
Bahçeli ile boğuşarak bu günlere geldi.
Atatürk’çülüğü, milli ve manevi değerlere önem vermesi, olumlu, sevecen tavrıyla, dip dalgayı tetiklemektedir.
MHP’nin tabanından ve diğer sağ kesimdeki partililerden büyük destek almaktadır.
R.T.E. nın korkulu rüyası idi, yanına bir de İnce’yi kattı.
Ya Karamollaoğlu? Karamollaoğlu ise, olgunluğu, bilge kişiliği, bilgisi ve görgüsü ile Saadet Partisi olarak halkın gözünde çok pozitif hale geldi.
Tanımayanlar tanıdı. Beğenmeyenler beğenir hale geldi. AK Partiyi ve R.T.E. nı her eleştirdiğinde gerçekleri yansıttığından puanı artmakta.
Muhalefetin iktidar partisini eleştireceği çok şey var.
Örneğin; Yunanistan’a verilen adalardan kimse bahsetmiyor. Acaba neden?
Satılan Bankalar, kurumlar ve topraklarımız ki yer altı madenlerimizden de çok bahsedilmiyor.
Bu paralar Türkiye’de mi kalıyor.
Milli hiçbir şeyimiz kalmadı.
Andımız kaldırıldı, gönderden Türk Bayrağı indirildi, askerimizin kafasına çuval geçirildi.
Bunlar Türk Milletini üzmedi mi? Üzdü ve unutulmadı.
24 Haziran seçimleri tam bir Demokratik düzen içerisinde yapılırsa, milli mutabakat birliğinin kazanmaması mümkün değil.
İnşallah bu son hafta’da hoş olmayan olaylar yaşamayız.
Kindar bir şekilde yetişmiş olan Recep Tayyip Erdoğan taraftarları iktidarı kaybetme korkusu ile inşallah ortalığı karıştırmazlar.
PKK yanlıları da inşallah alçak saldırılarını yaparak, askerimizi, polisimizi şehit etmezler.
Tüm partililer kardeştir. Sahaya çıkılınca mücadele edilir. Ancak, vurmak, kırmak, öldürmek olmamalıdır. Tartışmalar elbette yapılacaktır. Tartışmaların dozajı aşılmamalıdır. Kültürel seviye sokak seviyesine düşürülmemelidir. Halkı gerilime sokmanın, ayrışmanın kimseye faydası olamaz. Seçimden sonra gene hepimiz ülkemizin geleceği için el birliği ile çalışmak, torunlarımıza güzel bir gelecek bırakmak için mücadele etmek zorundayız.
Sakin olmak zorundayız.
Her ne olursa olsun bu ülke bizim. Gidecek başka ülkemiz yok.
Korkunun da ecele faydası olmaz.
Türkiye Cumhuriyeti, Laik, Demokrat bir devlet olarak, ebediyen yaşamalıdır ve yaşatmak zorundayız.
SON SÖZ:
Mustafa Kemal Atatürk ne demiş: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Eyy millet düşün, taşın ve 24 Haziran’da oyunu ona göre kullan. Dolduruşa gelme, gerçeklerden kaçma, hile ve şer’e tevessül etme.
Adalet hepimize lazım.
18.06.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
Korkunun da ecele faydası olmaz.
Türkiye Cumhuriyeti, Laik, Demokrat bir devlet olarak, ebediyen yaşamalıdır ve yaşatmak zorundayız.
SON SÖZ:
Mustafa Kemal Atatürk ne demiş: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Eyy millet düşün, taşın ve 24 Haziran’da oyunu ona göre kullan. Dolduruşa gelme, gerçeklerden kaçma, hile ve şer’e tevessül etme.
Adalet hepimize lazım.
18.06.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder