ALDATANLAR
VE
ALDANANLAR!..
Sevgili
okurlar, toplumun yozlaşmasını, akıl tutulmasını, bilincin yitirilmesini,
duyarsızlığını, ahlaki değerlerin yitirildiğini, görmekte ve yaşamaktayız.
Bunların nedenlerini araştırmamıza gerek de kalmıyor.
Nedenler ortada!
Son 15 yıldır bizleri kimler idare ediyor?
Siyaset nasıl işliyor?
Kimler bizlerle dalga geçiyor.
Kimler bizleri kandırıyor, aldatıyor?
Farkında mısınız, yoksa değilmisiniz?
Siyasi iktidarlar; halkın refahı, huzuru, ülkenin kalkınması,
milli gelirimizin yükselmesi dâhil her konuda çaba harcamalıdırlar.
Harcıyor ve çalışıyorlar mı?
Son günlerde yaşanılan olaylar, alınan kararlar, çıkarılan yasalar
karşısında Milletin aklı gitti, kayboldu, akıl tutulması yaşanıyor.
Algı operasyonu verimliliğini gösteriyor.
Ekonomik sıkıntı içerisinde yaşayan toplumun çoğunlukta olan kesimi, gelirimi nasıl, nereden arttırırım diye, 27 yaşındaki tombula paralarını kaptırıyor.
Ekonomik sıkıntı içerisinde yaşayan toplumun çoğunlukta olan kesimi, gelirimi nasıl, nereden arttırırım diye, 27 yaşındaki tombula paralarını kaptırıyor.
70 bin insan kandırılırken, seksen milyon insanın da hakkı
yeniyor, haberimiz yok.
Şehrin en işlek otobüs durağının önüne vatandaş arabasını park
ediyor, dörtlüleri yakıyor, çekip gidiyor. Durakta bekleyenler şaşkın bile
değiller.
Belediye otobüsü durağa yanaşamıyor, yolun ortasından yolcuları
almaya çalışıyor.
Kimsede çıt yok. Bazı yaşlı olanlar kızsa da yapabilecekleri bir
şey yok.
Kadın yolda yürürken, birileri çantasını kapıyor kaçıyor, zavallı
kadın yerlerde sürünüyor, millet seyrediyor.
Yaşlı ninem otobüse biniyor, gençler uyuma numarası ile gözler
kapalı, kulaklıklarında cep telefonunun kulaklıkları takılı uyuyor, kimse
uyandırmıyor.
Hırsızlık, talan, vurgun, yalan söyleme, dolandırıcılık,
dilencilik arttıkça artıyor.
Sıkıntılı olan vatandaş iyi niyetinin kurbanı olmaya devam ediyor.
Hadi, toplumun bir kesimi aldatılıyor, kandırılıyor, diyelim.
Vallahi ben ülkemizde yaşayan insanların % 90'ının aldatıldığına
inanmaya başladım.
Aldatma fiziksel ve ruhsal olabilir.
Aldatanlar da aldatılma korkusu yaşayarak, paranoyak olurlar.
Aldatanları da mutlaka bir gün gelir bir başkası aldatır.
Günümüzde aldatma şartlarının tanımı çok değişti.
Facebook,
internet, sosyal ortamlar ve iş ortamlarında aldatmalar.
Asıl önemli aldatmalar da ülkelerin birbirlerini aldatmalarıdır.
Hele ki siyasilerin seçmenlerini aldatmaları zirvededir.
Aldatmanın, kandırmanın tek sebebi vardır, menfaat ve çıkardır.
Aldatma denince, hemen kadının kocasını, kocanın karısını, sevgililerin
birbirlerini aldatmaları akla gelir.
Halbuki aldatmak ve
kandırılmak sadece bu değildir.
Aldatılmak kelimesinin arkasında kandırılmak vardır. Aldatmak
isteyen insan, karşısındakini oyuna getirmek isteyerek, onu beklenilenin
dışında kendi istediği davranışa yöneltmektir. Böylece, aldatılan kişi
kandırılmış, oyuna getirilmiş, beklemediği ve hiç istemediği bir davranışa
maruz bırakılmıştır.
Hiç dikkatinizi çekmiyor mu? Mağazalarda ki etiketlerin üzerinde
hep 90 yazısı vardır.
Örneğin, bu elbise 190 lira 99 kuruş der. Göz göre göre bizleri
kandırırlar, herkes de bunu bile bile yutar.
Aldatılma, kandırılmanın en kötü ve acı tarafı ülkenin geleceğinde
halkın aldatılma ve kandırılması'dır.
Söylenen sözler ile yapılan icraatlar ayrı olunca, millet
aldatılıyordur.
Şahsi aldatmalar, kişilerin kendisine zarar verir. Ancak, toplumun
aldatılması, ülkenin topuna zarar verir.
Gerçekler ortadadır.
Herkes, kendi kendini sorgulamalı ve her şeye evet dememeli, haksız uygulamalarda sesini çıkarmalı ve birbirini uyarmalıdır.
Herkes, kendi kendini sorgulamalı ve her şeye evet dememeli, haksız uygulamalarda sesini çıkarmalı ve birbirini uyarmalıdır.
Otobüs durağının önüne arabasını bırakan kişiye, vatandaş müdahale
edebilmelidir.
Köpekler bile caddede karşıdan karşıya geçerken, yaya geçidinde
yeşil ışığın yanmasını beklerken, insanlar kırmızı yanarken geçmeye çalışmakta,
sağdan yürümeyip, soldan yürüyerek birbirlerine çarpmaktan zevk almaktalar.
Bilinçli olan toplumlar, yanlışlıkları daha iyi görür ve
yaptıkları olumlu ikazlar ile toplumun düzenini kurabilirler.
Milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmanın zamanı geldi de
geçiyor.
Ahlaksızların, namussuzların, yalancıların, dolandırıcıların,
hırsızların
Çoğaldığı bir dünyada, ahlaklı ve faziletli bir toplum olmak
zorundayız.
Haksızlığa boyun eğmek, kandırılmaya, aldatılmaya göz yummak,
başım belaya girer korkusu ile bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen
toplum olmaktan vaz geçmemiz, haksızlıklara dur dememiz gerek.
Korkunun ecele faydası yoktur.
AHLAKLI, FAZİLETLİ, DUYARLI, BİLİNÇLİ, MİLLİ VE MANEVİ
DEĞERLERİMİZE, VATANIMIZA, BAYRAĞIMIZA SAHİP ÇIKAN BİR MİLLET OLMALIYIZ.
ALDATILMA, KANDIRILMA, ALDATMA, KANDIRMA...
ALDATILMA, KANDIRILMA, ALDATMA, KANDIRMA...
21.03.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
Haksızlığın olduğu yerde kimse beni susturamaz. Kızılay da engelli şeridine park eden aracı nasıl yaptığı yanlış karşısın da pişman ettim ise durak önüne park eden araçların da resmi emniyete gitmiştir. Ben ve güzel insanlarımız yol ortasından otobüse binmek zorunda değiliz. Hak bizim ise susmayalım.
YanıtlaSil