TÜMER DİYOR Kİ:
YÖNETİYORMUYUZ,
YÖNETİLİYORMUYUZ?..
Sevgili okurlar, biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşayanlar olarak dışa bağımlı mı yaşıyoruz, yoksa içe bağımlı mı olarak yaşıyoruz?
Bizleri yöneten kadrolar, birilerinden icazet alarak yönetiliyorlar mı, yoksa tamamen kendi iradesi ile kararlar vererek bizleri yönetiyor mu?
Devlet kurmak ve devleti yönetmek o kadar kolay olmasa gerek.
Kararlar alınır, yasalar çıkarılır, devleti yönetecek kadrolar oluşturulur, milletin hizmetini yapacak kişiler görevlere atanır.
Bu kadar büyük bir teşkilatı yönetmek, yönlendirmek, herhalde kolay olmasa gerek.
Senin göreve getirdiğin bir kişi hata yaparsa, onun bedelini bile ödemek sana düşer. Nedeni, yetkili sensin, sen onu göreve getirdin.
16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği referandumunda evet denildi ve Anayasa değiştirildi.
Ülkenin başı olan Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verildi ve tek adamın yönetmesinin yolu açıldı.
24 Haziran 2018 de de Cumhurbaşkanlığını seçimini Recep Tayyip Erdoğan % 50 barajını aşarak kazandı.
Gerçekten işi çok zor şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın.
Ülkenin geldiği durum belli.
Dışarıdan gelen baskılar, içeride de ne söylediğini bilmeden sözler söyleyen ve halkı gerim gerim geren yöneticiler.
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan Soylularla mı uğraşsın, Soysuzlar la mı? Herkes artık her şeyin sorumlusu olarak o’nu suçlayacak.
Bu da bana göre haksızlık. Ancak, bu kadar yetkiyi kendisinde toplamak da iyi olmadı. Yetkilerin dağıtılması gerek. Denetim mekanizması iyi çalışırsa yöneten yöneticiler bilerek kolay kolay yanlış yapamaz. Adalet tepesine biner.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şimdi akıl vermek isteyenler, ona yağ çekip göreve gelmek isteyenler, devletin kaynaklarından yararlanmak isteyen uyanıklar, etrafında fıldır fıldır döneceklerdir.
Gerçekten çok zor işi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın.
Şu an kimse onun yerinde olmak istemez herhalde.
Zaten Muharrem İnce’de gerçekten istemedi ki, hemen sesini kesti ve ortadan kayboldu.
Allah yardımcısı olsun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın.
Sorunlar çok.
Önümüzdeki günlerde gerçekten çok büyük sıkıntılar yaşanacak.
Yetki sahipleri iyi idare edebilmek için en ufacık bir eleştiri ve kafa tutmada, karşısındakine derhal ceza verecektir.
Ceza uygulamaları her geçen gün artacaktır. Hapishaneler dolup taşacaktır.
Bunu bilen M.H.P. lideri Devlet Bahçeli onun için af çıkarma peşinde olmasın.
Bahçeli Hükümet içerisinde yer almayacağını söylüyor. Akıllı adam.
Bunca sıkıntı varken neden görev alsın ki! Sorumluluklara ortak olmak istemiyor. Kendince de haklı olabilir. Kafasına yatan kararlara evet der, yatmayanlara da hayır der. Olur biter. Sıkıntıyı Recep Tayyip Erdoğan göğüslesin.
Cumhuriyetin, Demokrasinin ayarları ile oynandı. Buna herkes de göz yumdu.
Şimdi ağlamanın ve sızlamanın hiç yeri değil.
Hatalar düzeltilebilir. Tek kişinin vereceği kararlar isabetli olduğu takdirde, onu uygulayacak yöneticilerde namuslu ve devletini, memleketini, milletini düşünen insanlar olduğu takdirde, dış baskılara milletçe karşı durduğumuz ve Devlete destek olduğumuz zaman, bu ülke kendini çabuk toparlar ve kalkınmış bir ülke haline gelebilir.
Bunun tersi olursa da çok ağır bedeller ödeyebiliriz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan gitmeye çalışılsın, onunla uğraşılmasın.
Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği ve bize ışık tuttuğu sözlere dikkat edin. Onun gibi iradeli ve kararlı olmamız, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmamız gerek.
Ne dinimiz ne de Atatürk suiistimal edilmemelidir.
Cumhuriyetçi ve Demokrat görüşlerden ayrılmamak gerek.
Hadi hayırlısı!...
30.06.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
Güncel Haber, Objektif_Realist Yorum, Milli Analiz, Tarafsız İnceleme, Bağımsız Araştırma,
Araştırmacı - Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Araştırmacı - Yazar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Haziran 2018 Cumartesi
YÖNETİYORMUYUZ, YÖNETİLİYORMUYUZ?.. "TÜMER DİYOR Kİ" Gazeteci, Araştırmacı - Yazar, ZEKERİYA TÜMER
11 Mayıs 2018 Cuma
TÜRKİYE’NİN DAĞLARINDA İNCE İNCE ÇİÇEKLER AÇACAK "TÜMER DİYOR Kİ!.." Gazeteci, Araştırmacı - Yazar, Zekeriya TÜMER
TÜMER DİYOR Kİ!..:
TÜRKİYE’NİN DAĞLARINDA
İNCE İNCE ÇİÇEKLER AÇACAK
Sevgili okurlar; yoksul bir ailede dünyaya gelmişti.
Anne ve babası okuma yazma bilmezlerdi.
Yıllarca tarlalarda ırgatlık yapmıştı.
Bakkallarda çıraklık yaptı.
10 yaşında annesini kaybetti
İşe girdi, 21 yaşında işini kaybetti.
Bocalama dönemi başladı.
24 yaşında tekrar işinden oldu.
Genç yaşında evlenmişti, 25 yaşında dört çocuğu vardı.
Ancak evlat acısını 25 yaşında üç çocuğunu kaybederek yaşadı.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
Siyasete girdi, 34 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.
36 yaşında kongre seçimlerini tekrar kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
BU KİŞİ, ABRAHAM LİNCOLN’DÜ...
Lincoln, en büyük ABD Başkanlarından biri olarak kabul edilir. Günümüzde Lincoln’ün resmi, 5 Dolarlık Banknotların ve 1 sentlik madeni paraların üzerinde yer almaktadır.
(Kaynak: Abraham Lincoln'un hayat hikayesi: Nasıl Başkan oldu? )
Bunu neden yazdım dersiniz?
Birilerinin anlaması için.
CHP’nin başkanlığını kazanamayan Muharrem İnce, bal gibi Cumhurbaşkanı olabilir diye yazdım.
Kişiler başkalarını eleştirirken, kendilerine de iyi bakmalıdırlar.
Başarı trendi Türkiye’de aniden yükselebilir.
Bürokraside evvelden liyakat vardı. Şimdi ise kimlerin nerelere hak etmedikleri görevlere getirildiklerini biliyoruz.
Halk İNCE’ye CUMHURBAŞKANLIĞI görevini verirse, İNCE’de bu vatanın evladı olarak görevini en iyi şekilde yapabilecek yetenek ve bilgiye sahiptir.
Diğer adaylar da aynıdır. Her biri birbirinden değerlidir.
Sevgili okurlar; daha önceki yazımda da bahsettiğim şu hususa bir kere daha değinmek istiyorum.
Nedeni ise; ülkemiz üzerinde kimlerin neler düşündüğüdür. Halkımızın asıl bu konulara dikkat etmesi gerekmekte ve TAMAM’MI DEVAM MI kararını ona göre vermelidir.
CIA eski Türkiye Şefi, Paul Bernard Henze’nin 2006’da Beyaz Saray’a sunduğu Türkiye Raporunda bakın ne yazıyor:
“Türkiye’nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız. Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis; Meclis’i ikna ettiğimizde ordu; orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor
Eğer Amerika’nın çıkarı Türkiye’de bir federal devlet kurulması ise; mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, Meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir.
Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.
Eğer o bir kişi Amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak Amerika için sorun olmaz.”
Sevgili okurlar yıl 2006. Şimdi ise yıl 2018. Ülkenin 2006 dan bu yana yaşadıkları ortada. Feto hareketi ile ordu yıpratılmış, yargı bağımsız olmaktan çıkmış, bürokrasi çökmüş, Meclis gücünü kaybetmiştir.
Meclis ve Hükümet tek elden idare edilecek Başkanlık rejimine doğru gitmektedir.
Zamanın ABD Başkanlarından Nixon ne demişti 1970 lerde: “Müslüman ülkelerde demokrasi ve laiklik olmasına izin veremeyiz. Eğitim sisteminin ve ülke idaresinin din temelleri üzerine kurulması gerekiyor. Başlarındaki çobanı ele geçirince, ülkeyi biz yönetiriz.
Bu doğrultuda tedbirler almak zorundayız.”
Buyurun emperyalist güçlerin düşünceleri işte bu.
Şimdi 24 Haziran seçimlerinin önemini bir kez daha idrak etmemiz gerekiyor.
Bakın Mustafa Kemal Atatürk 1923 yılında ne söylemiş: “Milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. (1923)
SON SÖZ:
TÜRKİYE’NİN DAĞLARINDA
İNCE İNCE ÇİÇEKLER AÇACAK
Sevgili okurlar; yoksul bir ailede dünyaya gelmişti.
Anne ve babası okuma yazma bilmezlerdi.
Yıllarca tarlalarda ırgatlık yapmıştı.
Bakkallarda çıraklık yaptı.
10 yaşında annesini kaybetti
İşe girdi, 21 yaşında işini kaybetti.
Bocalama dönemi başladı.
24 yaşında tekrar işinden oldu.
Genç yaşında evlenmişti, 25 yaşında dört çocuğu vardı.
Ancak evlat acısını 25 yaşında üç çocuğunu kaybederek yaşadı.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
Siyasete girdi, 34 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.
36 yaşında kongre seçimlerini tekrar kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ABD’ye başkan seçildi.
BU KİŞİ, ABRAHAM LİNCOLN’DÜ...
Lincoln, en büyük ABD Başkanlarından biri olarak kabul edilir. Günümüzde Lincoln’ün resmi, 5 Dolarlık Banknotların ve 1 sentlik madeni paraların üzerinde yer almaktadır.
(Kaynak: Abraham Lincoln'un hayat hikayesi: Nasıl Başkan oldu? )
Bunu neden yazdım dersiniz?
Birilerinin anlaması için.
CHP’nin başkanlığını kazanamayan Muharrem İnce, bal gibi Cumhurbaşkanı olabilir diye yazdım.
Kişiler başkalarını eleştirirken, kendilerine de iyi bakmalıdırlar.
Başarı trendi Türkiye’de aniden yükselebilir.
Bürokraside evvelden liyakat vardı. Şimdi ise kimlerin nerelere hak etmedikleri görevlere getirildiklerini biliyoruz.
Halk İNCE’ye CUMHURBAŞKANLIĞI görevini verirse, İNCE’de bu vatanın evladı olarak görevini en iyi şekilde yapabilecek yetenek ve bilgiye sahiptir.
Diğer adaylar da aynıdır. Her biri birbirinden değerlidir.
Sevgili okurlar; daha önceki yazımda da bahsettiğim şu hususa bir kere daha değinmek istiyorum.
Nedeni ise; ülkemiz üzerinde kimlerin neler düşündüğüdür. Halkımızın asıl bu konulara dikkat etmesi gerekmekte ve TAMAM’MI DEVAM MI kararını ona göre vermelidir.
CIA eski Türkiye Şefi, Paul Bernard Henze’nin 2006’da Beyaz Saray’a sunduğu Türkiye Raporunda bakın ne yazıyor:
“Türkiye’nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız. Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis; Meclis’i ikna ettiğimizde ordu; orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor
Eğer Amerika’nın çıkarı Türkiye’de bir federal devlet kurulması ise; mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, Meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir.
Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.
Eğer o bir kişi Amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak Amerika için sorun olmaz.”
Sevgili okurlar yıl 2006. Şimdi ise yıl 2018. Ülkenin 2006 dan bu yana yaşadıkları ortada. Feto hareketi ile ordu yıpratılmış, yargı bağımsız olmaktan çıkmış, bürokrasi çökmüş, Meclis gücünü kaybetmiştir.
Meclis ve Hükümet tek elden idare edilecek Başkanlık rejimine doğru gitmektedir.
Zamanın ABD Başkanlarından Nixon ne demişti 1970 lerde: “Müslüman ülkelerde demokrasi ve laiklik olmasına izin veremeyiz. Eğitim sisteminin ve ülke idaresinin din temelleri üzerine kurulması gerekiyor. Başlarındaki çobanı ele geçirince, ülkeyi biz yönetiriz.
Bu doğrultuda tedbirler almak zorundayız.”
Buyurun emperyalist güçlerin düşünceleri işte bu.
Şimdi 24 Haziran seçimlerinin önemini bir kez daha idrak etmemiz gerekiyor.
Bakın Mustafa Kemal Atatürk 1923 yılında ne söylemiş: “Milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. (1923)
SON SÖZ:
Amerika’nın ve emperyalist güçlerin amacı bellidir. Ülkemizin kurumlarının ve en kıymetli madenlerimizin, topraklarımızın kimlere satıldığı bellidir. Amaç belli.
24 Haziran seçimlerinde Anadolu halkı sağ duyusu ile hareket etmeli. Düşmanlarının istedikleri değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün istediği doğrultuda seçimini yapmalıdır.
TAMAM, BE TAMAM. YETER ARTIK BİZ ESKİ DÜZENE DEVAM ETMEK İSTEMİYORUZ.
KALKINMIŞ, BAĞIMSIZ, HÜR, LAİK VE DEMOKRAT TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE HUZUR, İÇERİSİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ.
11.05.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
TAMAM, BE TAMAM. YETER ARTIK BİZ ESKİ DÜZENE DEVAM ETMEK İSTEMİYORUZ.
KALKINMIŞ, BAĞIMSIZ, HÜR, LAİK VE DEMOKRAT TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE HUZUR, İÇERİSİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ.
11.05.2018
Zekeriya Tümer
Ulusalhaber1881@gmail.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)